18 Oca 2015

İMZA GÜNLERİNDEN "GERİYE KALAN"...





Yıllar önce, çocukluğumda arkadaşlarımızla oynadığımız oyunların başında oyun içinde "kitap alışverişi" gelirdi. Küçük bir masada dizerek veya yere örtü sererek okunmuş kitaplarımızı sergiler, birbirimize çok düşük fiyatlarla satardık. Böylece çok sayıda kitap okuduğumuzu hatırlıyorum. Doğum günlerinde birbirimize kitap hediye ederdik. Ne büyük mutluluktu bu. 

Bir imza gününde geçmişi andım; "Anlar mı Anılar mı Geriye Kalan" benim ilk ve tek kitabım. Okumak-yazmak hayatım boyunca bir tutkuydu benim için. Ama kitap yazmak sadece bir hayaldi. Türkiye Alzheimer Derneği Mersin Şubesi Başkanı Prof. Dr. sayın Aynur Özge'nin ve çok değer verdiğim bazı arkadaşlarımın yüreklendirmesiyle bu kitap "can" buldu. Kitap bir "anı-deneme" niteliğinde.

Kitap Ozan Yayıncılık tarafından basıma hazırlandı.248 sayfa. Geliri Mersin Alzheimer Derneği'ne ait olmak üzere 1000 tane basıldı. Bir miktar da internette satışa sunuldu. 

Başlangıçta iki imza günü düzenlendi. İlki 8 Ocak'ta Mersin'in çok soğuk bir gününde sıcacık, güzel bir salonda, Mersin Mali Müşavirler Odası'nda yapıldı. 

O gün Sivil Toplum Kuruluşlarından çok sayıda katılımcı vardı: Alzheimer Derneği'nden üyeler ve hasta yakınları, Cumhuriyet Kadınları Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, İçel Sanat Kulübü, Kız Teknik Öğretmenler Derneği, Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği, Yenişehir Kent Konseyi Kadın Meclisi'nden katılan arkadaşlar  ve diğer konuklarla salonda çok güzel bir katılım oluştu. Ayrıca Akdeniz Rotary Kulüp ve Mezitli Lions Kulübünden  arkadaşlar da bizleri yalnız bırakmadılar.

Aynı gün önce sayın Aslıhan Yandım'ın sunumu, hasta yakınlarının katkılarıyla "Yaşlı İletişimi" konusu işlendi. Daha sonra kitabın içinden seçilmiş bölümler, şiir ve öykülerle ben bir tanıtım yaptım.  Katılımcıların enerji ve ilgisiyle o soğuk gün sıcacık geçti. Kitabı yazmak benim için bir sorumluluktu. İmza gününün amaçlar doğrultusunda gerçekleşmesi büyük bir mutluluk oldu.

İkinci" imza günü" 16 Ocak'ta Mersin'in ilçesi Silifke'de , Silifke Belediye Başkanı sayın Doktor Mustafa Turgut'un katkılarıyla Silifke Belediyesi Kültür Merkezi'nde düzenlendi. Mersin Yenişehir Kent Konseyi'nden bir grup arkadaşla bir otobüsle Silifke'ye gidildi. 

Güzel bir salonda , çok iyi bir dinleyici grubuna önce Alzheimer Derneği Mersin Şubesi Başkanı Sayın Prof. Dr. Aynur Özge, Alzheimer Hastalığı ile ilgili çok güzel bir sunum yaptı. Daha sonra ben, kitabın içinden bölümlerle  "Geriye Kalan" adlı kitabımı tanıttım. Sonraki günlerde de çeşitli kurum ve kuruluşlarda, Mersin Kitap Fuarlarında, kermes ve toplantılarda Mersin Alzheimer Derneği'nde  gönüllü çalışan arkadaşlarımızın katkılarıyla çok sayıda kitap satışı gerçekleştirildi. Tüm emek harcayanlara sonsuz teşekkür ve saygıyla. 




Kitaptan birkaç bölüm:

"Yazarken; bir kadın duyarlılığıyla, 35 yıllık eğitimci birikimimle, ama en çok İNSAN kimliğimle yazmaya çalıştım. O yüzden içinde insana dair çok şeyi barındırıyor; Özlemlerimiz, sevgilerimiz, korkularımız, acılarımız, etkilendiğimiz her şey... 

Yazı ve şiirlerden bazıları yıllar önce tuttuğum eski günlüklerin sararmış yaprakları arasından çıkıp hayat buldu. Bazıları çalıştığım kurumlarda yazdığım yazılardan oluştu. Ancak büyük çoğunluğu, emekliliğimde oluşturduğum, çok severek, içtenlikle  yazdığım bir blogdaki (Uçun Kuşlar) yazılarımdan derlendi... "

"Hastalıklar, en dayanıksız olduğumuz günleri, yılları yakalıyor. Sevgiye, ilgiye en çok ihtiyaç duyduğumuz bir dönem yaşlılık... Hayatın bir değerlendirmesini yaptığımız, kendimizle hesaplaştığımız günler, aylar. Alzheimer'la ilgili şiir, yazı ve öyküleri kitabın sonuna aldım. Çağın hastalıkları; uyum gücümüzü. sabrımızı, direncimizi de test ediyor, değerlendiriyor. Belki sevdiklerimize, sevgimizi  en çok kanıtlayacağımız anlar,  günler, aylar, yıllar yaşanıyor..."

