BİR HİÇ UĞRUNA...
Her şeyi vardı
Ama hiç dostu olmadı,
Hep lüks içinde yaşadı
Ama her şey kokuşmuştu.
Varlıkla yokluk arasında gitti geldi.
Yıllarca eğildi-büküldü,
Ona buna boyun eğdi
Elde-avuçta hiçbir şey kalmadı sonuçta;
Tükenmişti insanlık,
Tükenmişti merhamet,
Tükenmişti erdem,
Tükenmişti ahlak,
Elde-avuçta hiçbir şey kalmadı sonuçta;
Tükenmişti insanlık,
Tükenmişti merhamet,
Tükenmişti erdem,
Tükenmişti ahlak,
Tükenmişti onur...
Dünyaya geldiği gibi gitti bir gün.
Dünyaya geldiği gibi gitti bir gün.
Yanında tek bir şey yoktu,
Cenazesinde hiç kimsecikler yoktu...
Makbule ABALI.
Cenazesinde hiç kimsecikler yoktu...
Makbule ABALI.
Hayatımızda çok benimsediğimiz, değer verdiğimiz, sahip çıktığımız EN'ler olduğu gibi bir de bizden uzak olmasını istediğimiz HİÇ'lerimiz var. Hiç onaylamadığımız, hiç düşünmediğimiz, yakınımızda istemediğimiz ... Bazen bir davranış, bazen bir alışkanlık, bir tavır, bir karakter... Yaşadıklarınız, deneyimleriniz zamanla bir duvar oluşturuyor çevrenize karşı. Aşılabilir ya da aşılamayan bir duvar. Bazılarının hoşlandığı şeyler sizin hoşlanmadıklarınız olabiliyor. Tıpkı sizin değer verdiklerinizin bazılarının gözünde değersiz sayılması gibi...
Zaman zaman düşünürüm; "Hiç sevmediklerim" deyince insanlar gelmez aklıma. Belki kırılmışımdır, incinmişimdir, unutmuşumdur en fazla. Ama sevmemek, düşmanca bir tavır içine girmek ayrı bir şey. Hiçlerimiz'de de seçici olmak gerekir elbette.Davranışlarda genelleme yaparım.Çok bağıran, gürültücü insanlar... Merhametsiz, sevgisiz, acımasız tipler... Başkalarını küçümseyen,üstünlük kompleksi içinde egosu tavan yapanlar...
Yalancılar, iftiracılar, haksızken haklı görünmeye çalışanlar... Kendinden güçsüzlere eziyet edenler, kadınlara, çocuklara acımasızca davrananlar... Hiç düşünmeden çevreyi kirletenler, doğayı acımasızca katledenler... Çıkarları için sevdiklerine, dostlarına ihanet edip kılıktan kılığa girenler... Haktan, adaletten, hukuktan uzaklaşarak yanlış kararlar alanlar...
Bir HİÇ uğruna yaşamlarını altüst edenler, saygınlığını yitirenler... Hep uzağımızda olsunlar isterim...
Zaman zaman düşünürüm; "Hiç sevmediklerim" deyince insanlar gelmez aklıma. Belki kırılmışımdır, incinmişimdir, unutmuşumdur en fazla. Ama sevmemek, düşmanca bir tavır içine girmek ayrı bir şey. Hiçlerimiz'de de seçici olmak gerekir elbette.Davranışlarda genelleme yaparım.Çok bağıran, gürültücü insanlar... Merhametsiz, sevgisiz, acımasız tipler... Başkalarını küçümseyen,üstünlük kompleksi içinde egosu tavan yapanlar...
Yalancılar, iftiracılar, haksızken haklı görünmeye çalışanlar... Kendinden güçsüzlere eziyet edenler, kadınlara, çocuklara acımasızca davrananlar... Hiç düşünmeden çevreyi kirletenler, doğayı acımasızca katledenler... Çıkarları için sevdiklerine, dostlarına ihanet edip kılıktan kılığa girenler... Haktan, adaletten, hukuktan uzaklaşarak yanlış kararlar alanlar...
Bir HİÇ uğruna yaşamlarını altüst edenler, saygınlığını yitirenler... Hep uzağımızda olsunlar isterim...
"Hiçlerimizde de seçici olmak gerekir" sözünüz sizin ne kadar hassas bir ruha sahip olduğunuzun göstergesi. Toplu olarak şiir de dahil o kadar güzel bir yazı ki, kutluyorum sizi.
YanıtlaSilİlişkilerde; asgari müştereklerde buluşamayınca zaten tasvip edemediğiniz karakterdeki insanlar vardır ki bazen, uzak kalmak yapılacak en doğru davranıştır. Zira sevemediğimiz halleri, bize uygun düşmeyen düşünce yapıları olanları zaten kısa sürede anlarız. Yapılacak şey sadece mesafe koymaktır. Zira kolay kolay değişemeyiz. Hele belli bir yaşa geldikten sonra. Tabii sevmemek değil, onlarla olamamaktır bu sadece.
Tüm terslikleri sergileyenler, kendi hayatını bile harcayabilenler bizlere karşı da hassas davranmayacaklardır. Ancak ruhumuzu yaralarlar, uzak durmakta hayır vardır. Kalemine sağlık Makbule kardeşim. Selam, saygı ve sevgilerimle :)
Duygularımı, düşüncelerimi şiirle, yazıyla aktarmayı seviyorum. İçimden geldiği gibi yazıyorum. Güzel düşüncelerin beni mutlu etti sevgili Ece. Ortak görüşlerde olmak daha da sevindirici.
SilKızmak, öfkelenmek yerine mesafe koymak benim de başvurduğum bir yol.İnsanı rahatlatan bir yöntem. Çok sakin bir yapım var.Kolay sinirlenmeyince kolay çözümler de bulunuyor. Ama dediğiniz gibi hassasiyet ruhu zedeliyor.
Bu güzel yoruma çok teşekkür ediyorum.Daha güzel bir dünyada yaşamak dileği ile...
Selam- sevgiler...
Okurken baş sallayarak onaylaya onaylaya okudum. Şiir hele. Müthiş. EN ve Hiç. Kalıcı olan ikincisi...
YanıtlaSilOnaylanmak beni de mutlu ediyor sevgili Yasemin. Duygu ve düşüncelerimi aktarabilmişsem ne mutlu bana. HİÇ'lerin kalıcı olması kararlılığımızı gösterir.İki grupta da doğru kararlar alabilmek ne güzel olur.
SilTeşekkürler. Sevgiler...
Yazınızı ilgiyle okudum; düşündüğüm şeyleri buldum aynı zamanda da. Kaleminize sağlık. :)
YanıtlaSilİnsanların bukelemunlar gibi bulunduğu ortama uymaları beni çok şaşırtıyordu ama artık şaşırmıyorum çünkü işin sırrını çözdüm: Eşek dünyanın neresinde olursa olsun aynı anırıyor, insan ise doğduğu yerden alın dünyanın öbür ucuna götürün genleri gereği yaşadığı yere uyuyor ve oranın dilini öğreniyor. :)
Bazı insanların bukalemun gibi olduğu görüşünüze aynen katılıyorum. İnsan zamanla şaşırmamayı, duygularını belki törpülemeyi de öğreniyor. "Olduğu gibi görünebilmek" aslında en güzeli. "Olduğu gibi kabul edebilmek" biraz zaman alıyor.
SilYorumunuza teşekkür ederim.
Şiir çok güzel... Çok sevdim şiirinizi... Ne acıdır ki bazen en'lerimiz hiç olabiliyor... Gerçekten hak edenler olsun enlerimiz... Kaleminize sağlık... Sevgiler...
YanıtlaSilBir şiirsever'den, bir şairden bunu duymak ne güzel.
Silİnsan hayatı boyunca bazen değişimler yaşayabiliyor.
Büyük değişimlere izin vermemek lazım aslında.
Çok teşekkür ederim. Sevgiler...
Hiç olarak nitelendirdikleriniz etrafımızda sık sık gördüklerimiz, karşılaştıklarımız ve günden güne artarak çoğalanlar. İşte bu yüzden de yalnızlık payımıza düşüyor. Bazen aklıma Yunus Emre'nin " Bir garip ölmüş diyeler, üç gün sonra duyalar, soğuk su ile yuyalar, böyle garip bencileyin" şiiri meşgul eder zihnimi. Yüreğinize sağlık, sevgiler selamlar..
YanıtlaSilDoğru, ne yazık giderek çoğaldılar. Değer yargıları tepetaklak oldu.Belki daha hassas, daha seçici olmak zorundayız. Yunus Emre'nin o deyişi ne güzeldir. Ben de çok severim.
SilÇok teşekkür ederim.
Selam-sevgiler...
Enler ve hiçler birbirine o kadar zıt ki. Enler çoğalırsa sorun yok ama hiçler çoğaldığında yaşamak da zorlaşıyor. Güzel ve içten paylaşımdı. Güzeli yansıtan yüreğinize sağlık.
YanıtlaSilGüzel bir gün dileklerimle, sevgiyle ve dostça kalın...
Haklısınız; bir kısmı mutluluk hanesinde, diğer grup olumsuzluklar bölümünde.Sanırım o yüzden daha seçici davranmak gerekiyor. Bazen "Ah çevremizde iyiler çoğalsa da kırmadan-kırılmadan yaşasak" derim.
SilSağlıkla-güzelliklerle...
Selam-sevgiler...
Günümüzü anlatan bir yazı ve duygular... Ne denir ki gerçeklere... Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilBen de onu yazmaya çalıştım Hüseyin Hocam. Toplumsal gerçekler de bazen iç acıtıyor, can yakıyor.
SilÇok teşekkür ederim.
Bunlar olmasa zaten dünya daha yaşanılası bir yer olurdu...
YanıtlaSilNe yazık, giderek de çoğalıyorlar.El birliği ile mücadele gerek.
SilGüzel tariflerinizden birkaçını bugün yakınlarımla paylaştım. Teşekkürler.
Sevgiler.
Çok sevindim. Çok teşekkür ederim..
SilSevgiler..
Bütün bu yazılanların biraz daha ötesinde tutuyorum yaşamlarını bir hiç uğruna harcayanları... Tatil için gittiğimiz yörede, kaldığımız pansiyon civarında yaz günü üstüste giydiği giysileriyle sokakta yerde uyuyan bir kadın görmüştük. Her zaman bir erkek görüntüsüne alışkın olduğumuz manzarada bir kadın olması ilgimizi çekmiş ve çevrede onunla ilgili bilgi alabileceğimiz insanlara sorular yöneltmiştik. Daha önce avukat ve evli bir çocuğu olduğu detayı bizi daha da meraklandırmış ve orda bulunduğumuz süre içinde konuyla ilgilenmiş, kendi aramızda konuşup durmuştuk, insanın kariyeri, ailesi, en önemlisi kendisinden vazgeçirecek ne olabilir diye?
YanıtlaSilÇevremizde yaşanan ne dramlar var ve biz çoğundan haberdar değiliz. Sosyal devlet, sosyal yardımlar bu insanlara ulaşabilmeli. Bir hiç uğruna bütün değerleri altüst olanlar da var.Bir hiç uğruna çok farklı yolları seçenler de...
SilSevgiler.
Şiir o kadar güzel özetlenmiş duygularımızı o kadar güzel aktarmış ki.
YanıtlaSilEmeğine sağlık arkadaşım.
"HİÇ" ve "HİÇLİK"Mertebesine ulaşmak herkesin harçı değil,güzel arkadaşım,hele o anşılmaya çalışmak çok daha zor.
ne değerli tespitler,seni o kadar iyi anlıyorum ki,anlatmaya gerek yok,sen de nasıl olsa beni anladın artık.
Kendimi anlatmak en zorlandığım durum olsa da ben herkesi o kadar kolay anlarım nedense.
En son çok güzel bir projede iş teklifi almama rağmen,istekli olmadığımı farketmem,kendimi anlatmakdan "Hiç"lerimi yeni baştan yaşamaktan yorulduğumu biliyorum artık.
Allah yetiştirdiğimiz güzel gençlerimize kolaylık versin diyor,sevgili-değerli arkadaşım varlığınızdan duyduğum mutluluğu tekrar edip öpüyorum.
Böyle güzel ve anlamlı bir yorum almak, enerji depolamakla eşdeğer sevgili Merih.
Silİçimden geldiği gibi yazıyorum. Yazmayı-okumayı gerçekten çok seviyorum. Seni anladığımı, içtenliğini sevdiğimi de biliyorum.
Emeklilik sürerken bazen ben de çalışmayı özlediğimi fark ediyorum. Öyle özveriyle, öyle sevgiyle çalıştık ki. Artık bir "nokta koymak" gerekiyor diye düşünüyorum.
Çok teşekkür ediyorum. Gönül dolusu sevgiler...
Bloğuma hoş geldiniz. Ancak hep doğal malzemeler kullanmaktan yanayım.Uğrarım tabii. Ama dürüst olmak gerekirse sürekli izleyemem sanırım.
YanıtlaSilSevgiler.
Her cümle üzerinde tek tek düşünmek gerekiyor.Düşündüm de benim de incindiğim insanlar olmuştur ama hiç bir zaman hiç bir insandan nefret etmedim.Herkesin davranışının kendince bir sebebi olduğunu düşünür ve anlamaya gayret ederim.Teşekkürler :)
YanıtlaSilİnsan'a dair her şey çok düşündürücü. Derya gibi bir konuyu blog sayfalarına sığdırmaya çalışıyoruz.Aynı görüş ve düşüncede olmak ne güzel. Uzlaşmak, anlaşmak mümkünse denemek lazım tabii. Ancak bağlar kopmuşsa, derin incinmeler olmuşsa sınırları zorlamamak lazım sanırım.
SilBen teşekkür ederim.
Sevgiler...
Herkesin hem fikir olduğu bir konuya değinip güzel bir yazı ortaya çıkarmışsınız. Hiç olsun yok olsun istediklerimiz ve bizden uzak Allah'a yakın ol dediklerimiz için akıcı net bir yazı...
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Kimseye kin beslemeden, "kısasa kısas" demeden olumsuzlukların yakınında değil, uzağında olmak dileğindeyim.
SilSevgiler...
Maalesef bu tip insanlar hiç de az değil toplumda.
YanıtlaSilGiderek de çoğalıyorlar. Toplumun değerleri düştükçe yadırgadığımız davranışlar da çoğalıyor.
SilFarkında olmadan enlerimiz ve hiç'lerimiz karışabiliyor bunları fark etmememiz ise işin en ilginç tarafı bence... Bunlarda farketmeden toplumdan kazandığımız düşünceler... Emeğinize sağlık, harika bir yazı olmuş :))
YanıtlaSilBloğa hoşgeldiniz. Haklısınız, belki zamana göre, hayatın getiri_götürülerine göre, yitirdiklerimiz ya da kazandıklarımıza, zamana göre değer yargıları değişiyor.
YanıtlaSil