1 Şub 2023

EĞİTİM NE DURUMDA ?- AĞAÇ EV SOHBETLERİ

 


Bloglar  arasında "Ağaç Ev Sohbetleri" nin bu haftaki konusu : "Eğitim Ne Durumda? " Konu Deeptone arkadaşımız tarafından belirlendi. 

Bir zamanlar okullarımızda Eğitim ve Öğretim ayrılmaz ikiliydi. Öğretimi eğitimden ayrı düşünemezdik." Yeni Eğitim- Öğretim Yılı " kutlu olsun derdik. Eğitimden yoksun kalınca öğretimi  de sağlıklı bir şekilde sürdürmek mümkün değil. Ünlü Düşünür Pestalozzi ne kadar haklı. "Öğrencilerine öğrenme hevesi aşılayamayan bir öğretmen soğuk demiri dövüyor gibidir." Günümüzde öğretmenlere "Öğretme" hevesi için gerekli eğitim-öğretim ortamını hazırlayabildik mi acaba? Öğretmen yalnız, çaresiz, ekonomik açıdan doyumsuz. 

Devlet okullarında mesleğine bağlı, kendini yetiştirmiş iyi öğretmenler ya çeşitli nedenlerle küstürüldü ya da özel okullar tarafından paylaşıldı. Öğretmenlerin ödül ya da ceza alması objektif ölçülerle değil, görüş ve düşüncelerine göre belirleniyor. Yüz kızartıcı suçlardan  ceza alması gerekenler adeta ödüllendirilebiliyor. 

Öğretmen  yetiştiren kurumlarda çeşitli branşlarda ülke ihtiyaçları göz önüne alınmıyor. Bu yüzden KPSS (Kamu Personeli Seçme Sınavlarında) çok yüksek puan almasına rağmen kadro yetersizliği nedeniyle pek çok öğretmen  adayı  mülakatta  eleniyor.  Bir özel okulda ücretli öğretmen  haftada 30 saat derse girdiğinde saat ücreti olarak yaklaşık 40 TL alıyor.  Son uygulama " Uzman Öğretmen Seçimi"  sınavlarına kaç öğretmen girdi, sorular nasıl belirlendi, kimler kazandı, kimler  kaybetti bilinmiyor. 

Eğitim- Öğretimde öğrenciler açısından durum içler acısı. Ülkemizin bazı yörelerinde hala "Birleştirilmiş Sınıf" eğitimi  veya  "Taşımalı Eğitim" uygulanıyor. İlkokullarda sınıfta kalma olmadığından okuma- yazma bilmeden 3. sınıfa geçen öğrenci var. Yönetmelikler rafa kaldırıldı. Okullara 200 m. mesafede oyun salonları, kahveler açılamazken şimdi en zararlı oyunlar çocukların cep telefonlarında, bilgisayarlarında yer aldı. Öğrenciler sınıflara cep telefonlarıyla giriyorlar.

Okul binaları amaca uygun değil, teneffüs alanları yok,  spor ve sanat etkinliklerine önem verilmiyor, kantinler ve okul servisleri amaca uygun değil. Hiçbir konuda denetim yok. Müfettişler okullara sadece soruşturma için gidiyorlar.  Okullarımızda "hayata hazırlama" değil, "Sınavlara Hazırlama" başarının ölçütü sayılıyor. Bol miktarda dağıtılan takdir, teşekkür belgeleri başarının ölçüsünü belirlemiyor.

Ne yazık,  yıllardır sınav sonuçları kuşkuyla karşılanıyor. Kim haklı, kim haksız, kim başarılı, kim başarısız bilinemiyor. Sınav sonuçlarında çok sayıda birinci, ikinci açıklanıyor.  Her sınavda binlerce sıfır puan alan  var. Fen dersleri ve matematik ortalamaları çok düşük, önlem alınmadığı için bu durum yıllardır değişmiyor. Geçmiş yıllarda illerde her kademeden eğitimcilerin  katılımıyla toplanan Milli Eğitim Şuraları artık toplanmıyor.

Eğitim- Öğretim kararları kalıcı değil, değişimler anlaşılmadan yeni kararlar alınıyor: Kredili Sistem, okula başlama yaşı, el yazısıyla yazma, okunacak kitaplar, öğretim yılları... Hepsi değişebiliyor, çünkü Milli Eğitim Bakanları da kalıcı değiller. Her yıl ya da iki yılda  bir bakan değişmiş .  En uzun süre (8 yıl ) Hasan Ali Yücel bakanlık yapmış. Hüseyin Çelik 6 yıl görevde kalmış. 

Üniversitelerimiz bilimsel araştırmalarda dünya sıralamasında artık çok gerilerdeler. Rektörlerin seçilmesi uygun standartlarda olamıyor. Öğrenci yurtları ihtiyaca cevap vermekten uzak. Gelecek kaygısı gençleri düşündürüyor. Yurt dışı eğitim imkanlarını arıyorlar.

İçimizi acıtan bu tabloda bile medyada rastladığımız küçücük bir güzel haber içimizi aydınlatabiliyor, umutlarımızı yeşertiyor. Hala pes etmeden, yarının çocuk ve gençlerini çağdaş bir çizgide, Atatürk'ün ilke ve inkılapları doğrultusunda  yetiştirmeye çalışan nitelikli Eğitimcilerimize selam olsun.

Makbule Abalı ( Emekli Rehber Öğretmen)

1.02. 2023


7 yorum:

  1. teşekkür ederiiz. valla sahiden de atama mülakat konusu da çok fena.

    YanıtlaSil
  2. Neresinden tutsak elimizde kalıyor.....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Keşke herkes, tüm görevliler, yetkililer, anne babalar, öğretmenler, vatandaşlar ellerinden gelen çabayı harcasalar...
      Umutlar tükenmese.

      Sil
  3. Bu konuda " İyi, güzel haberler " duyunca sonsuz bir mutluluk duyuyorum. Bazen ta uzaklarda bir köy okulunda idealist bir öğretmen, bazen yurt dışında olağanüstü bir başarı öyküsü...
    Ama ne yazık sadece sansasyonel, bol resimli haberler yer buluyor gazetelerde, haber kaynaklarında.

    YanıtlaSil
  4. İlk yoruma yazdığım bu cevap (Deeptone) alt sıraya düşmüş. İlk kez oluyor.

    YanıtlaSil
  5. Merhabalar.
    Bu konuda laf söyleyebilmek için, şu an ki eğitim ve öğretimin durumundan haberdar olmak gerekir. Ancak, bildiğim kadarıyla haberler hiç de iyi değil galiba. "...Öğrencilerine öğrenme hevesi aşılayamayan bir öğretmen soğuk demiri dövüyor gibidir..." sözünü ben öğretmenlerimizde de heves bırakmadılar ki, öğretmenlerimizin elini kolunu bağladılar diye bağlamak istiyorum. Eğitim olmayınca öğretim de olmaz. Bu ikili birbirlerini tamamlayan ve destekleyen unsurlardır.

    Cumhuriyet kurulalı yüzyıl geçti, hala geçerli standart bir eğitim politikamızı ve çizgimizi oluşturamadık. Hele şu 4+4+4 temelli eğitim ve öğretimin içine etti. Yazıklar olsun.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyi haberleri duyabilsek nasıl da mutlu olacağız. Eğitim-Öğretim pek gündeme gelmiyor. Yarıyıl tatili bu hafta sonu bitiyor. Umarız geleceğin aydınlık beyinlerine set çekilmez.
      Dileriz öğretmenlerimiz hak ettikleri bir ortamda çalışmalarını sürdürürler.
      Teşekkür ederim.
      Selam ve saygılarımla.

      Sil