29 Tem 2024

"YARALARIM AŞKTANDIR "- BİR TİYATRO ŞÖLENİ

 


Bir zamanlar gençlik dönemimde ünlü tiyatro sanatçılarının rol aldığı ne güzel oyunlar izleme şansım oldu. Tiyatro sinemadan daha farklı gelir bana. Aynı sahneyi yeniden izleme şansınız olmasa da bir başka dünyada hissedersiniz kendinizi.  Canlı performansta hayatın içinden insanları bazen maskeli, bazen maskesiz en doğal halleriyle izlersiniz. Ses tonları, duruşları, hayalleriyle capcanlı insanlar iki adım ötenizdedir. Sesinizi duyurabilir, göz teması kurabilirsiniz. 

Aradan yıllar geçti... Devlet Tiyatroları eski kadrosunu kaybetti,  sanata, sanatçıya verilen değer azaldı, özel tiyatrolar ekonomik nedenlerle birer ikişer perdelerini kapattılar. Okulların Tiyatro Kulüpleri vardı,  onlar da artık çok etkin değiller. İyi ki bazı beldelerimizde ( Mersin -Arslanköy,  İzmir- Bademler ) kadın tiyatro grupları var.

Cumartesi sabahı kızım: "Anne, bu akşam senin seveceğin bir tiyatro oyunu var, gitmek ister misin?" dediğinde  "Tabii isterim" diye yanıtladım. Yıllar sonra bir tiyatro oyununu izlemek; Mutluyum elbette. Yüreğimde küçük kuşlar kanat çırpıyor. "Oyun nerede?" diyorum. Urla Dam' da diyerek yanıtlıyor sorumu. Urla Dam daha önce de kızımdan duyduğum restore edilerek  sanatsal etkinliklere açık hale getirilmiş  farklı bir mekan. İlk kez gidiyorum. 

Biletimiz önceden alınmış, uzun bir kuyruğa giriyoruz, herkes birbirine saygılı. Sanata saygılı insanların davranışlarını gözlüyorum. Doğal bir ortamın içindeyiz, ağaçlar, bahçe... Ama hayır, haksızlık etmeyelim; Urla Dam başka bir yazının konusu olabilir. Bugün Nazan Kesal'ın günü, gecesi. 

Oyun hakkında bilgi ediniyorum: "Yaralarım Aşktandır" tek kişilik bir oyun. Nazan Kesal İran'da Şah Rıza Pehlevi zamanında zor bir hayat yaşamış ünlü kadın şair Füruğ Ferruhzad'ı canlandıracak. Yönetmen Berfin Zenderlioğlu. Şebnem İşigüzel kaleme almış, müzik Burçak Çöllü, ışık ve dekor tasarımı Cem Yılmazer. 

Açık havada bir anfitiyatrodayız , girerken oturma minderlerimizi alıyoruz. En ön sırada sandalyelerde oturan yaş almış insanlar var. Çok nazik bir bey bana da bir sandalye getiriyor. Oturma yerleri dopdolu. Ortada kocaman görkemli bir ağaç var. Karşımızda üstten büyük aydınlatıcılarla aydınlatılmış büyük bir sahne. Tepede gökyüzü ve yıldızlar... Böyle bir ortamda ilk kez bir oyun izleyeceğim.

Karanlık sahne bir anda loş ışıklarla aydınlanıyor; Çok sade, yalın bir dekor; Ortada dümdüz bir sedye, üstünde beyaz bir çarşaf, kenara atılmış bir çift topuklu kadın ayakkabısı, bir kova içinde su ve bez. Ve sedyenin üstünde bedeni saran kısa gecelik tipi yırtık bir giysiyle dikkat çekici bir kadın. Nazan Kesal bir oyuncu becerisiyle değil, tüm bedeniyle, sesiyle, duruşuyla, içinden kopup adeta boşalan duygularıyla, hüznüyle, acılarıyla, aşklarıyla karşımıza Füruğ Ferruhzad olarak çıkıyor. 

Hiç abartmıyorum; sahnede tek bir kadın 70 dakika hiç ara vermeden seyircinin adeta beynine, yüreğine, tüm duygularına hükmediyor, benzer coğrafyalarda yaşayan kadınların temsilcisi olarak isyanlarını, ağıtlarını, şiirlerini, şarkılarını dile getiriyor. Ölmüş bir kadın ama mollalar tarafından yıkanması engelleniyor, bekletiliyor. Bu arada hayatına giren insanları düşünüyor: Çok genç yaşta evlendiği ilk eşini, çocuğunu, sevdiği insanı, cüzzamlı bir aileden evlat edindiği çocuğu...

Sahne hakimiyetini, sürekli değişen beden dilini, alçalan- yükselen ses tonunu, serçelerle, kargalarla birlikte çırpınışlarını, şiir tutkusunu, anneliğini adeta soluksuz izliyorsunuz. Sahnedeki su dolu kova ile kendini yıkıyor, kılıktan kılığa giriyor. Sadece bir kez giysi değiştiriyor. Kırmızı bir elbise, topuklu ayakkabılar, kahkahalar atan, dans eden, kıvrak oyunlar oynayan bir kadın rolünde trajediye kaçmadan pek çok kadının dramını sergiliyor.

Hiç ara vermeden gözlere, kulaklara, yüreklere sunulan bir  şölen bu. Seyirciler ayakta , elleri kızarıncaya dek alkışlıyorlar, alkışlıyoruz. Oyundan sonra bir canlı söyleşi de var. FÜRUĞ'un ruhundan, kimliğinden sıyrılıp yeniden NAZAN olmak çok kolay olmasa gerek. 

Teşekkürler Nazan KESAL. Emeğinize-yüreğinize-beyninize sağlık.


Makbule Abalı

Urla. Temmuz 2024 


Füruğ Ferruhzad'dan kısa bir şiir:

Kuş sadece Bir Kuştu 

Kuş dedi: oooh! nasıl da mis koku, nasıl da güneş!

Bahar gelmiştir

Ve ben kendi çiftimi bulmaya çıkacağım


Kuş taraçanın kıyısından uçtu

bir ileti gibi uçtu

kuş küçücüktü

kuş düşünmüyordu 

kuş gazete okumuyordu 

kuşun borcu yoktu 

insanları tanımıyordu kuş 

kuş havada 

ve kırmızı tehlike ışıkları üstünde 

ve habersizlik yükseklerde uçuşuyordu 

ve mavi anları 

 delice deniyordu 

kuş, ah sadece bir kuştu 

Füruğ FERRUHZAD 







17 yorum:

  1. Ah, ne güzel olmuş bu oyunu izlemeniz, ben de çok istiyorum. Urla Dam zaten bildiğim kadarıyla Nazan-Ercan Kesal çiftinin kurduğu bir sanat köyü. Oraya yakın olmak da güzel bir şans olmuş öğretmenim, tadını çıkarın .)
    Füruğ Ferruhzad'ı halam (Türkçe öğretmeniydi) çok severdi. Ölümünün ardından kütüphanesindeki şiir kitaplarını okuyarak anmıştım onu...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Füruğ Ferruhzad'ın şiirlerini daha önce severek okumuştum. Yapı Kredi Yayınları arasında çıkan Makbule Aras Eyvazi'nin romanı "Başa Dönemeyiz " ile ünlü kadın şairin yaşam öyküsünü daha derinlemesine tanımıştım.
      Sanatçı Ercan Kesal'ı ve Sanat alanındaki etkinliklerini kızımdan dinlemiştim. "Hekimlik Sanatları" adlı kitabını okuyunca merakla- beğeni ile yaşam öyküsünü okudum.
      Harika bir çifti öylece az çok tanımış oldum.
      Sanatçı Nazan Kesal o gece sahnede, 70 dakikalık tek kişilik bir oyunla mükemmel bir performans sergiledi.

      O akşam ilk kez gittiğim Urla Dam'ın, Urla için bir şans olduğunu düşünüyorum. İnstagram'da güzel bir sayfaları varmış, İnternette okuyunca İçel Sanat Kulübü'nü andım.
      Çocuklara, insan ruhuna, beyin işlerliğine, sanata yönelik çok güzel etkinlikler uyguluyorlar.
      Halanız ışıklar içinde uyusun.
      Sevgiyle.

      Sil
  2. Sevdiğim bir sanatçı, dizilerini kaçırmam, eşinin de ona keza. Ben de izlemek isterdim:((

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eskiden kaliteli dizileri kaçırmazdım. Oyuncuları, senaryoyu, vermek istediği mesajları önemserdim. Ne güzel, unutulmayan dizilerimiz vardı. Şimdilerde pek dizi izleyemiyorum.
      İzleseniz eminim beğenirdiniz.
      Sağlıkla- sevgiyle.

      Sil
  3. Makbule Hanım,
    Urla'da yaşamak ve Nazan Kesal ve eşinin orada bir sanat merkezi açmış olmaları büyük bir ayrıcalık ve şans.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hikmet Bey,
      Gözlemleri ve farkındalığı güçlü, duyarlı, dikkatli bir izleyici kazanmış olmakla çok mutluyum. Teşekkürler.

      Urla'nın kültür ve sanat etkinliklerinden istediğimiz ölçüde yararlanamasak da Urla'yı seviyoruz. Sanat Sokağını, İskele Caddesini, Malgaca Çarşısını, zeytinyağı işlerliğini, Zeytinyağı Müzesi'ni çok sevdim.
      Urla Dam'ı daha önce tanıma şansım olmamıştı. Gece görüntüsüyle adeta gizemli bir düşler mekânı gibiydi. Urla'dan Notlar" başlığı altında zaman zaman yazıyorum. Daha yazılacak öyle çok şey var ki...

      Sil
  4. Bizim Kuşadası'nda böyle bir şansımız yok. Ortamı ve sanatçının oyununu öyle güzel anlatmışsınız ki fazla zorlanmadan beynimde kurguladım. Ne yalan söyleyeyim, bunlardan mahrum olduğumuz için hem üzüldüm, hem Urla'lıları kıskandım. Nazan Kesal çok donanımlı ve usta bir oyuncu. Ben de inanıyorum ki onun canlandırdığı oyunlar sizin de övgüyle anlattığınız gibi görülmeyi, seyredilmeyi hak ediyorlar. Çünkü rolünü içselleştirerek yapıyor.
    Bu sanatçıya, yıllar önce oynadığı bir dizideki (sanıyorum Kayıp Şehir'di)oyunculuk gücünü çok beğendiğini söyleyerek Ümran dikkat etmeme neden olmuştu. Ben ''Ümran ne kadar kendini kaptırdın bu diziye'' dediğimde, ''anne rolünü oynayan sanatçının içtenliğine bayıldım'' demişti. Sonra ben de dikkat kesilip diziyi izlemeye başlamış ve gerçekten oyunculuğunu ve kendini kaptırarak rolünü yapmasını çok beğenmiştim. Tabi o zamandan bu zamana daha da ustalaşmış ve mükemmelleşmiştir.
    Sizin de sanatçının bu meziyetlerini yıllar sonra Ümran'la aynı duygular içinde vurgulamış olmanız beni kadınların önsezilerinin gerçekten erkeklerden daha güçlü olduğu kanaatine vardırıyor. Siz yalnızca bakmıyor, görüyorsunuz da. Değerlendirmelerinizle bizleri aydınlattığınız için teşekkür ediyorum.
    Size, Ahmet Bey'e ve Sezgi'ye selamlar, sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mersin'de Urla'ya taşındığımızda ilk aylarda biraz sıkıntı yaşadık. İnsan yaşamında her değişim bir uyumu da zorunlu kılıyor.
      Mersin , sosyal ve kültürel etkinlikler açısından doyurucu bir kentimizdir. Opera Binası, Sivil Toplum Kuruluşları, sinemaları , tiyatroları, Kadın Üretici Pazarları, çocuk parkları, kent merkezine çok yakın yaylaları ve plajları ile yaşanılabilir bir yerdi.
      İzmir ve ilçeleri de insanları, doğası ve etkinlikleri ile bize iyi geldi. Nazan Kesal'ın hiçbir dizisini seyredemedim ne yazık.

