Anadolu'da büyük kentlerdeki gibi çok büyük kültürel organizasyonlara çok sık rastlamıyoruz. İstanbul Kitap Fuarı, Çağdaş Sanat Fuarı, İstanbul Müzik Festivali giderek gelişen çok büyük organizasyonlar.Gerçi Mersin'de de Uluslararası Müzik Festivali var. Ama her festival halka inemiyor veya halk ona ulaşamıyor.
Her yörenin, her kentin kendine has özellikleri, güzellikleri var. Bazen doğal ortam; bir göl, bir akarsu, bir dağ, ya da farklı bir mutfak kültürü o yöreyi diğerlerinden farklı kılıyor. Akdeniz yöresi ılıman iklimi, dost insanları, tantunisi, cezeryesi, kebabı ile bilinir. Güneyin narenciye ürünleri ünlüdür. Turunç, portakal, limon, mandalina, greyfurt . Nisan'da ağaçlar tomurcuk verip çiçek açtığında buram buram bir koku sarar etrafı. Özellikle akşamları o güzel koku bayıltıcı bir hal alır. En güzel parfümden daha etkileyici bir kokudur bu.
Narenciye Festivali her yıl 15-16 Kasım günlerinde yapılmakta. Bu yıl 5. kez yapılıyor. Günlük hayatın içinde festival farklı bir renk, bir ses, bir görüntü yaratıyor. Mersin sahil şeridinin 1.5 kilometrelik bir alanı tel maketlerin üzerine değişik figürlerle narenciye ürünleriyle süslenmiş. Çevreye sarı-turuncu renkler hakim. Korsan gemisi, ahtapot, zürafa, atlı arabalar, lokomotifler, küçük evler, kaplumbağalar ve daha nice narenciye heykeli... Bahçelerden toplanıp gelmiş, burada adeta can kazanmış yüzlerce narenciye ürünü. Betonlaşmayla birlikte yok olan doğaya dikkat çekmek amacıyla, Mersin Olgunlaşma Enstitüsü Öğretmen ve Öğrencileri, narenciye ürünlerinden oluşan bir defile düzenlemişler.
Pusette, kucakta bebeğiyle gelenlerden tekerlekli sandalyedeki ziyaretçiye kadar her yaştan katılımcı var. Pek çok dernek köşe açmış: Alzheimer Derneği Mersin Şubesi, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Cumhuriyet Kadınları Derneği, İçel Sanat Kulübü, ODTÜ Mezunları Derneği... Bazı derneklerdeki doğallık ve dayanışma hemen fark ediliyor. Üyeler becerilerini en güzel şekilde sergilemişler. El işleri, takılar, sağlıklı yiyecekler... Sarımsaklı köfteden yaprak sarmasına, çeşitli böreklerden portakallı keke, sarı burma tatlısından, kurutulmuş doğal ürünlere kadar her şey en güzel ve özenli bir şekilde hazırlanmış. Bazı reyonlarda kitap satışı bile var. Umarız "kitapsever", sağlıklı ürünlerle beslenen bir kuşak yetişiyor
.
.Çeşitli ülkelerden gelen müzik ve Halk Oyunları ekipleri de var. Değişik giysileriyle fotoğraf çektiriyorlar, zaman zaman oyunlarını sergiliyorlar. Öte yandan anında çektiğiniz fotoğraflarla katılabileceğiniz "fotoğraf yarışması" var. Bir taraftan birçok masada içecek olarak doğal mandalina suyu, limonata, çay, kahve ikram ediliyor. Makinede çocukların bayıldığı mısır patlatılıyor.Narenciye çeşmesi çocukların çok hoşuna gidiyor, gidip önünde fotoğraf çektiriyorlar. Özellikle çocukların hayal dünyalarını çalıştıran bir masal ülkesi burası. İki gün tam bir şenlik havasında geçti. Bu süre içinde nice "narenciye masalı" yaşandı.
1. gün akşamüstü ansızın bastıran yağmur hayallerin üstüne su serpse de , bedenleri ıslatsa da yola devam edildi. Festivaller, fuarlar bir kentte günlük yaşamın içinde ekonomik açıdan, sosyal açıdan bir hareketlilik ve rahatlık sağlıyor. Daha bahara çok uzun bir zaman var. Narenciye Festivali narenciye çiçeklerinin kokusunu getiremedi ama, oyunlarıyla, renkleriyle, farklı yörelerden insanlarıyla Mersin'e coşku ve canlılık getirdi. Düzenlemede 100 ton narenciye kullanıldığı söyleniyor.Festival bitiminde halk torbalarla narenciye ürünlerini paylaştı. Bol bol ücretsiz dağıtılan meyve sularının,portakal, mandalina ve limonların halk sağlığına büyük katkısı olmuştur elbette...
Pusette, kucakta bebeğiyle gelenlerden tekerlekli sandalyedeki ziyaretçiye kadar her yaştan katılımcı var. Pek çok dernek köşe açmış: Alzheimer Derneği Mersin Şubesi, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Cumhuriyet Kadınları Derneği, İçel Sanat Kulübü, ODTÜ Mezunları Derneği... Bazı derneklerdeki doğallık ve dayanışma hemen fark ediliyor. Üyeler becerilerini en güzel şekilde sergilemişler. El işleri, takılar, sağlıklı yiyecekler... Sarımsaklı köfteden yaprak sarmasına, çeşitli böreklerden portakallı keke, sarı burma tatlısından, kurutulmuş doğal ürünlere kadar her şey en güzel ve özenli bir şekilde hazırlanmış. Bazı reyonlarda kitap satışı bile var. Umarız "kitapsever", sağlıklı ürünlerle beslenen bir kuşak yetişiyor
.Çeşitli ülkelerden gelen müzik ve Halk Oyunları ekipleri de var. Değişik giysileriyle fotoğraf çektiriyorlar, zaman zaman oyunlarını sergiliyorlar. Öte yandan anında çektiğiniz fotoğraflarla katılabileceğiniz "fotoğraf yarışması" var. Bir taraftan birçok masada içecek olarak doğal mandalina suyu, limonata, çay, kahve ikram ediliyor. Makinede çocukların bayıldığı mısır patlatılıyor.Narenciye çeşmesi çocukların çok hoşuna gidiyor, gidip önünde fotoğraf çektiriyorlar. Özellikle çocukların hayal dünyalarını çalıştıran bir masal ülkesi burası. İki gün tam bir şenlik havasında geçti. Bu süre içinde nice "narenciye masalı" yaşandı.
1. gün akşamüstü ansızın bastıran yağmur hayallerin üstüne su serpse de , bedenleri ıslatsa da yola devam edildi. Festivaller, fuarlar bir kentte günlük yaşamın içinde ekonomik açıdan, sosyal açıdan bir hareketlilik ve rahatlık sağlıyor. Daha bahara çok uzun bir zaman var. Narenciye Festivali narenciye çiçeklerinin kokusunu getiremedi ama, oyunlarıyla, renkleriyle, farklı yörelerden insanlarıyla Mersin'e coşku ve canlılık getirdi. Düzenlemede 100 ton narenciye kullanıldığı söyleniyor.Festival bitiminde halk torbalarla narenciye ürünlerini paylaştı. Bol bol ücretsiz dağıtılan meyve sularının,portakal, mandalina ve limonların halk sağlığına büyük katkısı olmuştur elbette...
O etkinlikte olmayı çok isterdim, şahane
YanıtlaSilEksikleri vardı ama gerçekten çok güzeldi.Bazı etkinlikler insanın içine yaşama sevinci veriyor.
YanıtlaSilGelecek yıl bekleriz. Sevgiler.
ah ya ben bu etkinliklerde kermeslere bayılırıııım :)))
YanıtlaSilBu kermeslerden çok daha büyük bir etkinlikti. Yiyecek-içecek standlarının yanında nükleer karşıtı , halkı bilinçlendirici standlar, uluslararası halk dansları toplulukları ve tabii yöresel yiyecekler. Festival her yıl gelişerek büyüyor.
Silsevgili makbule merhabalar,,bu isim benim cok sevdigim teyzecigimin ismiydi..
YanıtlaSilburayi ilk gordugumde baska bir ulkedeyim zannettim:)inan
sonra anladim...ne guzel kareler...ne guzel bir paylasim bu
sevgilerimi birakiyorum
Benim de anneannemin adıymış.Biliyorsunuz, Atatürk'ün kız kardeşinin de adıymış. Sevgili teyzenizi de saygıyla anıyorum. Aynı adı taşımak ne güzel.
YanıtlaSilFestival hazırlığına gerçekten çok emek harcanmış ve ortaya hayal ülkesi gibi bir mekan çıkmış. Özellikle çocuklar için çok farklı, değişik bir görsel şölendi adeta. Gelecek yıl bekleriz.
Sevgiyle-dostlukla...