Sahildeki yürüyüş yolu ne kadar kalabalık olurdu. Bugün tenha. Yürümek artık pek çok kişi için bir spordan çok alışkanlık haline geldi. Çok farklı insanlar var; Hızlı hızlı yürüyenler, koşanlar, bir banka oturup dinlenenler.
Yürüyüş saati için geç bir saatti. Ama bu saat, yürüyüş sonrası çay içmek için çok uygun bir zaman dilimiydi. Sahil düzenlemesi nedeniyle küçük çay bahçeleri hep kaldırılmış sadece bir tane büyükçe bir kafe-restoran kalmıştı.
Hemen denizin yakınında kocaman bir mekan. Tamamı hiç dolu olmazdı. Minderli hasır koltuklar, ortası camlı hasır masalar.Ahşap tavanda kuşlar özgürce uçuyorlar. Belli ki mekanda besleniyorlar da.
Masaların altında gezinen 3-4 kedi içgüdüsel bir şekilde kuşları gözlüyorlar. Fırsat buldukları anda saldıracakları belli.
Ama içlerinden biri var ki grubun biraz dışında duruyor. Daha sakin. Çocuklar ona yöneliyor, sevmek istiyorlar. Oysa o hemen kaçıyor, uzaklaşıyor.Diğer kediler de sanki ona uzak. Gruptan dışlanmış gibi adeta.
Ama az sonra tuhaf bir şey oluyor. Uzun boylu, şişmanca, hafif sakallı, 60-70 yaşlarında bir adam çay bahçesine giriyor, En kenardaki masaya tek başına oturuyor. Herkesten kaçan yalnız kedi birden koşarak o masaya yöneliyor. Oturan adama bakarak sabırla bekliyor. Adam tok bir sesle "Gel Kızım" deyince kedi birden sıçrayarak kucağına oturuyor.
Adam o iri cüssesinden beklenmedik bir şefkat ve incelikle kedinin çenesinin altını okşamaya başlıyor. Belli, kediyle önceden bir tanışıklıkları var. Kedi öyle mutlu ve rahat ki yerinden ayrılmaya hiç niyeti yok. İçten içe mırıldanıyor sadece.
Birden adam onunla konuşmaya başlıyor."Suna Hanım ben gelmeyeli nasılsın bakalım? Kedi onu adeta anlıyor, dinliyor, mırıl mırıl mırıldanıyor. Görüntüleri öyle hoş bir tablo ki , dayanamadım. Eşimle birlikte masaya yöneldik, fotoğraf çekmek için izin istedim.Hiç itiraz etmedi. Gerçi sadece kedinin resimlerini kullanıyorum.
Yalnız insan konuşacak birini arar. "Her gün buraya gelir, aynı masaya otururum" dedi. "Suna Hanımla aramızda bir yakınlık-adeta dostluk- oluştu. Birkaç gündür gelemedim, beni merak etmiş anlaşılan. Ben de onu özledim tabii. " "Asıl Suna Hanım kim?" diye soramadım tabii. Kısa bir zaman dilimine koca bir yaşam öyküsü sığdırılabilir miydi?
Hem insanın hayal gücünü çalıştırması daha hoş değil mi? O gece düşündükçe ne öyküler kurdum kafamda. Bir nokta daha düşündürdü beni; Çocuklar ve yaşlılar konusunda hayvanlar daha duyarlılar. Sezgileri çok güçlü. Sevgi alıcıları açık. Kendilerine yönelen gerçek sevgi uyarıcılarını çok net ayırt ediyor ve o kaynaklara yöneliyorlar.
Kedilerde sevgiyi hisseden hayvanlar her hayat bir roman derler ya kim bilir ne roman yazılır insan yaşamlarından.
YanıtlaSilİnanıyorum ki evcil hayvanlar, kuşlar,foklar ve bazı hayvanlarla insanlar arasında çok sağlam bağlar kurulabiliyor.
SilSevgi bağları. Konusu insan olan her roman ilginç bence de.
Sevgiler.
Ne kadar güzel, yaşlı adam ve denizden daha güzel bir hikaye bu. Hem de gerçek. Bu arada kedi de çok güzel, kafeterya sahipleri kedilere bir şey demiyormuş belli ki, ayrıca sevindim:) dostlukları daim olsun. Çok keyifle okudum bu paylaşımını. Teşekkürler.:)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Gözlediklerimi öyküleştirdim. Çok az kurgu kattım. Kedileri ne çok sevdiğini biliyorum. İnan yazarken de düşündüm.
SilMersin sahilinde çok sayıda kedi ve köpek var. Veteriner kontrollü ve kısırlaştırılmış. Öyküyü beğenmene sevindim.
Sevgiler...
Yazıyı okurken dalıp gittim. Sanki o ortamı ben gözlemliyor gibi hissettim. Severim farklı yerleri, insanları, canlıları ve hatta cansızları gözlemlemeyi. Cansızlar bile canlılarla hayat bulur dile gelir sanki.. Kedinin bulunduğu sandalye gibi.. Kaleminize sağlık.. Çiçekler de çok güzelmiş..
YanıtlaSilBen de o tür duygularla yazıyorum. Ve gerçekten yazmayı seviyorum. Gözlemi ve betimlemeyi seviyorum. Çiçekleri de.
SilDuygularda yakınlık ne güzel.
Çok teşekkür ederim. Sevgiler.
Çok dokundu. Bunca insanın içinde yalnız kalmak. Parklar o yüzden yaşlılarla dolu. Tabii kalkıp gelebilenlerle...
YanıtlaSilDuyarlı insanlar bir başka oluyor. Parklarda gerçekten öyle çok yaşlı var ki. Genellikle banklarda oturmayı tercih ediyorlar. Saatlerce oturabiliyorlar.
SilSevgiyle...
patili suna hanımla beyefendinin kurdukları bağ güzel olduğu kadar hüzünlü.
YanıtlaSilhayat böyle bir şey işte...
Haklısınız. Ben de hayatı her yönüyle düşünürüm hep.Neşeli, hüzünlü uzun bir hikaye. Zamana, kişilere göre değişiyor.
SilSevgiyle...
Çok zevkle okudum kaleminize sağlık.
YanıtlaSilNasıl güzel bir rahatlama ve rahatlatma duygusunu yansıtıyor değilmi?
O anı hayal etme bile yetiyor.
Sevgiler.
O görüntüyü izleyince bakakalıp seyrediyor insan. Gerçekten öyle, sakinleştirici-rahatlatıcı.
SilÇok teşekkür ederim.
Sevgiyle...
Çocukluk ve yaşlılık benzer yanlar da taşıyor aslında, zıt gibi görünse de yaşlılık 2. çocukluk derler ya. Hayvanlar da saf haliyle verilen sevgiye en güzel karşılığı veriyorlar. Suna Hanım kedi sevmese bile kedi gibiydi belki o yaşlı bey için, huzur veren, yanlızlığı paylaşan, dost..
YanıtlaSilBen de sizin gibi düşünürüm. Yaşlılık ve çocukluk insanın en saf, en doğal halleri. Sevgiye en çok ihtiyaç duydukları zamanlar.
SilHayal içinde kurguladığım öykü sonlarından biri buydu. İnsan dünyası ne çok şeyi çağrıştırıyor değil mi ?
Sevgiyle...
Ne güzel, dolu dolu bir hikaye çıkmış ortaya. Sevgiyi kim hissetmez ki? Sevgiyle açılan kucaklar hiçbir zaman boş kalmaz. Kaleminize sağlık... Sevgiler...
YanıtlaSilNe güzel diyorsunuz;"Sevgiyle açılan kucaklar hiçbir zaman boş kalmaz." Gerçekten öyledir.
SilTeşekkür ederim.
Sevgiler...
Mersin sahilinde kızım ve ben aralık ayında yazdan kalan bir kaç gün yaşamıştık;güzel anılar biriktirmiştik...Fotoğrafları görünce canlandılar birer birer...Ne güzel gözlem ve öykü,gören gözlere ,yazan ellere sağlık..Sevgiler Makbule Hanım'cığım
YanıtlaSilKeşke bir başka zamanda o gezi tekrarlansa. Mersin, sıcak yaz ayları dışında hep yaşanabilir bir kent. Değerlendirenler de duyarlı insanlar olunca ortaya böyle güzel yorumlar çıkıyor.
SilÇok teşekkür ederim sevgili Arzu Hanım.
Yazıyı okurken sakin kumsala uzandım, ne çok özlemişim diye düşündüm, beyefendiyi izledim, çok kalabalıklardan yakındığım zamanlara sakladım o görüntüyü, sizi gördüm, gülümsedim...
YanıtlaSilHayal gücü geniş, iç dünyası zengin dostlarla birlikte hayallere dalıyoruz.Gerçek dünyanın içinde kısa, güzel yolculuklar bunlar. Hele çok koşturanların bu anlara biliyorum, daha çok ihtiyaçları var.
SilYorumu okuyunca ben de çok içimden gelerek gülümsedim, hep gülen gözlü, güler yüzlü birini sevgiyle andım.
Sevgili Makbule Öğretmenim; günaydınlar.
YanıtlaSilYeni bir güne sıcacık öykünüzle başlamak çok iyi geldi. Teşekkürler.
Bakmak + Görmek + Hissetmek ve Hissettirmek
Sizin öykülerinizdeki sıcaklık bu unsurları taşımakla ilgili gibi geliyor bana. Sizi farklı kılan da bu.
"Suna Hanım da kedileri sever miydi acaba?" cümlesi bile kocaman bir hayatı anlatır gibi. Eminim; siz bu cümleye soluksuz okuyacağımız bir roman sığdırırsınız.
Elinize, gönlünüze sağlık.
Sevgi ve saygıyla.
Sevgili Necla Öğretmenim, yılların eskimeyen dostu... Her zaman öyle ince, nazik, içten deyişleriniz vardır ki; mutlu olurum, güç kazanırım, kendimi iyi hissederim.
Silİnsan tasvirlerini seviyorum. Öyle zengin bir kaynak ki.
O cümle benim için de kilit cümleydi. Belki roman değil ama o cümleye daha neler sığdırılır diye düşündüğümü hatırlıyorum. Güveninize teşekkürler.
Hissetmeye çalıştıklarımı yansıtabildimse ne mutlu bana.
Gönülden sevgilerle...
Herkeste bir yalnızlık masalı. Nüfusa orantılı olarak artıyor üstelik. Sanki parklar sadece yaşlılara ayrılmış gibi. Ne acı, doğadan uzak çocuk ve gençlerin parklardan, ormanlardan uzakta büyümesi. Oysa ağaçların, hayvanların insanlar gibi dili var ancak sevilirse konuşuyorlar. Şükür onları konuşturanların hala var olmasına:)
YanıtlaSilGüzel günler dileklerimle, sevgiyle ve dostça kalın...
Zaman planlanamazsa, uygun yerler ayarlanamazsa yalnızlık giderek büyüyor, iç yakıyor. Haklısınız, insanın dili var. Onu diğer canlılardan farklı kılıyor. Ama iletişim farklı bir şey.
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Sevgiler.
Nasıl güzel bir öykü bu Makbule, yüreğine sağlık.Hem de gerçek.Hayvanlar ve çocukların hisleri bizlerden daha güçlü ve sevildikleri yeri biliyorlar.Anlatımın o çay bahçesine götürdü beni.
YanıtlaSilBlog arkadaşlarımla duygu beraberliği ne güzel.Doğru, çocuklar, yaşlılar ve hayvanlar sevgi kaynaklarını iyi biliyorlar.Ve seçiciler.Güzel yorumuna teşekkür ederim.
YanıtlaSilBir gün sonunun anekdotu anca bu kadar naif aktarılabilirdi. Yazılarınızı büyük bir keyifle okuyorum daima ve içinizdeki hayata-olaylara duyarlı, besleyen, şefkat dağıtan kişiliği o kadar net gözlemliyorum ki her seferinde :) Elinize ve yaşamınızın her gününe sağlık diliyorum.
YanıtlaSilİzmir' den sevgiler :)
Ne kadar güzel, ince detaylarla bezenmiş bir yorum.Kişilik tanımlaması gerçekten doğru.Hep kötülerin azalmasını iyilerin çoğalmasını dilerim.Keşke gerçekleşse.
YanıtlaSilBu güzel, anlamlı yoruma çok teşekkür ediyorum.
Mersin'den sevgiler...
Hazin..seçilmiş yalnızlık değil ise yaşanan yalnızlık çok ağır ,çok çok ağır
YanıtlaSilSevgiler
Bazen dünyanın karmaşasında yalnızlığı bilinçli seçiyor insan, doğru. Ama başa gelen yalnızlık acı gerçekten. Nasıl baş edileceğini bilmek lazım.
SilSevgiler...
Yalansız, riyasız, samimi ve içten sevgiyi görebiliyoruz hayvanların yüzünde. Bir gün eşimle yolda yürürken bir kedi görmüştük. O kedinin yüzünde kuşumu (muhabbet kuşumu)görmüştüm. Ne kadar saf ve temiz bir sevgi. Yazıdaki yaşlı adamla Suna hanımın sevgisi, son dönemlerde çokça karşılaştığımız durumlar. İnsanlar yalnız ve bu yalnızlığın en doğal tamamlayıcısı kediler, kuşlar, köpekler... Sevgili Makbule hanım emeğine yüreğine sağlık. Sevgiler selamlar..
YanıtlaSilSevginin var olduğu, yaşatıldığı her yer güzel geliyor bana.İnsana yalnızlık yaramıyor. Sevgiyi, şefkati nerede buluyorsa oraya yakın olmak istiyor. Hayvanlar da kendilerini seveni biliyorlar.
SilYorumuna çok teşekkür ederim.
Selam-sevgiler...
Çocuklar,yaşlılar ve hayvanlar...Bazen saf sevgiyi onlarda net olarak görebiliyoruz.Okurken de duygulandım inanın.Kaleminize sağlık :))Sevgilerimle :))
YanıtlaSilBelki daha çok yardıma ihtiyaçları olduğu için mi, daha zayıf oldukları için mi ama öyle çok düşünürüm ki onları... İçim acır, mutlaka yardımcı olmaya çalışırım.
SilÇok teşekkür ederim.
Sevgiyle...
Kediler gerçek dost olurlar,güvensinler yeter...Ki.!
YanıtlaSilHele yalnız insanlara nedense daha çok sahiplenirler.
Çocuklar ve hayvanların duyarlıklarının yarısı yetişkinlerde olsaydı,dünya ne güzel olurdu,kimbilir ?
Emeğine sağlık ne güzel bir anı ile dillendirmişsin yine.
Yalnız adam dilerim,Suna hanımla birlikte çok güzel anılar biriktirmiştir ki Suna kediye de isim anneliği yapmakta hala.
Duygulu arkadaşım,
uğradığında bir daha o sahile bir orta demli çay da benim için denize karşı,içsen.
Dingin,dingin dalgaları birde benim için dinlesen.
Doğru, kediler yalnız insanları daha çok sahipleniyorlar.
SilÇocukların masumiyetlerine bayılıyorum.Güzel anılar güzel anlarla oluşuyor, hayatımızı daha renkli kılıyorlar.
Hiç belli olmaz, belki bir gün o güzel çayı beraber içeriz sevgili Merih. Dalga sesleriyle birlikte kuş seslerini de dinleriz.
Sevgiler...
Ne kadar duygusal ve naif bir gözlem olmuş öyle. Üstelik çok da güzel hikayeleştirmişsiniz. Normalde kedilerden korkarım çocukluğumdan beri ama insanların kedilerle kurduğu bu sıcacık ilişkilere her zaman özenmişimdir. Kaleminize sağlık...
YanıtlaSilSiz de çok güzel bir yorumla duygularınızı dile getirmişsiniz.
SilTeşekkür ederim.
Ben de bütün hayvanları seviyorum ama kuşlar dışında evcil hayvanlara evde bakamam.Sevmek, korumak, bakmak farklı geliyor bana. Hiçbir hayvan zarar görmesin isterim.
Sevgiler...
çok tatlıııı bir gözleem ve anekdot :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Hayatı gözlediğimizde insanı düşündüren ne çok detay var.
SilSevgiler...