Okullar açıldığında ziller de çalmaya başlar. Hepimiz tanırız bu sesi. Her zili duyduğumda eski bir eğitimci olarak içim titrer, endişelenirim. Eksikleriyle okullarımızı düşünürüm, stresleriyle öğrencilerimizi düşünürüm, kaygılanırım. Öğretmenlerin bitmez tükenmez sorunları gelir aklıma.
Yıllardır hiçbir öğretim yılı sorunsuz açılmaz. Neden önlem alınmaz, neden hazırlıklar bitmez, neden tatiller biraz daha uzayıp gider...?
Bu yıl da birdenbire sürpriz bir kararla TEOG sınavı (Temel Orta öğretime Geçiş Sınavı) kalkıyor dendi. Açıklamanın hemen ardından sorular geldi: "Bu yıl sınav uygulanacak mı- Not ortalaması hiç mi dikkate alınmayacak- Okullara sınavsız geçiş nasıl olacak? Kimse ileriyi göremiyor, kafalar karmakarışık.
Öğretmenlik yıllarımda Milli Eğitim Şuraları toplanırdı. Yöneticiler, öğretmenler, veliler, öğrencilerin olduğu büyük bir grupta sorunlar tartışılırdı. Ayrıca Talim Terbiye Kurulu konuyu inceler daha sonra pilot okullar seçilir ve uygulamalar önce bu okullarda başlardı.
Bu sınavın çok adil olduğu söylenemez elbette. Uygulamayla ilgili pek çok aksaklık gündeme geldi:
Soruların bazıları yanlış çıktı. Bazen sorular çalındı. Sorularda yanlış doğruyu götürmüyor, öğrenci rastgele işaretleyebilir. Sınav sonuçları açıklandığında yüzlerce birinci çıktı. Oysa objektif bir sınavda bu bir ölçme hatası sayılır. Daha seçici sorular hazırlanamaz mı. "Sınav kolay olsun" denirse bu sonuçlar kaçınılmaz. Yıllardır matematik ve fen bilgisi sonuçları çok düşük. Ülke içinde olduğu kadar uluslararası olimpiyatlarda da bu durum dikkat çekiyor. Bu sonuçları iyileştirmek için ne gibi önlemler alındı.?
Çocuklar-gençler yetişirken öncelik vermemiz gereken bazı değerler var; Güven duyma, çalışmaları planlama, objektiflik gibi. Bu çocuklar kime güvenecekler, çalışmalarını nasıl planlayacaklar, hangi değerlere inanacaklar? Bu sistemin yerini ne alacak, okullara nasıl yerleştirecekler?
Bu uygulamanın olumlu-olumsuz yönlerini, deneyimlerini, düşüncelerini gerçekçi olarak söyleyecek dürüst, kararlı eğitimcilere nasıl da ihtiyaç var.
Ziller çaldıkça kafanızda sorular oluşmuyor mu...?
Çocuklar-gençler yetişirken öncelik vermemiz gereken bazı değerler var; Güven duyma, çalışmaları planlama, objektiflik gibi. Bu çocuklar kime güvenecekler, çalışmalarını nasıl planlayacaklar, hangi değerlere inanacaklar? Bu sistemin yerini ne alacak, okullara nasıl yerleştirecekler?
Bu uygulamanın olumlu-olumsuz yönlerini, deneyimlerini, düşüncelerini gerçekçi olarak söyleyecek dürüst, kararlı eğitimcilere nasıl da ihtiyaç var.
Ziller çaldıkça kafanızda sorular oluşmuyor mu...?
Ne diyeyim ki sevgili Makbule, dört, beş tane sınav uydurup, kaldırdılar. Her konuda deneye-yanıla yani memleketin öğrencilerini, öğretmenlerini deneme tahtası, kobay olarak kullanıyorlar. 15 yıldır böyle:(
YanıtlaSilSosyal medyada paylaşımlar görüyorum, muhabir eline mikrofon almış, sokakta rastgele dolaşıyor ve soru soruyor:
"Dünya klasiği bir roman söyler misiniz?" Kimse bir şey sayamıyor. Einstein'ın fotoğrafını gösterdiler, bir kişi hariç kimse bilemedi, tiyatrocu dediler, Nejat Uygur dediler vs. :(
Eline sağlık. Sevgiler....
Çocuklar sınav yorgunu oldular. Bir sınava tam anlamıyla uyum sağlayamadan sistem değişiyor, yeni bir düzen getiriliyor.
SilOkuma yorgunu gençler yetiştiriyoruz. O programı ben de izlemiştim, içler acısıydı.
Teşekkürler Müjde. Sevgiyle.
Bir eğitimci ağzından eğitimi dinlemek başka :)
YanıtlaSilçok teşekkürler Yasemin. Çocuk ve gençler adına daha güzel koşullarda daha iyi bir gelecek düşünüyor insan.
SilSevgiler...
Ben bu seneye kadar, bu şok edici değişikliklerden ötürü hiç bu kadar endişelenmemiştim. Torunumun altı yaşından üniversite üçe gelene kadar yanında yaşadım. Sanki yaşlandı çocuk. Sizin değerlendirmeniz ve endişeleriniz en doğrusudur. Üzülüyorum ve her yönden çöküşe gitmek bu oluyor demek ki. Domino taşları gibi, her alanda bozulmak vatanımızın hiç layık olmadığı bir durum.
YanıtlaSilZiller hayırlı bir gelecek için çalar dilerim Makbule kardeşim. Selam, sevgi ve saygılarımla.
Duyarlı insanlar haklı olarak endişeleniyorlar sevgili Ece. Düşün yeni bir eve taşınırken bile önceden hazırlık yapılır. Oysa okullar açılmış, bir belirsizlik var. Çok büyük bir grubu ilgilendiren kararlar anında alınıyor, çalışmalar başlatılıyor.
YanıtlaSilUmudumu yitirmemek istiyorum.
Sevgiler...
ya valla bizim ülkede bir oturtamıyorlar bu eğitim sistemini.
YanıtlaSilYıllardır tam düzenlenemedi. Sorunların temeline inilmeyip yüzeysel geçildiği için sanırım.
SilSevgiler.
Çocuklar resmen kurban durumundalar. Hayatın başındayken daha büyük bir güven kaybı, bu çocuklar geleceğe nasıl umutla bakacaklar!.Psikolojileri alt üst oldu resmen!. Yazınızla, hislerimize, düşüncelerimize ortak olmuşsunuz.Teşekkürler...
YanıtlaSilÇocukların gelişim çağı özellikleri, psikolojileri hep gözardı ediliyor maalesef. Kendilerine de çevrelerine de güven duymuyorlar ne yazık. Gelecekte çok büyük kayıplar yaşayacağız. Katkınıza teşekkürler.
SilSevgiler.
Öğrencilere temelde merak aşılanmıyor, her şeyi ezberletip geçiyorlar.
YanıtlaSilMerak duygusunu ben de çok önemsiyorum. Ama yanlışın doğruyu götürmemesi merakı da yok edecektir. Tesadüfi cevaplar ezberciliği de getirecektir.
SilSevgiler.
Ziller kulaklarımı çok rahatsız ediyor ne yazık ki...
YanıtlaSilHiç hayra yoramıyor ve o güzel heyacanları duyamıyorum artık.
Eğitimde eşitlik ilkesi çokdan kaybolmuştu,şimdi olan eğitimide,yok sayıp cehaleti değer kıldılar,magduru oynayıp,kaliteye tu-kaka diye,diye düşünmeyi unutturdular...
Sevgilerimle değerli öğretmenim...
Sevgili Merih özür dilerim, ben bu yorumuna yanıt vermeyi unutmuşum. O ara hep rahatsızlıklarla uğraştık.
SilEğitimde düşüş çizgisini gözlüyoruz ne yazık. Bizim de içimiz yanıyor. Gelecek kuşaklar böyle yetiştirilmemeli.
Neyse henüz büyük bir çöküntü içinde değiliz. Hala az da olsa işini seven öğretmenlerimiz var. Umudumuzu kesmeyelim.
Sevgiyle...