Bu Blogda Ara

20 Haz 2016

GENÇ OLMAK...( Pazartesi Nostaljisi )



İnsanlar hayatlarını bir sinema şeridi gibi gözlerinin önünden geçirseler, çocukluktan bu yana hangi anıları siler, hangilerini "iyi ki yaşanmış." diye yeniden kaydederlerdi acaba? Yaşlılar şimdi genç olabilseler, hangi davranışları hata olarak kabul ederlerdi?
Ve gençlere sorulsa; "Nasıl bir yaşlılık hayal ediyorsun?" Düşünebilirler miydi? Düşünmek, hayal etmek bile istemezlerdi belki de... 
"Gençler bilebilse, yaşlılar yapabilseydi" deyişi boşuna söylenmemiş.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2012 sonunda Türkiye nüfusunun yüzde 16.6 sını gençlerin oluşturduğunu açıkladı. 15-24 yaş arasındaki genç nüfusun yüzde 69.6 sı 2011 de mutlu olduğunu dile getirirken, 2012 de bu oran 64,6 ya gerilemiş. 2012 de yüzde 9,4 genç, mutsuz olduğunu dile getirmiş.( 2015'de bu oran düşmüş.)
 Belli bir yaştan sonra anne babaların çocuklarıyla daha iyi iletişim kurması gerekiyor. 
Gençlik çağında tutulan günceler içlerinde ne çok şey barındırır. 
Yetişkinler kendi gençliklerini unutmamışlarsa empati kurmak (kendini onun yerine koymak ) da kolaylaşıyor.

Gençlik, ışıl ışıl aydınlık görüntüsüyle nasıl içini açar insanın. Yaş aldıkça hayatın görüntüsü de, renkleri de değişir. Canlı renkler yerini solgun, pastel renklere bırakır. Gün doğuşu ile gün batımı arasındaki fark gibi neşe yerini hüzne bırakır. Başlangıç ne kadar enerji doluysa, bitiş o kadar durgundur. Yaş aldıkça; davranışlar, duygular, düşünceler değişime uğruyor, hayat ağır çekimde devam ediyor. Adımlar yavaşlıyor, konuşmalar yavaşlıyor, düşünceler yavaşlıyor.

Ünlü şair Firdevsi ne kadar anlamlı söylemiş: "Gençlik ilkbahar gibidir, yaşlılık ise kışa benzer, öyle bir kış ki arkasından bahar gelmez." Gençlikte insan daha kısa yoldan sorunlarını çözmek ister. Sabırsızdır, beklemeye tahammülü yoktur. Öğütlerden hiç hoşlanmaz. Arkadaşça yaklaşımlar sorunları çözmeyi kolaylaştırır. 
Genç kız veya delikanlı ani kararlar alabilir, kısa bir süre sonra vazgeçebilir. Davranışlarında heyecanlı ve telaşlıdır. 

Çocuk olmak, bazı davranışların hoş görülmesini sağlıyor. Genç olmak da bazı konularda dokunulmazlıklar sağlıyor. Örneğin: Anne babaların şöyle konuşmaları duyulabilir; "Ergenlik çatışmaları var, üstüne varmayın." "Sınava hazırlanıyor, rahatsız etmeyin." "Aşık olmuş, o yüzden ne yaptığını bilmiyor." "Hangi okulu, hangi mesleği seçeceğine karar veremedi, kafası çok karışık." Yaşlılıkta ise dokunulmazlık zırhı yaş ve saygı ile donatılmıştır. Yaşından ötürü, saygıdan ötürü kişinin davranışları hoş görülür. 

Gençlikte her şey güzel ve kusursuz mudur? Elbette hayır. Gençlik hatalar, pişmanlıklar dönemidir. İsyankarca davranışlar vardır, sakarlıklar gözlenir. "Her şeyi bilirim, her şeyin üstesinden gelirim"
iddiasında olabilirler. Kimseye akıl danışmaya ihtiyaçları yoktur. Otoriteye, disipline karşı çıkarlar. Müzik en yüksek perdeden dinlenir, zevklerine karışılsın istemez.

Genç kuşak özellikleriyle, becerileriyle mutlaka bir önceki kuşaktan daha ilerde olacaktır. Ancak eksiklerinin olduğu da bir gerçek. Gençler teknolojik gelişmeye çok çabuk ayak uyduruyorlar;
Bilgisayarı, cep telefonlarını, elektronik araçları eskilerden çok daha rahat kullanıyorlar. Ancak her şeye kısa yoldan, çabucak ulaşmak istiyorlar. Bilgisayar ekranından uzaklaşıp, kitaplara dokunmaya ne zamanları, ne tahammülleri var. Düşüncelerini yazıyla ifade etmeyi yeterince bilmiyorlar. Kısaltılmış sözcüklerle oluşturdukları mesajları çözmek, şifre çözmek kadar zor. Her şey en kısa yoldan hallediliyor, uzun yollara geçiş yok.

Şiddete, kabalığa, hoyratlığa haklı olarak tepkililer. Huzursuzlar, çünkü gelecek güvenceleri yok. Okul ve meslek seçimleri çök sağlıklı ve bilinçli olmadığından yanlış kararlar alabiliyor, pişmanlıklar yaşıyorlar. Kendinden emin, öz güvenli, sağlıklı kuşaklar için gençliğin iyi yönlendirilmesi ne kadar önemli. Genç nüfusa değer veren ülkeler, geleceklerini de garantiye alıyorlar...
                                                                        Mayıs 2013








41 yorum:

  1. Yine çok güzel yazmışsınız güzel öğretmenim. Derin derin düşündürdünüz beni. Her yaşın ve her çağın ayrı bir güzelliği var elbette. Bu güzelliğin beraberinde getirdiği sorumluluklar da var, zorluklar da var.
    Keşke dememek için yol alıyoruz ama hayat seçimlerden ibaret , ne kadar dikkat etsek de hani belki keşke değil ama şunu da şöyle yapsaymışım dediğimiz zamanlar oluyor, olabiliyor. Her şey çocuklukta başlıyor. Hata yapa yapa öğreniyoruz hayatı. Tecrübe ediniyoruz. Sadece ben yaşı büyümüş fakat ruhu olgunlaşmamış insanları anlayamıyorum. Belli bir yaşa gelmiş, büyük büyük insanların yaptığı hatalar, körpe bedenlerin taşıdığı ruhlarda derin yaralar açıyor bazen. Olmasaydı iyiydi diyorsunuz ama oluyor işte, maalesef. Güzel öğretmenim, anlamakta güçlük çektiğim o kadar çok şey var ki şu hayatta. Anlayamadığımız ne çok şey var. Yaşımız kaç olursa olsun, daha hayattan öğreneceğimiz çok şey var. Güzel düşünelim, güzel olsun demişler. Hayatla ilgili Erzurumlu İbrahim Hakkının söylediği güzel bir söz var. Derki ''Mevlam görelim neyler, neylerse güzel eyler''. Eyvallah diyorum bu söze.
    Konu olarak çok güzel bir seçim olmuş. Benim içinde böyle hafiften karşılıklı konuşma tadında oldu. Çok teşekkürler.

    Kucak dolusu sevgilerimle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba... Sanki çok uzun bir aradan sonra "Merhaba" diyormuşum gibi geldi sevgili Sade. Her zaman derinlemesine ve güzel düşündüğünü artık biliyorum. Doğru, her yaşın, her çağın ayrı sorumlulukları ve ayrı güzellikleri var. Bunu vurgulamak istemiştim ben de.
      Aynı hatayı bilinçli olarak ikinci kez yapmak, o kişinin olgunlaşmadığını gösteriyor tabii. İncitmek, kırmak, zarar vermek, aşağılamak, küçük görmek benim de bağışlayamadığım davranışlar. Çocukla bile konuşurken, "onun boyuna göre eğilerek konuşun" diyoruz.
      Şimdi bile dağarcığında öyle yararlı ve güzel şeyler var ki sevgili Sade, bundan sonra da hep güzel şeyler öğreneceğine ve öğreteceğine eminim.
      Ben de bir özdeyiş ile yorumu kapatayım: "Gençliği iyiye yönelten. insanlığı iyiye yöneltir." Leibniz.

      Bu güzel yoruma çok teşekkür ediyor, sevgilerimi iletiyorum.

