Bu Blogda Ara

11 Eki 2021

BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ...(Bir mim: Küçükken etkilendiğimiz masal ve öyküler)DÜNYA KIZ ÇOCUKLARI GÜNÜ



Bazen düşünürüm, neden "Bir varmış bir yokmuş" diye başlar masallar? Anlatılanların gerçek olmadığını vurgulamak için mi? Oysa çocukluk çağında tüm masallarda bir gerçek payı bulur çocuklar. Öyle olmasa anlatılanlarla dinlediklerinden öylesine keyif alırlar mıydı.

Hangi çocuk masalı sevmez ki? Gerçekle hayal dünyası arasındaki o ince çizgiyi aşıp düşler alemine adım atmak... Sihirli bir dünya güçlü kılar insanı, gücüne güç katar, imkansızı mümkün kılar. 

Düşündükçe çocukluktaki mutluluk kaynaklarımız masal ve öyküleri nasıl da hatırlıyor insan... 4-12 yaşlar arasında çocuklar masallara daha düşkün oluyorlar.
Sevdiğim, etkilendiğim ne çok masal vardı. Şimdi düşünüyorum da hepsi bir iz bırakmış: Pinokyo, kibritçi kız, iki inatçı keçi, kül kedisi... 

Pinokyonun yalan söyleyince uzayan burnu, adeta benim de burnumu kaşındırır, hiç yalan söylememeye
 özen gösterirdim. Kibritçi kızın soğuktan morarmış ellerini hatırladıkça ellerimin uyuştuğunu çok iyi bilirim.
La Fontaine Hikayelerini hem evde dinledim, hem ilkokulda kitaplardan okuduk.

Tavşanla kaplumbağanın öyküsünde ben her zaman kaplumbağadan yana oldum.  İki inatçı keçinin neden o kadar inatçı olduklarını bir türlü anlayamadım. 
İnsanlara uyrlandığında ne çok ders çıkarılabilir. Kül kedisi gibi öykülerin çocuklara anlatılmasından yana değilim. İnsanlar öylesine kötü olabilir mi, birbirlerine eziyet edebilir mi diye ne çok düşünmüşümdür. Herhalde o zamanki ben gibi bugün de o hikayeye ağlayan çocuklar vardır.

Çocuklar gerçek kahramanlık öykülerinden çok hoşlanıyorlar. Ben de bir zamanlar Çakırcalı Efe'yi çok severek okumuştum. Sonraki yıllarda çocuklarımızı da gözleme şansım oldu. Eşimin anlattığı öyküleri çok büyük merak ve heyecanla dinlerlerdi.Eşim eğitim Müfettişi olarak okullara giderken o yıllarda köy yollarında daracık köprülerden at sırtında geçmiş, ıssız vadilerde yılanlarla karşılaşmış. " Baba ne olur o yılan hikayesini bir daha anlat" deyişlerini unutamam.

Doğan Kardeş Dergisine bayılırdım. İçeriğiyle öyle zengindi ki çocuklarda tatlı bir tiryakilik  yapardı.Dört gözle çıkacağı günü beklerdik.
Çocukluğumun en sevdiğim kahramanlarından biri de bir gazetede çizgi roman halinde yayınlanan Hoş Memo idi. Dünyada da çok tutulan bir çizgi roman olduğu söylenirdi. Annesi Boncuk anne, eşi Gül pembe, çocukları Merdefe'nin yaşantılarından öyküler. Bayılırdım... 

Hoş Memo'nun maceralarını önce dinledim, sonra okudum. Büyüdükçe , çok yararlı bilgiler de sunduğunun farkına vardım. Hoş Memo yararlı bir bitki olan pancarı çok severdi., eşine toz kondurmazdı, komşularıyla çok iyi geçinirdi. Daha sonraları babam gazeteden kestiği odizi  hikayeleri ciltletmişti. Bu günlere kadar  dayandı o. ciltler. Sevgili Hoş Memo kuşaktan kuşağa el değiştirdi, okundu...

Son çocukluk dönemimde Aziz Nesin öykülerini çok severek okudum. "Şimdiki çocuklar harika", " Hayvan deyip geçme" defalarca okuduğum kitaplardı.
Ergenliğe geçmeden okuduğum Küçük Kadınlar'ın  hayatımda kalıcı izleri oldu. Hepsi farkı karakterde ama çok iyi anlaşan kızkardeşlerin öyküsü. Okumaktan çok büyük keyif aldığım, defalarca okuduğum bir kitaptı.
En büyük kardeş Meg'in yerine koyardım kendimi. Küçük ayrılıklar, büyük benzerliklerle hepimiz o kitaptaki bir karakterdik bence...

İlkokulda sınıf kitaplıkları ne güzeldi. Eğitsel kollar iyi çalışırdı. Hep kitaplık koluna seçilmek isterdim. Okumak için özellikle kalın kitapları seçerdim, çabuk bitmesin isterdim. 
Çocuklar var olduğu sürece masallar ve öyküler de gelişerek devam edecek. Kuşaktan kuşağa aktarılarak dersler çıkarılacak. "Masal bu ya" deriz çoğu zaman. Oysa masallarda ne çok dünya gerçeği gizlidir.
Masallar, öyküler daha yıllar boyu yetişkinlere çocuklarının eğitiminde yardımcı olurken ,çocukların da hayal dünyalarına uzun, gizemli yolculuklar sağlayacak.

Temmuz 2016

Not: Mim'lere çok alışık değilim."Ayna Hikayesi" bloğundan sevgili Aytül Örcün' ün teklifiyle yıllar öncesine bir yolculuk yaptım. " Çocukluğumda etkilendiğim masal ve öyküleri " düşündüm, yazdım. "İçimdeki çocuk" da böylece çok mutlu oldu.
Teşekkürler Aytül Örcün,  Didemika.

52 yorum:

  1. Çocukluğumuzda severek okuduğumuz masal kitapları tilki leylek hikayesinden sizin bahsettiğiniz pinokyo , Ayşegül serisi ve diğer kitapları okumayan yoktur herhalde . Ben halen Ece'nin aldığı hikaye kitapları okumaya bayılırım ne iyi yaptınız bu konuyu ele almakla çocukluğumuza gittik.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayşegül serisinden ben pek hoşlanmamıştım O yüzden onu yazmadım. Biraz yapmacık gelirdi Ayşegül bana.
      Gerçeğe yakın öyküleri daha çok severdim. Çocukluğa yeniden bir bakış iyi oluyor gerçekten.
      Sevgiler.

      Sil
  2. Ne güzel bir yazı.. Sevgili Aytül Örcün sayesinde güzel anılara yolculuk yaptık. Sizinde güzel anlatımınızla ayrı bir anlam kazandı.. Sevgiler,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çocuklarla ilgili her şey mutluluk veriyor.
      Mimlere yabancıyım, Ama çocuklukta benimsediğimiz şeyler kolay unutulmuyor.
      Teşekkür ederim.
      Sevgiler...

      Sil
  3. Zevkle okurken çocukluk kitaplarımın arasında da dolaştım. İlkokul birde okuduğum Kibritçi Kız beni öyle etkilemiş, üzmüştü ki hala evde tomarla kibrit bulunsun isterim. Senelerce de kabanımın cebinde kibrit vardı kışları; gerçi o zaman sık sık sokak lambasına kadar elektrik söndüğü içindi; ama kibrit hep orada burada olsun isterim. Sigara yakılmaması koşulu ile :)))) Çok sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Geçmişe dönüp karşılıklı iletişim kurmayı ben de çok seviyorum. Çocuklar ćok basit şeylerle tasarladıkları gibi çok basit şeylerle de mutlu oluyorlar.
      Selam-sevgiler...

      Sil
  4. Çok keyifli bir mim, umarım içinizdekş çocukla sık sık yolculuk yapasınız.
    Masallar bilir misiniz çocuklar için değil büyükler için anlatılırmış ilk zamanlar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu yolculuklar benim de hoşuma gidiyor. Özellikle iyi şeyler vurgulayan masallar nasıl da güzel gelir insana.
      Sevgiler...

      Sil
  5. Ah evet o kitaplık kolu nasıl cazipti. Nasıl sahip çıkardık sınıf kütüphanesine.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kitaplar korunmak için kâğıtlarla kaplanır, etiketlenirdi. Bazen kitabı armağan edenin adı da yazılı olurdu.
      Sevgiler...

      Sil
  6. Çok güzeldi okumak iyi geldi..
    Teşekkürler paylaşımınız için..
    Sevgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler sevgili Elsa. Bir zaman tünelinden geçerek yeniden çocuk olmak doğrusu bana da iyi geldi.
      Sevgiler...

      Sil
  7. Ne güzel anlatmışsınız. Zevkle okudum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Masallar, öyküler insana oldum olası mutluluk veriyor. Sanırım en güzeli çocukluğa dönüş.

      Sil
  8. Çocukluğuma şöyle bir yolculuk yaptım güzel anlatımınızla. İtiraf etmeliyim, çocukken kitaplara pek düşkün değildim. Görseller daha çok ilgimi çekerdi nedense. Susam sokağı gibi programları izlerdim mesela. Fakat severek okuduğum kitaplarda yok değildi. Ayşegül serisini çok severdim. Cin Ali kitaplarını da öyle :) Ezop masallarını okurdum mesela. Birde zamanının Türkiye gazetesinde yayınlanan Çekirge Çetin diye bir çocuk dizisi vardı. Onu da takip ederdim. Masallar her çocuk için güzeldir ve faydalıdır diye düşünüyorum. Hayal dünyasını genişletir. Bir varmış, bir yokmuş diye başlamasının kendimce açıklaması şu sanırım. Biraz gerçek, biraz hayal. Fakat gerçek olmasaydı hayal edemezdik öyle değil mi. O halde masalların bir çoğu gerçek olmasa da en azından gerçeğe yakın diyorum kendimce.
    Her yazınız gibi bu yazınızda çok keyifliydi güzel öğretmenim. Şu an içtiğim çayın yanında çocukluğumda yediğim kurabiyelerin tadını verdi adeta. Çok teşekkürler.

    Sevgi ve selam ile.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Geçmişe yolculuklar insanı mutlu ediyor sanırım sevgili Sade. Yeniden doğallığa, katıksız halimize dönmek gibi.
      Haklısınız, kimi insanda görsellik daha ağır basıyor.
      Yorumların her zaman yazımı tamamlayıcı nitelikte oluyor.
      Hayal etmek herkesi rahatlatan bir şey.
      Çocukluktaki kurabiyelerin tadına doyulmaz. Ağzının tadı hiç bozulmasın.
      Güzel günlere...

      Sil
    2. Bu arada görsellik demişken söylemeden olmaz. Fotoğraflarınız ne kadar güzel. Gelincikleri, bahçeyi, duvardaki renkli süsü sizin gözünüzden görmek ne güzel.
      Hep birlikte güzel günlere inşallah. Güzellikler sizinle olsun güzel öğretmenim...

      Sil
    3. Fark etmek de ne güzel. Yaylada gelincikler hala bitmemiş. Hatmiler ve gelincikler öyle güzel ki. Doğayı çok seviyorum. Bir gün buraları anlatacağım.
      Her şey dilediğince olsun sevgili Sade.
      Yaylanın çam kokularından gönderebilmek ne güzel olurdu.

      Sil
    4. ❤️❤️

      Sevgi ve selam ile güzel öğretmenim.

      Sil
  9. ayy ben de büyüklerimden eski hayatları dinlemeyi çok severim. kendi başlarından geçenleri dinlemeyii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçek öyküleri ben de seviyorum. Sanırım masalların temeli de gerçek öykülere dayanıyor.
      Selamlar.