"Anılar denizinde yüzmeyi öğrenemezsek an'ların değerini bilebilir miyiz? Fırtınasız, sakin, korunmalı limanlara, sağlam gemilere ömür boyu ihtiyacımız var "İnsan" olarak... Bazen bir eş, bazen kardeş, bazen ana-baba, öğretmen ve bazen eski bir dost gibi limanlar... Canımız istediğinde demir atıp rahatladığımız, "bir tatlı huzur" bulduğumuz limanlar..."
---------------------------------------------------------------------- 

Güzel amaçlar doğrultusunda bir araya gelmek insanı mutlu ediyor.
Kitabı yazmak bir sorumluluktu benim için.  imza günlerinin amaçlandığı gibi geçmesi büyük bir mutluluk oldu. Umarız kitabın satışından elde edilecek gelir, Yaşlı Yaşam Merkezi'ne güzel bir katkı sağlar. 

İşe yarar bir şeyler  yapabilmek insana iyi geliyor, ruhsal anlamda rahatlatıyor. Özellikle duyarlı insanların yanınızda olduğunu bilmek, cesaret ve güveninizi pekiştiriyor. Yalnız olmadığınızı anlıyorsunuz. İki imza gününden "geriye kalan" güzel paylaşımlar, dayanışma, sevgi, dostluk, vefa, iyi niyet, yardımlaşma duygusu oldu. Ama en güzeli, karşılıklı bir kültür etkileşimiydi "geriye kalan".

(Etkinlikten sonra, dünyanın sayılı müzelerinden Taşucu Anfora Müzesi gezildi. Çok farklı-yararlı  bilgiler edindiğimiz o gezi  bir başka yazının konusu.)

Makbule Abalı-Eğitimci 



Kitap, Türkiye Alzheimer Derneği Mersin Şubesi'nde tanesi 20 T.L den Dernek yararına satılmaktadır. (2014 Yılı )
Ayrıca bir miktar kitap internette de satışa sunuldu.

www.ozanyayincilik.com, www.kitapyurdu.com, www.kitapambari.com, www.kitapsihirbazi.com, www.perpakitap.com                                              www.pandora.com  

65 yorum:

  1. Çok teşekkürler. Sevgiler.

    YanıtlaSil
  2. Ne kadar anlamlı ve bir o kadar da huzur veren bir çalışma... Tebrikler Makbule Hanım. Sevgi ve muhabbetlerimle..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnanın bu çalışmalar sizlerle de bütünlük ve güzellik kazanıyor. Emeklilikte bu tür etkinlikler insna gerçekten huzur veriyor. Düşüncenize çok teşekkür ederim. Sevgiyle...

      Sil
  3. Babamla ilgili yazdığım bir yazıdan küçük bir bölüm. Babamda Alzheimer hastasıydı. Çalışmanızdan dolayı size minnettarız. Umarım kitabı okuyan çok olur.
    İşte o bölüm:
    "Zaman akıp gidiyordu. Bunalıyordu artık. Görünmez bir el sıkıyordu yüreğini. Oğlunu vuranları gördükçe. Niçini nedeni yoktu onun için çoğu kez. Belki de düşünmek bilmek istemiyordu artık yorgunlukları, kırgınlıkları, üzüntüleri. Bulutlara hasretti artık o. Belki de rengârenk çiçeklerle bezeli çocuk bahçelerine.
    Gün geldi dayanamadı oğlunun acısına. Gitmeliydi bu topraklardan. Uzaklaşmalıydı. Zor geliyordu onsuz bir yaşam. Dediğini de yaptı. Yıllar boyu evi ile parklar arasında mekik dokudu Ankara’da. Şu an hastalığın pençesinde o. Gel de yüreğin yanmasın. Gel de ağlama, üzülme. Gözlerin ona baktıkça dolu dolu olmasın. Elleri ile sıkıca elini tuttuğunda nasıl bırakacaksın, ayrılacaksın ki zaten. Televizyonda ki eğlence programlarını izlediğine hiç şahit olmadım yıllarca. Evinin duvarında tek bir resim vardı artık. Ölen oğlunun resmi. Elleri ile çerçeveletmişti. Her gün silerdi çerçevesini camını annem. Tozunu alırdı tozlanmışsa.
    Yıllarla birlikte çok şey değişti onlar için belki de. Ama tek değişmeyen yüreklerinin sesiydi belli ki. Özlemler, beklentiler, anılar, acılar onlar için sıradandı artık.

    YanıtlaSil
  4. Yaşamın, var olmanın, geçmişin ve geleceğin anlamı o resimdi onlar için. Ve öyle de oldu yıllarca. Gerisi sıradan, günlük uğraşlardı. Durağan, hüzünlü. Zaman zaman da üzüntülü. Paylaşamamak acıyı, şöyle gönlünce kopup ağlayamamak. Asıl zor olan buydu işte.
    Ve hastalandı aylar önce babam. Uzunca bir süre kimseye bir şey demedi. Hastalandığını anlayana kadar da kimseye tek kelime etmedi. Ama yüzüne baktıkça sıkıntısı belli oluyordu aslında. Bir anlam veremiyorduk. Sorsak da iyiyim diyordu. Gerçeği doktor söyleyinceye kadar da hastalığını belli etmemeye çalıştı. Daima sessiz ve dingindi. Hala da sessizliğini korumakta. Dilinden rahatsızlığına dair tekbir sözcük çıkmadı bugüne kadar.
    Her yeni gün bir başka artık. Her yeni gün aynı uğraş, aynı hastane, aynı bakış, sıcak ve gülen gözler, uzanan eller hep aynı. Parkları özlediği belli. Parklarda bitip tükenmeyen çocuk sesleri. Haykırışlar, kuş cıvıltıları, korna sesleri. Oturduğu bankları, konuştuğu arkadaşlarını arıyor belli etmese de. Aylar ne çabuk geçiyor birbiri peşi sıra. Ellerini tutmak, göz göze gelmek acı veriyor insana. Gün gün eriyip gitmesi insanın içini acıtıyor açıkçası.
    Sonsuz bir dünyada, sınırlı bir yaşam insanoğlunun ki. Ama kabullenmek çok zor, yaşlı çınarların bir bir göç etmesini dünyadan. Umarım uzun yıllar daha aramızda olursun sevgili babacığım. Daha uzun yıllar aramızda olman bizlere sonsuz güç verecektir. Bundan eminim. Sen aramızda oldukça geceler hep aydınlık olacak inan. Gözlerimiz hep gülecek. Sarılıp seni kucaklayacağız hep birden. Bence daha erken. Gitmen bizim için çok zor olacak emin ol. O daima gülen gözlerine, o kocaman yüreğine ihtiyacımız var. Hem de her zamankinden daha çok.
    Böyle yazmışım 17 Kasım 2011 tarihinde. O yakalandığı amansız hastalığın pençesinde gün gün eriyip gitmekte iken. Bir çocuk gibiydi artık. Fazla sürmedi aramızdan ayrılması. Ocak ayının karlı bir kış gününde göçüp gitti bu dünyadan.
    Yaşadığımız acının tarifi yoktu artık. Yakalandığı Alzheimer hastalığı aramızdan almıştı. Babamın ölümü ile çektiğim acı ve stresin sonucu mide şikayetlerimi iyice artırmıştı o günlerde.
    Hastayla birlikte hasta yakınları da acı ve engellerle dolu bir yaşam sürüyor. Düşünün, o her zaman her şeyin üstesinden gelen, bir el dokunuşu ile size güven veren babanız artık sizi tanımıyor. Alzheimer hastalığı nedeni ile beyin giderek küçülüyor, diğer bir deyişle çocukluğa dönüş gerçekleşiyor.
    Hastalığın ileri safhalarında hastalığa yakalanan anneniz ya da babanız sağlıklı iken yapabildiklerini yapamaz oluyor. En güzel yemekleri yapan anneniz o yemekleri artık yapamıyor. Giyinmeyi, yürümeyi, yemek yemeyi, tuvalete gitmeyi unutmuş bir insanla karşı karşıya kalıyorsunuz.
    Sonuçta neresinden bakarsanız bakın yaşam bazen acılarla dolu olabiliyor. İçiniz parçalansa da çok sevdiğiniz bir yakınınızı kaybedebiliyorsunuz. Bu gibi durumlarda metanetli olmaktan başka yapacak şey yok maalesef. Acının tarifi olmaz. Unutulması çok zor biliyorum. Ailenin bu durumda el ele vermesi kenetlenmesi çok önemli."

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Düşüncelerinizi ne güzel ifade etmişsiniz. Bazı cümleleri gözlerim buğulanarak okudum. Bazen hastalıklar, bazen kazalar, beklenmeyen durumlar insanı aniden çarpsa da, yaşanmışlıklardan geriye deneyimler kalıyor. Yeniden güç kazanıyor insan. O kadar benzer bir hikayeniz var ki; Ben de annemden önce , doktor olan bir kız kardeşimi kaybettim.
      Kitaptan küçük bir bölüm; "Hastalıklar ve acılar belli bir direnç ve yaşama gücü kazandırıyor insana. Ortak sıkıntılar bir ortak paydada buluşturuyor kişileri. Birbirini anlamak, yardımcı olmak da kolaylaşıyor o zaman. "Damdan düşenin "nasıl canının yandığını da daha iyi değerlendirebiliyor insan. Mutluluk, mutsuzluk, acı ya da sevinç , hepsi hayatın içinde iç içe..."
      Babanıza rahmet diliyor, saygıyla anıyorum.
      Kitabı okuyabilmenizi , eleştirmenizi çok isterdim. Gerekirse gönderebilirim de.
      Uzun ve anlamlı yorumunuza çok teşekkür ederim.
      Sağlıklı, güzel günler dilerim.
      ,

      Sil
  5. "Geriye Kalan" bir sorular kitabı.
    Soru işaretinin sıkca kullanıldıgı, aklınıza gelen veya gelmeyen birçok konuyu düşünmemizi isteyen ve gözümüzün önünde olduğu halde bakmadığımızı bize işaret eden bir kitap.
    Günü takip ederken, geçmişi ve bugünü yorumlar, çözüm ararken, daha geniş açıdan dünyaya bakmaya çalışırken aslında kendi hayatımızı, bugünü ıskaladığımızı farkediyoruz.
    Kitapta çok güzel bir alıntı var.
    Firdevsi alıntısı.
    Bence oturup kış için hüzünlenmeye gerek yok, kışın güzelliklerini yaşamaya çalışmak lazım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dikkatli eleştirmenler insanı mutlu ediyor Murat. Kitabın özünde, temelinde gerçekten o var. Okurken düşündürmek, kişinin kendini değerlendirmesini sağlamak. Bir "başucu kitabı" gibi bir anlamda.
      An'ı yaşamak, değerlendirmek yaşamın özü gerçekten. Kayıpları kazanca dönüştürebilmek.Ve tabii umut içinde yaşayabilmek... Teşekkürler.

      Sil
  6. tebrik ederim çalışmalarınızda başarılar dilerim.. :)
    sevgilerimle..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. "Yazmak yaşamak" diyordu Oktay Akbal.
      Gerçekten öyle... Selam-sevgiler.

      Sil
  7. ayyyyy oleeeey çok çok kutlarım. kitabınızı alıcam okucam duyurcam. kitabın ismi mükemmel ayrıca. ve alt başlığa bakınca çok kişiye de faydalı olcak bi kitao. çok sevindim. okuycam tabiiiii. ay çok neşelendim amaaa yazdıklarınıza daaaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Okunması, eleştirilmesi, duyurulması benim için büyük mutluluk olur. 248 sayfalık kitabın son 35-40 sayfası Alzheimer'la ilgili yazı, öykü ve şiirlerimden oluşuyor. Kitap bir "farkındalık" yaratırsa çok sevinirim.Kitap kapağı benim bir çocukluk fotoğrafımla şekillendi. Kitap adını ben de çok benimsedim, içeriğe çok uygun düştü.
      Kitap Mersin Alzheimer Derneği'nde ve İnternette satışa sunuldu. Ozan Yayıncılık, Pandora, Kitap yurdu, kitapperver gibi sitelerde satılıyor.

      Sil
  8. Tebrik ederim...Devamına ve kaleminizin sağlığına duacıyım...Ben de bu aralar kitaplaşmaya çalışıyorum..Yayınevleriyle anlaşamadık.Ne zor işlermiş bu kitaplaşma işleri.Yazmak kolay da yayınlatmak mesele...Siz nasıl başardınız?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Ben de o piyasanın yabancısıyım. Yayınevleriyle görüşme, Türkiye Alzheimer Derneği Mersin Şubesi Başkanı Aynur Özge Hocamızın çabalarıyla oldu. Ben yazı, şiir ve öykülerimi topladım. Düzeltmelerin yapılması, kitabın yayına hazırlanması gene de uzun bir süreçti. Renkli fotoğraflar daha güzeldi ama daha pahalıya mal olacaktı.O yüzden siyah-beyaz oldu.
      Size de başarılar dilerim.Sevgiler.

      Sil
  9. Çok duygulandım. Tebrik ederim. En kısa sürede kitabınız edinip okuyacağım.
    Emeklerinize sağlık sevgili öğretmenim ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Gerçekte yüzünü bile görmediğimiz ama çok sevdiğimiz, benimsediğimiz, yorumlarını görüp çok mutlu olduğumuz insanlar var. İyi ki varsınız.
      Kitabı okuyup değerlendirmeniz beni çok mutlu eder. Sevgiler.

      Sil
  10. blog sayfalarını dolaşırken,sayfanıza denk geldim.kitabınızı görünce hem mutlu oldum hem de şaşırdım.yazmaya aşık biri için ne güzel bir şeydi bu...en kısa zamanda okuyacağım inşallah.başarılar dilerim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel bir rastlantı. Kitabı okuyup eleştirmeniz beni de mutlu eder. Eminim gün gelecek sizler de daha farklı kitaplar yazacaksınız.
      Dileklerinize teşekkürler. Sevgiyle...

      Sil
  11. İnsanın annesi yazar kişi olunca, yavaşlanıyor sanki. Çok önce söylenilmesi gereken kelimeler sırasının en arkasına geçiyor tevazuyla. Bekleyenin olduğunu bilmenin rahatlığıyla. Anne, hep orada bir yerde çünkü. büyüdüğünde kocaman hatırladığın ama aslında küçücük olan anne evi odan, hep orada bir yerde. İstediğin zaman, önceden aramadan, zili bile çalmadan girip, kaldığın yerden oynamaya devam edebilirsin. Onlardan geriye kalanlar belirebilir birden zihninde. Annen ve babandan...Tevazuyla bekleyen kelimeler, arsız ve hınzırlaşıp sıranın en önüne heyecanla atılıp, söylenecek diğer herşeyi geriye atıp, canhıraş bağırmaya başlayabilir işte o zaman. Ve sen bir bir hakkını verirsin 'geriye kalan'ların. An'lar ve anıların...yazıldığı için, yazar kişi de annen olduğu için...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazmayı çok sevmeme rağmen "yazar" sözcüğüne hala alışamadım Sevgili Sezgi. Belki diğer kimliklerimiz daha ağır bastığındandır. Eğitimci, öğretmen, anne...gibi. Haklısın, yıllar geçse de odalara sinmiş kokular bile geçmiyor sanki. Vermeye kıyamadığımız bazı giysiler, oyuncaklar, kitaplar...
      Ansızın kapıyı çalıp gelişler belki haberli gelişlerden daha çok mutlu ediyor insanı. "Sürpriz" an'lar daha zengin anılar bırakıyor geride. Ve sen sürprizleri ne çok seversin bilirim.
      Yorum yazmaktaki "yavaşlığı" kastediyorsan, hiç öyle düşünme, insanlar "yavaşlatılmış" hayatları tercih ediyorlar artık. Ama biliyorum ki sen istesen de yavaş olamazsın.
      "Geriye Kalan" yararlı ve güzel işler olacak, inanıyorum. Dilerim" sezgi gücün" hiç azalmasın...