      Sil
  2. Gençlik, ergenlik evet zor bir dönem. Ama aslında gençlik ufak ufak geride kalırken, asıl zorluğun ileriki yaşlar olduğunu görüyorsunuz. Benim bakış açıma göre de, her yeni gelen kuşak, daha rahat, daha teknolojik, daha kolay bir hayata geliyor. Ama farklı nedenlerle kendi hayatlarını zorlaştırıyorlar.
    Emeğinize sağlık.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sonraki yaşlarda sabrımız, dayanma gücümüz, tahammülümüz de artıyor diye düşünüyorum ben.Oysa gençler henüz hazırlıksız yakalanıyorlar. Anne-babadan çok arkadaş grubunun etkisi altındalar. Teknoloji var ama maddi olanaksızlıklardan her
      şeyi alamıyorlar, kullanamıyorlar. Çokça uyum sorunları yaşıyorlar.Güvensiz ve kaygılılar.Özgürlüklerine düşkünler.

      Teşekkür ediyorum. Sevgiler.

      Sil
  3. Gençler umutlarıyla, ihtiyarlar da hatıralarıyla yaşarlar. Umut kaf dağının arkasında da aşılıp ona ulaşılması gerekir. Hatıralar eskiden yerini sararmış fotoğraflara bırakırdı. Yaşlandıkça büyüklerimizin öğükqtleri daha belirginleşiyor ve hayata dair gerçekleri daha iyi idrak edebiliyoruz. Asıl mesele kuşak farklılığını ortadan kaldıracak ve bizi erdemli insanlar haline getirecek bilgi ve sevgi değerlerini paylaşabilmek. Bir olmak ve birlik ruhuyla insanlık idealinde varlığımızı sürdürebilmek.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir noktada biraz farklı düşünülebilir mi? Eskiden "ununu elemiş, eleğini asmış", bir köşeye çekilmiş insanlar çoktu. Ama günümüzde yaşlılar da umutla yaşamaktan yana. Belki gençler de bu konuda etkili oluyorlar.
      Kuşak farklılığı belki azalır da tamamen ortadan kalkması zor herhalde.Bilgi ve sevgi değerlerini paylaşabilsek ne güzel olur. Eskiden milli maçlarda ne güzel birlik sağlanırdı. Ah kavgalar bir bitirilse...
      Teşekkür ederim.

      Sil
  4. "Gençlik ilkbahar gibidir, yaşlılık ise kışa benzer, öyle bir kış ki arkasından bahar gelmez."
    Gelmez gelmesine de her mevsimin güzelliği kendine özel ....
    Hepsini farkında olarak , tadını çıkararak yaşayabilmek ise en güzeli ...
    Büyükler bana öğreten olmadı , kendin öğren deyip eğitici olmuyorlar çoğu zaman ki ; bizzat iş yaşamımda tecrübe ettim . O yüzden hep bilmeyen sıfır çalışma arkadaşları alarak benim bilgim bu sen de kendi bilgilerinle harmanla politikası uygulamadım ... Yaş farkları nedeniyle benim bildiklerim ayrı genç olanın ayrı diye düşünerek ...
    Blog için de amacım paylaşma oldu ...
    Paylaştıkça güzelleştiğine inandım ...
    Ne güzeldir geçmiş ile gençliğin kaynaşması ve geleceği oluşturması ...
    Sevgiyle kalın

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Firdevsi'nin bu sözünü özellikle aldım. Aslında kışları da bahar gibi yaşamak mümkün. Yaşama sevinci ile pek çok şey çözümlenebilir.
      Hayat boyu eğitici olabilmek, rehber olabilmek ne kadar önemli. Zor anlarda yardımcı olanı insanlar kolay kolay unutmuyorlar.Düşüncenize aynen katılıyorum. Paylaştıkça büyür insan; Bilgi olarak, düşünce olarak olgunlaşır, becerileri, yetenekleri gelişir.
      Yorumunuza teşekkür ederim.
      Sevgiler...

      Sil
  5. bizim ülkede insanlar umutsuz. okul bitince iş yok, iş olsa da para az. mezunlar hep evde ve bütün gün net başında. yazık bizim ülke insanına yaaa.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Genç nüfusumuz çok fazla. Üniversitede okurken veya mezuniyet sonrası "fark yaratmak" lazım Deeptone. Örneğin bir yabancı dil öğrenmek, işle ilgili bir uygulama yapmak, bir sosyal projede görev almak gibi...

