29 Tem 2013

HAYATIN ROTASINI BELİRLEMEK...

Yaşantınızda hiç büyük bir sınava girdiniz mi? Sınav heyecanını tüm benliğinizle hissettiniz mi? Sakin bir yapınız varken nasıl panikler yaşadınız? Hayatınızın düzeni altüst oldu belki de... Beslenme, uyku düzeniniz, sosyal etkinlikleriniz, arkadaşlık ilişkileriniz... Her şey sınava endekslendi o yıl. "Sınav" tüm ailenizin hayatını esir aldı adeta.Yaşayan bilir nelere nasıl göğüs gerdiğinizi. 

Her türlü olumsuzluğa rağmen amaç belirlidir; geminin limana varması gerek. Milattan önce 9. yüzyılda yazılmış bir yazı amaçla sonucu ne güzel dile getirir.: "Rüzgarın yönünü değiştiremiyorsan, yelkenleri rüzgara göre ayarla. Dünya karşılaştığın fırtınalarla değil, gemiyi limana getirip getiremediğinle ilgilenir."

Gençler için hayatlarının rotasını çizmek kolay değil. Alan seçimi, okul seçimi, meslek seçimi... hepsi birbirine bağlı. Yanlış kararlar, yanlış seçimler insanın geleceğini karartabiliyor, yaşamı sekteye uğratıyor. Gelecekte "diplomalı işsiz" olmamak için, sadece kişisel yeteneklerin  değil, ülke koşullarının da iyi bilinmesi gerekiyor. 

"Bu yılın ÖSYM  Yerleştirme Sonuçları belli oldu" haberi uzun uzun düşündürüyor insanı. Kim bilir kimler nerelerde hayata hazırlanacak, kimler olması gereken yerlerin çok uzağında olacak? Kimler gerçek anlamda "kazandı" ya da "kaybetti" ? Birinci ve ikinci sınav sonuçları incelendiğinde, genellikle kız adaylar erkeklerden daha başarılı. 

Birinci sınavda 8 bin 500 aday sıfır puan alırken ikinci sınavda ÖSYM bu rakamı açıklamadı. Bu sayı her yıl artarak ortaya çıkıyordu. Keşke bu yıl da açıklansaydı. Eğitim sistemimizdeki yanlışlar, eksiklikler bilinse önlem almak daha kolay olmaz mı? Yıllardır ilköğretimden itibaren uygulanan sınavlarda en büyük başarısızlık  Fen Bilimleri Testinde görülüyor. İkinci olarak Matematik Testi en başarısız olunan alan. 

Bu yıl 40 soruluk Fen Bilimleri Testinin ortalaması 3,5 . Yıllardır 4 netin üstüne çok nadir çıkılmış. Genel ders notu veya sınıf geçme, okul bitirme notlarında çok başarılı görünen bazı öğrenciler bile fen testinde çok başarılı değiller. Her alanda başarısızlığın nedenlerini bilmek, başarı grafiğini de yükseltecektir. 

Sınavlar aileler ve öğrenciler için bir kabus olmamalı. Testler, objektif bir ölçme-değerlendirme aracı olarak kullanılmalı. Yıllardır değişmez bir biçimde Hakkari ve Şırnak, sınav sonuçlarında "en başarısız iller" sıralamasında en üst sıraları paylaşıyorlar. Elbette bunun pek çok nedeni olabilir, ancak oralarda da değerlendirilmeyi bekleyen nice beyin var. MEB ve Tübitak işbirliğiyle yapılan "Bu Benim Eserim" Yarışmasında Şırnak'ın Boyuncuk Ortaokulu öğrencileri Ahmet Özdemir ve Asya Erkol Kimya alanında "kara lahana ve kömürden mürekkep yapımı" projesiyle "Türkiye birincisi" olmuşlar. 

Eğitim-öğretimde yönlendirme, teşvik, değerlendirme ne kadar önemli. Gençleri motive etmek, kendilerine güven duymalarını sağlamak, dersleri sevdirmek, konuları hayatla bağdaştırmak... Öğretmeyi ve öğretmenliği de daha zevkli hale getirecektir. 

Rehber Öğretmenlik yaptığım yıllarda gençlere sorardım; "10 yıl sonra kendinizi nerede, nasıl görmeyi hayal ederdiniz?" Çok ilginç, çok farklı cevaplar alırdım. Bazen gerçek üstü cevaplar da olurdu, ama hayaller de gerçeğe giden yolda bir adım değil midir? Neden-sonuç ilişkisi içinde değerlendirildiğinde her şey daha anlaşılabilir ve yorumlanabilir oluyor. 
"Geminin rotası" ne kadar uygun saptanabilirse varılacak limanlar da o denli yaşanabilir olacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder