30 May 2016

İNSANCA YAŞAMAK...( Nostaljik Pazartesi )



Kafamızda bin bir türlü ön yargıyla yaşıyoruz. Yılların izini, birikimini taşıyoruz belleklerimizde. Tortular, tabakalar halinde kalıplaşmış adeta. Korkuyor, ürküyor, çekiniyoruz. Daha dikkatli olma ihtiyacını hissediyoruz. Adımlarımızı temkinli atıyoruz. Büyük ölçüde haklıyız da. Onca gazete manşeti, yüzlerce televizyon görüntüsü var belleğimizde. Netlik kazanmayan görüntüler gözlerimizin önünde bir ileri bir geri gidip geliyor.

Değer yargılarımız karmakarışık. Bazen iyi ile kötü birbirine karışıyor. Dünya büyük bir hızla dönerken iyilerle kötüleri ayrıştırmıyor. Hayalle gerçek sanki iç içe. Gerçek dışı görüntüler de devreye giriyor. Temiz-kirli, iyi-kötü, insanca-insanlık dışı, sakin-öfkeli, namuslu-namussuz, onurlu-onursuz, doğru-yalan... Her şey birbirine karışıyor bazen. Ayırt edemiyoruz.

Bir sınama testi, ölçüm aracı ya da sayaç yok elimizde. Tahminlerimiz, terazimizin ibresini doğrulamıyor. Teknik cihazlar da yetersiz kalıyor bazen. Hiçbir şey net değil. Yaşamdan kareleri durduramıyoruz, yaşanan saatleri geri alamıyoruz. En gelişmiş teknoloji de yanıltabiliyor kimi zaman. Ona da hükmeden insan çünkü. Aldanıyoruz, aldatılıyoruz. Kime nasıl inanacağız, nasıl inandıracağız?

Bir güvensizlik ortamında kim kime nasıl güvenecek? Pek çok yerde "girilmez" levhası vardır da "güvenilmez" levhası yoktur. Yasaklara nasıl da uyar insanımız. Hatta bazen neden yasak olduğunu bilmeden, sormadan, emre kesin itaat gibi... Çocukluktan itibaren evde, okulda, sokakta, toplumda soru sorması istenmez, itiraz edemez, karşı çıkamaz. Okul sıralarından itibaren alışmıştır kurallara itaate.

Ama iyi bir dinleyicidir, uysal bir bireydir. Belki de o yüzden küçük protestoları bile çok dikkat çeker. Sesini yükseltmesi istenmez. Ya sesini hiç yükseltmez ya da hep susar, son anda patlar. Avazı çıktığı kadar haykırır. Bazen cinnet geçirir. Ya kendine ya da en yakınlarına zarar verir. Oysa özünde nasıl da yumuşak, saygılı ve uysaldır. Sadece güzel ve uygar bir dünyada; insanca yaşamak, haksızlığa uğramamak, yalan dolandan uzak olmak, adil davranılmak, kabul görmek ister. Her insan gibi...

                                                                      Şubat-2014






32 yorum:

  1. layıkıyla yaşabilme umuduyla,ne güzel bi yazı olmuş,mutlu haftalar olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsan için, insanlık için hep daha güzel bir dünyayı hayal ediyoruz. Umarım gerçekleşir.
      Sevgiyle.

      Sil
  2. Çok anlamlı yazmışsınız, teşekkür ederim , ellerinize yüreğinize sağlık. Nadide Hayat filmindeki kaptanın çok güzel bir sözü vardı. ''Diyenler sadece konuşanlardır. Yaşayıp isteyip de yaşayamadıkları için, başkalarını ayıplayıp intikam alırlar''. Peki neden böyleyiz diye düşünüyorum. Duygularımız hep başkaları tarafından bastırıldığı için olabilir mi? Sakin tabiatlı insanların ani duygu patlaması yaşamaları bu kısıtlanmışlıkdan olabilir mi?
    Elbette her insanın kendi içinde bir otokontrolünün olması şart. Duygu ve düşüncelerimizi akıl süzgecinden geçirmek ve vicdan terazisinde tartmak şart. Faydalı işlere imza atmış, insan kalbine dokunmuş gönül dostlarını örnek almak da yaşam haritamızda ilerlerken bize pusula olabilecek güzellikler. Bunları bir yere kadar yapabiliriz. Ama işte gelin görün ki pusulasını şaşmış başka insanlar yüzünden belki zarar görüyor, güvenimizi kaybediyoruz.
    Hz. Mevlanın bir sözü geldi aklıma. Sevgiyle yapılan her şey duadır der. Sevgi olsun istiyorum hayatlarımızda. Seven ve sevilen olalım. Duam bu.

    Sevgi ve selam ile...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gördükçe, yaşadıkça dünyaya küçük dokunuşlarla düzen vermek istiyor insan. Belki çok zor, belki uzun zamana bağlı, belki de imkansız. Ama gönül neler istiyor. Elimizde peri değneği gibi sihirli bir değnek de olamayacak hiçbir zaman. Nadide Hayat filmini görmedim, güzeldir mutlaka.
      Son yıllarda toplumda ne çok duygu patlamasına tanık olduk değil mi? Özellikle kadınlara ve çocuklara yönelik şiddet çok fazla. Ne yazık pek çok kişinin de vicdan ve akıl terazilerinin ibresi bozuk sanırım.
      Ama gene de umutsuz olmamak lazım. Doğru, sevgi çok şeyin üstesinden gelebilir. Çünkü merhamet, iyi niyet,dürüstlük gibi pek çok iyi huy da onun yanında yer alıyor.
      Anlamlı yorumunuza çok teşekkür ederim.
      Sevgiyle...

      Sil
    2. "sevgi çok şeyin üstesinden gelebilir" demişsin.
      eksik demişsin diye düşünüyorum. tüm sorunların kaynağı değil midir sevgisizlik? şiddetin, kavganın, doğaya verilen zararın...ve hatta savaşların!
      yapacağımız tek şey "sevmeyi ve sevilmeyi" öğrenmek, öğretmek...

      Sil
    3. Ah keşke gönlümüzden, beynimizden geçen doğrularla sevgiyi herkes için geçerli hale getirebilsek, hakim kılabilsek.
      Neden bilinmez, bazen sevgisizliği, kini, nefreti, öfkeyi temel alanlar da olabiliyor. Çok eskilerde, bir yerlerde bir tıkanma, bir kırılma olmuş olabiliyor.
      Son iki cümleye tabii ki yürekten katılıyorum.Hatırlıyorum, bir şiirde geçiyordu;"Elimden gelse her karış toprağa sevgi ekerdim..."
      Yorumuna cevap yazmak için çok aradım, neden araya yerleştirilmiş, anlamadım. Neyse bulabildim.
      Sevgiyle...

      Sil
  3. merhabalar,
    ne güzel bir yazı
    aslında herkes birbirine saygı ve sevgiyle yaklaşsa
    güven duysa birbirine
    herşey tozpembe olur
    olumlu düşünce çok önemli
    sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizi burada görmek ne güzel.
      Keşke toplumun bireyleri arasında saygı-sevgi karşılıklı olsa. Ama küçük yaşlardan itibaren kazanılmayan bazı davranışlar kolay kolay benimsenemiyor. Örnek davranışlar sergileyecek kişilerin çoğalması lazım sanırım.
      Kırmadan-kırılmadan olumsuz düşünceleri olumluya çevirebilsek keşke. Bazen çok çaba gerekiyor ama değiyor.
      Teşekkür ederim.
      Sevgiler...

      Sil
  4. ne hoş bir yazı, sıcacık samimi ve güven dolu..
    iyi yürekli insanların çoğalması dileğimle..
    güzel bir hafta dilerim..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnanın, sizin yorumunuz da bana öyle geldi.
      Çarşıda, pazarda, hastanede veya toplumsal bir yerde iyi insanlarla karşılaşınca öyle mutlu oluyorum ki. Bunu "iyi ki varsınız." diyerek kendilerine de ifade ediyorum. Şaşırıyorlar ama onlar da mutlu oluyor.
      Aynı güzel dileklerle...
      Sevgiler.

      Sil
  5. 'Güvenilmez levhası' gerçekten bir ihtiyaç. Sınama testlerini kendimiz ne kadar yapabilir ne kadar doğru sonuca ulaşabiliriz ki.. Hayalle gerçek iç içe girmiş vaziyette. Kendimden yola çıkarak yazdıklarınız en büyük hayalim belki hepimiz aynı hayali kurarsak neden olmasın? Sevgiler,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ama hep düşünürüm-hayal bu ya- o kıstasları kim belirleyecek.Hiçbir şey çok net değil. Ancak sezgilerimiz, deneyimlerimiz devreye girecek sanırım.Bir de peşin yargılı olmayacağız.
      "Aynı güzel hayallerin peşinde olanlar..." Çoğalıyoruz demek ki, işte bu harika.Sağlam hayaller bizi her zaman gerçeğe ulaştırıyor.
      Teşekkür ederim.
      Sevgiler.

      Sil
  6. İnsana bilince davet eden bir yazı. Bilinçsizlik gaflette boğulmak gibidir. Hissiz, düşüncesiz ve hareketsiz bir yaşam gibidir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Keşke çoğunluk o beklediğimiz, istediğimiz bilinçte olsa. Haklısınız, bilinç zayıfladığında kontrolsüz davranışlar ortaya çıkıyor. Mantığını kullanamayan insan her türlü olumsuz davranışa yönelebiliyor.
      Teşekkür ederim.

      Sil
  7. Hayat debdebesi en sevgi dolu insanları bile cinnet haline getirebiliyor zaman zaman.Öfke kontrolü elde olanlar içinde patlayıp ağlama krizleri veya mazallah hastalık davetiyesiyle karşılaşabiliyor.Ya da herkeslerden uzaklaşası geliyor insanın.Biz, yani yazmayı seçenler için de hayatın sıkıcılığının iç döküşü ya da kendimizde bulduğumuz huzuru paylaşarak anlaşılır hale geliyoruz.Sevgi, vicdan, değer vermek ve almakken tek amaç, insan yine insana yapıyor yapacağını.
    Teşekkürler güzel yazınız için.İçlerimizin dolup taştığı konuya değinmişsiniz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız, hayat karmaşası ya da olumsuz koşullar bazen kişiler için hayatı dayanılmaz kılıyor. "Öfke kontrolü" yapabilmek en güzeli tabii. Ağlama bir rahatlama yolu. Aşırı stres, çeşitli bedensel hastalıklara neden olabiliyor.
      Bir uğraşa yönelmek ya da yazmak, resim yapmak,tiyatroyla ilgilenmek bir terapi gibi gerçekten.
      Çevremizde, toplumda insan'a değer veren, iyi insanların çoğalmasını diliyorum.
      Anlamlı, güzel yorumunuza teşekkür ediyorum.
      Sevgiler...

      Sil
  8. Yazılarınızı okuduğumda hayata farklı bir açıdan bakabiliyorum..
    Sevgimle..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O kısacık, güzel yorumlarında ne çok şey anlatırsın sevgili Elsa...
      Sevgiler.

      Sil
  9. Biraz empati diyorum da başkada bir şey demiyorum. Sevgiyle

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah keşke empati yapmayı daha çok insan öğrense. Kendisini karşısındakinin yerine koyarak anlayabilse. Kıyım yapmadan önce duygularda yakınlık kurabilse.
      Sevgiyle.

      Sil
  10. "Dünya büyük bir hızla dönerken iyilerle kötüleri ayrıştırmıyor."
    Evet maalesef öyle.. Hayatın kısa bir özetini çıkarmışsınız adeta.. Kaleminize sağlık..
    Sevgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hep içimden derim ki; İyiler çoğalsa, kötüler azalsa. Ve kötülerin gücü azalsa, etkileri zayıflasa. Keşke...
      Çok teşekkürler.
      Sevgiler...

      Sil
  11. içinizden dediklerinizi haykıralım, iyiler kazansın, kötüler ve kötülük yok olsun... birde şaire hep inanır ve umudumu eksiltmem;
    ''dünyayı güzellik kurtaracak, bir insanı sevmekle başlayacak her şey''

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizin de öyle düşündüğünüzü biliyorum, inanıyorum.
      Ben de henüz umudumu yitirmedim, "dünyayı güzellik kurtaracak."
      Dünya öyle kirlendi ki, belki biraz zaman alacak.
      Sevgiler.

      Sil
  12. Ben kolayını buldum.Ütopya yaratıyorum o dünyada mutlu-mesut -bahtiyarım şimdilik.İyiliklerle dolu yazılarınzı alıp başımda taçlandırıyorum teşekkür ederim ellerinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle bir dünya da umut verici. Gerçeklere giden yolun başında o güzel hayaller var. Güzel bir dünyayı hayal bile edemeyen öyle çok insan var ki.
      Yorumunuzla beni de taçlandırdınız. Çok teşekkür ederim.
      Sevgiler.

      Sil
  13. Dünya öyle hızla öyle haşin bir şekilde dönüyorki o çarkın içinde kurduğumuz hayallerimiz bile eksilip kayıp oluyorken.........
    Yine de yaşama dört elle sarılıp, hızlı dönen bu çarkın içinde iyi ve güzel yürekli insanların çok olduğunu düşünmekgerekir diye düşünüyorum.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  14. Aynı düşüncedeyim. O büyük çarkın dişlileri arasında ezilmemek lazım.Zaten o güzel yürekli, iyi niyetli insanlar da olmasaydı dünya çekilmez olurdu.
    Dünyanın pek çok yerinde hala devam etmekte olan savaşlar sona erdiğinde elbette dünya daha yaşanılabilir olacak...
    Sevgiyle.

    YanıtlaSil
  15. Öğretmenim hayat o kadar çeşitliliklerle dolu ki.... çeşit çeşit , ton ton renkler var hayatta. İnsanlarda böyle. O kadar çeşit çeşit düşünce ve duyguyla örülü ki insan. Bazen kendisi bile farkında değil. Ama her şeyin başı sevgi. Allah kalbimizin tam ortasına o kadar değerli bir hazine yerleştirmiş ki : SEVGİ. O güzel kalbiniz hep sevgiyle kalsın öğretmenim....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten öyle sevgili Çağrı. Davranışlar, duygular, düşünceler, beklentiler... Sevginin, umudun. hoşgörünün eşsiz gücüne çok inanıyorum ben de.İçten yorumuna çok teşekkür ediyorum.
      Sevgiyle...

      Sil
  16. Şubat-2014 tarihli yazınız güncelliğini koruyor ve her geçen gün artan çelişkiler yumağı içinde yaşamlarımızı etkiliyor. Maalesef sebep ve sonuçları sorgulamayan insanlık psikolojik algılarıyla oynandığının farkında değil, bu en acısı. Düşündüren yazınız için teşekkür eder, esenlikler dilerim.

    YanıtlaSil
  17. Dünyamızda, yakın ve uzak çevremizde değişmeyen, yadırganmayan, adeta kanıksanan öyle çok şey var ki.Ne zamana kadar ya da nereye kadar...
    Dayanma noktası nerede başlar- nerede biter...
    Anlamlı yorumunuza teşekkür ederim.
    Esenlikler dilerim.

    YanıtlaSil