14 Haz 2016

YAŞ ALMAK YA DA YAŞLANMAK...(Pazartesi ya da Salı Nostaljisi )



Yunus Emre ömürden giden yılları ne güzel dile getirir:

"Geldi geçti ömrüm benim
Şol yel esip geçmiş gibi
Hele bana şöyle gelir, 
Sol göz yumup açmış gibi." 

1 Ekim "Dünya Yaşlılar Günü" olarak anılıyor. Eylül ve Ekim ayları her yıl adeta yaprak dökümü gibi... Bu yıl da her yıl olduğu gibi ünlü- ünsüz pek çok insanı kaybettik. Yahya Kemal "Eylül sonu" şiirinde şöyle seslenir:
"Günler kısaldı, Kanlıca'nın ihtiyarları
Bir bir hatırlamakta geçen sonbaharları.
Yalnız bu semti sevmek için ömrümüz kısa...
Yazlar yavaşça bitmese, günler kısalmasa..."

Yaşlanmak ya da yaş almak insan olmanın gereği. Nasıl olduğunu çok da bilemeden, yıllar birbiri ardınca akıp geçiyor. Gün geliyor şaşırıp kalıyoruz geçen zamana. Geri getirilemeyecek o yıllarda güzel anlar, anılar çoğunluktaysa mutluluk, değilse mutsuzluk duyuyor insanoğlu. Her gün onu yaşayan kişiye özgü, her gün kişiye özel...Önemli günler" insanı yeniden düşündürdüğü, pek çok şeyi yeniden hatırlattığı için güzel. Günler öylesine çok ki, günleri anlamlandırmak, yeni dersler çıkarmak kişinin elinde.

Kırk yaş, gençliğin yaşlılığı, elli yaş, yaşlılığın gençliğidir." 
Victor Hugo böyle düşünüyor. Cahit Sıtkı Tarancı ise 46 yaşında yazdığı bir şiirinde şöyle sesleniyor:

"Neylersin ölüm herkesin başında, 
Uyudun uyanamadın olacak, 
Kim bilir nerede, nasıl, kaç yaşında
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında."

Yaşlanmak ya da yaş almak, dünyaya bakışımızı da sergiliyor. "Yaşlanmak" yıpranmışlığı, çöküntüyü çağrıştırıyor. Oysa "yaş almak" daha olumlu, daha iyimser bir deyiş. Deneyim kazanmayı, olgunlaşmayı, değişimi vurguluyor. Ama sonuçta; yaş almak ya da yaşlanmak ikisi de hayatın belli bir döneminin artık geride kaldığını anlatıyor.  Yaş almanın belirtilerinden biri belki de, eski alışkanlıklarından kolay kurtulamıyor insan...

Yıllardır süregelen bir alışkanlık; Benimsediğim şiirlerden, özdeyişlerden küçük defterlere notlar almışım. Onları zaman zaman karıştırma ihtiyacı duyarım, yeniden yararlanırım. Bir bakıma yıllar öncesine küçük anlamlı yolculuklar gibi... Oysa biliyorum ki şimdilerde internet derya gibi. Belki yeniden, yeniden düşünmek de istiyoruz. Montaigne yıllar öncesinde şöyle diyordu; "Yaşlanmanın, yüzümüzden çok aklımızda buruşukluklar yaratacağından korkarım."

Defterlerimin, kitaplarımın arasında benimsediğim fikirleriyle eski dostlarla yeniden karşılaşmak cana can katmak gibi. İnternet geçmişi; gençliğimizde okuduğumuz, notlar aldığımız, altı çizilmiş cümlelerle dolu o kitaplara ulaşamıyor ki... Oysa deftere, kitaba dokunabiliyor insan. Ve belki de o geriye dönüşler yeniden insanı eski kimliğiyle buluşturuyor, belleğini tazeliyor.

"Umutlarını ve hayallerini bırakarak bezginliğe kapılan insan artık yaşlanmıştır."
John Barrymore.

                                                                         Ekim 2013       



32 yorum:

  1. yine güzel bi yazı okudum,
    sevgiler

    YanıtlaSil
  2. Teşekkür ederim, aslında "Pazartesi Nostaljisi olarak dün sabah için yayına hazırlamıştım. Üzüldüm, maalesef çok gecikmeli olarak bugün yayınlandı. O yüzden "Pazartesi ya da Salı Nostaljisi" olarak belirttim.
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  3. Montaigne tamda asıl korktuğum şeyi dile getirmiş. Son sözü de John Barrymore söylemiş.
    Yaşı kaç olursa olsun insan umutlarını ve hayallerini bıraktığında, bezginliğe kapıldığında yaşam enerjisini yitiriyor. Bende kendimce yaşlılığı insanın yaşama gücünü yitirmesi olarak görüyorum. Kendimden yola çıkacak olursam bazen öyle bitkin, öyle bırakmış görüyorum ki kendimi sanki 100 yaşındayım. İtiraf da ediyorum bunu , kendimi 100 yaşında hissediyorum diye. Bazen de bir umut doluyor içime, kabıma sığamıyorum. Beş yaşında çocuktan farkım olmuyor. O zaman da yetişkin bedenindeki çocuk oluyorum ben. Her doğumgününü yaş almak olarak görenlerdenim. Yaşımız kaç olursa olsun aklımız ve ruhumuzla genç hissettiğimiz sürece sorun yok. Tıpkı 85 yaşındaki anneannem gibi. Yaşına rağmen hala yumurta topuk ayakkabı giyer, parfümsüz dışarı çıkmaz. Bir mağazaya girdiğimizde renkli desenli giysilere yönelir ve gezmeyi çok sever.
    Umutlarımızı, hayallerimizi , yaşam gücümüzü bırakmadığımız sürece sorun yok. Bir teyze şöyle dua etmişti. Ne kadar da hoşuma gitmişti bu dua. ''Allah size yaşam gücü versin'' demişti. Güzel öğretmenim, yaşınız kaç olursa olsun yaşam gücünüzün daim olması dileği ile...
    Ekim ayında yazmışsınız bu yazıyı. Benim doğduğum ay olan ekimde yazılmış olması da ayrıca memnun etti beni.
    Sevgi ve selamlarımla...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yıllar öncesinden Montaigne çok doğru söylemiş gerçekten. Akıl yıpranması, bedensel yıpranmadan çok daha düşündürücü gerçekten. Umutlarımız ve hayallerimizin tükendiği bir hayatı ben de düşünemiyorum. Bomboş bir hayat olurdu herhalde.
      Moralimizin bozuk olduğu zamanlarda enerjimiz, gücümüz de düşüyor. Bu güzel yazı ve düzgün ifade 100 yaşın eseri değil. Demek ki çok etkilenme olmuyor.
      Sevgili anneanne'ye selam ve saygılarımı iletir misin lütfen. Yaşama gönülden, yürekten bağlı olanların, yaşama sevinci hiç azalmayanların, yaşam gücü hep daim olsun.
      Nice sağlıklı doğum günlerine; 5 yaş olmasa bile, 25 yaş altına özgü bir enerjiyle girmeyi dileyerek...
      Sevgi ve selamlar...

      Sil
  4. o zaman umut ve hayalllerimizi hiç bırakmıyoruuuz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Onlar giderse hayatımızda hiçbir şeyin değeri kalmaz sanırım. Hayaller, bizi geleceğe bağlayan bağlar.
      Teşekkür ederim.

      Sil
  5. "Işık istiyorum, renk istiyorum
    Bu şehrin devimini hep hissetmek istiyorum
    Acaba kaç erguvan mevsimi daha var yaşıyacağım?
    Aman şimdi boş ver şimdi bunları
    Hayat bir gün
    O da bugün
    Bak, iyi bak; yaşadığın kocaman gün........"
    Melih Cevdet Anday

    Böyle düşünmeye çalışmak için çalışıyorum ne kadar becerebiliyorum ........
    Her zaman ki gibi güzel bir yazıydı yüreğinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayatımızda ışık, renk ve enerji hep var olsun, yolumuzu aydınlatsın.Melih Cevdet Anday'ı ben de çok severim. O kocaman günlerin kısacık an'larını da iyi değerlendirebilsek keşke.Ne güzel bir yorumdu, teşekkür ederim.
      Sevgiler...

      Sil
  6. Ne güzel alıntılar bir arada ... Benim hala o defterlerim durur .. Ama şimdilerde kopyala yapıştır yapıp bilgisayarda sandığa atıyorum ... El altında olsunlar diye ...
    Keyifle okudum ... Emeğinize sağlık ...
    Umudumuza , hayallerimize ve geleceğime ....
    Huzurlu geceler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Defterler elimin altında olunca daha rahat ulaşıyorum gibi geliyor. Biraz da alışkanlık sanırım.
      Umutlar, hayaller hayatımızın içinde olduğu sürece kendimizi daha iyi hissediyoruz.Daha aydınlık, daha güzel bir gelecek diliyorum.
      Teşekkür ediyorum. Sevgiler.

      Sil
  7. çok güzel satırlar , alıntıları ile de ayrıca vurucu

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsana, yaşama dair her şey ilgimi çekiyor. Yılların getirisiyle "değişim" başlı başına bir konu.Severek yazdım.
      Teşekkür ederim.

      Sil
  8. "Eylül üzerine" adli bir yazimda kullanmistim ben de o Yahya Kemal'in siirinin ilk dizelerini, cok severim.

    Yaslandigimi ilk defa su son bir iki yilda daha yogun hissetmeye basladim diyebilirim. Yani ilk defa ciddi ciddi düsünmeye, bu konuyla iligili ciddi üzülmeye basladim. Beni en üzen seylerden biri, artik annemi babami kaybetmeye cok yaklasiyorum düsüncesi... Özellikle de huzur evinde ek isi olarak 7 ay calistigimdan itibaren cok kafa yormaya basladim. Annemin babamin sonlarini, kendi sonumu kara kara düsünürken buluyorum kendimi sikca. eskiden hic olmazdi böyle düsünceler. En azindan bu yogunlukta, bu ciddiyette olmazdi...

    Hani Sezen Aksu bir sarkisinda der ya? "Anneni daha sık hatirliyorsan, hatta anliyorsan..."

    Evet, onu cok daha iyi anlamaya basladim coktan...


    Nasil güzel, anlamli ve degerli bir yazi. Duygularina, o herzamanki hassasiyetine saglik Makbule. Cok selamlar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hepimizin hayatında yorgunluk, kırılganlık dönemleri oluyor sevgili Ayşe. Hayatımızın geriye kalan yıllarını daha çok düşünmeye başlıyoruz. Hayatın muhasebesini yapıyor, artılarını, eksilerini hesap ediyoruz. Aslında düşünmek de iyi oluyor, bir bakıma kendimizi, geçmişimizi, geleceğimizi değerlendiriyoruz.
      Ama senin gibi yaşama sevinciyle dolu,enerjik bir insan için
      henüz hayatın baharı yaşanıyor. Zamansız soğuklara, yağmurlara aldırmamak lazım. An'ları bütün güzelliğiyle, zenginliğiyle yaşayabiliyorsak ne mutlu bize...
      Güzel, anlamlı yorumuna çok teşekkür ederim.
      Selam-sevgiler.

