Bu Blogda Ara

15 Şub 2014

BİR BAŞKA SEVGİ...


İlk duyduğumda hem şaşırmış, hem duygulanmıştım.Yurt dışında,işlek bir caddede bir trafik kazası oluyor.Kaza sonucu bir kişi ölüyor. Ölen kişinin köpeği günlerce kaza yerinden ayrılmıyor. Aynı noktada sahibini bekliyor... Sanki ödenmesi gereken bir vefa borcunu ödeyecekmiş gibi... Umutsuz bir sevda öyküsü gibi...  Çeşitli hayvanlarda sevginin anlatımında farklı tepkilere rastlıyoruz. Ancak hayvanlarda da bir "sevgi dili" olduğu kesin. 

Hayvanlar dünyası, pek çok yönünü hala bilemediğimiz ilginç bir dünya aslında. Hayvanlarda da sevginin çeşitli anlatım yolları var. Açık denizlerde bir tehlike ile karşılaşan yunuslarda "toplu intihar" olayları çok görülmüş. Engellenmeye çalışılsa da  ölüme topluca gidiyorlar. 
Anlaşamayan insanlar için "kedi-köpek gibi" deriz. Oysa aynı evde, aynı mekanda barış içinde yaşayan ne çok kedi, köpek vardır. 
Birbirlerine çok düşkün insanlar için "kumrular gibi" deriz. Kumrular, güvercinler, martılar toplu haldeyken ötüşleriyle, duruşlarıyla bir "sevgi tablosu" resmederler adeta....


Hayvanlar arasında "toplu savaşlar" yaşanmıyor. Oysa insanların dünyasında savaşlar hiç bitmiyor. Sıcak savaş- soğuk savaş, uzun yıllardır insanı ve çevreyi tahrip ederek sürüp gidiyor. Hayvanlar arasında hiçbir erkek, "aşk uğruna" dişisini öldürmez ya da yaralamaz, namus cinayetleri işlenmez.  Ama aşkını kanıtlamanın türlü yolları vardır. Su kaplumbağaları caretta carettalar ancak temiz sahil bulurlarsa yumurtalarını bırakıyorlar. Seçiciler. Tercihlerini temizlikten, duruluktan yana kullanıyorlar. İlginç değil mi, nükleer santrallerin kurulduğu yerleri kuşlar bile terk ediyorlar. Doğayı kirletenleri affetmiyorlar.

İnsan ya da hayvan, "sevgi" her canlıyı ilgilendiriyor. Hayvanlardaki çıkarsız sevgi bazen insanlara da örnek olacak nitelikte. Evvelki yaz, yaylada sıcak günlerde hayvanlar için bir kaba su koyup bahçeye bırakıyorduk. Bir süre sonra her gün aynı saatlerde güzel bir köpek gelmeye başladı.Suyunu içiyor, biraz dinlenip gidiyordu. Bu durum bir ay boyunca devam etti. Sonra onu göremez olduk. Aradan bir yıl geçti. Bu yaz gene aynı saatlerde, aynı köpek geldi. Adeta selamlaşır gibi sempatik hareketlerle yerde oyunlar yaparak etrafımızda birkaç kez döndü. Suyunu içti ve gitti. Yalnızca bir günlüğüne sanki hal-hatır sormaya, vedalaşmaya, teşekkür borcunu ödemeye gelmişti. Belki de artık bir yuvası vardı. Çünkü bir daha da hiç görünmedi.


Birkaç yıl önce kaybettiğimiz Cankuş adlı bir muhabbet kuşumuz vardı. 10 yaşında 40 kelime kadar söz dağarcığı olmuştu. Biz evdekiler arasında adeta sevgisini adilane dağıtmaya çalışır, sabahları "nasılsın-günaydın", akşamları "iyi akşamlar" diyerek günü bitirirdi. Biraz can sıkıntınız olduğunu hissederse bu deyişler birkaç kez üst üste tekrarlanırdı. Eve konuklar geldiğinde sevdikleri olursa başlarına, ellerine konar, benimsemezse hiç yanaşmazdı. Zorunlu olmadıkça kafesine koymazdık. Sadece geceleri kafeste olurdu. Evin içinde bir neşe kaynağıydı. Sanırım o da aramızda özgür ve mutluydu.

Annemin ölümünden önceki iki ay oldukça zor günler yaşadık. O zaman diliminde Onun odasına hiç girmedi. Sanki rahatsız etmek istemiyordu. Oysa onu ne çok severdi. Annemin ölümünden yarım saat önce, adeta çığlık çığlığa evin içinde dört döndü. Onu hiç böyle görmemiştik, adeta çıldırmış gibiydi. İki aydır girmediği odaya son bir kez girdi, annemin başına kondu ve çıktı. Adeta bu onun son" veda" öpücüğü idi.