      Sil
  6. gençlik ışıl ışıl ve heyecanlı ancak onların bu enerjisinden rahatsız olan hatırı sayılır bi grup var.herkes sevgiyle bakamıyor gençlerin coşkusuna.yoksa ne diye uzaklaşsınlar yaşca büyüklerinden?
    çok güzel yazmışsın Makbule,hem ardımı,hem günümü,hem geleceğimi gördüm sanki:)))
    bu arada kitabından yeni haberdar olmamı esefle kınadım.en kısa zamanda kitapçıma sipariş veriyorum.
    çok sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok doğru, gençleri yanlış anlayanlar, coşkularını, enerjilerini yanlış değerlendirenler var.Ülke yönetiminde söz sahibi olabilmeleri için seçme-seçilme yaşını küçültüyoruz ama söz almalarına izin vermiyoruz.
      İnsanı motive eden öyle güzel bir yorum ki, beni de düşündürdün, duygulandırdın.
      Kitap Alzheimer Derneği yararına satıldığı için kitapçılarda bitmiş olabilir O zaman Mersin Alzheimer Derneği'nden sağlayabiliriz.
      Çok teşekkür ediyorum.
      Selam-sevgiler...

      Sil
  7. Gençlik hata yapma dönemi, hata yapma yaşımız galiba:( yaşlanınca tüm o hataların farkına varıyoruz bu sefer de çok geç oluyor:( nüfusumuzun bu kadar genç olmasının avantajı olduğu kadar dezavantajı da var, çünkü kolay yönlendirilen, kolay kandırılan bir çağ gençlik, akp neden bu kadar oy alıyor kimi gençlerden? Onları kolayca kandırıyor çünkü yaşlanmadıklarından kimi soruları soramıyor, kimi gerçekleri göremiyorlar:( kalemine sağlık Makbule'ciğim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısın, belki istemeden hata yapma dönemi. İsyankarlık çağı, bağımsız ve özgür olma çabalarıyla geçen yıllar. Kendini kanıtlama yılları.
      Ah, o güzelim yıllar bazen nasıl harcanıyor. Yanlış yönlendirmelerle, yanlış arkadaş gruplarıyla hiç istenmeyen davranışlarda bulunabiliyor.Sert tepki gösterilirse daha acımasız olabiliyor.
      Kişiliğine değer verilirse, birey olarak kabul edilirse, toplum için de, kendisi için de çok güzel çalışmalara imza atabiliyor.
      Çok teşekkürler Müjde. Güzel yorumuna cevabı epey uzatmışım.
      Sevgiler...

      Sil
  8. Gençlerin mutsuz olması,bizim ülkemizdeki anne-babaların genelde arızalı kuşak olması bence.
    Bahsettiğiniz gibi,ergendir dokunma,ben yapmadım o yapsın;
    Olumlu-olumsuz kendi yapamadıklarını,gençlere,empoze ediyorlar.
    Yaşlıdır,ayıptır,acizdir.EEE yorgun düştü herkes.
    Birde bizim kültürde, (El ne der? ) var ki. İnanılır gibi,değil
    Benim inandığım değerleri söylemem gerekirse :
    Hiç bir zaman ( el ne der )ilgilenmedim.
    Evrensel olan,sağlıklı,ahlak kuralları,etik değerleri ilke edinip üzerinden,mesleğimi yaptım.
    Çocuklarımı öyle yetiştirdim.Hatta biraz,modern muhafazakar olduğum söylenir ne demekse o.
    Yaşlılarıma sorumlu olduklarım diye bakıyor,
    akrabalarıma, çekirdek ailemden zaman kalırsa ki çok az kalıyor Ancak,o zaman zaman ayırıyorum.
    Sonuç gayet iyi,şimdilik çok şükür.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bazen belki iyi niyetle,bazen istemeden büyük yanlışlar yapabiliyorlar anne babalar. Bazen de çelişkilere düşebiliyorlar. Gencin kişiliğine göre değil, kendi doğrularına göre düşünüyorlar. Yaşlanmak, yaş almak da zor tabii. Değerler çatışıyor. İki kuşağın yaşadığı dönemler farklı.Alışkanlıklar, kültür, imkanlar farklı.

      Yaşayarak, sınayarak, sonuçları değerlendirerek, evrensel değerleri de gözardı etmeden doğrularınızı belirlemişsiniz.
      Sonuç iyiyse ne güzel.
      Sevgiler...

      Sil
  9. gençliğin enerjisini doğru bir şekilde kullanmak gerekiyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne kadar önemli değil mi? Olumlu yönlendirilirse, iyi kanalize edilirlerse çok güzel işler başarıyorlar. Tersi bir durumda ise gücünü en kötü biçimde kullanabiliyor. Çevremiz bu tür olumlu-olumsuz örneklerle dolu.
      Sevgiler...

      Sil
  10. Gelip okuyabildim çok şükür sizin güzel yazılarınız. Şu günceleri hatırlattığınız ne iyi olmuş. Ortaokulda hatıra defterlerimiz vardı bizim Ünye'de. Öğretmenlere yazdırırdık yıl sonunda. Bir de bizim gibi babalarının görevi gereği orada olup da görev süresi bitince ayrılacak olanlar en sevdikleri arkadaşlarına bir şeyler yazdırırlardı. O zaman nasıl anlamlıydı. Şimdi gülümseten bir çocukluk içtenliği :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoş geldiniz. Doğrusu ben de artık iade-i ziyaret bekliyordum.
      Sevindim.
      Ben de hatırlıyorum, çok arkadaşımın defterine anı veya şiir yazmışımdır.Onlar da benim defterime yazmışlardır.
      Daha sonraki yıllarda öğrencilerimin defterlerine yazdım. Önemsediklerini bildiğim için kısa da yazmazdım. O içtenlik ve temiz duygular güzeldi.
      Sevgiyle...

      Sil
    2. Çok isterim Makbule Hanım. Neden olmasın <3

      Sil
    3. Bu cevap daha aşağıdaki yorumun cevabı olacaktı, yanlış yerleştirilmiş. Sevgiler.

      Sil
  11. Sevgili öğretmenim ,
    Gençlik ve yaşlılık ikisi bir arada olunca aklıma hep aynı benzetme gelir : Bir arabaya biniyoruz aslında ( hayat arabası ). İlk başlarda herşey çok acemice çünkü her şeyi yeni yeni öğreniyor insan ( bebeklik ) daha sonra yavaş yavaş acemilikten kurtulup artık güzel bir şekilde arabayı kullanmaya başlıyoruz ama hala üstümüzde bir acemilik kokusu da var ( çocukluk ) sonra bakıyoruz ki iyice sürebiliyoruz , sorunsuz bir şekilde sürüşümüz , direksiyonu tutmaktan oturuş şeklimize kadar bir hava varmış gibi ( ergenlik başlıyor). En iyi sürüşü biz yapıp en iyi arabaya (en iyi hayata ) biz sahipmişiz gibi bir düşünceler falan. Arabayı hızlı kullanmalar , gaz pedalına daha çok basıp fren pedalını nerdeyse hiç kullanmamalar falan( gençlik hızla akıyor ). Bir zaman sonra herşey değişebiliyor , yanınızdaki kişiler , görülen manzaralar.Arabayı kullanma tarzınız bile değişiyor. Artık daha çok frene basmaya başlıyorsunuz ( yaşlılık ) ve yanınızdakilerle daha kaliteli zaman geçirmeye başlıyorsunuz. Anlıyorsunuz ki aslında dışarıda ne kadar güzel manzaralar varmış ve yavaş sürmenin de ayrı bir keyfi varmış.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel bir örnek sevgili Çağrı. Önceleri yavaş ve yardım isteyen bir sürücü, gençlikte aşırı güven, yaş aldıkça daha dikkatli, daha temkinli bir sürücü.Hayat doya doya yaşanıyor o yıllarda.Eğitimli sürücüler için çok haklısın. Ancak bir de yol, hava vb. durumları hiç dikkate almadan, yarış pistinde gibi araba kullananlar var.Hayat karşımıza çok farklı insanlar çıkarıyor.Ah, çevremizi gözlemenin de keyfine bir varabilsek.
      Selam-sevgiler...

      Sil
  12. Her konuda her yenilik insanlık adına bazı değerleri de alıyor sanırım gençliğin önü net değil önümüzdeki yıllar içinde işsizlik oranları her işi robotlar yapacağı için artacak deniliyor ziraat nerede ise bitti nasıl bir döngü elindekiler yok oluyor tekrar var etmek için teşvik etmeye çalışıyorsun alternatifler sunulmaz ise çok zor gençlerimiz için her işin en iyisi olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gençlerin ne kadar bilinçli yönlendirilmeleri gerekiyor.
      Gelecekte meslek seçimi daha da zorlaşacak. Mesleğine farklı eklemeler yapanlar daha kazançlı olacak.
      Sevgiler.

