27 Haz 2014

ÖNDER OLABİLMEK...

   

Belki çoğumuz gazetelerde okuduk ya da haberlerde izledik ve pek çok şey gibi unuttuk, önemsemedik. Oysa onca olumsuz haber arasında fark yaratan bir haberdi; İçimizi aydınlatan, yüreğimizi ferahlatan bir haber. İzmit'in en iyi okullarından birinde, Gazi Anadolu Lisesi mezuniyet töreninde Okul birincisi Işıtan Önder yaptığı konuşmada bir cümleyle Gezi Olaylarını anıyor, Berkin Elvan ve Ali İsmail Korkmaz'ın öldürülmelerini kınıyor, bu tür olayların tekrarlanmamasını diliyor. 

Okul bir anda karışıyor. Konuşmayı onaylayanlar ve onaylamayanlar var. Işıtan Önder Disiplin Kurulu kararıyla "uyarı" cezasıyla cezalandırılıyor. Böylece Işıtan Önder'in "Okul Birinciliği" alınmış oluyor. Okul Müdürü istifa ediyor. 21. yüzyıl Türkiye'sinde eğitim-öğretim, eğitimciler ve gençlik adına düşündürücü. Ortada ne bir sataşma ve şiddet, ne hakaret var. 18 yaşında gençler siyasette seçme hakkını elde ediyorlar.Sosyal hayatta evlenmelerini onaylıyoruz. Ancak "konuşma, düşüncelerini açıklama" hakkını vermiyoruz. Belki "yeri ve zamanı değildi" diyenler olabilir. Ama hep söylenemeyen, biriktirilen düşünceler sonra bir gün patlamalara neden olmuyor mu? Zamanında dinlemezsek sonra daha farklı şeyler duyuyoruz.

Unutulmamalı;"Okul birinciliği" yılların birikimiyle, çabası ve emeğiyle oluşturulan bir derece.Bu gençler yüksek puanlarla Anadolu Lisesi'ne girmişler. İyiler arasında "en iyi" olmak hiç de kolay değildir. Okul birincisi öğrenci bilgisiyle, başarısıyla, davranışlarıyla her yönden değerlendirilir ve ödüllendirilir. "Veda konuşması" 5 dakika ise, Okul birinciliğine giden yol en az 3 yıldır.İlköğretimden itibaren sayarsak uzun yılları kapsar. Takdir edilen ödülü geri almak, bir kurumun kendi kendini inkarı sayılmaz mı?  Eğitimde ödül ve cezanın veriliş amacına da ters düşer. 

Milli Eğitim Bakanımız Nabi Çelik olayla ilgili bir yorumda bulunuyor; "Neyse ki öğrencimiz düşündüğümüz kadar olumsuz etkilenmemiş" diyor. Çünkü Işıtan Önder Okul birinciliği alındıktan sonra şöyle diyor: "Ben sınavlar sonucunda gene istediğim fakülteye girerim ve çalışarak oradan da birincilikle mezun olurum." 
Aslında okul birincilerinin LYS'de (Lisans Yerleştirme Sınavı) sonucu oldukça etkileyen bir ek puanları oluyor. Bu durumda Işıtan ondan yararlanamayacak. Bu sonucu bildiği halde kendine böylesine güven duymak, bilinçli olarak kendinden emin olmak ne güzel.

Işıtan Önder psikolog olmak istiyormuş. Bu ülkenin iyi psikologlara öylesine ihtiyacı var ki. Ne istediğini, ne söylediğini bilen, düşüncelerini uygun biçimde aktarabilen, kaba kuvvetten, şiddetten arınmış gençler, yetişkinler çoğalmalı. Söylenemeyen, bastırılmış duygu ve düşünceler farklı biçimde, türlü yollarla bir gün rahatsız edici boyutta ortaya çıkıyor. Dil susar, gözler görmezse, kulaklar duymazsa, önlem alınmazsa yara daha da büyüyor. 

Çok yakında LYS sonuçları açıklanacak. Gazeteler ve televizyon haberleri dışında hiç tanımadığım Işıtan Önder'in istediği bir üniversitede iyi bir eğitim almasını çok isterdim. O pek çok kişinin gönlünde hala "Okul Birincisi". Eski bir "eğitimci" olarak eminim, gelecekte de aklını ve mantığını iyi yönetecek, güzel işler yapacaktır. Yolu açık olsun.



5 yorum:

  1. yuh olsun o okulun yöneticilerine ve diğertüm yöneticilere yaa.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben biraz daha geniş düşünmek istiyorum. Eğitim sistemimizden, ön yargılardan, sadece yönetmelikler çerçevesinde düşünmekten, olayı kişiye indirgeyememekten kaynaklanan yanlış değerlendirmeler.
      Hemen karar vermeyip biraz zaman tanınabilirdi. Umarım öğrencinin eğitimi yara almaz.

      Sil
    2. eh işte büyüklerimiz biraz akıllansa yaaa :)))

      Sil
  2. Türkiye hiç görülmedik garip ilkler yaşıyor ,bu eğitim ve öğretim kurumlarında olunca daha çok acıtıyor.Korkuta korkuta geldik bu noktaya ,Işıtan Önder korkan gençlere korkmamaları için adı gibi önder olacaktır umuyorum...Işıtan yazınız için teşekkürler Makbule Hanım ,sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Adınızı uzun bir aradan sonra blogda görünce nasıl da mutlu oldum Arzu Öğretmenim. Gençleri hak etmedikleri davranışlarla karşılaşmalarına gerçekten çok üzülüyorum. Merak ediyorum; Kaç puan aldı, nereye yerleştirilecek. Pırıl pırıl beyinleri yitirmemeliyiz.
      İlginize teşekkürler. Selam-sevgiler.

      Sil