Mutluluğun anahtarı sadece pırıltılı hediyelerde, süslü sözcüklerde değil. Sevginin kanıtlanması küçük dokunuşlarla, içten, sessiz anlatımlarla da olabiliyor. Hayvanlar gerçekten bunu iyi biliyor ve uyguluyorlar. Ve sevgi zamanlamasını kendilerine göre inanılmaz bir düzende gerçekleştiriyorlar. Kim bilir belki de biz insanlara bir ders vermek istiyorlar.
Dünya Öykü Gününde hayal etmek istiyorum; Sevgiyi sadece bir güne sıkıştırmak yerine, dünyayı yıllar boyu sevgiyle donatabilmek ne güzel olurdu...



10 yorum:

  1. Gerçekten de hayvanlardan öğreneeğimiz öyle çok şey var ki ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayvanların da yoğun duyguları olduğuna inananlardanım. Ve bunu insanlara da aktarıyorlar. Yaşıyorlar -yaşatıyorlar... Sevgi paylaşılıyor o zaman.
      Sağlıkla-mutlulukla.

      Sil
  2. Umduğumun fevkinde bir blogla karşılaştım. Yüreği güzel kalemi güçlü bir dost tanığım için mutluyum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel düşüncelerinize çok teşekkürler. İnanın karşılıklı bir "duygu alışverişi" bu. Blogunuzu ne yazık, çok geç fark ettim. Bundan önceki yazınız, nefis müziklerle süslenmiş bir "veda" yazısı gibiydi.Çok üzüldüm, "geç bulup çabuk kaybetme" gibi bir duyguya kapıldım adeta.
      İyi ki yeniden yazmaya başlamışsınız. Yorumlardaki deyişler de çevrenize nasıl ışık saçtığınızı kanıtlıyor. Lütfen devam edin.
      Sevgiyle.

      Sil
  3. "Sevgi" ne yazık ki artık bu duygu insanlar için hiç bir şey ifade etmiyor, sanki körelmiş, anlamını yitirmiş yok olmuş bir şey ama hayvanlar doğal, oldukları gibi ve kendileri, asla başkası gibi olmayı düşünmüyorlar. İç güdüleri çok kuvvetli. Depremi önceden hayvanlar hisseder demezler mi? Yazı çok güzel ve ben onların dünyasında çok huzur bulduğum için daha da güzel geldi. Paylaşımın için teşekkürler.
    Benim de bir güzel muhabbet kuşum vardı, sayende onu bol bol andım.
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Duyguların abartılmış halini ben de benimseyemiyorum. Abartılmış, göstermelik duygular zorlamayı, mecburiyeti getiriyor ve içtenlik kayboluyor. Üç hafta öncesinden tüketime davet eden "Sevgililer Günü" gibi...
      Hayvan sevgisinin insana çok iyi geldiğine inanıyorum. Ancak "insana sevgi" ve "umut" da hayatımızdan hiç eksik olmasın diyorum. Dünya sanırım zamanla öylece düzelecek.
      Blogunuzun adı çok anlamlı. Ama yazılarınızla ben sizi "Yaşamın kıyısında" değil, yaşamın merkezinde düşünüyorum. Uzun bir süre ara vermiştiniz. İyi ki döndünüz. Teşekkürler.
      Mersin'den selam-sevgiler.

      Sil
  4. Selam hüznün tadında sizin yorumunuz okuyunca sayfa ziyaretçi ve takipçisi oldum.. Hayvanlar ile ilgili anlattıklarınız özenle okudum.Sevgi emektir.Sevgiyle kalın.

    YanıtlaSil
  5. Teşekkürler. Bloglarla ilgili teknik konularda yeterli donanıma sahip olmayınca ne kadar az blog izlediğimi fark ettim. Sanırım giderek daha iyi bir noktaya ulaşıyorum.
    "Hüznün tadında" da ilgiyle izlediğim, emek harcanmış bir blog. Kutluyorum.
    Selam-sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selam bende rehber öğretmendim emekli oldum.Tesadüfün böylesi.demek ki
      benzer görüşler çekiyor birbirimizi.

      Sil
    2. Ben de çok mutlu oldum. Blog profilinizi aynı düşüncelerle okumuştum. Okumayı, yazmayı çok seviyorum. Ancak her blogda yorum yapamıyorum.
      Sevgiyle...

      Sil