      Sil
  9. Yıllar öyle hızlı geçiyor ki Yunus Emre çok güzel ifade etmiş göz açıp kapanıncaya kadar ömür geçiyor işte. Yıllar mı yoruyor yaşananlar mı? Herkesin yorgunluğunun sebebi ayrı elbet sadece aldığımız yaşlar aynı. Öyle güzel alıntılar yapmışsınız büyük bir keyifle okudum yazınızı. Hepsi çok yerinde olmuş. Yüreğinize sağlık...
    Selam ve saygılarımla...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanırım yaş aldıkça insan daha hassas, daha duygusal oluyor. Hayatı yeniden gözden geçiriyor, yeni kararlar alıyor.Sadece zihinsel yorgunluklar değil, kırılganlıklarımız da etkili oluyor mutlaka.
      Güzel yorumunuza çok teşekkür ederim.

      Sil
  10. "BENİM İÇİN YAŞLILIK, OLDUĞUM YAŞTAN ON BEŞ SENE SONRASIDIR."
    B.Baruch

    Bu sözü çok seviyorum ben de :)

    İnternette şiirler çok yanlış olabiliyor, okurken bir tuhaflık seziyorum, dönüp eski defterlerime bakıyorum, gerçekten de yanlış. Onun için eski defterler iyidir :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel bir söz gerçekten. Ama düşündüm de ne kadar süre geçerliliğini koruyacak.15 sene hiç bitmesin ister insan.
      Doğru, İnternette bazı yanlışlar olabiliyor, ama çok güzel kaynaklar da var. Seçmek lazım herhalde. Vikipedi çok güzel bir kaynak mesela.
      Eski defterleri ben de çok seviyorum. Bazı kitaplarda çeviriler bile hatalı olabiliyor.
      Teşekkür ederim.

      Sil
  11. YAŞ ALMAK; benim de gönlüme ve kulağıma hoş gelir sevgili ögretmenim ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dilimiz ne kadar zengin değil mi? Bazı sözcükler insanı belki daha mutlu da ediyor. Ama bu, hayata bağlılığımızın da bir göstergesi.
      Daha nice güzel yaşlara, hep aynı enerjiyle...

      Sil
  12. Aaaa Makbule Hanım ben nasıl izlemeye almamışım sizi, benim adıma büyük kayıp olacaktı.. Kazanca çevirdim :)))))) bence yaş almak çok güzel bir doygunluk hissi oluşturuyor hayatın keyfine karşı seviyorum bu ifadenin kullanılmasını :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben önce bloğunuzun adına vurulmuştum. Defneyi öyle çok severim ki halen balkonumuzda saksılar içinde iki büyük defnemiz var.
      Ben de yaş almak deyişini tercih ediyorum. Bana olgunlaşmayı, deneyim kazanmayı, hayatla bütünleşmeyi ifade ediyor.
      Umarım bundan sonra ikimizin de "kazançlar hanesi" kabarık olur. Sevgiler...

      Sil
  13. umudun varsa herşeyin vardır diye bir söz var ya katılıyorum
    ve biz yaşlanmıyoruz sadece yaş alıyoruz Allahs ağlıklı yaş almayı nasip etsin
    amin

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ve umudun bittiği yerde her şey biter. Yaşlanmadığınıza sanırım ben de tanığım. Blog izlenimlerimden enerjinize hayranım. Sürekli iyi şeyler yapmaya çabalamak ne güzel.
      Sağlıklı-huzurlu-mutlu günler...

      Sil
  14. Sevgili öğretmenim ,
    " Yaşlanmak " kelimesini duyunca aklıma hep şu soru geliyor nedense " İnsan olgunlaştığı için mi yaşlanır , yaşlandığı için mi olgunlaşır ? " belki saçma bir soru ama... Ben bir yaş almayı da , yaşlıları da çok seviyorum. Yaşıma bir yaş eklenince seviniyorum ben çünkü, bir yıl dolusu anı , duygu , düşünce , davranış birikiyor içimde. Manevi zenginliğim arttı diye düşünürüm hep. İnsana maddi zenginlikten çok manevi zenginliğin gerekli olduğunu düşünüyorum. Ne mutlu bana ki kalbimdeki en büyük zenginliklerimden biri de sizsiniz öğretmenim.....
    Sevgilerimle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sorular düşünmeyi tetiklediği için her zaman güzeldir sevgili Çağrı. Merak uyandıran, düşündüren hiçbir soru da saçma değildir bence. Bazen çok yaş almadan çok olgun davranan nice genç insan tanıdım. Bu bir özümseme, sindirme olayı. Yaşananlar insana çok şey katıyor. Ders alıyoruz veya umursamıyoruz.Tecrübe hanemize eklenen her yeni ders bizi olgunlaştırıyor da. Tabii ki farkındaysak...
      Sen elbette çok yılların gerisine uzanan anılar biriktirdin çağrı. Zaman bunlara artı değerler de katacak kocaman bir "olgunluk yumağın" olacak.
      Güzel düşüncene çok teşekkür ederim. Ne mutlu bana.
      Sağlıklı, güzel, mutlu yıllar diliyorum.
      Her yıl seni biraz daha olgunlaştıracak eminim.

      Sil
  15. Yaş almak ve yaşlanmak arasındaki ince gibi görünen o derin çizgiyi ne güzel kaleme almışsınız Makbule Öğretmenim. Bir de hani "akıl yaşta değil, baştadır" sözü vardır. Aslında ne kadar da doğru bir sözdür öyle değil mi!. Çağrı'ya verdiğiniz yanıt da olduğu gibi, insan Allah ömür verdiği sürece yaş alıyor bu çok doğal süreç, ama olgunluğun yaşla bir ilintisi yok. Nice genç insan var ki, yaşının çok üstünde olgun bir tavır sergiliyor. Temennim, Allah hepimize sağlıklı ve güzel anılarla dolu güzel yaşlar almayı ve yaşamayı nasip etsin.. Bu güzel ve anlam yüklü yazı için teşekkürler Makbule Öğretmenim..Sevgiler, esenliklerle..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu yazıyı 2013'de yazmışım. "Pazartesi Nostaljisi" kapsamında hiç değiştirmeden yeniden bilgisayarda yazdım. Sadece bazen fotoğrafları değiştiriyordum. Bu yazıda onu da yapmadım.
      Çağrı eski bir öğrencim, İngilizce Öğretmeni. Çok severim.
      Güzel dilekleriniz umarım hepimiz için en iyi şekilde gerçekleşir.
      İnanın ben de bugün mesaj göndermeyi düşünüyordum. Yokluğunuz belliydi.Yorumlarınızı özlemişim.
      Çok teşekkür ediyor, esenlikler diliyorum.

      Sil
    2. Makbule Öğretmenim, ev taşınma telaşlarımız bitti ama boşalttığımız bir diğer evin şimdi de tadilat vs. işlerini organize etme işlerine geldi sıra..bu yüzden internete girecek vaktim dahi olamadı..mobil tf.numa düşen blog yorumlarını bile ancak dün yayınlayabilmek fırsatı bulabildim...tadilat işlerine yönelik şu işlerimizi de halledersek derin bir nefes alabileceğiz. İlgi ve anlayışınız için çok teşekkür ederim. Ben de yazılarınızı özlemişim... bu yüzden işlerimizin bir an önce bitmesini ümit ediyorum. Ben de size ve ailenize sevgiler,selamlar dilerim.

      Sil
    3. Taşınma-yerleşme-tadilat işlerinin ne kadar zor olduğunu yaşayarak öğrenenlerdenim. Umarım en kısa zamanda işler yoluna girer. Bazı şeyler de zamanla halloluyor.
      Her şey düşündüğünüz, dilediğiniz gibi olsun.
      Esenlikler diliyorum.

      Sil
  16. Yaşlanmanın, yüzümüzden çok aklımızda buruşukluklar yaratacağından korkarım

    evet

    ve biriktirdiğimiz taşların ağırlığının altında ezilmekten.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Montaigne yıllar önce ne kadar anlamlı söylemiş. O taşların varlığını bilmek belki iyi de, doğru altında ezilmemek...
      Sevgiyle.

      Sil