      Sil
  13. Babam gençliğinin değerini bil kızım derdi. Çok haklıymış ..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yılların içinde günleri ama özellikle anları iyi değerlendirmek lazım. Gençlik daha çabuk ve kolay harcanabiliyor galiba.
      Sevgiler.

      Sil
  14. Bu güzel yazının üzerine "Orson Welles'den I know what it is to be young" şarkıyı dinlemek istedim şimdi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Birlikte dinlemek de ne güzel olurdu.
      Teşekkür ederim.
      Sevgiler.

      Sil
  15. Gençlik güzel olduğu kadar sorumlulukları çok fazla her yaşın olduğu gibi.
    İlkbaharın kıymetinin bilmek gibi biraz da ..
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sorumluluğunu bilene her yaşta sorumluluk var zaten sevgili Elsa. Yaşama değer verenler onun güzelliklerini de en güzel biçimde yaşıyorlar.
      Sevgiyle...

      Sil
    2. Sevgili Elsa, "paylaşımlarınızı özledim" yazmıştım bugün de. Çok teşekkür ederim. İnan ben de yazmayı özledim.
      Yayladayız, bu yıl evde internet yok. Tabletle yazıyorum. Yanlış yazımlara üzülüyorum.
      Sınama-yanılma dönemindeyim.
      Pardon söylemeyi unuttum, o kısacık güzel yorumun yayınlanmadan birden silindi. O yüzden yazdım.
      Sevgiler...

      Sil
    3. İnceliğiniz için teşekkür ederim ve paylaşımınızı görünce çok sevindim..
      Yaylada olmak ne güzeldir şimdi bizlerin yerine de temiz havadan solursanız minnettar oluruz kocaman sevgilerimle :)

      Sil
    4. Yazmak bana da iyi geliyor gerçekten. Asıl ben teşekkür ederim.
      Yaylada olmak güzel ama epey yorucu. Doğa insana bütün güzelliklerini sunuyor. Keşke uzaklar yakın olsa.
      Sevgiler.

      Sil
  16. Genelde yazdıklarınıza katılmakla birlikte her yaşın kendine özgü güzellikleri olduğunu düşünmekteyim. Yaşlı insanların, ki ben de o kategoriye girmekteyim, yaşama karşı daha toleranslı olduklarını ve her şeyi yokuşa vurmadan yavaş hareketlerle tadını çıkarttıklarını sanıyorum. Mesela ben Eylül ve Sonbaharı diğerlerinden daha çok severim. Tabii ki yapı meselesi de önemli... Ayrıca sanal ortamda yerleri dar gelenlerin başkalarına odaklanarak acımasızca eleştirdiklerini veya kıskandıkları gerçeğini görmekteyim. Oysa yaşa başa bakmaksızın yapıcı olmak çok zor olmasa gerek. Düşündürüp yazdırdınız, teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuzu iki kez okudum. Umarım yanlış değerlendirmiyorum. Tabii ki her yaşın kendine özgü olumlu ve olumsuz yanları var. Önemli olan o güzellikleri bilinçli yaşamak, çevresine yaşatmak.
      Ben de hayatın sonbaharını güzelleştirmeye çalışanlardanım. "Düşündürür yazdırmak..." siz zaten mantıklı düşünmekten hiç vazgeçmeyenlerdensiniz.
      Yorumunuza teşekkürler.
      Esenlikler dilerim.

      Sil
    2. Kesinlikle yanlış değerlendirmediniz. Sizin de yılların birikmiş bilinçli ve pozitif düşünceyle birçoklarına, özellikle gençlere örnek olduğunuzu biliyorum.
      Size ve ailenize güzel bir hafta sonu dilerim.

      Sil
    3. Tekrar açıklama yapmamıza teşekkür ederim. Sevindim.
      Ama belli, üzüldüğünüz bir şeyler olmuş. Umarım önemli değildir.
      Size ve ailenize eşim ve ben selamlarımızı ilerliyoruz.

      Sil
  17. Gençlik dönemi enerji ve zaman çok ama para yok :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Enerji ve zamanını bilinçsizce kullanırsa da ilerde çok sıkıntı çekebilir değil mi sevgili Naz?
      Belki ilk yıllarda yeterli parası olmayacaktır ama giderek kazanmayı, harcamayı da öğrenecektir.
      Sevgiler..

      Sil