"Blogları Canlandırma Projesi " kapsamında Ağustos Ayı- 2023 teması , "Tarih-Savaş-Yolculuk" olarak belirlenmişti. Ben "Yolculuk" konusunu işlemeyi seçtim.
Her yol hikâyesinin yeri, zamanı, kişileri ve başı- sonu farklıdır. Kimi yol hikâyesi saatleri içine alır, çabuk biter, kimi uzundur, yılların ötesine anılar taşır, izler bırakır. Kimi insanın anlatacak bir yol hikâyesi bile yoktur. Doğup büyüdüğü, bir ömür geçirdiği yerde başlar hayat öyküsü, başka hiçbir yer göremeden orada sona erer.
Yolculuk amaçları da farklıdır her birimizin; Bazı yolculuklar dinlenme amaçlıdır, bazıları sevdiklerine kavuşma. Bazıları sağlık arayışıdır, bazıları çok pahalıya mal olur, lükstür, bütçe uygunsa dokunmaz. Bazıları ise tam tersine, çok sadedir, yolculuk eğlence amaçlı değildir, bir ihtiyacın giderilmesidir. Yaşam kaldığı yerden aynı hızla devam eder.
Yolculuk deyince bir anılar zinciri oluşuyor belleğimde. İlki ta çocukluk yıllarımda ailemle birlikte Adana'dan İstanbul'daki teyzemlere trenle yaptığımız yolculuklar. Kara tren tünellere girerken duyduğumuz çocuksu heyecan. Toros Dağlarındaki yüksek çam ağaçlarının gönülleri fetheden görüntüsü. Tren düdükleri, ritmik tekerlek sesleri . Son durak Haydarpaşa Garı'nın görkemli görüntüsü...
Sonraları üniversite yıllarımda da İstanbul'a ilk yolculuklarım trenlerle oldu; Kara trenlerle uzun ama zevkli yolculuklar. Yorgunluğumuzun farkında olmazdık. Elimiz yüzümüz kapkara inerdik kömürlü trenlerden. Kara trenlerin yerini şimdi elektrikli trenler aldı. Keşke daha çoğalsaydı. "Demir ağlarla ördük ana yurdu dört baştan" Okulda müzik derslerinde söylediğimiz eski bir marştan aklımda kalmış.
Daha sonraki yolculuklarımızda karayolları yenilendikçe trenler şehirler arası otobüslerle yer değiştirdi. Hayatında hiç sigara içmemiş biri için 13-14 saat süren zor yolculuklar. Mola yerlerinde elindeki sigaradan son bir nefes daha çekip otobüse binen insanlar. Otobüslerden indiğimizde tüm giysilerimiz sigara kokardı. Hatta yorgun, uykusuz şoförler bile içerdi. Sabırsızlıkla o uzun, çileli yolculuğun bitmesini beklerdim.
Şimdilerde pek kalmadı ama o zamanlar gelenek göreneklerimize göre yola çıkmadan önce arkanızdan sular dökülür, içten dualar okunurdu. Köylerde gelinler at sırtında yola çıkar, askere giden gençler davul zurnalarla uğurlanırdı. Evden ayrılmanın hüznü ya da eve, sevdiklerinize kavuşmanın mutluluğu şiirlere, şarkılara, türkülere, ağıtlara konu olmuş. Şiir tutkum annemin okuduğu şiirlerle pekişmiştir.
Faruk Nafiz Çamlıbel'in "Han Duvarları" adlı şiirinin yeri bir başkadır gönlümde.1922 yılında öğretmen olarak Kayseri'ye atanan şair Ulukışla'dan Kayseri'ye yaylı at arabasıyla yolculuk yapar. Yazıma bir bölümünü aldığım şiir o yılların eseridir:
"Gidiyordum gurbeti gönlümde duya duya
Ulukışla yolundan Orta Anadolu'ya
Gök sarı, toprak sarı, çıplak ağaçlar sarı
Arkada zincirlenen yüksek Toros Dağları
On yıl var ayrıyım Kınadağı'ndan
Baba ocağından yar kucağından
Bir çiçek dermeden sevgi bağından
Huduttan hududa atılmışım ben.
Ey köyleri hududa bağlayan yaşlı yollar,
Dönmeyen yolculara ağlayan yaşlı yollar!"
..........
Yolu, yolculuğu sever Anadolu insanı.
Aşık Veysel "Uzun ince bir yoldayım" derken sazın tınıları yüreğimizi de titretir. Yılmaz Güney "Yol" filmiyle yurt dışında bir ödül de almıştı. "Selvi Boylum Al Yazmalım" filmi Türkân Şoray ve Kadir İnanır'ın güçlü oyunları ve Cahit Berkay'ın nefis müziğiyle yolla bütünleşen ne güzel bir aşk öyküsüdür.
Bazen yollarda kamyon arkası yazıları sizin de dikkatinizi çeker mi? Ne güçlü felsefi deyişlerdir onlar. Her birinin içinde bir hayat hikâyesi gizlidir. En son okuduğum: "Övünmek gibi olsun, Atatürkçüyüm."
Yol, yolculuk, yol hikâyeleri denir de Tayfun Talipoğlu anılmaz mı? Onun dizeleriyle bitirmek istedim yazımı.
"Her türküyü çalmaz bizim telimiz"
İçinde sevda olmalı,
Gönüle giden yol olmalı...
Sıyrılıp çıkmalı kınından,
Yürek koymalı kahramanları.
Tınısı bir uçtan duyulmalı...
Her türküyü çalmaz bizim telimiz...
Tayfun Talipoğlu
Dünya döndükçe, insan ve yollar var oldukça "yolculuk" hikâyeleri de hiç bitmez, ardı ardına eklenerek sürer...
Makbule Abalı
31 Ağustos 2023- Urla
Ne güzel anlatmışsınız yolculukları. Ne çok severdim uzun yolculukları, aklıma geldi hepsi şimdi. Zamanda yolculuk yaptım sayenizde, teşekkürler. 🌺
YanıtlaSilYollar, yolculuklar ilginç geliyor bana. Hayat da bazen uzun, anlamlı bir yol, bazen bir dağ yolu gibi sarp ve tehlikeli geçişlerle dolu.
SilYorumunuza teşekkür ederim.
Esen kalın.
Muhteşem bir anlatım. Saygıdeğer öğretmenim. Kalemin daim olsun. Yazıyı okuyunca ben de ta uzaklara, Bozkırın insanları kışın titrettiği, yazın kavurduğu topraklara gittim...
YanıtlaSilHani bazı yolculuklar vardır Hüseyin Öğretmenim. uzayıp gider. Her paylaşımımdan önce bir taslak hazırlıyorum. Sonra düşünüyorum, daha anlatacak ne çok şey vardı. Burdur'da görev yaptığımız yıllarda emektar anadolla gittiğimiz çadırlı yaz tatillerimizi unutmuşum. Anılar insana yaşama sevinci veriyor.
SilGüzel yorumunuz bir motivasyon kaynağı. Çok teşekkür ederim.
Bu sene o kadar çok yolculuk yaptım ki... 2024'ten tek beklentim evde kalmak. :D
YanıtlaSilHaklısınız, her yolculuk amacına, zamanına, uygulama biçimine göre yorucu ya da eğlenceli, üzücü olabilir. İnsanların duygu değişimleri, kişilikleri öyle farklı ki.
SilYoğun bir çalışmadan sonra dinlenmek istemek en doğal hakkımız.
ay yaa ben de trenle avrupayı gezmek istiyorum :)
YanıtlaSilÇalışan ve yabancı dili olan bir birey olarak imkânlardan yararlanabilirsin tabii.
SilYorumlarının zaman zaman spam kutusuna düşme nedenini araştırmışsındır umarım.
genel blogger sorunu. benim blogda da birçok arkadaşımızın yorumları spama düşüyor yani :)
Silspamı da unutmayın :)
YanıtlaSilBu yorumu görmeden bir önceki yorumunuzda sormuştum.
SilEsenlikler dilerim.
Yol temalı yazınızı ve yaptığınız alıntıları severek okudum. Yolculuk benim de çok sevdiğim bir aktivite. Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi 'ne ve Goethe'nin İtalya Seyahati eserlerine de değinmeden geçmeyim:)
YanıtlaSilUzun yolculuklar insanın ufkunu açan, hayatı farklı kılan etkinlikler. Evliya Çelebi o yılları, farklı yaşamları ne güzel aktarmış.
SilKatkınıza teşekkür ederim.
Merhabalar.
YanıtlaSilYolculuk deyince hemen aklıma Yahya Kemal Beyatlı'nın sevdiği kadının vapurla bir başka yere kaçırılışı nedeniyle ardından kaleme aldığı (Sessiz Gemi) dizeler aklıma gelir. Çünkü o da bir yolculuktur. Hem de kaçış yolculuğu...
Yolculuk hikayelerinizi okudum. Yola çıkmayan ve yolculuk yapmayanımız yoktur. Her birimizin yolculukları farklı farklıdır.
Kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim.
Selam ve saygılarımla birlikte sağlıklı ve esen kalın efendim.
Ne güzel bir şiirdir "Sessiz Gemi". Her okuyuşta biraz hüzünlendirir beni.
SilKatkınıza, güzel dilek ve düşüncelerinize teşekkür ederim.
Sağlık ve mutlulukla esen kalın.
Han Duvarları'na kalbimi bıraktım. :) O kadar çok seviyorum ki ve çok uzun bir şiir olmasına rağmen ezbere bilirim. Yıllar önce lisede şiir dinletisi yapmak için ezberlemiştim....
YanıtlaSilBir zamanlar okullarımızda şiir yarışmaları, şiir dinletileri olurdu değil mi? Tiyatro oyunları bile sergilenirdi.
YanıtlaSilHan Duvarlarını annemden dinleyerek ben de ezberlemiştim. Kulağa çok hoş gelen ritmik bir okuma tarzı vardır.
Teşekkürler. Sevgilerimi iletiyorum.
Ben aslında yolculukları çok sevmem yolda geçen zaman beni hep bunalrmıştır. Hedefe varıp gezmeyi seviyorum ama 🤣
YanıtlaSilBeklentilerimiz, sevdiklerimiz farklı elbette ama her yolculuğun da bir başka güzel yanı vardır; Bazen sevdiklerinize kavuşturur, bazen yeni insanlar tanırsınız.
SilSevgiler.
Bugünkü konfora ulaştıktan sorna eski zaman yolculuklarının çetrefill, uzun ama nostaljik hazzını okumak çok hoş. Annem de at üstünde gelin gitmiş, halam arabaya binmeyi düşlemiş ama ona da at üstünde gelin olmak düşmüş :)
YanıtlaSilYollar, yol öyküleriyle anlam kazanıyor diye düşünürüm hep. Bir bilinmeyeni keşfetmek gibi. At sırtında gelin gidenlerin anlatacakları ne çok şey vardır.
SilKatkınıza çok teşekkürler.