12 Nis 2017

MARKALAR VE BİZ...MİM.



Yıllar öncesinden bir anı var belleğimde. İlkokul 1 ya da 2. sınıfta bir Yerli Malı Haftası'nı kutluyoruz. O yıllarda yerli malı kullanmaya özendirmek için bu haftalar çok özenle kutlanırdı. Hepimiz bütçemizin elverdiğince yemiş, çerez, meyve, kek, kurabiye vb. getirmiştik. Tabii herkes durumuna göre az ya da çok ürün getirmişti. Öğretmenimiz "Bir dakika, paylaşmamız lazım." dedi. Herkese eşit olarak paylaştırdı. Ne az, ne çok... Herkes hepsinden yedi. 


10 muzu 50 çocuğa ustaca paylaştırdı. O gün paylaşmayı, bölüşmeyi öğrendik. Belki küçücük parçaydı ama, o gün yediğim Anamur muzunun tadı hala damağımdadır.Amasya elması, Silifke çileği de eski tadında olmasa da hala tadı ve kokusuyla özeldir. Evde yaptığımız yoğurdun tadı hiçbir markaya uymaz diye düşünürüm. Sakızlar bile markalaştı. Hepsinin adını eksiksiz sayabilen var mı acaba?

Giysilerde Sümerbank ürünleri bir numaraydı. Genç arkadaşlarım bilirler mi acaba; Kaç kuşak oradan giyindi. Sağlamlığı ve dayanıklılığıyla yıllara meydan okuyan ürünler üretti. Kilim desenli güzelim örtülerini hala kullanırım. Çarşaftan nevresime, ayakkabıya kadar sattıklarını almak için insanlar kuyruklar oluştururdu." Arz ve talep" denir hep. Oysa ikisi de vardı. Neden satıldı Sümerbank...?

Bizim ışıklı yanıp sönen ayakkabılarımız yoktu. Şimdi düşünüyorum da ayağımı cendereye sokmayan, yumuşak her ayakkabı iyi markadır benim için. İstanbul'da öğrenci iken kaldığımız Devlet Öğrenci Yurdu Kapalıçarşı'ya , Mahmutpaşa'ya yakındı. İki çarşıda da rahatlıkla alışveriş edebileceğimiz yerler vardı. O yıllarda büyük AVM'ler yoktu. Ama sabit pazarlarda ürünü aldığımız esnafa güvenirdik. Pazarlık yapabilirdik. Değişim hakkımız vardı. 

Teknoloji değişirken ürün kalitesi de değişiyor. Neden...? Şimdi dayanıklı tüketim mallarına en fazla 10 yıl dayanma süresi veriliyor. Annemin yıllar öncesinin buzdolabı ve çamaşır makinesini yaylada biz hala kullanıyoruz. Günümüzde insanlar gibi makineler de daha dayanıksız oldu.

İyi ürünler var elbette. Bazen sınama-yanılma yoluyla buluyorsunuz. Saçlarıma zeytinyağlı- doğal bir bebe şampuanı kullanıyorum. Yılların zeytinyağı markası.  Bir markanın güven yaratması ne kadar önemli. Vazgeçemiyorsunuz. Ailedeki tutum ve davranışlar büyük ölçüde çocuklara geçiyor. Ancak ergenlik çağında arkadaşların beğenileri daima ön planda. Eskinin değerlendirilmesi, yeniden kazanma ne kadar önemli. Kundura tamircileri mahalle aralarında hangi köşedeler acaba? Ya tadilat terzileri... Hala müşterileri var mıdır?

Annemin, bir zamanlar anaokulundayken kızıma diktiği ve bir 23 Nisan günü giydiği gelinlik tarzı beyaz tuvaleti bu yıl kızımın 3,5 yaşındaki kızı giyecek. Kargoyla elbiseyi gönderdiğim zaman çok çok mutlu oldu. Böylece çocuklar da değer biliyorlar. 
Kuşaklar arası bir anlayış oluşuyor. 

İsterdim ki marka kullanan gençler rahat ettikleri, güvendikleri, sağlam buldukları için bir markayı tercih etseler keşke. Arkadaşı kullandığı için, sadece gruba uymak için kullanılıyorsa başkalarına tabi ve taklitçi gençler ortaya çıkıyor. Marka; tarzınızı, stilinizi, kimliğinizi, kişiliğinizi ortaya koyuyor. Ama tek bir ürünle değil, sizin yaşam tarzınız, hayat standartlarınızla ilgili bir değerler bütünü.
Markalar geçici, oysa siz kalıcısınız...


Bu mim önce Sade ve Derin adlı blog yazarı arkadaşımız tarafından başlatıldı. 
sadevederin.blogspot.com.tr

Daha sonra bana asıl mimi ileten Sonbahar Kedisi bloğunun yazarı  Yasemin Işık arkadaşımız oldu. 
sonbahar-kedisi.blogspot.com

Her iki arkadaşımıza da çok teşekkür ederim. Geçmişe döndüm, düşündüm, bir anlamda beyin fırtınası oldu benim için.

İlk fotoğraf, Mersin  Güneş Festivalinde standlarda geçen yıl çektiğim bir fotoğraf.
İkinci fotoğraf, ilkokuldan bir sınıf fotoğrafım.

42 yorum:

  1. Yerli Malı Haftalarında kümeler halindeki sınıf ortamımızda kartondan taçlarla, örtülü sıralarımızın üzerindeki portakal, yemiş, başka meyvelerle ne güzel hallerimiz vardı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şimdilerde Yerli Malı Haftası ya hiç kutlanmıyor, ya da çok sönük geçiyor.Yerli malımız da neredeyse kalmadı.
      Sevgiler.

      Sil
  2. Benim aklıma da bayramlar geldi şimdi. Bayramlıklarımızla sabahlardık. Dikiş bilen aile fertlerimiz, büyüklerimiz dikerdi, biz giyerdik. Yıllar geçse de eskimez ve atılmazdı. Ayakkabılar köşkere gönderilir onarılırdı. El emeği göz nurunun da apayrı bir yeri vardı. Bu yazı sayesinde ben de eskilere gittim biraz. Hiç de fena olmadı hani..:) Sevgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eskiyi unutursak yeninin de değerini bilemiyoruz. Bayramlıklar ne değerliydi. Hepimiz için zaman zaman geçmişe küçük yolculuklar iyi oluyor.
      El emeği göz nuru işler değerliydi. Çünkü insan değerliydi değil mi?
      Sevgiler...

      Sil
  3. Ne yazık ki al at dönemlerindeyiz, oysa dediğiniz gibi yıllarca tamir edilip kullanılırdı eskiden herşey. Bozulmayı bırakın pil ömrü dolup yenisini bulamadığımızdan cep telefonu almak zorunda kalıyoruz.

    Yerli malı haftasını ne mutlulukla kutlardık. Kuru yemişler ve meyveler vardı bir tek. Şimdi düşünüyorum da onlar bile yerli değil :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen öyle... Sokak aralarında eskiciler vardı. Onlar bile öylesine azaldı ki. Bozulan aracı tamir bile etmiyorlar. Yenisini alın, daha iyi diyor satıcı.
      Uzakdoğu'nun bütün meyveleri yüksek fiyatlarla manavlarda.
      Sevgiler...

      Sil
  4. Bende marka kullanmayan gençlerdenim :) cok gereksiz bir sey.Kalite her zmaan markada olmaz.Biz kalitesiz diye adlandırdığımz ürünlero talep edersek onlarda daha fahiş fiyatlara satabilir ve marka olabilirler.Kensilerinide bu sayede gelistirebilirler. 😃

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bazı markalar gerçekten çok kaliteli ise belki indirim günlerinde alınabilir. Gerçekten kendini kanıtlamış bir marka ise. Sırf marka diye düşünerek almak çok anlamsız tabii.
      Sevgiler.

      Sil
  5. Yerli malını kutlar yer,içer eğlenirdik.Sonrasında hocamın şu sözü geliyor aklıma. Yerli malı haftası kutluyoruz ama kullandığımız kalem bile Fransız marka demişti.Keşke daha üretken olabilsek.Bizden kalan kıyafetleri şimdi kızım kullanıyor.Yazınızla birçok şey canlandı gözümde.Kaleminize sağlık...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne doğru denmiş bir söz. Sanırım o yüzden de eski görkemli kutlamalar yok. Hepimizin geçmişinde güzel anılar var. Onları biraz su yüzüne çıkarmak iyi oluyor sanırım.
      Teşekkür ederim.
      Sevgiler...

      Sil
  6. Sahi şimdiki nesiller yerli malı haftası kutluyor mu bilmiyorum, biz de meyve filan getirirdik. Ne kadar güzeldi o günler, ithal malı ürün bilmezdik, ben hala ne alırsam Türk malı takıntım var, mahallede 10, 20 liraya ayakkabı oluyor alıyorum gayet de memnunum. Kazak vs. öyle. Hiç marka tutkum yok. Akıllı telefonum yok, 40 liraya aldığım resim bile çekmeyen minik bir telefonum var o kadar. Türk malı telefon olsa onu alırım ama şimdilik yok. Çok güzel anlatmışsın, Sümerbank harikaydı, kapattılar yazıklar olsun. Neden satıldı Sümerbank? Atatürk'ün açtığı kurumlar olduğu için diyorum ben...onun adı silinsin diye uğraşıyorlar, ormanını talan ettiler:(

    Kalemine sağlık arkadaşım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanırım çok az okulda göstermelik kutlanıyor. Amaç farklıydı belki. Ben de semt pazarlarından giysi alabiliyorum. Seçici olursan çok güzel ürünler bulunabiliyor. Sümerbank'ı hala unutamam. Kar eden birçok kuruluş satıldı. İnsanın içi acıyor.
      Çok teşekkür ederim.
      Sevgiler...

      Sil
  7. Yazınız çok güzel, biraz keyif biraz da hüzünle okudum. Kaleminize sağlık.
    Sümerbank deyince eski günler geldi aklıma. 1980'lerde babam Malatya'daki Sümerbank fabrikasından toptan patıska, amerikan bezi getirtirdi. Sonra da satışını yapardı... Bizim dükkan çoktan kapandı. Sümerbank gibi kaliteli ürünler çıkaran ve mazisi eski olan bir kurumun kapatılması için 'çok acı' diyebileceğim sadece. Yazık oldu.
    Sevgiler diliyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnanın ben de aynı duygularla yazdım. Şimdi sizin sözünüz de bana ünlü yönetmen Nuri Bilge Ceylan'ın uluslararası ödülünü alırken söylediği sözü hatırlattı; "Yalnız ve hüzünlü ülkem adına" demişti galiba. Ülkemiz de hep o konumda gerçekten.
      Yorumlarda bütünleşmek, duygu paylaşımı yapmak ne güzel.
      Sevgiler...

      Sil
  8. Sümerbank'tan ne çok alışveriş yaptığımı hatırladım. Bir çok şehirde vardı, pazenleri şahaneydi, memurlara yılda bir kez Sümerbank'ta kullanılan giyim fişi verilirdi eskiden....
    Ankara Ulus'taki tarihi binada bulunan mağaza çok güzeldi, kumaştan başka Yıldız porselende satılırdı.....
    Çok nostaljik çok. Yerli malı haftası etkinlikleri de çok eğlenceliydi, muz bizim çocukluğumuzda nadir bulunan bir meyveydi. Muşmula vardı o zamanlar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sümerbank'ı bilen arkadaşların varlığı beni de mutlu etti. Doğrusu pek bilinmez sanıyordum.
      Muz bizim zamanımızda da değerliydi. Ama o yıllarda Adana'daydık. Anamur yakındı. Ona rağmen getiren azdı.
      Keşke şimdiki çocuklar Yerli Malı coşkusunu yaşayabilseler.
      Sevgiler.

      Sil
  9. keşke gerçekten de markayı kalite için kullansak. Bu bir yöntem belki de. Mesela bir ara starbucks bardaklarıyla gezmek prestij göstergesiydi. İnsanlara bu şekilde kendilerini önemli hissettirmeye çalışıyor markalar. Taktikleri bu. Ben sümerbank diye bir marka hiç duymamıştım. Sayenizde bir şey öğrendim:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Marka adı yazmadım, sanki ürün reklamı yapmak gibi geldi. Meyveleri yazdım. Sümerbank'ı yazdım. Tanıyan arkadaşlarım çıktı, sevindim. Bir Devlet kuruluşuydu, çok güzel ürünler üretirdi.Sanırım bu farklı bir MİM oldu sevgili Yasemin.
      Sevgiler.

      Sil
  10. Yerli Malını Haftasını kutlarken "Cola" içiren öğretmenim ayran yapsa çocuklarla birlikte yaparak,
    içse de sevdirip çocuklara milli içecek diye tanıtsa ne güzel olur değil mi..?
    Süt nasıl oluşur ? yoğurt nasıl mayalanır ? Ayranda nasıl faydalıdır...anlatsa...!Paylaştırıp anne keklerini,yufka ekmekleri,çökelek ve peyniri.

    O değerli annenizin,kutsal elleri ile diktiği,tuvalet kaç para ile ölçülebilir ?Kokusu bile insanı mest eder. Kalitesi ile...

    Emeğinize sağlık tam da sizden güzel öğreti olacak değerli anlatımlar...Anlayana.
    Anılarımızdan kalan ne güzel davranışlarimıza yansımış ve kişiliğimizin oluşumunda faydası olmuş öğretiler.
    "Devlet Malı" benim için kutsal bir kavramdı ve öyle de kaldı...
    Kalite evet ,olması gerekli insanın kullandığı,dilde ve herşeyde,marka değil.
    Sevgilerimle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizler gibi öğretmenleri bazen nasıl da özlüyoruz sevgili Merih...
      Çok güzel bir tuvaletti gerçekten. Okulunun önünde okul flamasını gururla taşıyan mutlu çocuk hep gözümün önündedir.
      Anlaşılmak öylesine güzel ki. Bu harika yorum her şeyi özetledi sanki. Öte yandan içime mutluluk depoladı adeta.
      Çok teşekkür ediyorum.
      Sevgiyle...

      Sil
    2. Günaydın arkadaşım ;

      Sen öyle güzel yazmış duygularıma tercüman olmuşsun ki,ben sadece mutluluğumu paylaştım o kadar.
      Teşekkür ederim,iyi ki tanıdım sizleri,yalnız olmadığımıza seviniyorum içim benim de umutla doluyor,seni okuyup sayfama dönünce.
      Sevgiyle...

      Sil
    3. Sabah gene bloğuna uğradım; Mavi-pembe-beyaz bulutlar arasında coşkuyla, mutlulukla gezindim adeta.
      Karşılıklı aynı duyguları paylaşıyoruz inan.
      Yürekten güzel şeyler, iyi şeyler diliyorum.
      Çok teşekkürler.
      Selam-sevgiler.

      Sil
  11. Yerli Malını kutluyoruz ama %100 yerli malı ürün bulmaya zorlanıyoruz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız. Belki giderek piyasa yabancı ürünlerle dolup taşacak.
      Sevgiler.

      Sil
  12. Ne çok anılara daldım bilirsiniz her satırını okudukça ,aynı kuşaktanız biz.Şimdi özlemle arıyorum mahallemizdeki terziyi ,marangozu ,ayakkabıcıyı...Sümerbank'ı sorarsanız pamuk kokulu babadır öncelikle sonra pazeninden basmasına ,ayakkabısından porselenine...Çok teşekkürler Makbule Hanımcığım ,selam ve sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Blog arkadaşlarımla ortak anı ve düşüncelerle birlikte bir duygu yoğunluğu yaşamak beni de mutlu ediyor. O eski ustalar nasıl da güzel işler çıkarırlardı değil mi?
      Asıl ben teşekkür ederim bu güzel yorum için.
      Selam-sevgiler.

      Sil
  13. Ne kadar çok şey değişti yıllar içinde... Sürekli tüketime zorlanıyoruz... Aldıklarımız çabucak eskiyor... Para yetişmiyor, stres artıyor. Bir dur diyemiyoruz. Bizim AVM'miz Aksaray yeraltı çarşısıydı:) Bayramlıklarımız oradan alınırdı... Bakırköy'den alış-veriş yapmak lükstü... Yerli malı haftası halen devam ediyor ama içi boş:( Kaleminize sağlık... Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tüketim toplumu olduk. Aksaray yeraltı çarşısını bilirim. Kitap da satılırdı. Şimdi parklar dahil pek çok yer yıkıldı, lüks AVM'ler yapıldı. Hepsi alıcı buluyor mu diye düşünürüm zaman zaman. O kadar çok şeyin içi boşaltıldı ki. Duygular bile farklılaştı.
      Sevgiyle...

      Sil
  14. Bazı kokular, nesneler, tınılar ile olan ilişiğimiz 'günlük kullanımdan' ibaret değil; geçmiş olan bağı tutma arzumuz, alışkanlığımız belki de.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok haklısınız. İnsanız, pek çok şey bağlılığımızı ya da kaçınmamızı yaratıyor. Alışkanlıklarımız da öylece oluşuyor.
      İyi alışkanlıklarımızı sürdürüp kötüleri değiştirebiliyoruz neyse ki.
      Sevgiler.

      Sil
  15. Yerli malı yurdun malı... :)

    sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne yazık, son yıllarda öylesine azaldı ki. İhraç malları çoğaldı. Caddelerde levhalar yabancı dillerde yazılarla dolu.
      Selamlar...

      Sil
  16. ayyy elbisenin kızdan toruna geçmesi ne hoş bişi. bi deee aklımda silifke çileği kaldı nasıl bişiydi acaba çilek bayılırıım. bi dee foto yine çok iyiydi, bi dee ivit lazım olursa dizden bir doğa ve çocuk fotosu isterim. bir dee ne geldi aklımaaa, akıllı telefonunuz varsa kendinize bir instagram hesabı açsanız yaa, çok kolay bişi, çevrenizden biri de açabilir size. o güzelim fotolarınızı koyarsınız instagrama biz de açıp keyifle bakarız kii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten iyi oldu. Hem anıları yaşatmış olduk hem de o elbise 3 kuşağa yeniden mutluluk yaşatmış oldu. Fotoğrafları da vardı, onları koymadım.
      Silifke çileği kokusuyla, tadıyla çok farklıdır. Doğa ve çocuk fotoğrafını nereye göndereceğim belirlenirse tabii gönderirim.
      Akıllı telefonum var ama doğrusu hesap açmayı bilmiyorum. Bir de derya gibi İnternet Denizinde yüzmek ürkütüyor beni.İnstagram hesabı açmayı söyleyen çok arkadaşım oldu. Acaba olur mu...?
      Düşüncene çok teşekkür ederim Deep.
      Sevgiler.

      Sil
    2. insta hesabı açmak çok kolay inanın bana. google da okuyun insta hesabı nasıl açılır diye veya elinizdeki telefondan google'a yazın instagram diye gelir hemen bir dakika bile sürmez. olmazsa bir arkadaşınıza söleyin veya aileden birine işte. net denizi diye düşünmeyin siz. biz burdaki blogçu arkadaşlar instadayız yine biz gelcez size işte. okyanusa girmek gerekmiyor valla. foto koycaksınız biz de görcez işte. çekinmeyin siiz :)

      Sil
    3. Her girişimde biraz düşünürüm. Sonuçta pişmanlık yaşamak istemem. Bu güzel yönlendirmeye çok teşekkür ederim.

      Sil
  17. Nostaljik bir yazıydı, efendim. Dediğiniz gibi makinalar artık insanlar gibi dayanıksız...
    Kaleminize sağlık!..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Makineler de eskiye göre daha dayanıksız. Keşke insanların da ruh ve beden sağlıkları daha iyi olsa.
      Teşekkür ederim.

      Sil
  18. Yerli malı haftasına ben yetiştim. O herkesin evinden bir şeyler getirdiği günler ne güzeldi. Bence şimdi de yapılmalı bu uygulama. Güzel günlere götüren bu yazı için teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Küçük yaştan yerli malı kullanma bilincini vermek güzeldi. Çocuklar paylaşmayı da öğreniyorlardı.
      Ben teşekkür ederim.

      Sil
  19. Öncelikle ilkokuldan fotoğrafınızı paylaşmanız ne güzel..
    Yazınızı okurken eşsiz bir tat aldım iyi ki varsınız..
    Sevgilerimi sunuyorum..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok güzel, karma bir sınıftı Elsa. Her sosyo-ekonomik gruptan öğrenci vardı.Kızlar- erkekler karma oturuyorlar dikkat edersen.
      Güzel yorumunla mutlu oldum. .çok teşekkür ederim.
      Sağlıklı-güzel günler diliyorum.

      Sil