22 Tem 2024

DÜNYA BEYİN GÜNÜ'NDE YÜREKTEN BİR MEKTUP ...

 

ÇOK DEĞERLİ AYNUR HOCAM...

Bugün Dünya Beyin Günü olduğunu az önce her zamanki gibi merakla, sabırsızlıkla okuduğum yeni bir makalenizden öğrendim. Uzaklardan seslendiniz, elbette "Farkındalık" yaratmak için adeta kulaklarımıza fısıldadınız. Sesiniz yankılarla çok uzak yörelere ulaşacaktır eminim. Bedenimizde çok önemli iki ana organın işbirliği içinde sağlıklı bir işleyiş gerçekleştireceklerine inandım hep.  Dünya Beyin Günü'nde "beyin işlerliği  ölçüsünde" size kısa mesajlarla değil, alıştığım biçimde, bir mektupla "yürekten "  seslenmeyi düşündüm.

Mersin'den  İzmir-Urla'ya  taşınalı  iki yıl beş ay olmuş. Zamanın akışına ayak uydurmaya çalışıyoruz. İnsan yaşamında her değişim, yeni bir uyumu da zorunlu kılıyor. Çok iyi bilirsiniz; İnsanın ruhsal yapısıyla, akıl ve beden sağlığıyla ilgilenen uzmanlar belli yaşlardan sonra karşılaşılan engellerin insanın yaşam kalitesini düşürdüğünden söz ediyorlar. Son makalelerinizden birinde ne güzel bir deyişiniz var: "Beraber yaş aldık biz bu evlerde- yaş aldık ama düşkünleşmedik."  Çok haklısınız, aydınlatılmış bir yolda deneyimlerini zenginleştirerek, olgunlaşarak yol alan insanlar tökezleseler de kolay kolay düşmüyorlar,  "düşkünleşmiyorlar." 

Bloglarda adınızı görmek bizi öyle mutlu etti ki. Son gelişmelerle makalelerinizi okumak, bilgilenmek, kendimizi yenilemek, çok yönlü değerlendirmeler ve önerilerle güç kazanmak, hayata daha güçlü bağlarla tutunmak... Toplumda sadece yaş almış bireyler için değil, herkes için bu çabalar öyle yararlı ve eğitici bir kaynak ki, Bir başucu kitabı gibi zaman zaman dönüp tekrar okuyorum, okuyoruz, arkadaş ve dostlarımızla paylaşıyoruz. Her okuyuşta parçalardan bütüne yeniden ulaşıyor, bilgi dağarcığımızı yeniliyor, zenginleştiriyoruz. 

Mersin Alzheimer Derneği'nin ilk kuruluş yıllarında görev almak,  yapabildiğimiz ölçüde, gücümüz elverdiğince  çalışmalara katılmak onur vericiydi, her türlü kimliğimizin ötesinde İNSAN olduğumuzun farkına varmaktı. Sizin önderliğinizde planlı çalışmalar yıllarca devam etti, zamanla çok daha gelişerek kabul gördü, haklı bir itibar kazandı. Özlemle hatırlıyor, tüm ekibi takdirle, sevgiyle anıyorum: Alzheimer konusunda her yıl düzenlenen eğitici kamplar, üç ayda bir çıkarılan Bülten,  Şiir ve Edebiyat söyleşileri, sanatsal etkinlikler, alanında yetkin kişilerle koro çalışmaları, , resim çalışmaları, fotoğraf kursu...

"Bir Tuğla da Sen Koy" sloganıyla başlatılan, çok büyük ses getiren Derneğe katkı çalışmaları, başlarımızda boneler, üstümüzde önlüklerle Yaşar Hanım'ın rehberliğinde görev aldığımız İmece Mutfak çalışmalarıyla anlam kazanan dostluklar... Unutamadım,  siz de mutfağa iner, onca yoğun işlerinizin arasında katkıda bulunurdunuz. Yöresel bir yemek- Hıncal   Mantı - tarifini sizden öğrenmiştik. Sıcak günlerde hazırlanan çok farklı doğal içecekler, limonatalar, narenciye  reçelleri, emekle, sevgiyle tat kazanmış çeşitler...

Adeta kan bağı gibi güçlü bir "Gönül Bağı" ile sağlanmış beraberlikler oluşturdunuz. Halâ  yeni bir haber aldığımda içim titrer, "Şimdi orada olmak vardı" derim. Yoga, Drama çalışmalarına katılabilseydim keşke. Ama inanın burada halâ Dernekle ilgili gönüllü çalışmalarımı devam ettirmeye çalışıyorum, anlatıyorum, blogda yazılar, şiir ve öyküler yazıyorum.

Dernek sekreterimiz sevgili Ayşegül'den kaç kez "Geriye Kalan2 Kitabımı sipariş ettim bilmiyorum. Bir iyi niyet elçisi gibi güler yüzü, özverili çalışmaları, nazik davranışları ile harika bir yardımcı. 24 saat telefonunu kapatmayan , kendi sağlığını ihmal ederek çok çalışan değerli , unutulmaz arkadaşım Neclâ Bal. Her an yardıma hazır bir  teknik görevli gibi çalışkan bir dost- Şenay Hanım. Yakınım bir hastam  için telefonla aradığımda  en detaylı bilgilerle yardımcı olan bir genç görevli arkadaşım Berkin Hanım.  Belleğimde öyle çok isim var ki, Kaynağını sizden aldıkları sonsuz enerji ile çalışan bir "Adsız Kahramanlar" grubu.

Alzheimer Hastalığının zor ve acı yanlarını bilen bir hasta yakını olarak bloğumda farklı zamanlarda  (Amatörce) anılar, denemeler, öykü ve şiirler yazdım.  Çok önemli saydığınız "Farkındalık ve hastalığı kabullenme"  konularında birey olarak da toplum olarak da Sağlık çalışanlarına yapabildiğimiz ölçüde yardımcı olmamız gerektiğine inanıyorum. Bu mektubu da Koruyucu Hekimlik, Halk ve Toplum Sağlığı konularında özveriyle, emek ve çaba harcayarak, inanarak çalışan sizin gibi güzel insanlara içten, yürekten gelen bir teşekkür , minnet ve vefa duygularımın  aktarımı olarak sayın lütfen. 

Makbule ABALI

Urla-22 Temmuz 2024





6 yorum:

  1. Merhabalar,

    Ne kadar da saygı, sevgi ve özlem dolu bir yazı olmuş.
    Kelimeleriniz cümleleriniz o kadar özenli ve güzel ki
    Alzheimer hastalığı gerçekten hastanın kendisini de çevresini de yıpratan ağır ve zor bir hastalık.
    Sağlığımız her şeyden çok çok daha değerli ve önemli umarım bunu geç olmadan 'gerçek' anlamda fark edip o doğrultuda yaşayabiliriz...
    Sevgiler ~~

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar.
      Alzheimer hastalığının kanser ve kalp hastalıklarından sonra dünyada en yaygın 3. hastalık olduğu söyleniyor değerli arkadaşım. "Farkındalık ve hastalığı kabullenmek" çok önemli. Yok saymak ya da önlem almamak her hastalığı daha da güçleştiriyor.
      Sevgiyle.

      Sil
  2. mektup yazdınız yani ne güzel nostaljik bir duygu :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mektuplar , hissedilen duyguları aktarmada daha etkili oluyor diye düşünüyorum Derin.
      Sevgiyle.

      Sil
  3. kitabınızla ve kıymetli paylaşımlarınızla bu konuda farkındalık oluşturduğunuzu düşünüyorum, teşekkür ediyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her zamanki duyarlılığına, incelik ve hassasiyetine asıl ben teşekkür ederim sevgili Bahar.
      Sağlıkla, mutlulukla.

      Sil