Eski bayramları uzun uzun anlatmak değil amacım.
Ama özellikle neleri özlüyorum, neleri anıyorum, arıyorum, kısaca onları vurgulamak istiyorum.
Her bayram içimiz titreyerek haberlerde trafikteki kaza ve ölüm istatistiklerini izliyoruz. Geçmişte böyle bir şey yoktu.
Tebdil-i mekanda ferahlık vardır anlayışıyla herkes bir yerlere gitme çabasında. Bayram bir nevi tatıl gibi algılanıyor. Tek başına, toplumdan uzakta. İnsanlar artık kalabalıklar içinde yalnızlığı seçiyor. "İnsan sıcağı" soğudu. Geçmişte "yemek" aile bütünlüğünü sağlayan bir etkinlikti.
Yıllar öncesinin beyaz örtülü, çok insanlı, imece usulü yapılan güzel yemekli, çiçekli sofralarını özlüyorum.
İl dışından gelmiş akrabalarımız, yatılı konuklarımız olurdu. Arefe günü mezarlıklara ölmüş yakınları ziyarete gidilirdi.
İnsan önemliydi. Asıl bayramı çocuklar yaşardı. Küçük hediyeler, cep harçlıkları, mendil ya da çorap...
Şimdilerde çocuk olmamakla birlikte o günlere özlem duyuyorum. Günümüz çocukları yıllar sonra neler anlatacaklar acaba...?
Bir bayram daha yaşanacak ve bitecek.. Sağlıkla, mutlulukla, huzurla güvenle, vefayla yaşanacak daha nice güzel bayramlara...
Makbule ABALI