      Sil
  12. Biz insanlar, adeta treni kaçıracakmışız da ve o da sanki son trenmiş gibi bir hayat telaşının içine düşmüşüz. Birçok hayalimizi ötelemek zorunda kalıyor ve hatta çoğunu gerçekleştiremiyoruz bile. Oysa ki işte tam da sizin yaptığınız gibi Makbule Teyze'ciğim, hayallerinin peşinden koşmalı bu hayatta. Yüreğinize, kaleminize, emeğinize sağlık...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bazen birden gözlerimiz parlar; bir isim, bir anı, zihinde geçmişe küçük yolculuklar... Bazı isimler ne çok anı barındırır içlerinde.Yılları içine alan bir yaşanmışlıklar zinciri. Yorumunu görünce çok mutlu oldum Sevgili Aslı, Sezgi'nin çok sevgili arkadaşı.
      Eskilerin "hayat gailesi" dediği hayat telaşı hiç bitmez ki. Ancak eminim sizler o telaşları, güzel, yararlı, tatlı uğraşlar haline dönüştüreceksiniz. "Geriye Kalan" bizlerin de övgüyle söz edeceği, gurur duyacağı güzel işler olacak...

      Sil
  13. çok tatlı yorumlar bunlar. hayat ne güzel di mi yaaaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler.
      Her yorum insanı yeniden, yeniden düşündürüyor. Hele kitabı okuduktan sonra yapılan yorumlar daha da anlam kazanıyor.İnanıyorum ki, hayata nasıl bakarsak o yönünü görüyoruz.
      Sizi de kutlarım. "Maviye iz süren" severek izlediğim bir blog. Kitabınızla ilgili ne güzel , ne içten bir eleştiri yazmış.Ben de okuyacağım.



      Sil
    2. tişkirler :) sezgi ve aslı en hoş yorumları yapan burda sizeee bi deeee :)

      Sil
  14. Yanıtlar
    1. Bloglar arası yardımlaşmayı, paylaşımı sevdiğinizi biliyorum, Bloğunuzda kitabımı tanıttığınız için çok teşekkürler.

      Sil
    2. işallah en kısa zamanda okurum da. yazarım da. pandoradan alcam yakında :)

      Sil
  15. Kitabınızdan sevgi kelebeği şefkat pıtırcığı blog yazarı arkadaşımız deepcancığım sayesinde haberdar oldum.
    Anneannem alzheimer benim de. Son 2 görüşmemizde çok çok daha bulanıklaştığını fark ediyorum anneannemin ve buna çok üzüldüm.
    Teyzem ilgileniyor anneannemle. Gözlerinin önünde eriyor hafızası resmen:(
    Hastalıkla birlikte gelen sıkıntılara göğüs gerebilmek çok güç, teyzem de çok zorlanıyor.
    Bu kitabı teyzeme de hediye etmek niyetindeyim.
    Dilerim geniiiiiş bir okuyucu kitlesine ulaşma şansı olur kitabınızın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Deeptone" arkadaşımız bloğunda kitabın duyurusunu yapınca ben de çok mutlu oldum. Tekrar teşekkür ediyorum.
      Annem alzheimer'dı. Hastalık 10 yıl sürdü. Son evrede her şey sıfırlandı, sesve söz bitti. Oysa İstiklal Marşının 10 kıtasını vurgulamalarıyla ezbere okurdu. Tevfik Fikret'ten uzun şiirler ezberindeydi.Emekli öğretmendi, bir Cumhuriyet kadınıydı.
      Gerçekten zor bir hastalık, teyzenize kolaylıklar diliyorum. Kitap bir deneme, hayatın içinden insan'ın türlü yanlarını ortaya koyuyor. Son 35-40 sayfada Alzheimer'le ilgili şiir yazı ve öyküler yazdım. Hepsi yaşanmış anılardan kalan izlerle dolu.Mersin'de geliri Alzheimer Derneği'ne kalıyor. Ayrıca İnternette satılıyor.
      Teyzenize hediye etme fikri ne güzel, ne düşünceli bir davranış, kutlarım.
      Güzel dileğiniz için çok teşekkürler. Esenlikler dilerim.

      Sil
  16. Merhaba Makbule Hanım,
    Kitabınız için tebrik ederim. Umarım en kısa zamanda alıp okuma fırsatına da sahip olurum.

    -Bu arada Okula Destek Projesi ile ilgili yorumunuzu blogumda cevapladım. Duyarlılığınız için çok teşekkürler.-

    Başarılar ve keyifli günler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Daha sonra değerlendirmenizi de almak isterim. Okula destek projelerinin yararlı olduğuna inanıyorum. Ancak iyi bir planlama ile düzenli çalışmalar yürütülebilir. Sanırım ihtiyaçların iyi belirlenmesi lazım. Ama yardımcı olabilmek çok güzel.
      Bloğunuzun adı çok güzel. Selam-sevgiler.

      Sil
  17. Toplumun ihtiyaç duyduğu önemli bir konuda gösterdiğiniz çabalar için kutlarım.
    Yorucu oluyordur belki; ama duyumsadığınız o manevi huzura kesinlikle değiyordur.
    Yaptığınız bana göre bir nevi kamu hizmeti...

    Kitabınızı okuyup bitirdiğimde, şayet siz de arzu ederseniz bir röportaj yapmak isterim.

    Daha çok kişiye ulaşılması dileğiyle.
    Selam-sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizin yorumlarınız her zaman beni motive ediyor, sevindiriyor. İçtenlikle söylemek isterim; sanki sevdiğiniz bir dostun gelişini beklemek gibi de bir beklenti içindeydim.
      Kitabın bitmesi, tanıtımı, imza günleri, satışı, çabaların yerini bulması insanı gerçekten mutlu ediyor. Yapılan işin ses getirmesi, işe yaraması insanı sevindiriyor. Dediğiniz gibi en güzeli o manevi haz ve huzur.

      Görüşleriniz benim için çok değerli. Kitabı okuduğunuzda değerlendirmeniz beni mutlu eder.
      Röportaj yapma düşüncenizden onur duyarım. 11 Şubat- 21 Şubat tarihleri arasında İstanbul'da kızımda olacağım.
      Kitapla ilgili güzel dileklerinize, duyarlılığınıza çok teşekkür ederim.
      Sevgiyle-dostça...

      Sil
    2. Çok teşekkür ederim bu değerli fikirleriniz için...
      Kitabınızı Ankara'da bulabilirim umudu taşıyordum ama maalesef yok.
      D&R ve Dost Kitabevi'nde göremeyip listelerine baktırdım hatta, ama yok.
      İnternetten sipariş edeceğimiz ilk listede şu an. Elime geçip okuduğum zaman sizi bilgilendireceğim. Zamanını birlikte ayarlarız böylece. Röportaj teklifimi kabul ettiğiniz için ayrıca teşekkür ederim. O onur bana ait inanın.
      Selam ve sevgilerimle...

      Sil
    3. Anlayışınıza, çabanıza çok teşekkür ederim. Kitap Alzheimer Derneği yararına satışa sunulduğu için kitapçılarda satışı olmadı. Ancak İnternette az miktarda satılıyor. Bulamadığınızda ben göndermeye çalışacağım. Kitabı okuyup eleştirmeniz beni mutlu eder.
      Tekrar teşekkür ediyorum .
      Sevgiyle-dostça...

      Sil
  18. Değerli çabanızı içtenlikle selamlıyorum,bir umudum varsa işte bu çabalardandır:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaşam sürdüğü sürece o çabalar da hiç bitmemeli ve umut hiç tükenmemeli.
      Yaşam öylece anlam kazanıyor.
      Çok teşekkür ederim.

      Sil
  19. Sevgili Makbule kitabını büyük bir zevkle okudum...sabahları erken saatte kalktığımdan herkes uykudayken içime sindire sindire okuyorum...notlar alıyorum..kutlarım sizi ne büyük sabır ve hizmette bulunmuşsunuz tekrar tekrar kutluyorum...
    not: bu gün tv de Aslan köyü izledim sonuna yetiştim ama yinede gördüm köyünüzü..çok şirin ve gelişmiş bir köy..sevgiyle kalın...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kitabı okuduktan sonra gelen geri bildirimler beni çok mutlu ediyor.Bir öğrencinin değerlendirme sonrası kendini yeniden gözden geçirmesi gibi. Ben de erken saatte okumayı severim, zihin daha berrak oluyor.

      Kitap hep yaşanmışlıklar üzerine. Yılları kapsıyor. Beğenmenize sevindim, fikirleriniz benim için çok değerli. Arslanköy eşimin köyü. Gerçekten çok gelişmiş bir beldedir. Yayla kadınlarının oynadığı tiyatro ve çekilen film dünya çapında ödüller aldı.
      Tekrar teşekkür ediyorum. Sevgiyle-dostça...

      Sil
  20. Hayırlı olsun kitabınız

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Bir iş başarmanın hazzı insanı mutlu ediyor gerçekten.
      Sevgiler.

      Sil
  21. Canı gönülden kutlarım hem kitabınızı, hem de böylesi, çok insana dokunabilecek bir konuyu seçmenizi. Benim de yakınımda bir arkadaşımın annesi bu hastalıktan müzdarip. Kendisine kitabınızı önereceğim. Yolunuz açık olsun. Umarım çok fazla insana el verir, dokunur kitabınız. Sevgiler... :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazmak bir anlamda duyguların dile gelmesi, bir paylaşım diye düşünüyorum. Alzheimer çağın hastalığı ve başlama yaşı oldukça aşağılara inmiş durumda. Kitabın tamamı alzheimer'la ilgili değil. Son 30-40 sayfada, yaşanmış durumlar, şiir ve öykülerle dile getirdim. (Annem Alzheimer idi.) Kitabı okuyanların geri bildirimi çok olumlu.
      Güzel ve içten dilekleriniz için çok teşekkürler. Selam-sevgiler...

