16 Mayıs 2025

ÇİÇEKLERİN DİLİNDEN-ÖZÜNDEN...

 


"Bir İlkbahar Sabahı Güneşle Uyandın mı  Hiç?" diyordu bir bahar şarkısı. 

Bu sabah güneşle uyandım. Oysa iki gün önce, dayanılmaz bir karın ağrısı, titreyerek üşüme, şiddetli kalp çarpıntısı, inip çıkan tansiyon değerleri, ağız kuruluğu ve çaresizlik içinde ağlama isteğim vardı. 

Mevsimler gibi insanlar da değişken. Gün güne, an an'a uymuyor.  Çiçekler de canlı değil mi? Onlar da değişen iklimlere, ortama, havaya, suya, bakıma, ilgiye göre değişerek-başkalaşarak uyum sağlıyorlar.

 Dün yazımı tamamlayamadan, hiç yapmadığım biçimde kapatmışım sayfayı. Yorgun, bitkin, umarsız.... 

İçimden gelmeden, zorlanarak, "mış gibi yaparak..." beynime komut vererek, iç sesimi bastırarak, olmuyor. Güzel başlayan bir gün, bir anda, gördükleriniz,  duyduklarınız, yaşadıklarınızla bir anda yön değiştirebiliyor. "Farkındalık" olmasa daha mı mutlu ve rahat olurdu insan...?



Doğanın, çiçeklerin, ağaçların, temiz havanın, suyun, güneşin insanlar üzerinde inanılmaz derecede rahatlatıcı, iyileştirici gücü var. Tedavi sadece ilâçlarla sağlanmıyor. 

En gerçekçi biçimde yapılsa da yapma çiçekleri sevemedim oldum olası. Doğanın kuruttuğu çiçekler bile daha sevilesi sanki. Yıllar önce kalın bir kitabın arasında kuruttuğum limon çiçeği, eski bir dosta yeniden rastlamak kadar mutlu etti beni. Şaşırdım...



Çiçekler sadece insanları değil, diğer canlıları da çok mutlu ediyor galiba. Karıncalar, arılar, kelebekler, salyangozlar... Hele kuşlar! Bu mevsimde en güzel ötüşlerini çiçek açmış ağaçların dallarında gerçekleştiriyorlar. Sabah koro halinde sesleri, koruluk ya da ormanlık alanlarda daha net duyuluyor.

Siz de çiçek seven insanların daha hassas ve duyarlı olduklarını düşünenlerden misiniz? Keskin dikenli kaktüsler bile sivri dilli insanlar kadar zarar vermezler insana. Çok suya da ihtiyaçları yoktur. Ama güneşsiz yapamazlar.



 


Ağzının tadını bilen salyangozlar, bahçedeki Aloa Vera bitkisinin suyunu emerek bazılarını kuruttular. İlâç sanayiinde bile kullanılan bu güçlü bitki o minicik canlılara yenik düşebiliyor. Neyse, Doğa, Aslı ve Derin'den öğrendiğim biçimde,  artık onları yapıştıkları bitkilerden kurtarıp elimle atabiliyorum. 



Bugün bu yörede çok şiddetli  fırtına vardı. Rüzgârın saatteki  hızı ne kadardı bilemem ama, dün usta ellerin diktiği yeni çiçekler epey hasar gördü. Zayıf, naif olanların boynu büküldü. Kış soğuklarında kuruyan, daha sonra sevgiyle-ilgiyle- yeterli suyla canlanan görkemli beyaz gülümüz bile bayağı etkilendi. 



Rahmetli annemin çok sevdiği, Mersin'de yaşarken bulamadığımız güzel kokulu leylağımız bile var artık. Çok sevdiğim lavantalar ve hanımeli çiçeği kokularıyla birleşip ortak güzellikler sergileyecekler.

Yakın çevremizde bir sanatçıdan alığım beton güvercinlerin saksı toprağını, dışardaki  kediler çok seviyorlardı.  Yeni çiçekleri kuşların yanına yerleştirince, kediler de tuvalet ihtiyaçlarını başka yerlerde gideriyorlar artık. 

Reyhan, fesleğen, biberiye, begonvil, sardunya, fırça çiçeği, mor menekşe, sarı papatya... Hepsi küçük bir bahçede adeta kocaman bir dünya yarattılar. Gözlerde bir renk, yorgun yüreklerde bir mutluluk yarattılar.

Yaşam enerjimiz çiçeklerle, tohumlarla güç kazansın, çevreye ışık hızıyla yayılarak; hepimize sağlık, mutluluk ve huzur getirsin. Giderek çölleşen, kuruyan, uyumsuzluk yaşayan doğa da  can kazansın, dünyamız yaşanabilir bir yer olsun.... 