      Sil
  10. Güzel bir yolculuktu teşekkür ederim.
    Gelincik tarlasını,kapınının önündeki özgün süsü,eve girerken
    yürüdüğünüz çicekli yolunuzun kapısı her güzelliğie açık olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu uzun yolculukta bana eşlik ettiğiniz için asıl ben teşekkür ederim. "Farkındalık" ne güzel. O süsü ben de çok severim. Bir arkadaşımızın hediyesi. Bahçe yolu kapısı, yaylada alttaki taş evn kapısı.
      Bu güzel dileğinize aynı içtenlikle sesleniyorum.
      Sevgiyle...

      Sil
  11. yolculuğuna biz de katılmış olduk.
    ne güzel.
    "imkansızı mümkün kılan" nice masallarımız olsun.
    (fotodaki duvar süsünün sadeliğine, güzelliğine, doğallığına bayıldım)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dostlarla böyle yolculuklara çıkmak beni de mutlu ediyor.
      Güzel hayallerin gerçek olduğu masallar olsa ne güzel olur.
      Aslında sadelikten, doğallıktan yanayım hep. Hediye gelen o süs, nice pahalı hediyeden daha değerli benim için de.
      Sevgiler...

      Sil
    2. Dostlarla böyle yolculuklara çıkmak beni de mutlu ediyor.
      Güzel hayallerin gerçek olduğu masallar olsa ne güzel olur.
      Aslında sadelikten, doğallıktan yanayım hep. Hediye gelen o süs, nice pahalı hediyeden daha değerli benim için de.
      Sevgiler...

      Sil
  12. Ne güzel kaleme almışsın... Ben en çok içinde dev olan masalları severdim her nedense... Kalemine sağlık... Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Uzun bir aradan sonra merhaba. Dev bir güç simgesi. Acaba daha güçlü olma arzusu mu, güce hayranlık mı... Pek çok ihtimal düşünülebilir. Asıl o günün koşullarında değerlendirmek lazım.
      Çok teşekkürler. Sevgiler...

      Sil
  13. Çok teşekkürler Makbule Hanım, güzel kalbinize, kaleminize sağlık.Böylesi zor ve tarihi bir güne denk düştü güzel yazınızı okumak.
    Hayal gücü ve masallar kimi insanlar tarafından küçümsense de hayatın asıl gerçekleri.Zira herkes Külkedisi'ndeki kötü karakterlere bürünmeye bunca hevesliyken,Sizin gibi "insanlar bu kadar kötü olabilir mi" diyebilenler, duyarlılığı, sevgisi, bilinciyle ayakta duranlar var neyse ki.
    Çocuk 'siz'i görebildim yazınızda tüm masumiyetiyle.Kocaman yüreğinize, kocaman sevgilerimle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zaman zaman geçmişe dönmeyi, kendimize yeniden bir ayna tutmayı, yeni bir değerlendirme yapmayı seviyorum.
      Bu doldurduğum ikinci mim. Vesile oldunuz, çok teşekkür ederim. Yazmakla ben de mutlu oldum.
      Ah keşke masallardaki gibi iyiler kötüleri yense, ya da engelleyebilse. "Mutlu son" hep çok uzağımızda olmasa.
      Dostça-sevgiyle...

      Sil
  14. Ah Doğan Kardeş dergisi ne çok severdim.
    Kül Kedisi ve Hansel ile Gratel masallarını benim oğlum da sevemedi nedense. Çikolatadan ev, çocukların ormanda terk edilmesi bir de cadinin Hansel'i yeme çabaları çok saçma gelmişti ona . Ama yine de masallar iyi ki var ...

    YanıtlaSil
  15. Doğan Kardeş'i sanki çok bilen yok gibi geliyordu bana, üzülüyordum.
    Ortak paydalarda buluşmak ne güzel. Masallar çocuklara iyi şeyler hayal ettirmeli diye düşünenlerdenim.Olumsuz fikirler korkutuyor, ürkütüyor, kin ve nefreti pekiştiriyor.
    Evet, masallar iyi ki var. İyi ki hayallerimizi süslüyorlar.
    Sevgiyle...

    YanıtlaSil
  16. geçerken merhabaaa diyoruuum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Upuzun soluklu bir merhaba. Yazmaya uzun bir ara verdim.
      Yazmaktan çok okudum bu ara.Tabletle yazmanın da zorlukları var. Yazım yanlışları oluyor, atlamalar oluyor, üzülüyorum.

      Sil
  17. ne güzel bir yazıydı
    yüreğine sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim.Konu güzeldi, yazarken ben de mutlu oldum.
      Sevgiyle-dostça...

      Sil
  18. Biz masal severdik. Şimdi oğluma masal okumaya yeltendiğimde, karşılığında telefonu alıp oyun oynamak ya da çizgi film izlemek istiyor. Çok üzülüyorum.

    YanıtlaSil
  19. Kuşaklar arası fark tabii ki oluyor. Ama inanın küçük yaştan itibaren kitapla tanışan, dokunan,dinleyen çocuklarda gene kitaba bir bağlılık oluyor. Çevresindeki arkadaşları hep farklı oyunlar oynuyorlarsa ona da zaman ayırsın ama cazip bir kitap köşesi de olsun.
    Sevgiyle...

    YanıtlaSil
  20. Kuşaklar arası fark tabii ki oluyor. Ama inanın küçük yaştan itibaren kitapla tanışan, dokunan,dinleyen çocuklarda gene kitaba bir bağlılık oluyor. Çevresindeki arkadaşları hep farklı oyunlar oynuyorlarsa ona da zaman ayırsın ama cazip bir kitap köşesi de olsun.
    Sevgiyle...

    YanıtlaSil
  21. okuduklarımız bir kenara biz bir de hikaye anlatma oyunu oynardık uydurur dururduk dayımla teyzemle annemle kardeşler kuzenler özellikle eskiden geceleri elektrik çok kesildiği için yapacak bir şey olmayınca başlardık masal ve korku hikayesi anlatmaya güzel günlerdi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel oyunlar vardı :Sessiz sinema, Dağ, nehir şehir. Hepsi yaratıcılığı destekleyen oyunlardı. Masal tamamlama da oynanırdı.
      Katkınıza teşekkürler.
      Sevgiyle.

      Sil
  22. Merhabalar Sayın Hocam.
    Eski bir paylaşımı nasıl bir yöntem uygulayarak yeniden yayına aldınız bilmiyorum ama, acaba okuyucu listesine ve takipçilerin blog listesine düşmemesinin sebebi bu mudur?

    Eski bir yayını yeniden yayına almak için, mutlaka yeni yayın linkine tıklayarak yeni bir yayın sayfası açılmalı ve eski yayının içeriğini kopyalayıp kaydedilmeli. Şimdi sizin bu yenilediğiniz paylaşıma baktım, yorumlarıyla birlikte gelmiş. Belki de bu yüzden okuyucu listelerine düşmedi. Yazınızı tekrar inceleyeceğim. Bu konuyu da irdelemek istiyorum. Eski bir yazı yeniden yayına nasıl alınmalı bir örnek çalışma yapacağım ve izleyeceğim, aksaklıkları tespit edip, eski bir yayının yeniden yayına alınması esnasında yapılması gereken müdahaleyi gözden geçireceğim.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar Recep Bey,
      Hiç uğraşmasaydınız, yorulmasaydınız keşke. Bu araştırmacı kişiliğiniz gerçekten takdire değer. Mutlaka araştırıp nedenini, aslını öğrenmek istiyorsunuz.
      Ben kopyalayarak almıyorum. Yayınlarda seçmek istediğim yayını işaretliyorum. Onu açınca taslağa döndür'ü işaretliyorum. Gereken düzeltmeleri yapıyorum. Sonra yayınla'ya basıyorum.
      Teşekkürlerimle.

