Çocuklar küçük yaştan itibaren doğayla dostluk kurarlarsa, doğada olup biteni anlamaya çalışırlarsa sonraki yıllarda da hayata daha rahat uyum sağlıyorlar. Doğayla dost olan çocuklar ağaçlara, insanlara, hayvanlara sevgi ile yaklaşıyorlar. Merak ve koruma duyguları gelişiyor.
Çok uzak bir yerde, daha çok toprak elde etme kaygısıyla ağaçlar kökten kesilirken çocuklardan biri annesine sordu; "Dalları kesilirken ağaçların canı yanıyor mudur anne? Ağaçlar sesli mi, sesiz mi ağlar?" Annesi "Onlar da birer canlıdır." demekle yetindi.
Gün geldi, ülkenin farklı yerlerinde ağaçlar birer ikişer kesildi. Yılların yetişmiş ağaçları... Belki kimisi yüz yıllık, kalın gövdeli ağaçlar. Ağaçlar kesime direnemediler. Ama ağlamak denirse gövdelerinden öz suları aktı ince ince. Yıllardır onlardan ürün alan, yararlanan insanlar dayanamadılar. Yaşlı-genç -çoluk-çocuk karşı çıktılar. "Neden?" dediler... Neden? Kiminin yerine santraller yapılacaktı, kiminin yerinde maden çıkarılacaktı.
4 yaşından itibaren çocuklar da "neden" sorusunu soruyor ,merakla cevap arıyorlar. Oysa onlara bazı gerçekleri anlatmak öyle zor ki...
Bu kıyımları çocuklar da gördüler; Keşke görmeselerdi. Yetişkinler onlara mantıklı bir açıklama yapamadılar. Çocuklar gördüklerini kolay kolay unutmuyorlar.
Kent çocukları köye geldiklerinde onlar için uçsuz bucaksız bir öğrenme ortamı var. Doğa bir laboratuvar adeta. İnekler, keçiler, tavuklar, horozlar, kaplumbağalar, köstebekler, karıncalar...Şehirde soyut olarak öykülerde dinlediği, gördüğü, okuduğu her şeyi canlı olarak karşısında buluyor. Çizgi filmlerin canlı halini izliyor. Gece gökyüzünde yıldızlar daha bol, daha parlak.
Yediği-içtiği ,emekle elde edilen ürünlerin kaynağını bilmek değer duygularını geliştiriyor. Sütün, yumurtanın bize nasıl ulaştığı, fidanların nasıl büyüdüğü, sebze ve meyvelerin yetişmesi... Onların düzeylerine inerek anlayacakları dilde, basit ve yalın olarak anlatıldığında çocuklar çok mutlu oluyorlar, yetişkinler geleceğe yatırım yapıyorlar.
Doğayla dost olan çocuklar yarınlarda da çevresini koruyan, geliştiren bir tutum geliştiriyorlar...
Çocukluğumuzu şimdi yaşamadığımız için kendimizi şanslı bulacağımız gibi bir şey aklıma bile gelmezdi. Kimseler böyle bir şey düşünmemiştir zaten.
YanıtlaSilŞimdiki çocukların hali perişan. Doğa değil asfalt, beton, blok, trafik var. Hiçbir meyveyi dalında göremiyorlar. Sadece tezgahta görebiliyorlar. Doğadan uzakta ne kadar doğal olabilirler. Sonuçlarını göreceğiz otuz yıl sonra ve korkutuyor sonuçlar.
Emeklerinize sağlık :)
Doğadan uzak, yeşilden habersiz kuşaklar yetişiyor. Çocuklar yaylaya geldiklerinde o eksiği gidermeye çalışıyoruz. Toprakla uğraşıyorlar, hayvanları inceliyorlar. Bir zamanlar Kızımın topladığı ilginç taşları hala saklarım. Şimdi onun çocukları onun topladıklarını inceliyorlar.
SilSevgiler.
Bağda, bahçede, köyde yetişen çocuklar şanslılar ancak alt kat komşumuzun kızı öyle bir şey söylemişti ki, köyde kedi yavrulayınca, büyükler (çocuklar değil) hepsini bir torbaya koyup, uzaklara atarmış:(((istisnalar mutlaka vardır, bir köydeki tüm insanlar böyle acımasız değildir ama yine apt. komşumuz bir kadından da kendi bacağı iltihaplı (söylediğine göre kurtlanmış) köpeğini kendi eliyle öfkeli bir anında zehir yedirdiğini ve bu yüzden (anlattığında 80'e yaklaşmıştı ve bir,iki yıl önce öldü)vicdan azabı çektiğini söylemişti, benzer başka şeyler de yaşadım, o yüzden köy hayatı bana artık Heidi gibi gelmiyor hayal kırıklığına uğradım:((( düşünsenize arkadaşım o çocuklar kedi severek büyür mü?:(((hep kedilerin çuvalla atıldığına tanık ola ola büyümüşler (bu arada köyleri Yozgat'taymış)
YanıtlaSilEmeklerinize sağlık, yazımı yanlış anlamayacağınızı biliyorum, yoksa benim de çocuğum olsa köyde - en azından yılda bir ay - yaşamasını, doğayla içiçe olmasını isterim. İnsanın doğasına aykırı şehir yaşamı...
Her yerde kişilere göre değişebilen olumsuz örneklere rastlanabilir tabii Sevgili Müjde. Çok acımasız ve çarpıcı örnekler. Yıllardır yaylaya çıkarız. Üzücü hiçbir olayla karşılaşmadık. Okuma yazma oranı çok yüksek.
SilGeçenlerde Şaymana kültür müzik ve eğitim festivali yapıldı.
Doğayla dost olmak kişilik bozukluklarını da engelleyecektir diye düşünüyorum. Yıllardır gözlemlerim de bu görüşümü doğruluyor.
Sevgiler.
Ne güzel bir yazı olmuş.Keşke çocuklarımız daha çok toprakla,doğayla iç içe olabilse.Eminim daha mutlu,daha pozitif çocuklar olurlardı.
YanıtlaSilİçtenlikle ben de öyle inanıyorum. Toprağın, ağaçların enerjisi pozitif yansımalar yapıyor. Bir çimlenme olayına tanık olan çocuklar yemek seçmeden iştahla yiyebiliyorlar.
SilSevgiler.
Ne güzel yazmışsınız, kaleminiz dert görmesin. Çocuklarımıza böyle bir yaşamı vermek fedakarlıktan geçiyor. Örneğin oğlum seçtiğim köy okulunda okuyabilsin diye evimi satıp kırsala taşındım. Beni görenler "Burada asla yaşayamam sıkılırım." diyor ama şehrin kirinden, gürültüsünden uzak; dokunarak, hissederek öğrenen çocuk için değmez mi? Üstelik ben kırsalda asla sıkılmıyorum. Ağaçtan, böcekten nasıl sıkılır insan?
YanıtlaSilYorumunuz inanın içimi aydınlattı. Kızım da aynı şekilde düşünüyor. O beni de aşmış durumda.Teslime Teyzenin gelini keçilerden süt sağarken o da kızının öğrenmesi için birlikte izliyor. Doğada her an yeni bir şey keşfediyor insan. Yaylada her yıl iki ay kalıyoruz.
SilÖyle çok şey öğreniyorum ki. Sıkılmak değil eğleniyoruz.
Bu yıl ilk defa köstebek tanıdım.
Yorumunuza çok teşekkür ederim.
Sevgiler.
Ne kadar uzak kaldık doğaya... En güzel fırsatlardan biri çocukların doğayla iç içe olması. Şehirde o kadar uzaklar ki doğaya... Neredeyse ağaç görseler ne olduğunu bilemeyecekler... Kaleminize sağlık... Sevgiler...
YanıtlaSilGerçekten çok uzaklar. Pek çok şeyi yatırıyorlar, garipsiyorlar.Konuklarımızın çocuklarından inek sesinden korkup ürün var. Onları doğayla dost kılmak lazım.
YanıtlaSilSevgiler...
Toplumca cinnet geçirilen bir süreçten geçerken çocuklarımızın etkilenmemesi için en güzel çare doğa ile bütünleşmek. Sadece çocuklar değil hepimiz için geçerli bu durum. Keşke hepimizin imkânı olsa. Çünkü büyük şehirler nefes alıp vermekte zorlanılan büyük betondan köylere dönüşmüş. Her zamanki naiflikle mesaj içeren yazı ve görseller için teşekkür ediyorum. Yüreğinize kaleminize sağlık.
YanıtlaSilStres çocuklardan yetişkinlere toplumsal bir rahatsızlık gibi. Doğayla bütünleşmek bir anlamda terapi gibi.
SilZaman zaman kırlara açılmak bile ne güzel bir deşarj yolu.
Asıl ben teşekkür ederim. Anlamlı, güzel yorumunuz yazımı tamamladı, bütünlük kazandırdı.
Esenlikler dilerim.
Merhabalar.
YanıtlaSilDoğayı çok sevmekle birlikte yeşili katledenlere, daha doğrusu doğayı katledenlere hiçbir şey yapamıyoruz. Doğayı katleden zalimlerin arkasında devleti görmek canımızı daha da yakıyor. Kırsal kesimlerde yetişen çocuk sayısı hemen hemen hiç kalmadı gibi. Şehirlerde yetişen çocuklarımıza doğayı nasıl tanıtıp, onu nasıl sevdireceğiz? Beton yığınların arasındaki 3 m2 yeşil alanlar ile mi? Şehirlerde ikamet etmek zorunda olan çocuklarımız için binlerce dönüm araziden müteşekkil doğal ortamlar oluşturup, bu doğal ortamlarda çocuklarımızın günün belirli vakitlerini geçirmelerini sağlamalıyız. Aksi halde doğadan, yeşilden ve kedi köpek gibi hayvanlardan uzak yaşayan çocuklarımıza doğa sevgisini veremeyiz. Doğa sevgisi olmayan çocuklarımızdan da fazlasını bekleyemeyiz.
Yazınızda da bahsettiğiniz gibi doğayı katledenleri gören çocuklarımızın o masum ve meraklı dünyalarına bu katliamı nasıl izah edebiliriz ki?
Kaleminize ve yüreğinize sağlık ve mutluluklar dilerim. Bilinçli ve şuurlu bir toplum olabilmenin yolu, içinde sevgi olan eğitimden geçmektedir. İçinde sevgi olmayan bir eğitim sistemi de kocaman bir hiç'tir.
Selam ve dualarımla.
Yazılan yorumları okudukça çocuklar, doğa ve toplum adına
Silöyle mutlu oluyorum ki.Ne güzel bir öneri. Doğal ortamlar yaratılışa, oralarda çocuklar inceleme ve araştırma yapabilseler. Sanırım bazı şehirlerde böyle ortamlar oluşturuluyor.
Yetişkinlerin her zaman örnek olamadığı ortamlarda çocuklara anlatacağımız çok şey olacak.
Açıklamalı yorumunuza çok teşekkür ederim.
Esenlikler diliyorum...
Çok önemli hem de çok çok önemli her satırı...mental aritmetik ve teog başarısı yanlış hededf, doğru hedefler bunlar işte bunlar.
YanıtlaSilAyyy..okuyunca bir hoş oldum çocuklarımız vatanımız ...başkalarını suçlamakla yetinene ebeveynliklerimiz.
Eline sağlık vallahi çok iyi etmişsin buna değinmekle
Sevgiler
Konuya böylesine duyarlı arkadaşlarım olunca öyle mutlu oluyorum ki. Doğayla iç içe büyüyen çocuklar daha insancıl, daha sevecen, daha iyimser oluyorlar.
SilÇocuklardan çok umutluyum. Geleceklerini düşününce heyecanlanıyorum.
Güzel yorumuna çok teşekkür ediyorum.
Sevgiyle...
Yazınız akıcı ve zevkle okudum. Çocukluğuma gittim,çok uzaklara. kaleminize sağlık. :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Yayla yaşamı doğasıyla, insanlarıyla çok ilginç gerçekten. Gözlemlerini aktarmaya çalışıyorum.
SilEsenlikler dilerim.
Büyük şehirde büyüdük biz.Annem hayvanlara dokunmamızı hiç istemezdi :( Seviyorum ama hala dokunamıyorum :( Gerçekten çocukken nasıl yetiştirildiğimiz önemli...
YanıtlaSilNe güzel bir örnek. Ben de büyük şehirde büyüdüm. Eşim köy kökenli. Çocuklar evlerinde hayvan besliyorlar.
SilKüçük kızım çocuklarının doğanın içinde büyümesini çok önemsiyor. O beni çok aşmış durumda.
Çocukluğun çok önemli olduğu düşünceniz yürekten katılıyorum.
Sevgiler.
Bu imkanı bulabilen çocuklar ne şanslı. Ağaç kesimi konusu zaten bir yara.
YanıtlaSilO imkanları belki yaratmak lazım. Okullarda uygulamalı dersler, laboratuvarlarda incelemeler gibi.
SilTeşekkürler.
ama fotolardaki çocuklar çok tatlı ki yaaa. onlarla doğa daha eğlenceli olmalıııı :)
YanıtlaSilÇok teşekkürler. Saçları örgülü kız 4 yäşında, kızımın kızı. Torunum. Son fotoğrafta annesiyle. Keçilerden süt sağmayı öğrenen de o.Diğer ikisi yayla komşumuzun çocukları.
YanıtlaSilSevgiler...
zaten en tatlısıı oooo tam mıncırmalık :)
SilKeşke çocuklar yeteri kadar doğayla içiçe olabilse..
YanıtlaSilKeşke... İnanıyorum ki daha sakin, daha barışçıl, daha içten olurlardı. Dünyayı daha bilinçli tanırlardı.
SilSevgiler...
Ben ve çocuklarım köy hayatını hiç yaşamadık ama köy hayatına çok özlem duyuyoruz. Rahmetli annem, kayınvalidem kısacası büyüklerimiz öyle hasret ve Özlem duyarak anlatırlardı ki köyde geçen yaşamlarını... yazarken bile içim cız etti:( Sizin de hem yüreğinize hem de kaleminize sağlık Makbule Hanım çok güzel bir konuyu işlemişsiniz.
YanıtlaSilKızınızı ve küçük hanıma da kucak dolusu sevgiler çok tatlılar.
Keşke geç bile olsa tanıtsanız. Büyüklerinizi de anmış olursunuz. Çıplak ayakla toprağa basmak bile ne güzel bir enerji alışverişidir. Bir küçük piknik düzenlemek için bile hiç geç sayılmaz.
SilÇok teşekkürler.Onlar da gönül dolusu sevgilerini iletiyorlar.
çok güzel bir yazı olmuş görseller ise harika... Teşekkürler böyle keyifli bir yazı okuttuğunuz için sevgiler.
YanıtlaSilGüzel düşüncelerinize çok teşekkürler. İçimden gelerek yazıyorum. Görseller benim çektiğim fotoğraflar,
SilBeğenmenize sevindim.
Sevgiler...
Doğa-doğallık ve çocuklar birbirine ne çok yakışıyorlar.
YanıtlaSilAnneanne de doğa hayranı olunca anne de,çocukta doğallığın alasını yaşar yaşatırlar,kutlu olsun doğa ile geçirdiğiniz her mutlu gün ve yıllarınız.
Sevgiler.
Ben de aynı şekilde düşünüyorum Sevgili Merih. Bizlerden sonra çocuklar doğanın dengesini, düzenini koruyacaklar. Onlara temiz bir dünya bırakmamız gerektiğine inanıyorum.
SilTeşekkürler güzel yorumun için.
Sevgiler...
Ne güzel yazmışsınız. Büyük şehirlerin artık tamamen yaşanmaz hale geldiği, hemen her gün en ufak bir yeşil alana greyderlerin girip beton yığınına dönüştüğü, karman -çorman bir yaşamın içindeyiz. Bu koşullarda çocuklar da, büyükler de yeşile, doğaya hasret. Resmen insanların ruh sağlığı bozuldu. Şiddet, öfke, hırçınlık, bencillik, güvensizlik...herkes birbirine yabancı. Çocukların en enerjik olduğu yılları tablet karşısında geçiyor. Ne güzel, en iyisini siz yapıyorsunuz..maşallah torununuz doğayla ve sevdikleriyle içiçe büyüyor. Allah güzel ömürler versin. Biz de fırsat buldukça şehir dışına kaçıyoruz. Sevgilerle..
YanıtlaSilÇok sevdiğim bir blog dostumdan gelen bu yoruma ben nasıl yanıt vermemişim? Görünce üzüldüm gerçekten. Yaylada internet sık sık kesintiye uğruyordu. Sanırım öyle bir ana denk gelmiştir.
SilEski yorumlar bile çözümlenebiliyor. Bloglardaki bu düzeni hep takdirle karşılamışımdır.
Bir Bayram Gününün ilk yorumunu yazdım. Çocuklar gibi bir unutkanlık için bağışlanma dileği ile sevgilerimi iletiyorum.