19 Nis 2010

BİR BLOG ÖYKÜSÜ (3) "kanat çırpışlar"

Bir blogda yazma fikri, önce çok cazip geldi bana. Düşüncelerimi yazıyla ifade etmeyi seviyorum. Ama bilgisayarda yazmak bambaşka bir şey. Kendimi hala emekleme döneminde hissediyorum. 

Bir blog oluşturmak:yeni bir ülkeye, yeni bir kente taşınmış da henüz gereken uyumu sağlayamamış birey gibiyim. Eşyalar orta yerde, odalar belirlenip yerleşim yapılacak, her şey bir düzene kavuşacak. 

Hep düzenli olmaya alışmış ben, şimdi kendimi ne kadar dağınık ve düzensiz hissediyorum... Henüz kimselere haber veremedim. Konuklarını karşılamaya hazır olmayan ev sahibi gibiyim. Baharla birlikte kış uykusundan uyanmaya karar verdim. Bir sayfayı oluşturunca, okumayı söküp de "kurdele" takılmış çocuklar gibi seviniyorum. 


Henüz zaten kurdelem de takılmadı. Oysa bu durumun çocukları nasıl da rahatsız ettiğini bilenlerdenim. Ben kendimle yarışıyorum. Bu konuda öyle acemiyim ki,yazarken ekranda sık sık uzun külahıyla yardımcı robot beliriyor, sonra şapkasını alıp gidiyor. 

Güvendiğim dostların üye oldukları blogları izleyerek deneyim kazanmaya çalışıyorum.İmreniyorum doğrusu...  Yıllardır okumayı ve yazmayı bir tutku olarak benimsemiş, ama bilgisayara alışamamış biri için bu iş adeta yeniden yürümeyi öğrenmek gibi... Kendimi çok yetersiz ve cahil hissediyorum. 

Kağıt üzerinde kalemle yazarken düşünceler adeta zihnimde dans ederken parmaklarım beynimin işleyiş hızına yetişemezken şimdi fikir karmaşasına düşmekten endişe ediyorum. 

Günbegün sürat kazansam da parmaklarım acıyor, gözlerim yanıyor. Sınama yanılma yoluyla yeniden yazmayı öğreniyorum, çabalıyorum.
"Kuşlar kanat çırpmaya" devam etmeli...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder