12 Kas 2015

KIYIDA KALAN...



"Son vapuru da kaçırsaydım nasıl dönecektim eve " diye düşündü. Adımlarını hızlandırdı. Uzaktan vapurun gelişini görmüştü. Az sonra da düdük sesi geldi. Vapura binmeyi, denizde seyahat etmeyi oldum olası severdi. Çocukluğunda kağıttan gemiler yapar, su dolu bir tasın içinde yüzdürürdü. Suyla oynamak öyle rahatlatıcı gelirdi ki ona.Dökülen sular etrafı ıslatsa da "En büyük kaptan benim, en güzel gemi benim gemim" diyerek nasıl da sevinir, mutlu olurdu.

Kağıttan da olsa, ıslansa da o gemilerle mutlu olma çağı yılların ötesinde kalmıştı. Öyle küçük şeylerle mutlu olamıyordu artık. Mutluluk yılların ardında, büyük kuşların kanadındaydı sanki. Eline konmadan uçuveren kuşların kanadında. Hiçbir şey çocukluktaki gibi kolay yakalanamıyordu.Çok istenen bir şeye ulaşmak da o yıllardaki gibi kolay değildi. "Yetişkinlerin hayatın zorluğunu zamanla anlayacaksınız deyişleri o yüzden herhalde" diye düşündü.

Son vapur da kıyıya yanaşmak üzereydi. Bekleyen çok fazla kişi yoktu. Birkaç tekne sonradan yolcu çıkabilir düşüncesiyle kıyıda bekliyorlardı. Birden onu fark etti. 
12-13 yaşlarında olmalıydı.Simit tezgahını yanaşan vapur yolcularına simit satmak için hızla sürüyordu. Camekanlı el arabasında 8-10 simit kalmıştı. Akşamın son simitleri. Birden bir ses duyuldu. Araba kenardaki banka şiddetle çarpmıştı. Ön cam kırıldı, simitler yola saçıldı, arabanın ön tekeri yerinden çıktı. Simitçi çaresizlik içinde etrafına bakındı. Hemen bir seyirci grubu oluşmuştu.
Ne olup bittiğini seyretmeye meraklı ne çok insanımız vardır.

Simitçi pek çok şeyi düşündü aynı anda; Her şey aksi gitmişti bugün. Araba, dökülen simitler, kaybolan parası. Birden arkasında bir ses duydu: "Dökülen simitlerin hepsini ben alıyorum. Sokaktaki kedi köpeklerin hepsi aç. Nasıl da sevinirler bilsen." 
"Hala iyi insanlar var" diye düşündü simitçi. "Her şey kötü gitse de kurtarıcı iyiler var mutlaka."

O arada  vapurdan inişler başladı. Herkes bir koşturmaca içindeydi. Hayat hep biraz telaş, biraz heyecan değil midir? İnenlerden sonra binecekler kuyruğa girdi. Son vapura son binen elinde simit poşeti taşıyan genç bir adamdı. Az sonra vapurun kalkış düdüğü duyuldu. Kıyıda tekeri kırık boş arabasıyla bir simitçi kaldı. Onca sıkıntıya rağmen yalnız olmadığını düşündü. Ertesi gün kaç tane simit satabileceğini planladı. Yağmur atıştırmaya başlamıştı. Elinde kırık teker, yokuş aşağı arabasını sürerek uzaklaştı...




16 yorum:

  1. Heyecan verici bir yazı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsana dair her şey içinde biraz heyecan barındırıyor.

      Sil
  2. Denize özlem duyarken okuduğum en güzel yazılardan biri oldu..
    İyilik hala yok olmadı, var dedirten ayrıntılar. Duyarlılık ve görebilmek..
    Yazınızı okurken o an'ları yaşamak ne de güzel.
    Ve görsellerdeki özellikle kedi çok tatlı çağrışımları oldu bende:)
    Sevgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumla bütünleşmek, öyküye anlam katmak da öyle güzel ki. Akıllı okuyucu yazanı da mutlu ediyor.Ben de çevremde gördüklerimden esinlenerek yazmaya çalışıyorum.Güzel yorumunuza çok teşekkür ederim.
      Sevgiler.

      Sil
  3. kurtarıcı iyiler var mutlaka...
    çok sevdim bu öyküyü..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O iyilerden yana olanlar çoğalsa, birlik olsa keşke...
      Teşekkür ederim. Fikirlerine değer verdiğim arkadaşların böyle düşünmesi sevindirici.

      Sil
  4. Hüzünlü bir öykü.
    Çok zor değil aslında oradaki üç-beş simitin parasını ödemek. Bunu yapan kişiye bir taraftan da aç hayvanları sevindirecek olma rolü biçmeniz hoş. Seyretmeye meraklı bir toplumu gizliden vurgularken iyilerin varlığını ön plana çıkararak umut aşılamışsınız. Kim bilir belki de arabadaki hasarı da başka bir iyi insan üstlenecek değil mi? Yüreğinize sağlık....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumlarınızı seviyor ve özlüyorum. İnsanın yazdıklarının anlamlandırılması, daha netlik kazanması, anlaşılır olması ne güzel.
      Arabadaki hasara da sizin gibi duyarlı okuyucular hayallerinde bir çözüm üreteceklerdir mutlaka.
      Ben arabanın önce denize uçtuğunu düşündüm. Sonra bu fikir çok acımasız geldi, vazgeçtim.
      İnsanla ilgili ne çok öykü yazılabilir.Çevremizde konu zenginliği var.
      İyiler, iyi niyetli insanlar hiç eksilmesin aramızdan.
      Esenlikler dilerim.

      Sil
  5. Düşündürücü ve naif bir öykü olmasının ötesinde, "dayanışma duygusunu" çok güzel, özel bir dille işlemişsiniz. Daha paylaşımcı ve dayanışmacı bir dünya dileklerimle... esen kalın.

    YanıtlaSil
  6. Güzel, nazik yorumunuza çok teşekkür ederim. Dileğiniz hepimizin ortak dileğidir. Daha güzel bir dünya ancak ortak paylaşımlarla, katkılarla gerçekleşecek.
    Esenlikler dilerim.

    YanıtlaSil
  7. Böylesine anlam yüklü yazıları okumak hoşuma gidiyor. Eminim birçoğumuzun vicdanı bu tip aktarımlarla tatmin oluyordur. Herkesin kendine ait böyle öyküleri olmalı. Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Düşündüklerimi ya da çevremde etkilendiğim olayları şiir veya öykülerle yazıya dökmek bana da iyi geliyor. Belki amatörce ama yazdıkça rahatlıyor insan. Her öykü yaşamdan bir kesit.
      Güzel düşüncelerinize teşekkürler. Sevgiler.

      Sil
  8. Seyyar satıcıların yere dökülen simitleri, nohutları... ya da her neyse, tüm insanlık adına yerlere saçılmış umutlardır sanki de hep birlikte üzülürüz her defasında.
    Yazınız çok anlamlı, elinize sağlık bu arada...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bazen zabıtaların ne kadar sert, bir o kadar haşin davranışları vardır seyyar satıcılara. İçim parçalanır. Yetkiyi ya da görevi kötüye kullanmak diyorum ben bu davranışlara.
      Çok teşekkürler değerlendirmenize. Sevgiler.

      Sil
  9. insanlık ölmüyor işte yine deee :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyiler hep var. önemli olan kötüler çoğalmasın. İyiler azalmasın.

      Sil