      Kardeşim Emel'in anlatımlarıyla sevgili Ümran'ın hassas, duyarlı kişiliğini, ince, naif duygularını çok iyi tanıdığımı sanıyorum. Emel "Öyle çok ortak noktanız var ki" derdi.
      Yorumlarla yazıların bütünlük kazandığına inanıyorum. Kişiye yeniden düşünme fırsatı veriyor böylece eksikler tamamlanıyor.
      Bugün kargoyla gelen "Sadenin Lezzeti" Kurşunlu Yeme İçme Kültürü ile ilgili muhteşem bir kitap. Okumamı tamamladığımda mutlaka paylaşmak isterim.
      Sonsuz teşekkürler.

      Sil
  5. Ne kadar güzel.. Nazan Kesal da Ercan Kesal da muhteşem sanatçılar gerçekten.. Dizi izlemiyorum fakat bir bakışta bile oyuncunun tiyatro kökenli olduğu hemen anlaşılıyor…. Tiyatro muhteşem bir sanat, ben pek anlamıyorum ve çok sık gitme şansım da yok fakat kızım Bertholt Brecht lisesinde okuyor ve aktif olarak tiyatronun içinde, onun sayesinde ben de çekileceğim sanırım bu alana yavaş yavaş…. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Ceren, Eminim senin de çok etkilenerek izleyeceğin bir oyundu bu. Az önce seni düşünüp gelen mesajlar listesini açtım. "Bak Temmuz da bitti, geldi geçti." yazmaya hazırlanıyordum. Ansızın bir başka arkadaşımın mesajını gördüm; Ünlü Tiyatro Sanatçımız GENCO ERKAL'I kaybetmişiz.
      İnanır mısın, bu yazımın başında "Bir zamanlar ünlü sanatçıları tiyatroda izleme şansım oldu." derken Genco Erkal'ın, Yıldız Kenter'in tek kişilik muhteşem oyunlarını
      düşünmüştüm. (Bir Delinin Hatıra Defteri'ni iki kez izledim.)
      Nazım Hikmet Brecht şiirlerini de çok anlamlı okurdu.
      Işıklar içinde uyusun.
      Prensese ve sana yürekten sevgiler.

      Sil
  6. edebiyat festivali varmış orlarda :)

    YanıtlaSil
  7. sahnede tek başına o kadar süre kalan oyuncuları kutluyorum.. Füruğ Ferruhzad şiirlerini beğeniyorum, sevgiyle..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yapı Kredi Yayınları arasında çıkan, Makbule Aras Eyvazi'nin "Başa Dönemeyiz " adlı ilk romanı da güzeldi sevgili Bahar. Yazarın adını ilk kez bir blog arkadaşımızın sayfasında görmüştüm.
      Sevgiyle.

      Sil
  8. arada bir spama bakmayı da unutmayın. blogger yorum sorunu devam ediyor da halen :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her zaman mutlaka bakıyorum. Nedenini bir türlü bilemedim, seni yorumlarını birkaç kez oradan çıkarıp ekledim. Bir kez de benim bir yoruma yanıtım kutuda yol arıyordu. Yoksa bir sorun yaşamıyorum.
      Dışardan yorum yapmak isteyen arkadaşlar biraz zorluk yaşıyorlar.

      Sil
  9. bu yazıya yaptığım yorum kaybolmuş o zamansa :) urlada da edebiyat festivali varmış diycektim, bir de didim de bu hafta :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumuna bugün gene spam kutusundan ulaştım Derin.
      Urla sanatsal etkinlikler açısından zengin bir bölgemiz. Bahar aylarından itibaren fuarlar, festivaller sıklaştı. Ne yazık çok azına yetişebildik.
      2-11 Ağustos tarihleri arasında Kitap Fuarı var. Urla Dam'da yazarlarla söyleşiler, imza günleri, tiyatro etkinlikleri sürüyor bildiğim kadarıyla. Ayrıca afişini gördüğüm, detayını bilmediğim bir tiyatro etkinliği daha var.
      Didim'deki etkinlikleri bilmiyorum.
      Sevgiyle.

      Sil