Bu Blogda Ara

20 Haz 2015

BABAMA MEKTUP...



Ne kadar uzun zaman oldu yazışmayalı... Oysa ben oldukça sık yazardım eskiden. Sen de düzenli olarak her hafta yazardın. Haber merkezi gibiydin. Nasıl mutlu olurdum. Cep telefonlarının henüz olmadığı yıllardı. Biz gurbetteki öğrenciler bin bir zorlukla postaneden telefonla konuşmaya çalışırdık. Ailesinden  uzakta bir öğrenci için mektup cankurtaran sayılırdı. Adeta evin kokusu sinmiştir o mektuplara. Hele bir de içi güzel haberlerle doluysa mutluluk ikiye katlanırdı.

Annem işlerinden ötürü çok sık yazamazdı ama yazınca uzun yazardı. İşlek bir el yazısıyla yazılan, buram buram sevgi kokan, hasret yüklü mektuplar... Nasıl sevinirdim. Okurken bazen yanaklarımdan yaşlar süzülürdü. Senin mektupların hep daktilo ile yazılmış olurdu. Kısa ama her şeye yer veren açıklayıcı mektuplar. 
Annem "Canım Yavrum" hitabıyla başlamışsa sen her zaman "Makbule Kızım" diyerek başlardın. Ciddi bir hitap ama bilirdim ki içeriği duygu yüklüydü. Bütün çocuklarına için titrerdi, hepimizi çok severdin. 

O emektar daktilo tık tık sesleriyle sadece mektuplara değil, eve getirilen ne çok dosyaya yardımcı olmuştur.Ona  kızım sahip çıktı. Hatta anıları yaşatmak adına kullandı da. Öylesine iyi bakmışsın ki hala tıkır tıkır işliyor. Çok küçük yaşta anneni kaybetmiş olmanın etkisi mi bilmiyorum, yumuşak, sakin bir mizacın vardı. Çevrendeki insanlara karşı hep nazik ve ölçülüydün. 
Ben senin küfür ettiğini hiç duymadım. Çok kızdıklarına bile kin beslemedin, nefret etmedin.

Babalarla kız çocukları arasında sıkı bir sevgi bağı olduğu söylenir. Kız çocukları için baba bir güven ve güç kaynağı sayılır. Pek çok kız çocuğu babasını sever, ona düşkündür ama ben sana hayrandım baba. Sen kardeşler arasında sevgi paylaşımında hiçbirimizi ayırt etmezdin. Evde olman hepimiz için bir güvence idi. Kendimizi daha rahat hissederdik.  Özellikle kız çocukların babalarına güvenmeleri daha sonraki yıllarda evlilik ilişkilerini de sağlam temellere oturtuyor. 

 Henüz o yıllarda televizyon yoktu. Daha sonra tek kanallı televizyon en büyük lüksümüz olacaktı. Adana'da iki sinema vardı. Sen bizi her Cumartesi ailece önce Asmaaltı Kebapçısına ve sonra Alsaray Sinemasına götürürdün. Seçiciydin, sorardın, filmler izlememize uygun değilse o hafta gitmezdik. Kolay kolay sinirlenmezdin. Belki bizler de sinirlenebileceğin şeyler yapmadık. 
İmkanlar ölçüsünde yenilikleri hep izlemeye çalışırdın. Hayatı kolaylaştıran, güzelleştiren araç gereçler evimize hep alındı ve kullanıldı. 

Babalar mutfağa girerse çocuklar nasıl da mutlu oluyor. Senin mutfağa girdiğin zamanlar iştahımızın tavan yaptığı zamanlardı.Artık ben de ev sucuğu yapıyorum. Ama o lezzette olmuyor. 2 kere çekilmiş dana kıyma içine tuz, karabiber,kimyon, dövülmüş sarımsak katarak iyice yoğururdun. Çok az yağla tavada pişirirdin.  Bizler mutlaka ikinci partiyi isterdik. Onun için mi daha az yapardın bilmiyorum. Artık hiçbir sucukta o lezzeti bulamıyorum. Zaten artık sucuk da yiyemez olduk. 

Her konuda tasarruf çok önem verdiğin bir şeydi. Sofrada kalan yemekler ve ekmekler hiçbir zaman çöpe dökülmezdi. O yıllarda biz bütün çocuklar yerde gördüğümüz ekmeği hemen öpüp kaldırırdık. Ekmek kutsaldı. Ve hepimiz bayat ekmeklerden yapılan ekmek çorbasını(Papara) bayıla bayıla içerdik. Bol soğan, salça, varsa domates ve kızarmış ekmekler katılarak yapılan basit bir çorba sen yapınca bize nasıl da güzel gelirdi.

