Son yıllarda "hoşgörü" sözcüğünü çok kullanır olduk. Ama ne yazık, davranışlarımıza doğru biçimde yansıtamıyoruz. Çabuk sinirlenen, alıngan,her an tartışmaya hatta kavgaya hazır ne çok birey var aramızda. Daha gürültülü, daha bencil, daha merhametsiz bir toplum haline dönüştük.Neden saygı ve sevginin, vefanın, dostluğun, insanlığın yerine başka kavramları yerleştirdik? Değerlerimiz altüst oldu.
Bu değişim toplumun tüm yaşamına yansıdı. Televizyonda hiçbir diziyi sonuna kadar izleyemiyorum. Başlayıp yarım bıraktıklarım var. Bazen "senaryo keşke şöyle yazılsaydı" dediklerim oldu. Bir zamanlar merakla, keyifle izlediğimiz yerli yapımlar vardı. Gençlere "rol model" olabilecek kişilikler canlandırılırdı.
Kavga, çatışma sahnelerinde gerçekmiş gibi rahatsız oluyoruz. Bazen acaba diyorum toplum değiştikçe, şiddete yönelik eylemler çoğaldıkça filmler, diziler de mi onlara uyuyor? Hep "Halk öyle istiyor." denmiyor mu? Kabalık, bencillik, hilebazlık, yalancılık üst düzeyde.
Oysa bizim insanımız böyle değildi. Daha vefalı, daha insancıl, merhametli, hatırlı, güzel insanlardı. Sanki kin ve nefretle, yalanla kuşatılmış insanlar yetiştiriyoruz adeta. Nerede hata yaptık? Ekonomik sıkıntılar yuvaları yıkarken insanlar da bölündü. Çocuklar parçalanmış ailelerde çaresizlik içinde nerede duracaklarını bilemediler.
Eğitimde yanlışları düzeltmek isterken doğruları da kaybettik. Yıllar eksikleri gideremedi. Hatalarla, yanılgılarla savaştık, yenildik. Sanki şimdilerde normalle anormal yer değiştirdi. Yolda bulduğu parayı teslim eden kişi alkışlanıyor, ödüllendiriliyor. Haklı olarak" Ben bir şey yapmadım ki, doğrusu buydu" diyor.
TV.' de yarışma programlarının sayısı 2-3 taneyi geçmezken evlenme programları veya ülke çapında dedikodu programları sayılamayacak kadar çok. Sanata bakış açısı en hoşgörüsüz biçimde sürüyor. Öte yandan acımasızca insanlar, hayvanlar katlediliyor.
Bir zamanlar masallar mutlu son'la biterken "hoşgörü" diye bir değerimiz de vardı. Karşılıklı kusurları hoş görmeyi bilirdik. Küçükleri, yaşlıları, tecrübesiz insanları, hastaları, zayıfları hoş görmek gerektiğine inanırdık. Çok farklı davranışta olanları mahcup etmek, utandırmak aklımıza gelirdi bazen. Utanmak insana özgüydü. Yüz kızarması diye bir davranış biçimi vardı.
Hoşgörülerimiz tavan yapsa; sevgi, saygı, anlayış, merhamet, vefa, insanlık da biraz kıpırdanıp yer değiştirir miydi acaba?
Oysa bizim insanımız böyle değildi. Daha vefalı, daha insancıl, merhametli, hatırlı, güzel insanlardı. Sanki kin ve nefretle, yalanla kuşatılmış insanlar yetiştiriyoruz adeta. Nerede hata yaptık? Ekonomik sıkıntılar yuvaları yıkarken insanlar da bölündü. Çocuklar parçalanmış ailelerde çaresizlik içinde nerede duracaklarını bilemediler.
Eğitimde yanlışları düzeltmek isterken doğruları da kaybettik. Yıllar eksikleri gideremedi. Hatalarla, yanılgılarla savaştık, yenildik. Sanki şimdilerde normalle anormal yer değiştirdi. Yolda bulduğu parayı teslim eden kişi alkışlanıyor, ödüllendiriliyor. Haklı olarak" Ben bir şey yapmadım ki, doğrusu buydu" diyor.
TV.' de yarışma programlarının sayısı 2-3 taneyi geçmezken evlenme programları veya ülke çapında dedikodu programları sayılamayacak kadar çok. Sanata bakış açısı en hoşgörüsüz biçimde sürüyor. Öte yandan acımasızca insanlar, hayvanlar katlediliyor.
Bir zamanlar masallar mutlu son'la biterken "hoşgörü" diye bir değerimiz de vardı. Karşılıklı kusurları hoş görmeyi bilirdik. Küçükleri, yaşlıları, tecrübesiz insanları, hastaları, zayıfları hoş görmek gerektiğine inanırdık. Çok farklı davranışta olanları mahcup etmek, utandırmak aklımıza gelirdi bazen. Utanmak insana özgüydü. Yüz kızarması diye bir davranış biçimi vardı.
Hoşgörülerimiz tavan yapsa; sevgi, saygı, anlayış, merhamet, vefa, insanlık da biraz kıpırdanıp yer değiştirir miydi acaba?
Hoşgörü...
YanıtlaSilSon paragrafta nasıl da incelikle anlatmışsınız :)
Hoşgörü çok sevdiğim, benimsediğim bir sözcük. Ama hepimiz için sınırları da bilmek gerektiğine inanıyorum. Bazen farklı tipler için yanıltıcı, aldatıcı da olabiliyor.İnsana dair konuları işlemeyi seviyorum.
SilSevgiyle...
Ne güzel olurdu.
YanıtlaSilDüşünmesi bile güzel değil mi?
SilHoşgörü sınırlarımız artsaydı çoğu şeye daha kolay tahammül ederdik. Zaman kadar değerlerimizde hızla tükeniyor ne yazık ki.
YanıtlaSilAcaba şöyle de düşünebilir miyiz; O sınırların çok artması bazı insanlarca sınırsız özgürlük gibi de düşünülebilir. Dozunda bir hoşgörüyü bile kaybettik. Bu arada pek çok şey de değer kaybına uğradı
SilSevgiyle...
Merhabalar.
YanıtlaSilBaşkasını kendisine tercih eden bir toplum iken, yazınızda anlattığınız şekilde bakın ne hale geldik? Sabır, tahammül, hoşgörü, isar, tevazu, saygı, sevgi gibi değer biçilemeyen bu güzel hasletlerimizi kaybettik. Kaybettiğimiz bu güzel değerlerimizi tekrar kazanacağımızdan ben hiç umutlu değilim. Allah sonumuzu hayır eylesin.
Selam ve dualarımla.
Toplum değişime uğradı ama ben umudumu kaybetmek istemiyorum Recep Hocam.Toplumun içinde, dışında öyle büyük değişimler yaşandı ki adeta huy değiştirdi insanımız. Bu durumdan hepimiz yakınıyoruz. Belki zaman alacak ama neden değişmek için yeni adımlar atmayalım ?Güzel örneklere ihtiyacımız var.
SilEsenlikler dilerim.
Son sorunuza değiştirirdi diyorum. Umarım o günleri görürüz. Hoşgörü ne güzel bir kavram hayatımızdan hiç bir zaman çıkarmamamız gereken.:)
YanıtlaSilBen de bu kavramı çok seviyorum, adeta mucizeler yaratacağına inanıyorum. Ama yanlış kullanılırsa da tehlikeli olacağını düşünüyorum.
Sil"O günleri görebilmek"benim de en güzel dileğim. Keşke...
Öğrencilik zamanlarımdan hatırlarım genellikle "hoşgörü iyi midir kötü müdür?" münazaraları yapardık. şimdi yaşamın höşgörüsüzlüğü karşısında insanlar bir o kadar hoşgörüsüzleşti galiba. diziler deseniz çok yabancı geliyorlar bana. arada bir bir kaç bölüm ilgimi çekiyor duygularımı bulandırıyor ama gerisi gelmiyor. :)
YanıtlaSilBu ara blog yorumlarında bir düzensizlik var sanırım. İlk yazdığım yorum kayboldu. İkinci kez yazıyorum.
SilBizim öğrencilik yıllarımızda da münazaralar vardı. Savunmalarda doğru fikri savunmak değil, güçlü savunmak önemliydi. Ama sonuçta kavga olmazdı, iyi konuşan kazanırdı.
Yorumunuza teşekkür ederim.
Güzel, aydınlık günlere...
Hoşgörü ve empati konusunda çok yıpranmış bir topluma dönüştüğümüz doğrudur. Oysa bu kadim topraklar sevgi ve hoşgörüyü filizlendirmiş, nice değerler yetiştirmiştir. Pir Sultan Abdallar, Yunus Emreler, Mevlanalar bunun en güzel örnekleri... Yakın geçmişe kadar yaşayan hoşgörü ve diğer güzel değerlerimizin unutulmasında emperyalist güçlerin yıllardır sistematik devam eden oyunları ve kumpaslarının çok etkin olduğunu düşünüyorum. Eğitimin ve ekonominin her geçen gün daha da yozlaştırıldığı, çok yönlü örtülü psikolojik savaşların medya ve eğitim kurumları üzerindeki oyunlarının etkisi de hepimizin bildiği gerçektir. Bunlara rağmen ülkemizde ve ortadoğu ülkelerinde büyük bir uyanışın olduğu kanısındayım ve bu yüzden fotoğraflarınızda çiçekler kadar renkli hoşgörü umudumu kaybetmiyorum. Esen kalın.
YanıtlaSilYorumunuzun son cümlesi dikkatimi çekti. Renkli çiçekleri farklı anlayışların simgesi olarak koymuştum. O umudu ben de kaybetmek istemiyorum.Gün gelecek umarım eğitim-öğretim daha kaliteli olacak. Biraz zaman gerekli belki.
SilYorumunuza çok teşekkür ederim.
Esenlikler dilerim.
valla gerçekten de şiddet, kabalık, ego devri yaa.
YanıtlaSilAslında hepimiz şikayetçiyiz, huzuru, insanca yaşamı özlüyoruz. Dozunda hoşgörü ile birlikte yaşamak...
SilEmpati yapmayı önemsersek hoşgörüye daha çabuk yol açmış olmazmıyız acaba?
YanıtlaSilKalemine sağlık.
Sevgiler.
Aynen öyle. Yıllardır ne yazık öylesine bencilleşti ki insanlarımız, empati yapmayı bile unuttu.
SilÇok teşekkürler.
Çok doğru bir konuya değinmişsin canım.
YanıtlaSilKeske herkes hoşgörülü olsa.Ozaman daha anlayışlı,birbirimizi anlayan insanlar oluruz.
Ama gittikçe bencilleşen,egosundan yanına yaklaşılamaz insanlarda artış var.
Yüreğine sağlık
Bazen çok basit konularda yeterince anlayış gösterilmiyor.Ve asıl önemlisi; çok haklısın bencilliği tavan yapmış insanlar var. Kendini dev aynasında görenler, kusurlarını gidermeye çalışmayanlar.
SilGüzel ve anlamlı yorumuna çok teşekkür ederim.Umarım masum bebeler büyüyecek, dünya hoşgörüyle dolacak.
Sevgiyle...
Bazen bir ilaç hastada yan etki yapar ya hani ..hastaya uygun gelmez bünyesi kaldırmaz veya o ilacın zamanı gelmemiştir diye böyle bir durum söz konusu olabiliyor.
YanıtlaSilSanırım Türkiye'ye böyle bir ilaç sızdı ve insanlar tam da o yan etkinin tesiri altına alındılar.
Biz Türklerde kin ve öfke ve hiddet sadece düşmana veya kötülüğe karşı vücut bulurken bir kaç yılda bu tepkiler birbirimize yönelir meydana çıkar oldu.
Türk insanı böyle değildir bunu söylemekten vazgeçmeyeceğim.
Tarihimiz atalarımız ve en önemlisi inancımız doğrultusunda yol aldık asırlardır.
İncelik zarafet himmet ve şeref denince akla gelen ilk biz iken ne oldu da gerisin geriye gittik..
Düşünmek lazım bunu..
Dışarıdan gelen bir şeyi kaldıramadık veya tam da beklenen gibi olduk belki de..
Önce yavaş yavaş sonra hızlı bir biçimde değiştik. Kısasa kısas ya da intikam naraları altında nefretini, kinini kusanlar oldu. Yaşlılar kenara çekildi, çocuklar korktu, gençler pes etti. Yanıldık dendi ama ülkemiz büyük bir travma geçirdi. Bedelini kimler ödeyecek?
SilGüzel, anlamlı yorumunuza teşekkür ederim
Sevgiyle...
Hoşgörü; kaybettiğimiz pek çok duygu içinde çoktan yerini aldı sevgili öğretmenim.
YanıtlaSilHaklısın sevgili Özlem. Keşke yılların ardından yeniden toparlanabilsek...
SilSevgiyle.
hoşgörülü olmalıyız ki bize de aynı şekilde yaklaşılsın..
YanıtlaSilKatılıyorum. Empati kurabilirsek karşımızdakini daha iyi anlayabiliyoruz. Ancak inanıyorum ki bazen olumlu davranışlarımızla karşımızdakini eğitebiliriz de.
SilSevgiyle...