      Sil
  22. Kitabınızı böylesine önemli bir amaç adına topluma sunmuş olmanız çok değerli.. Okurlarınız kadar, 'Alzheimer' hastaları ile mücadele veren insanlarımız adına da çok sevindirici. Emeklerinize, aydın yüreğinize sağlık. Tekrar tebrik ediyor, kitabınızın çok daha fazla okurla buluşmasını temenni ediyorum.. Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  23. Kitaplar yaşamdan, yaşantımızdan kesitler sunuyorlar. Belki bir" iç dökme" de oluyor. Ama "paylaşım" her şeyden önemli. Bu benim için de büyük mutluluktu. Kitap satışı da güzel gidiyor. İnanın, kitap satışının geliri bana kalsaydı o kadar sevindirici olmazdı.
    Yürekten söylendiğine inandığım içten dileklere çok teşekkür ediyorum.
    Bloğunuzdan ne güzel, detaylı bilgiler ediniyorum. Teşekkürler.
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  24. Kutluyorum sizi böyle bir çalışmadan dolayı...
    Başarılarınız daim olsun..
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Uzun, zahmetli bir yol ama sonuç gerçekten insanı mutlu ediyor.Dilerim daha güzel ve kapsamlılarını siz de gerçekleştirirsiniz.
      Selam-sevgiler...

      Sil
  25. Haklı siteminin can yakmayan ama iz bırakan tokatlarından sonra geldim zannetme sakın Sevgili Makbule.. Eğer takip edenlerin listelendiği bir programlaman varsa orada bazen günde 4 defa girip gezindiğimi görebilirsin. Sen benim hem meslektaşımsın hem de ifade gücüne hayran olduğum çok ender dostlar içindesin. Seni can-ı gönülden kutluyorum.. İlk işim demeyeyim ama sokağa ilk çıktığımda, (çıkabilirsem eğer) "Geriye kalanlar" ı bulup, bendeki geriye kalanlarla tanıştırmak istiyorum.
    Güzel ve duygusal arkadaşım gönlün dert görmesin.. Kalem tutan ellerine sağlık.

    YanıtlaSil
  26. Karanlık bir tünelin ucunda bir ışık belirince nasıl da mutlu olur insan.Yüreği, beyni, çevresi aydınlanır. Her şey geride kalmıştır. Ama ne güzeldir iç dökmeler. Anlaşılmaz durumları anlaşılır kılar. Dostlukları pekiştirir, sağlamlaştırır.
    Değer verdiğimiz insanların değerlendirmeleri paha biçilmez. Onların ne kırılmalarını, ne üzülmelerini istemiyor insan. Kıyamıyoruz, incitmek istemiyoruz. Ama insanız, sanırım beklentilerimiz, hayal kırıklıklarımız, umutlarımız o yüzden.
    Çok içtenlikle söylemek isterim Gülsen Öğretmenim; çok mutlu oldum, sayfam değer kazandı. Ziyaretlerinizle nasıl da mutlu olurum. Ama o güzel gidiş gelişlerde keşke "küçük, anlamlı izler" de bıraksanız...
    Güzel, anlamlı dileklerinize, ince, nazik düşüncelerinize çok teşekkür ederim.
    Esenlikler diliyorum. Dostça- sevgiyle...

    YanıtlaSil
  27. pandora'ya sipariş verdim geçen cuma bakalım henüz gelmedi. e uzak yerden geliyo tabiii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Kitap daha çok okundukça, daha çok paylaşıldıkça insan mutlu oluyor gerçekten. İnternet üzerinden çok az satışa sunuldu sanırım.Ama elinize geçecektir eminim.

      Sil
    2. yok ben internetten değil pandora kitabevine gittim aynı zamanda pandora yayınları, istanbulda. ordan istedim. bugün 10. gün daha gelmedi sanırım zor bulunuyo kitap yaa ama gelir :)

      Sil
    3. Kitap aslında Alzheimer Derneği yararına satıldığı için İnternete az miktarda verildi. Sanırım Kitapçılarda bulunmuyor. Uzun zamandır aradığınızı biliyorum. Belirgin bir adres verilebilirse elimdekilerden gönderilmesini sağlayabilirim.

      Sil
    4. o olabilir zaten. ama bakın şimdi ben yarın felan pandoraya söleyim. netten baksınlar ya da alzheimer derneğinden istesinler. buldururum ben onlara yaaa :) istanbulun göbeğinde onlar bulamazsa artık. sanırım bilemediler nerden bakcaklarını. onlar bulamazsa sölerim ki sizeeee :)

      Sil
    5. Ozan Yayınevi'nde olabilir. O yayınevi basmıştı. kitapperver internet sitesinde de var. Sanırım Alzheimer Derneği Mersin Şubesinde de var.Çabanıza teşekkürler.

      Sil
  28. Sizi gönülden kutluyorum. Hem yaşanmışlıklarınızı kitaplaştırarak yararlı bir paylaşıma neden olup aynı zamanda değerli bilgilerinizi ölümsüzleştirdiğiniz için ve hem de kitabınız böylesi güzel bir amaca hizmet ettiği için. Başarılarınızın devamını dilerim

    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kitabın yayınlanması benim için de büyük mutluluk oldu. Belki küçük ama kalıcı bir eser oldu. Kitabın gelirinin güzel bir iş için kullanılması da insana manevi bir haz sağlıyor gerçekten.
      Güzel dileklerinize, düşüncelerinize çok teşekkürler.
      Selam-sevgiler...