Makbule ABALI-Eğitimci

İzmir-Urla 16.05. 2025 










 

22 yorum:

  1. Bütün çiçekleriniz her daim rengarenk, bütün kuşlarınız hep cıvıl cıvıl olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çocuklukta ebemkuşağındaki renklerle izleniyor dünya. Sevdiklerini dağlar-denizler kadar çok seviyor çocuklar. Ancak gerçeklerin algılanması, değişimleri de yaratıyor. Okuyan, isabetli seçimler yapan biri olduğunu biliyorum Murat.
      Güzel dileğine çok teşekkürler.

      Sil
  2. Çok sevdiğim şarkılar,çok sevdiğim çiçekler ve harika yazı ile sabah mutlu oldum. Çok teşekkürler canım Makbule öğretmenim. 🥰🧿

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevdiklerimi mutlu ve huzurlu görmek, beni de mutlu ediyor Arzucum. Polyanna mutluluğundan öte, güzelliklerin. iyilik ve paylaşımların, hassasiyetlerin biraz daha çoğaldığı bir ortam beklentisi içinde oldum hep, ben de sen gibi.
      Sağlıklı-mutlu olmanı diliyorum.

      Sil
  3. ".. dünyamız yaşanabilir bir yer olsun." dileğine katılmamak mümkün mü Makbule Hocam... önce sağlığımız yerinde olsun, o sayede gözlerimiz her şeye güzel bakar zaten. Çok geçmiş olsun hocam.
    Sevgiler,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok büyük beklentiler içinde olmadan da, çok şeye sahip olmadan da yaşanabiliyor sevgili Momentos. Sezebilmek, görebilmek, anlayabilmek-anlatabilmek ne kadar önemli. Engellilerin "Uyum" çabalarını takdirle-hayranlıkla izliyorum her zaman. Yaş aldıkça; çocuk, genç ya da yetişkin, engelli insanlarımızı çok daha iyi tanır oldum.
      Sevgiyle kucaklıyorum.

      Sil
  4. Öncelikle çok geçmiş olsun, daha iyisinizdir umarım.

    Çiçek seven insan için duyarlı olduklarını düşünürüm ben de ama başkalarının bahçelerindeki çiçekleri hunharca söküp kendi evine ya da bahçesine götürenlere tanık oldukça bu düşüncemi sorgulamıyor değilim.

    Bugün burada hava gri ve yağmurlu. Yer yer kasvet çöküyor şehrin üstüne. Geldi denilen bahar çok da kolay gelmeyecek gibi. Yine de açılmış olan çiçekler baharı bir de böyle yaşayın diyor gibi.

    Keyifli hafta sonları diliyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyi dileklerinize çok teşekkür ederim.
      Farklı mekânlarda, farklı zamanlarda insan davranışlarını gözlemek, kendimce onlarla ilgili yorumlar yapmaya çalışmak, sevdiğim etkinliklerden biridir.
      Dünyamızda tüm insanların ayrı bir parmak izi olduğu gibi, her davranışın da öyle çok nedeni var ki.
      Bencillik, umursamazlık, zarar vermek, tahrip etmek, koruyamamak... Ne yazık, rastladığımız davranışlar. Keşke parklarda "Çimenlere basmayınız", "Çiçekleri koruyunuz." yazılarına bile ihtiyaç duyulmasa.
      Ne güzel demişsiniz; "Baharı bir de böyle yaşayın diyor gibi." Elbette hay atımızda beklenmedik anlar, günler de olacaktır. Zor da olsa direncimizi-umudumuzu yitirmemek...
      Sağlıkla.

      Sil
  5. Çok geçmiş ve bitmiş gitmiş olsun öğretmenim. Bu sıra benim de başım kalabalık, size yazmak ya da sesinizi duymak istiyorum olmuyor bir türlü ama olacak yakındır..
    Doğayı sevmeyen hayatı da sevemez derler ama doğayı sevmeyen insan var mıdır ki? Aklım almıyor olabileceğini! Yani doğa öyle sonsuz değişkenli ki, birini sevmesen ötekini seversin..
    Kedilerin alışkın oldukları tuvaletlerine dikilen çiçeklere saygı göstermeleri bile bir ders! Tabii gören gözlere düşünen beyinlere..
    Sevgiyle sarılıyorum size!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunu okurken kendi kendime mırıldandım; "Demek zamana yetişemeyen, 24 saatin bile yeterli olmadığı günler yaşayan sadece ben değilim." Çok iyi bilirsin canım, böyle düşünceler insanı rahatlatıyor. Yorumlara bile yetişemeyince, "haksızlık" ediyorum düşüncesi beni daha da rahatsız ediyor. Neyse ki Bloglar Dünyası, büyük çoğunluğu hoşgörülü insanlarla doludur.
      Sadece doğayı değil, tüm canlıları sevmeyen ne çok varlık var dünyada. İçini kin ve nefret bürümüş, onlara da üzülüyorum ben. Masum bebeler, çocuklar nasıl o hale gelmişler...?
      Kediler bahçemizdeki beton kuşları sahici sandıkları için çok sık ziyaret ediyorlardı. Kuş heykellerini büyük ustalıkla yapan sanatçıyı, bir kez daha uğrayıp kutlamak istiyorum.
      Yazın bahçede çiçekler arasında, saf su içeceğimiz günleri özlemle bekliyorum canım.

      Sil
    2. Hıristiyanların bebeklerin günahla ve günahkar olarak doğdukları inancı bana hep tuhaf gelmiştir, vaftizle onları temizlediklerine inanırlar.. Fakat bazen öyle küçük yaşlarda öyle korkunç şeyler yapan çocuklar oluyor ki, insan acaba gerçekten özünde iyi derken, biz mi yanılıyoruz diye düşünüp karamsarlığa kapılıyorum.. İçimiz mi, dışımız mı; bazen karışıyor..
      Böyle anlarda insan içine dönüp rahatlama ihtiyacı hissediyor belki de :)

      Sil
    3. Sadece tek yorumla yetinmeyip, düşünce ve fikirlerini yeniden açıklama ihtiyacı duymuşsun C.... Öyle yoğun bir gün geçirdim ki bugün. Gene de gönlüm dinlenmekten yana olmadı. Bir önceki paylaşımdaki yorumlara adilce davranıp öne alamadım. Yazacağım, kendime ve çevreme "sabır testi uygular gibiyim.
      Seni kendime öyle yakın hissederim ki her zaman. Eskiler "hissi kablel vuku" derler bu duruma.( Merak edenler lütfen anlamına baksın isterdim. Merak etmek insana yeni ufuklar açar.)
      Sözünü ettiğin konuda farklı düşünüyorum Caanım. Bebeler değil de çocuklar mı demek istedin acaba?İlk çocukluk dönemine geçmeden, bebekler her konuda anneye bağımlı iken, güçsüz ve savunmasız durumda ne yapabilirler...?
      Genç yaşındaki olgunluğunu, bilgi edinme çabanı, deneyimlerini her zaman takdir ettiğimi çok iyi bilirsin canım. Dünya henüz o kadar kötü değil...
      Sevgiyle.

      Sil
  6. sağlıklı günler dilerim

    YanıtlaSil
  7. Bloğuma yeni bir "izleyici" olarak gelip, ilk kez yorum yazıyorsunuz. Hoş geldiniz. merhaba.
    Bloğunuzda profil sayfanızı okudum. Ne güzel, bir eğitici olarak uzun süredir yazıyorsunuz.
    Akıl, vicdan, huzur; benim de çok önem verdiğim ve sadık kaldığım değerler. Yazılarınızı okumak için daha sonra uğrayacağım.
    Selamlarımı iletiyor, esenlikler diliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok teşekkür ederim hocam beğendiğinize sevindim.

      Sil
    2. Son yıllarda adsız telefonlar, adsız yorumlar, adsız mektuplar ve adsız dilekçelerin çoğaldığı söyleniyor. Kişilerin birbirine güveni kalmamışsa, endişe, kuşku, merak duyguları da pekişiyor. Blog yönetimi sanırım hata yapmamıştır. Adıyla var olan yorumlar her zaman tercihimdir.

      Sil
    3. çok özür dilerim makbule hanım adsız dediğiniz kişi benim uzun zamandır BLOG yazılarına ara vermiştim biraz cık acemilik oldu tekrar tekrar özür dilerim Yanlışlıkla anonim tuşuna basmışım aynı zamanda bende eğitim kurumundan Emekliyim yazmış olduğunuz konuları sayfanızı beğendiğimi ifade etmek isterim bende sizi sayfama beklerim.takip ederseniz sevinirim.

      Sil
  8. Samime Sanay'ı ne zamandır dinlememişim, ne güzel sesi vardır.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yılların sanatçısı Semime Sanay , tesadüfen bloğa uğrasa ve yorumunu okusaydı, kim bilir ne kadar mutlu olurdu sevgili Mehtap.
      Sanatçılar yaşarken takdir görmeyi istiyorlar.
      Sevgiyle.

      Sil
  9. Samime adını klavyem Semime olarak algılamış!

    YanıtlaSil
  10. Gül seven insanlar sevgi dolu ve arkadaş canlısı yapısı ile bilinir. Bunun yanı sıra hassas ve duygu yüklü yanlarıyla da bilinirler.

    YanıtlaSil
  11. Geçmiş olsun 🙏. Çiçekler ne güzel. Daha eşimle yeni bahçeye çiçek ekmekten eve girdik ve yazınızı gördüm 🌹

    YanıtlaSil