Bak gene eskisi gibi uzun bir mektup yazdım. Ama inan mektup bitince düşünmeden edemedim; Keşke kısa bile olsa  gene mektuplarını okuma şansım olsaydı. Gene sağlık haberlerinizi alsaydım. Geçmiş zaman kullanıyorum şimdilerde. "Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer" diyoruz artık. İyi ki yaşandı o güzel yıllar... İyi ki annemiz babamızdınız...Sizden çok şey öğrendik.
Aslında günler önemli değil. Ama bugün özellikle anmak istedim.
Bilsen nasıl arıyor, özlüyorum. Saygıyla, özlemle, rahmetle anıyorum.







20 yorum:

  1. Daktilo ile yazılan mektup, ekmeğin kutsallığı ve en önemlisi 'değerler'..
    Geçmişte kalan günlere gittim ben de.
    İçten bir yazı olmuş...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Daktiloda daha çabuk yazdığından sanırım tercih ederdi. Elle yazılan mektuplara kendimizden de bir şeyler katıyoruz sanırım.Değerler birer ikişer yok oluyor.Geçmişin güzel özelliklerini keşke sürdürebilsek. Teşekkür ederim. Sevgiler...

      Sil
  2. Böylesi bir babaya hala mektup yazmanız ne güzel... Bir gün bu güzel satırları okuyacağına eminim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgi dolu bir insandı. Kimseye kini, nefreti olmadı. Teşekkür ederim. İçimden gelerek yazdım.
      Geçmişi hatırlamak insana iyi geliyor.
      Sevgiler...

      Sil
  3. Hüzünle okudum satırlarınızı...
    Onlardan arda kalan içi hiçbir zaman doldurulamayacak olan kocaman bir boşluk. Ve bir de; yaşattıkları anıları yad ederken ince ince başlayıp çoğalan dayanılmaz sızılar...
    Telefon numarasını çaldırdığımda sesini bir daha hiç duyamayacak olmam :((((
    Hiçbir şey eskisi gibi olamayacak artık. Hiç bir şey...

    Cennet bahçeleri mekanları olsun.
    Babanıza saygıyla ve rahmetle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Acınız henüz çok taze. Kabuk bağlamamış derin yaralar gibi. Psikologlar bir acının üstünden en az 6 ay geçtikten sonra hayata uyum sağlayabileceğimizden söz ediyorlar. Başlangıçta anılar da acı veriyor. Her birinin taşıdığı onlarca anlam, onlarca sembol var.
      Bazen çalan her telefona koşmak gelir insanın içinden. Maddi- manevi bazı değerleri gözü gibi korur insan. Ev yerleştirirken ya da boşaltırken çıkan eşyalar... Her biri anıları yeniden tazeler.
      Ama zaman gerçekten en iyi ilaç. O da sizi iyi görmek isterdi mutlaka.
      Sizin gibi güzel uğraşıları olan güçlü, akıllı insanlar çok zaman geçmeden hayatın akışına dönüyorlar.
      Babanızı saygıyla, rahmetle anıyorum. Büyük acınızı paylaşıyorum.

      Sil
  4. Yaşım 27. Çocukken yazdığımız mektupları özlemle hatırlıyorum. Hayata karışalım diye büyümek için can atarken böyle hor kullanılan, aceleci bir çağa düşeceğimizi bilemezdik elbette. Sanırım benim çocukluk günlerim bile olanca sıkıntısı ile bugünlerden daha güzeldi. Ve sanırım hepimizin çocukluk günleri, ailesi ile geçen zamanları bugünlerden daha güzel. Hep söylüyorum hiçbir şeyin düzeldiği yok, aksine her şey günden güne bozulup çirkinleşiyor... Kaleminize, yüreğinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çocukluk insanın en masum, en katıksız ve saf dönemi. Sonra yavaş yavaş hayatın olumsuzluklarıyla karşılaşıyor insan. Bocalıyor, zaman zaman tökezliyor. Maddi değerlerin daha çok önem kazanıp, insani değerlerin yavaş yavaş azaldığını görüyoruz. Tüketim toplumunun özelliği belki de.Her şeyi çok çabuk tüketiyor, kaybediyoruz.
      Gene de çok karamsar olmamak lazım. Her dönemin içinde kendine göre güzellikler, farklılıklar var. Belki gün gelecek bugünleri de arayacağız.
      Teşekkür ederim. Sevgiler...

      Sil
  5. çok duygulandım.. oldukça derin ve anlamlı bir mektup..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eski yıllardan, geçmişten söz ederken ben de duygulanıyorum. Geriye kalan, unutulmayan öyle çok şey var ki. Geçmiş anı yüklü ve hepsi bellekte depolanmış...

      Sil
  6. Ne güzel, ne içten ve ne kadar duygu yüklü bir mektup yazmışsınız babanıza..Anılara geri döndüğümüzde bir an yeniden yaşıyoruz o anıların içinde!. Ne güzel değerler, ne zarif ebeveynler...

    Duygularınızı öylesine güzel aktarmışsınız ki mektubunuza..okurken benim de 'film gibi' gözümde canlandı adeta.. Yüreğinize, kaleminize sağlık Makbule Hanım.

    Değerli babanız ışıklar içinde uyusun.
    Mekanı cennet olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yıllar öncesine küçük bir yolculukla düşündüklerimi içimden geldiği gibi aktarmaya çalıştım.Sevgi ve güven... Bu iki temel duyguyu hiç esirgememişler. Geçmişten bugüne yolculuk çok şeyi yeniden düşündürüyor insana. Toplumda nasıl bir değerler kaybı var."Değişim"in olumsuz yanı bu.

      Güzel yorumunuza, içten dileklerinize çok teşekkür ederim.
      Esenlikler dilerim. Sevgiler.

      Sil
  7. Bizim neslin insanları nasıl birbirine benziyor. Huzurlu güzel bir genç kızlık geçirmişsiniz, ne mutlu size. İnsan yapısı kendine özgü olmakla birlikte; kendinizle barışıklığınızın, insanlara naif yaklaşımınızın, tutarlı çizginizin ve yardım severliğinizin böyle bir aileden yetişmekle daha iyi pekiştiği anlaşılmakta. Ben de yüksek sesle konuşulmayan, aşağı yukarı aynı geleneklerle yetiştim. Öğretmenin şikayeti üzerine kerrat cetveli çalıştıran babamdan ilk ve son olmak üzere bir kere başıma hafif bir fiske yemiştim. Ayrıca, ailemle mektuplaşmalarım o kadar çoktu ki, şimdi yazınızı okuyunca neden saklamadığımı düşündüm.

    Bu anlamlı yazı ile anılarımızı canlandırdığınız için teşekkür ederim. Gönlünüze sağlık.

    Anne ve babanızın ruhu şâd olsun, ışıklar içinde huzurla uyusunlar.
    Esenlikler dileim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuzla her şeyi ne güzel özetlemişsiniz. Okurken çok mutlu oldum. O kuşak özverili, vefalı, saygılı,değerlere önem veren bir kuşaktı. Geçmişe ait bazı şeylerin saklanması anılarımızı tazelemek açısından gerçekten iyi oluyor.Bu belki insan beyni için de bir yenilenme oluyor.

      Güzel değerlendirmeniz için tekrar çok teşekkür ederim.
      Sağlıklı, güzel günler dilerim.

      Sil
  8. Ne kıymetli zamanlarmış babalı-anneli zamanlar. Hiç ayrılmayacağız, hiç bırakıp gitmeyecekler bizi mi sanırdık acaba..? Bilseydik bir gün olmayacaklar yanımızda; her anı, her anıyı sarıp sarmalar saklardık göğsümüzün üstünde herhalde. Ve sen nasıl güzel, ne özlem yüklü bir mektup yazmışsın babana. Yüreğine sağlık. Tüm gidenlerimiz nurlarda uyusunlar.

    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Herhalde sevginin çokça paylaşıldığı,mutluluğun üst düzeyde olduğu, korunaklı güzel yıllar. Çok içimden gelerek başladım. Aslında düşündükçe anılar beyne üşüşüyor.Sayfalarca yazılabilirdi.
      Sevdiklerimize o özlem hiç bitmiyor. Güzel, duygulu yorumuna çok teşekkür ederim.
      Esenlikler dilerim...

      Sil
  9. Son zamanlarda okuduğum en güzel yazılardan birisi. Çok içten yazmışsınız, çok duygulandım.
    Selamlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsan geçmişe uzanıp sevdiği insanlar hakkında içtenlikle duygularını dile getirirken tuşlarda cümleler de akıyor. Güzel yorumuna çok teşekkür ederim Can.
      Esenlikler dilerim...

      Sil
  10. yazilarin duru su gibi nasil da ferahlatiyor . ailecek sevginiz buram buram zarafet dolu. ne mutlu sana harika bir ailede yetişmişsin. Allah kaybettiklerimize rahmet eylesin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Uzun zamandır görülmeyen bir dostu görünce nasıl da mutlu olur insan. Yeniden iyilik ve mutluluk haberlerini almak gibi.
      Güzel düşüncelerine çok teşekkür ederim.

      Sil