      Sil
  29. Öncelikle, içtenlikle kutluyorum Makbule hanım. Geç kaldığımın farkındayım, kusura bakmayın. Benimde bir roman çalışmam var ama ilk kitabımdaki keşkeleri yaşamama adına biraz yavaş ve temkinli gidiyorum. Sizin böylesine bir konuyu, hem de hayırlı bir iş ile bağdaştırarak ortaya koymanız, duygulandırıcı olduğu kadar, takdire şayandır. Tekrar hayırlı olsun.
    Sevgi ve dostlukla...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim.Geç olur mu, iyi dileklerin iletilmesini zaman etkisiz kılmıyor. Bir kitabın yayına hazırlanması gerçekten uzun bir süreç.Kitap piyasası sanırım farklı bir ortam . Dilerim kitabınız uygun zamanda. istediğiniz gibi basılarak satışa hazır hale gelir. İnsanın basılmış bir kitabının olması gerçekten mutluluk verici bir olay.
      Güzel düşünce ve dileklerinize çok teşekkürler.

      Sil
  30. Günaydın mı demeliyim iyi geceler mi bilemedim Makbule’m?? Günümü geceme katmışım “geride kalanlar”ı okurken.. Ne yazacağımı, ne yazmam gerektiğini bilemeden başladım görmemi engelleyen yaşlara aldırmadan..
    Seni kutlamak geldi önce içimden?? Sonra, sanki saçma ve gereksiz gibi geldi bu cümle.. ters tepti iyi niyetler.. öylesine birebir yaşadım ki yaşadıklarını. Sanki o anları anıları yaşadığın için kutlamak gibi görüntü verebilir mi diye düşünüp vaz geçecektim ama başka nasıl ifade edebilirim takdirimi bilemedim.. Belki de ilk kez aradığım kelimeleri bulamadım. Eminim hepsi yerli yerindeydi ama ‘yazma beni’ der gibi yok oldular birden..
    Ama ben yine de inatla seni kutlamak istedim.. böyle mükemmel bir evlat olduğun için önce.. sonra hiç abartıya kaçmadan, sanki sesini hiç yükseltmeden masal anlatır gibi anlattığın için o acılarını.. ve yazarsam ifade edememekten korktuğum pek çok duygum için seni kutlamak istedim. Her bir satırında kendimden ufak alıntılar buldum.. kırık bir camın ardındaki odadan kendimi seyreder gibi hissettim pek çok yerinde.. sanki ben yazmışım gibi, benim yerime yazılmış gibi hissettiğim pek çok satırın altlarını kırmızı kalemle çizdim..
    Sonra baktım zor duyan kulağıma bir cızırtı gelmekte.. dikkat kesildim.. baktım sabah ezanı okunmakta.. AH... dedim.. zamanıdır ruhları huzurlu kılmanın.. sonra okudum okudum.. sonra sanki yanı başımda gibi duran meslektaşımla konuştum!.. yüce bir gücün ona rahmetiyle huzur verdiğine inanana kadar sürdürdüm kendimce dualarımı.. sonra baktım yeni bir gün doğuyor.. uyumuşum!

    Vah gidene denir genelde.. Zamansız ölüm için geçerli kabul ederim bu sözü ben. “gitmek” kaçınılmaz son.
    O gidişi, sebep her ne olursa olsun mümkün olduğunca huzurlu kılandan Allah razı olsun.

    YanıtlaSil
  31. Gözlerim buğulanarak okuduğum yazılar vardır. Hani tüm kontrolünüze rağmen gözyaşlarının akmasına engel olamazsınız. Ama böyle bir duygulanım iyi gelir. Rahatlatır insanı, ferahlatır.Sindirebilmek için bir daha, bir daha okur. Pek çok konuda ortak paylaşımlar yaşayacağımıza inanıyordum. O yüzden kitabı okumanızı öyle çok istiyordum ki. Çok mutlu oldum. Her zamanki üstün anlatım gücünüzle nasıl da güzel değerlendirmişsiniz.
    Sizin böylesine güzel ve içten kutlamanız, "iyi bir iş" yaptığım inancımı daha da pekiştirdi. "İç huzuru" ne kadar önemli gerçekten ve ona nasıl da ihtiyacımız var.
    Yürekten teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız...

    YanıtlaSil
  32. Kitabınızın kapağına tıklayınca bu yazınıza yönlendiriyor, tekrar tebrik etmek istedim, kitabın gelirini alzheimerlı hastalar yararına bırakmanız için de ayrıca şükranlarımı sunarım. Bu arada blog arkadaşım Hüseyin hocamın da yorumunu gördüm, babası da bu hastalıktan muzdaripmiş ve kaybetmiş, mekanı cennet olsun hepsinin..:(((orada mutlu olsunlar inşallah... ve bizleri de korusun bu hastalıktan...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 2015'in son günlerinde kitapla ilgili yeni bir yorum okumak ne güzel. Sayenizde yeniden eski yorumları okudum. Yorum okumayı da öyle çok seviyorum ki. İnsan yeniden düşünmeye başlıyor.Hüseyin Hocam kitabı bulabildi mi acaba. Sormayı düşündüm.
      Alzheimer ne yazık çağın hastalığı, giderek çoğalıyor. Yaşamda "Geriye Kalan" güzel anlar ve anılar olsun diliyorum.

      Sil