      Sil
  23. Merhabalar Sayın Öğretmenim.
    Sizin eski bir yayını yeniden yayına almanız esnasında okuma listesine düşmeyen yayınızla ilgili bir deneme de ben yapmak istedim ve eski bir yazımı yeniden yayına aldım. Ve kontrol ettim. Hem okuma listesine, hem de beni takip eden arakadaşlarımın bloglarım takip eklentisine düştüğünü gördüm.

    Eski bir yayını ben nasıl yeniden yayına aldım, size açıklayayım:
    Yayına alacağım eski yayını kumanda panelinde yayınlar linkine tıklayarak açıyorsunuz, sayfayı resim ile birlikte seçip kopyalıyorsunuz. Daha sonra yine aynı kumanda panelinde iken yeni yayın linkine tıklayıp yeni bir sayfa açıyorsunuz ve buraya yapıştırıyorsunuz. Şu anda yeniden yayına aldığınız yayını silin ve yeniden benim açıkladığım gibi uygulayın, yayının hem okuma listesine, hem de sizi takip edenlerin eklentisine düştüğünü göreceksiniz.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar Recep Bey,
      Emeklerinize çok teşekkürler. Yalnız sanırım o durumda üstünde düzeltme yapamam. Ama anlattığınızı anladım.
      Bir başka yayında sizin anlattığınız uygulamayı yapayım.
      Sadece birkaç yayında bu denemeyi yaptım. Güncel konulardı.
      Tekrar teşekkür ediyorum.
      Selam ve saygılarımla.

      Sil
  24. Bana göre daha şanslı bir çocukluğunuz geçmiş. Doğan Kardeş ve anlattıklarınızın çoğunu hayal meyal hatırlıyorum ama bizim çevremizde bunları okumaya teşvik edecek birileri yoktu. Bilakis ders kitabı dışında başka bir kitap, dergi vs. okumamız istenmiyordu. Kaçak göçek, ders kitapları arasında sadece Zagor, Tom Miks, Teksas türü çizgi romanlar okurduk. Bir de İzmir'de Demokrat İzmir gazetesi her pazar Muzaffer İzgü'nün bir öyküsünü yayınlardı, onu hiç kaçırmazdım:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kalabalık bir aileydik. Sevgi ile örülmüş bir çevrede büyüdüm. Orta direk tabir edilen bir aileydik. Lüks bir yaşantımız yoktu ama ihtiyaçlarımız karşılanırdı. Babam avukat, annem öğretmendi. Babam felç geçirip yatağa bağımlı kalınca dikiş öğretmeni olan annem terzilik yapmaya başladı.
      Doğan Kardeş çok sevdiğim bir dergiydi. Çizgi romanlardan Red Kit ve Tom Miks'i severdim. Ancak elime ne geçerse okurdum. Okumak bir tutkuydu benim için.

      Sil
  25. güzel fotolar paylaşım için teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben teşekkür ederim. Birkaç fotoğraf dışında blogdaki tüm fotoğraflar kendi çekimim.
      Esenlikler dilerim.

      Sil
  26. ah maziii, beş yıl öncesi demekki yorumlar :) üstte yorum yapanlardan kaplan diary ve mavianne aktif sadece şimdi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mazi de güzeldi Derin. Sade adıyla yazan bir blog arkadaşımız vardı. Ne güzel yazardı. Mavi anne hep yorum yazmak isteyip de yazamadıklarımdan, üzüldüklerimden. Kaplan Diary en enerjik bloggerlardan. Eminim, sen de daha çok uzun zaman varlığını sürdüreceksin.
      Sevgiyle.

      Sil
  27. Çocukluğumuzda severek okuduğumuz masal kitapları tilki leylek hikayesinden sizin bahsettiğiniz pinokyo , Ayşegül serisi ve diğer kitapları okumayan yoktur herhalde

    YanıtlaSil