1 Nisan tüm dünyada "şaka günü" olarak kabul ediliyor. Basmakalıp olmayan, akıllıca yapılmış şakalar, ne güzel, ne düşündürücüdür. İncitici, aşağılayıcı bir şaka değilse, yapanı da, yapılanı da tebessüm ettirir. İçinde kötü niyet olmayan her şaka insanı mutlu eder.
Bu yıl 2013 YGS (Yükseköğretime Geçiş Sınavı) sonuçları 1 Nisan Günü açıklandı. Sınavdan 8 gün sonra, rekor bir hızla sonuçların açıklanması gerçekten şaka gibiydi. Bu kadar kısa sürede açıklama, ÖSYM tarihinde bir" ilk" idi. Her yıl bir buçuk iki milyon civarında aday sınava başvuruyor. Ve her yıl, sınavda 4 yanlış 1 doğruyu götürdükten sonra bir neti bile kalmayan binlerce aday oluyor. Şaka gibi... Bu yıl da bu sayı 8 bin 586 idi. Sınavda kız öğrenciler, erkek öğrencilerden daha başarılı.
Sınavda 40 Türkçe, 40 Matematik, 40 Fen Bilimleri, 40 Sosyal Bilimler sorusu soruluyor. 160 soru için 160 dakika zaman veriliyor. Okullarında klasik yöntemle sınava giren adaylar, geleceklerini ilgilendiren büyük sınavlarda test yöntemiyle yarışıyorlar. Sınava hazırlanırken beyinler adeta seçeneklere göre kurgulanıyor. Sınava hazırlanma aşamasında pek çok aday spor, sanat çalışmalarını, sosyal etkinliklerini noktalamak zorunda kalıyor. Pek çok yetenek, en verimli çağında geliştirilemeden yok olup gidiyor.
ÖSYM bu sınavları 40 yıldır uygulamakta. Bir zamanlar "güvenilirlik" sıralamasında en üst sıralardaydı. Sonra giderek değer kaybına uğradı. Umarız gene güvenilir sonuçlarla eski itibarına kavuşur. Gençler güven duymak, emin olmak istiyorlar. Belki yıllar sonra bu gençler de çocuklarına anlatacaklar: "Çalıştık, çabaladık, didindik, heyecan içinde zamanla yarıştık, elimizden geleni yaptık." Sınavdan kalan izler yıllar sonrasına uzanacak, etkileri yeni hayatlara mutluluk veya mutsuzluk tohumları ekecek.
Bir maraton biterken bir süre sonra, biraz daha farklı koşullarda bir yenisi başlayacak. LYS(Lisans Yerleştirme Sınavı) başvuruları 22-29 Nisan arasında. Adayların dallarına göre sınav: 16-17-23-24 Haziran tarihlerinde. Gencecik hayatlar işaretlenen seçeneklerle puanlanıyor ve gelecekteki hayatların yönü çiziliyor. Geçmişte iyi bir öğrenci olmanız bazen yetmiyor. Sınav anında ne yaptığınız, heyecanınızı nasıl yendiğiniz ya da yenik düştüğünüz önemli.
Elbette hiçbir sınav kolay değil. Birey, hayat boyu sınavlarla test edileceğinin farkına varıyor sonradan. Yükseköğretime geçerken, meslek seçerken, işe girerken, eş seçerken, ana ya da baba olurken... O zaman 4 yanlışın 1 doğruyu götürmesi söz konusu olmayacaktır artık. Acaba hangi yanlışlar, hangi doğrular "farklı" hayatlarda mutluluk ya da mutsuzluğu belirleyecektir, bilinmez. Hayatın yoğun temposunda; kimler "başarılı", kimler "başarısız" sayılacak, "kazanan", "kazanamayan" hangi ölçütlerle açıklanacak, kimler ayaklarının üstünde sağlam yere basabilecek... Asıl önemli ve geçerli olan, "hayat sınavı" değil mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder