Haziran 19, 2025

MUTLULUĞUN RESMİNİ ÇEKEBİLMEK...

 


Yaşadıkça neler görüyor, nelerin farkına varıp, nelerden mutlu olup, nelerden hüzünleniyoruz?  

Bu sorunun tek bir cevabı olabilir mi? Hayat sürprizlerle dolu. Bazı günler masmavi bir gökyüzü, içinizi ısıtan bir güneşle güne başlıyor, her şey ne kadar güzel gidiyor derken, anlık değişimlerle dengeniz bozulabiliyor. Varsın olsun, elbet mutluluk anları da yaşanacak.

Bloğumun sağ üst köşesinde, profilimin içinde yıllardır değiştirmeye ya da silmeye kıyamadığım bir cümle vardır; "Mutluluk Kaf Dağı'nın ardında değil. Uçun Kuşlar Uçun." Gerçekten öyle düşünürüm... 

Mutluluk bazen yanı başımızda. Tutunuverecek bir dal gibi, elinizi sakince-sessizce-sevgiyle uzatırsanız,  hiç karşı çıkmaz. 

Polyanna kırılmasın ama, sözünü ettiğim öylesi bir oyun değil. Gerçekleri göz ardı etmeden, olumsuzluklar olsa da güzelliklerin, iyi ve yararlı şeylerin, doğanın, ağaçların, çiçeklerin, canlıların "farkında  olabilmek"...

Yıllardır konuşulur; Mutluluğun fotoğrafı" çekilebilir mi? Onun cevabını Usta Sanatçılar -profesyoneller versin. Biz amatörce; duygularımızı harmanlayarak, beynimizi ve yüreğimizi rahatlatan,  duyu organlarımıza işlerlik kazandıran resimleri kayda alalım.

Açmış çiçeklerini kesince, giysileri elinden alınmış çocuklar gibi küstü sandığım sarmaşık gül, yoğun bakımdan çıktı. İlk tomurcuklarını  görünce çocuklar gibi mutlu oldum ben de. 


Doğadaki tüm canlılar "Sevgi-ilgi-güven" ikliminde canlanıyorlar. Belki de birlikte bir dostluk halkası oluşturma içgüdüsünden kaynaklanıyor bu durum. Kupkuru begonvil de ortama uydu. 


Lavantalar zaten her zaman kendileriyle de, çevreleriyle de barışıklar. Semizotu da onlara imrendi. Salata ve yemeklerimize tat katıyor.


Salyangozlarını ellerimle toplayıp kurtardığım kaktüslerin, özellikle Aloa veranın dikenleri artık canımı yakmıyor. 


Bugünkü mutluluğumun resimleri;  şimdiden kendilerine ortaklaşa bir dünya oluşturdular bile. Dijital ortamda, mekanik seslerden, yapay ilişkilerden uzakta, henüz düzenleyemediğim fotoğraflar klasöründe. Eski albümlerdeki gibi "Dokunmatik" olmasalar da aramızda bir sevgi bağı oluştu bile.

Seviyor, kolluyor, koruyorum onları. Dünya da daha güzel ve yaşanabilir geliyor o zaman...

Makbule ABALI-Eğitimci 

19. 06. 2025 Türkiye 






4 yorum:

  1. hayat, silgi kullanmadan resim çizme sanatıdır. zira hepimizin hayatı, bir resim kağıdı gibi kalemimizin ucundadır.Her gün yüzlerce hayal kurarsın ve hiçbiri gerçek olmaz;
    Ama bir gün bir gerçek yaşarsın, hiçbir hayale sığmaz.
    Hayallerinizin umutlarınızın gerçek olduğu bir gün olması dileğiyle
    Üzüntünü belli etmiyorsan olgunsundur. Çünkü seni,
    senden başka anlayanın olmadığını öğrenecek kadar yaşanmışlık, olgunluktur.Sevgi Bazen Bir Çiçeğin Büyüdüğü Kadar Uzun, Bazende Kısadır... Ama Önemli *Olan Yenisini Bulmak Değil.. Var Olanı Yaşatmaktır. *Sevginiz Günlük Değil Ömürlük olsun saygılar

    YanıtlaSil
  2. Ne güzel yazmışsınız öğretmenim. sıcak ve huzur dolu. ben de evdeki, balkondaki çiçeklerimle ilgilenirken, birinin verdiği tomurcuğu gördüğümde çok mutlu oluyorum. hani hayatta beni sıkan her şey hallolmuş gibi bir mutluluk hali. geçici evet, ama sahici...

    YanıtlaSil
  3. Bu sabah ihtiyacım varmış bu yazıyı okumaya, çok iyi geldi, teşekkürler!

    YanıtlaSil
  4. "Mutluluk bazen yanı başımızda. Tutunuverecek bir dal gibi, elinizi sakince-sessizce-sevgiyle uzatırsanız, hiç karşı çıkmaz."

    Çok güzel ifade etmişsiniz yine öğretmenim.

    YanıtlaSil