Bu Blogda Ara

1 May 2018

BAHARLA GELEN 1 MAYIS...



Mayıs Ayını ne çok severim. Mayıs her haliyle özel ve güzeldir. İçinde güzel günler barındırır;19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı, Anneler Günü, Hıdrellez, Emek ve Dayanışma Günü, Bahar Bayramı ve benim doğduğum gün...

Bahar bayramını okulca kutlardık bir zamanlar. Okul dışına çıkmak, doğaya açılmak ne güzeldi. Kırlarda olurduk, papatyalar toplanır, taç yapılır, evlerden getirilen yiyecekler yenirdi. Piknik tarzı gezileri sevmem o zamanlardan kalmadır. Evden getirdiğimiz börekleri, köfteleri ortaya koyar, paylaşırdık. Üniversite yıllarımda kız öğrenci yurdunda kalırken bir portakalı odadaki 8 kişiye paylaştırmamı nedense     anlayamamışlardı. Oysa paylaşım hayatın özünde  ne kadar önemlidir.

1 Mayıs'ta iki bayram birbirine karışırdı ve ne olay çıkardı ne de tatsızlık olurdu. Bugün düşünüyorum da acaba çok şey mi istiyorum? Patron ya da yöneticinin işçilerle güzel bir diyalog kurduğu, sorunlarını sorup anlamaya çalıştığı bir iş yeri, asgari ücretin planlanarak en uygun şekilde ihtiyaçlara göre belirlendiği belirlendiği, fazla mesai ücretlerinin adilce, düzenli ödendiği, kadın işçilerin erkek işçilerle aynı ücreti aldığı, çalışma yerlerinde her türlü güvenlik önleminin alındığı, iş kazalarının en aza indiği, kötü koşullarda, havasız bodrum katlarında işçilerin çalıştırılmadığı, işçilerin çekinmeden haklarını savunacak bir sendikaya üye olduğu, okuma çağında hiçbir çocuğun çalıştırılmadığı, emeğin sömürülmediği... bir ülke düşlüyorum.

Bütün  dünyanın bayram olarak kutladığı 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı neden bizde en katı güvenlik önlemlerinin alındığı bir gündür? Çoğu kez neden bayram değil, yas günü olmuştur? Neden hep endişe, sıkıntı, korku duygularıyla anılmıştır? Ülkemizin böylesi bir günü hak ettiğine inanmıyorum. Bir bahar ayında, bahar bayramıyla birlikte anılan, coşkuyla kutlanan, türkülerin söylendiği, halayların çekildiği  1 Mayıs'ları özlüyorum. Emeğin ve Dayanışmanın günü kutlu olsun.


3 yorum:

  1. Kapitalist sistem emek ve sermayenin karşıtlığı üzerinden kurgulanmıştır.
    Sistem değişmediği sürece bu iki sınıf kardeşçe yaşayamaz, çünkü çıkarları çelişir.
    Çatışmasızlık durumu sürdürülebilir değildir.

    Aksi olsaydı hayat bayram olurdu :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben biraz daha farklı düşünüyorum Murat. Tüm kurum ve kuruluşları, küçük veya büyük işletmeleri hepsini aynı şekilde düşünmüyorum ben. Çok fazla olmasa da öyle güzel örnekler var ki. Vehbi Koç'un yaşam öyküsünü okumuştum. Çok ilginç örnekler vardı. Torunu Mustafa Koç işçilerle çok iyi diyalog kuran bir patron.Bazı işletmelerde patron verimli çalışana yükselme şansı veriyor. Öncelikle Devletin, iktidarların alacağı önlemler çok önemli değil mi? İnsanın işinde mutlu olmasını, hakça emeğinin karşılığını almasını,güvenli koşullarda çalışmasını çok önemsiyorum.
      Ülkemizde ne yazık, bayramlar olması gerektiği gibi olmuyor her zaman. Ama neden olmasın?
      Yorumuna, katkına çok teşekkür ederim.

      Sil
  2. ay desenize dünyamız çok değiştiii :)

    YanıtlaSil