10 Eki 2010

İçimizdeki Bahar-İçimizdeki Barış

İlkbahar-Yaz-Sonbahar-Kış... Yıllardan beri, hiç duraksamadan-kanıksamadan aynı sırayla sayar hep çocuklar. Yılın ilk ayı ocak, ilk mevsimi de kıştır oysa. Neden tüm çocuklar önce ilkbahar derler... bilinmez. Acaba o yıllarda içleri bahar gibi aydınlık, bahar gibi umut dolu olduğu için mi...kim bilir? 

Çok eskiden biz de öyle sayardık; İlkbahar-Yaz-Sonbahar-Kış... "Bizim zamanımızda" demek hoş sayılmasa da, belki geçmişe dönmek bazen bugünü unuttursa da; gerçekten başkaydı o zaman mevsimler de, iklimler de... Her mevsim kendi güzelliği, kendi özelliğiyle yaşanırdı o yıllarda... 

Baharda; yeniden yeşeren ağaçlarla, inatla açan çiçeklerle umutlanırdınız. Yaz bazen yakıp kavursa da güneşi özlemiş olurdunuz. Güz mevsiminde; dökülen yapraklarla hüzünlenir, gözünüzü dinlendiren renklerle sakinleşirdiniz. Sonra gelen kış da gözünü korkutamazdı insanların. Alışık olunca, soğuğu bekler, en azından önlem alabilirdiniz. 

Oysa şimdilerde öyle mi? İnsanlar gibi iklimler de değişti; son yılların en sıcak yazları yaşanırken, diğer yandan "en soğuk-en dondurucu" kış geliyor diye kaygılar çoğalıyor. Mevsim değişikliklerine her an hazırlıklı olmak gerekiyor. 

Enler daima ürkütür insanı, hep normaldir insanın özlediği, beklediği. Kim ister en öfkeli, en alaycı, en sinirli ile beraber olmayı. İnsana bile "Adam gibi Adam" deriz, "İnsan gibi" diye de vurgularız çoğu kez. Dini- dili- rengi- ırkı onun özelidir, istemezseniz yaklaşmazsınız. Ama sevmemeniz de  aşağılamayı, küçümsemeyi, hakaret etmeyi, onun değerlerine dil uzatmayı gerektirmez. Çocuk bile benimsemediğine "mızıkçılık etme" der, uzaklaşır.

Mevsimler-iklimler değişime uğrayıp, "küresel ısınma" tüm hızıyla hüküm sürerken, "insan" olarak biz de başkalaşıyoruz. Yıllardır var olan güzelim şiirleri, türküleri, şarkıları, oyunları, filmleri bile "bizim-sizin-onların" diye damgalar oldu vefalı-güzel insanımız. Ne hazin-eskilerin deyişiyle-ya da "içler acısı"... 

Bugün "10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü"... Dünya Sağlık Organizasyonu (WHO) Sağlığı şöyle tanımlıyor; Sağlık; ruhsal, bedensel, toplumsal yönden tam bir iyilik halidir. Sağlıklı olmak önce kendimizle barışık olmakla başlıyor.İçimizdeki baharı öldürürsek; Barış nasıl yaşasın...? Herkesi "öteki" sayarak, dışlayarak  "kendimiz" olmayı nasıl-ne zaman başarırız? 


"Dünya gerçekleri" insanları dipsiz kuyulara yönlendiriyor zaten. Sorularımız derinlerde yankılanıp, cevapsız geri dönüyor. "Suya özlem" o yüzden belki... Yazlar çok sıcak, kışlar çok soğuk geçmesin, baharlar hep yaşansın istiyoruz o yüzden. Güz nasılsa yaşanacak zamanı gelince... Çocuklar haklı: İlkbahar-yaz-sonbahar-kış... sırasıyla, normal yaşanmalı her mevsim; ama bahar hiç eksilmemeli içimizden...

Dünyanın tüm dengesizliğine ve küresel ısınmaya rağmen; Hiç olmazsa birbirimizden soğumamak için yaşantımızdan iyiler, iyilikler, güzellikler hiç eksilmesin. Dileriz; dengemiz, akıl ve beden sağlığımız bozulmasın. Çocuklar daha çok "baharlar" yaşasınlar... 







5 yorum:

  1. Sahipsiz hayvanlar,evsiz insanlar,yoksul yuvalar için:
    BAHARA GİDEN MEVSİM,BİR NEFESLİK MOLA GİBİ KISA GEÇSİN.
    Atışlarını bir duyabilsek,yüreğin dünyayı değil,kâinatı kurtaracak kadar büyük.O'na iyi bak.

    YanıtlaSil
  2. Biraz önce facebook sayfama girdim, kendimi''öksüz'' hissettim. Benim için de bir anlam ifade etmeyecek artık. Çünkü günceli sizin yorumlarınızla yakalamak, benim için çok değerli ve önemliydi.
    Sizin gibi hoşgörülü,yüreği insan sevgisiyle dolu,yüce bir gönülü de kırmayı, incitmeyi başardılar ya..
    Ani bir kış gibi bastırıveren bu soğukluk, umarım, çok kısa bir süre sonra büyüleyici renk ve kokularıyla içimizi aydınlatan bahar güllerine dönüşüverir.
    Lütfen kendinize iyi bakın, hem kendiniz, hem de bizim için..
    Sonsuz sevgi ve saygıyla..

    YanıtlaSil
  3. evet,
    baharınız, baharımız çok olsun...

    YanıtlaSil
  4. “Bloglardan Seçmeler” 24 Kasım 2010’da ÖĞRETMENLER GÜNÜ özel sayısı yayınlayacaktır.
    Öğretmenlerle ilgili fikir yazısı, şiir, anı…vb. yazılarıyla katkı sağlamak isteyenler için yazılarını gönderme süreleri 14 Kasım 2010’a kadar uzatılmıştır.

    Özel sayıda yer almanız dileğiyle.

    Sabahattin Gencal ( Emekli öğretmen )

    YanıtlaSil
  5. Blog sayfalarımda dolaşırken gördüm cevapsız yorumunuzu. Nasıl görmemişim, oysa her yoruma mutlaka cevap yazardım. Ve sonra fark ettim, çok sevdiğim iki eski arkadaşımın da yorumlarını yanıtsız bırakmışım. Facebook'tan ayrıldığım günlerdi sanırım. Unuttuğum o tarihi hatırladım böylece. Aradan 13 yıl geçmiş. Bugün gene bir bahar günü, 5 Mart. Ama yağmurlu bir gün...
    Sevgiyle.

    YanıtlaSil