16 Ara 2013

YARIM KALAN OYUN...


Yılın ilk karı lapa lapa yağdı; Önce dağlara, sonra ağaçlara, toprağa ve kentin içine, caddelere... Çocuklar evde bunalmışlardı, zaten oyun arıyorlardı. Dışarıda bu havada, bu ortamda başka ne yapılırdı ki. Ancak kartopu oynanır, karda kızakla kayılır. Kızak yoksa bazen basit tahtalarla, bazen araba lastikleriyle. Bir avuç kar yerden alınır, bir top yapılır, tam isabet atılırdı. 

Yusuf da aynen öyle yaptı. Tam isabet attı ama, olmadı. Attığı kartopu bir taksiye rastladı. Yusuf gözlerdeki şimşekleri geç fark etti. Öbür çocuklar kaçabildiler. Yusuf koştu can havliyle... Öfkeli taksi şoförü kovaladı. Yusuf kaçtı, öfkeli taksi şoförü kovaladı. Tam kurtulduğunu sandığı anda bir başka karanlık kuyuya, E-5 kara yoluna düştü. Karlı bir kış gününde yolun son kurbanı, dünyanın keşmekeşinden habersiz, 10 yaşında masum bir çocuktu.

Taksi şoförü kaçtı. Yusuf kaçamadı. Yere karların üzerine yığıldı. Mevsimin ilk ve son kartopu oyunuydu Onunki. Belki de hayatının ilk kartopu oyunu...Yusuf'un yaşamı 10. yılda noktalandı. Kısacık bir ömür.
Yerde kalan izleri, kötülükleri, insanın acımasızlığını, duyarsızlığını sabaha kadar yağan kar bile temizleyemedi. 
Oyun yarım kaldı. Kardan adam yapmaya bile zaman yetmedi....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder