15 Kas 2024

ADLARINI BİLE BİLMEDİĞİMİZ O GÜZEL İNSANLAR...

 


  İnsanlık hali ; Gün olur, her yer günlük güneşlik iken iç dünyamız bulutludur. Gün gelir karamsar bir dünyada içinizde bir kıpırtı, bir kuş çırpıntısı adeta, gülerek bakarsınız dünyaya. Herhangi bir zamanda çevremizi gözlediğimizde: Bazen bir toplu taşıma aracında, bazen bir otoparkta, bir hastanenin bekleme salonunda ya da küçücük bir pastane salonunda... Farklı durumlarla, farklı davranışta insanlarla karşılaşırsınız. Sonra anlarsınız ki, onlar özel insanlardır. Bakışıyla, duruşuyla, gülüşüyle farklı insanları hemen fark etmeseniz de onlar kendilerini tanıtırlar zamanı gelince. Çevreye gösteriş yapmak değildir düşünceleri ya da yapmacık  yoktur tavırlarında, her zamanki tavırlarıdır onları ayırt etmenizi sağlayan.

Belki dikkatli bir bakışla bir gün siz de fark edebilirsiniz onları. Her yörede, çeşitli kılıklarda, çeşitli iş ve meslek gruplarında karşımıza çıkabilirler. Çoğu zaman sivil de olsalar her zaman insani özellikleriyle tanırsınız onları; Yüzlerindeki sakin, yumuşak çizgilerden, gözlerindeki ışıltıdan ya da seslerindeki içtenlik ve duruluktan... Gününüze ışık hızıyla girer, hiç duraksamadan yavaşça süzülüp gidiverirler. Bir beklentileri yoktur yaklaşımlarında ya da anlık konuşma isteklerinde. Yarım kalmış bir yaşam öyküsünün son satırları gibidirler. Geriye kalan bir tatlı tebessüm, bir küçük anıdır. Yaşamı anlamlı kılan da bu küçük ayrıntılar değil midir? 

O güzel insanlar, toplumda yerleşik değer yargılarına inat, adeta güven tazelerler. Belki yeniden insan aramaktadırlar. "Nerelisin hemşerim ?" sorusuna gerek bile duymadan yaklaşırlar. Yaşınız, cinsiyetiniz de önemli değildir onlar için. Üstelik çay-kahve de eşlik etmeyebilir bu birlikteliğe. Ama "İnsan" tanırsınız; Kimisi bir anda karşınıza çıkar. Sabahın erken bir saatinde, bir hastane bahçesinde. Danışma biriminin yapacağı görevi o üslenmiştir adeta. Yol-yordam bilir, sizin de ilk gelişte kendisi gibi zorluk çekmemeniz için açıklamalar yapar. Karşılık beklemeyen bir yardımcıdır. Bilinmeyen bir ortamda çekilebilecek sıkıntıları sizin de çekmemeniz içindir bütün uğraşı. 

Kimisi arada kaç yaş fark olduğunu bilmemesine rağmen sizi ayakta görmekten huzursuz olur, hemen saygıyla kalkar, yerini verir. Çok eski bir dostu karşınızda görmüş gibi olursunuz. Oysa o ne kimliğinizi, ne kişiliğinizi bilir, yardıma hazır bir insandır sadece. Olumsuzlukların çoğaldığı bir ortamda iyiler, iyilikler de olacaktır elbette. Bir başka gün bir başkası , tam da zor bir anınızda içtenlikle sorar : "Kantine iniyorum, istediğiniz bir şey var mı?"  Hayır derken bile içiniz ısınır, sevgi ile bakarsınız bu iyi niyetli yol arkadaşına. 

Bazen bir hastane ortamında benzer rahatsızlıklar insanları yakınlaştırır birbirine. "Damdan düşenin halinden anlayanlar" arasında koyu bir sohbet başlayabilir. Bir sonraki gün kontrole gittiğinizde bekleme salonunda henüz oturmadan arkanızdan birisi seslenir: "Işıklı panoda şimdi adınız okundu." Siz aceleyle koştururken kapıda bir armağan paketlenmiş olarak elinize tutuşturulur. Eve dönünce paketler açılır, içinden özenle örülmüş  makrame iki güzel anahtarlık çıkar. Yorgunluğa inat, yüzünüzde gülücükler oluşur.  Ya da bulunduğunuz ortamda kat asansörlerinin  çalışmadığı bir zamanda başka bir asansör bulmaya çalışırken, tarif etmekle yetinmeyip, sizi alelacele asansöre kadar götüren temizlik görevlisini nasıl unutursunuz? 

Gözünüz elindeki nergis demetine takıldığında hemen iki nergis sapını demetten ayırıp size uzatan nazik insanı, merdiven çıkarken bir basamakta zorlandığınızda siz yardım teklif etmeden elini uzatan genç kızı ya da genç adamı anmamak mümkün mü? Sıranız gelince odasında gerekli işlemleri tamamlayan ama hemen sonra koridorda arkanızdan yetişen genç doktor. "Şu bölümden şu belgeyi de isteyebilirler, almayı unutmayın." der. Eşim de ben de çok mutlu oluruz. Hipokrat Yeminine sadık kalmış, görevini benimsemiş,  insanları ve işini seven genç bir doktorla karşılaşmak yüreğinizi nasıl da ferahlatır. Yeniden umutlar yeşerir içinizde. Hasta haklarını, insanca sağlıklı yaşama, yaş alma hakkınızı  unutmaya başladığınız bir başka zamanda karşılaştığınız bir sorumlu hemşire, peri değneği dokunmuşçasına içinizi aydınlatacak çözümler bulur. 

Bir yudum sevgi, bir tutam iyi niyet, biraz hoşgörü, biraz empati gönül kapılarınızı ardına kadar açıyor bir anda. Ve karşılığında hasta ya da hasta yakını olarak gözlerdeki parıltı,  yüzlerde tebessüm, gönüllerde bir minnet duygusu geriye kalan. Sadece teşekkür etmek yeterli sayılmaz bu güzel insanlara. Onlar ki; alıştığımız değerlerle bizleri tekrar buluşturanlar, bazen adını dahi soramadan doğru bildikleri yolda devam edenler. Kimi zaman bir güzel sözle seslenmek gelir içinizden; "İyi ki varsınız, Ne olur bu karmaşık ortamda siz sakinliğinizi koruyun, Güler yüzünüzü hiç kaybetmeyin... gibi sözlerimiz ne kadar yeterli olabilir? İçten söylenen her söz güzeldir, mutlu eder insanı. 

Farkındalık, duyarlılık, insanca yaklaşımlar, biraz nezaket, hoşgörü, güler yüz, alçakgönüllü, güvenilir ve dürüst olabilmek... Bu kocaman dünyada belki çok küçük şeyler ama insanı diğerlerinden farklı kılan da o küçük şeyler değil midir...? 

Makbule ABALI-Eğitimci 

Şubat 2024 Urla

Güncelleme: 15.11.2024 Urla







36 yorum:

  1. <3 çok değerli bu insanlar, çölde vaha gibiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Çölde vaha gibiler... " gerçekten öyleler sevgili Ceren. Onları koruyabilsek, tüketmesek, varlıklarını sürdürebilseler ve giderek çoğalsalar keşke...
      Sevgiyle, umutla.

      Sil
    2. Yine mükemmel bir yazı dizisi daha. Bir yaşanmışlığı yada bir duygu Kelimelere ancak bu kadar güzel dökülebilir. Tebrik ederim hocam iyiki varsınız. Kolay gelsin.

      Sil
    3. İyi görüşlerinize, övgü dolu sözlerinize çok teşekkür ederim Ramazan Usta. Herkes sevdiği işi-uğraşı sürdürünce mutlu oluyor. Yazmak, gözleyebildiğim kadar insanların iç dünyasına yolculuklar yapmak, düşünmek, yazmak bana iyi geliyor.
      Siz: ağaçların, bitkilerin, çiçeklerin dilinden anlıyorsunuz. O da herkesin bildiği, yapabildiği bir iş değil. Zaman ister, sabır ister.
      Bir şiir kitabı yayınlamış olmanız da ayrı bir özellik.
      Sağlıklı, mutlu günler diliyorum.

      Sil
  2. Merhabalar.
    Yazınızı okurken etkilenmekle birlikte çok duygulandığımı ve bazen de üzüldüğümü belirtmek isterim. Eşimle birlikte hastanelerde o kadar çok günlerimiz geçti ki, belki bu süre, bu zamana kadar yaşadığımız yılların üçte birine tekabül eder desem abartmış olmam. Eşimin hem anne ve babasıyla, hem de kendisiyle o kadar çok hastane ziyaretleri var ki, doktorun biri bir gün şakayla karışık eleştiri anlamında "ne çok hastaneye giriş yapmışsınız" demiş. Eşim de "eğer bizler bu kadar çok hastaneye giriş yapmazsak, hastanenin borçları ve sizin maaşlarınız nereden karşılanır?" demiş. Gerçekten eşimin hastane giriş sayısı rekor seviyesindedir. Neden derseniz? Kalp, damar, diyabet, cilt kanseri, mide, vertigo, topuk dikeni, bel fıtığı, omurilik kanal daralması, boyun fıtığı, kadın hastalığı, troid vs.

    Hiçbir doktor, kasıtlı ve bilinçli bir şekilde hastasına yanlış ve hatalı bir tedavi uygulamaz. Ancak, mesleğini sevmeyen ve "doktor bari olalım" şeklinde bir yaklaşımla doktorluk mesleğini tercih edip doktor olan doktorlarımıza da ben güvenmiyorum.

    Eşime son yapılan küçük çaplı bir ameliyatında böyle bir hatalı uygulamaya maruz kalmıştır. Taburcu olduktan on gün sonra içeriden oluşan bir kanama sonucu biriken sıvıdan dolayı büyük bir enfeksiyonla karşılaştık. Enfeksiyonun hafta sonunda gelişmesi sonucu üç kez acile gidip gelmek zorunda kaldık. Acilin aslında bizi oluşan enfeksiyondan dolayı ameliyat olduğumuz servise yatak tedavisi gerekir diye yatırması gerekirken, bir serum ile bizi avutarak her seferinde eve gönderdiler. Enfeksiyonun boyutu o kadar çok büyüdü ve tehlikeli bir hal almaya başladı ki, enfeksiyon bölgesinin fotoğrafını çekip kendim hastaneye geldim ve hocalara fotoğrafı göstererek mağdur edildiğimiz konusunda şikayette bulundum. Ertesi günü randevu almadan eşimi hastaneye getirmemi söylediler. Ertesi günü eşimle birlikte tekrar hastaneye geldik ve yapılan muayene ve tetkikler sonucu yataklı tedaviye geçilmesini nihayet önerdiler ve biz 8 gün hastanede yatarak enfeksiyon tedavisi aldık. Tam iyileşmeden diğer türlü enfeksiyonlara maruz kalmamız için bizi yine taburcu ettiler. Tedavinin kalan kısmının da (pansuman ve antibiyotik tedavisi) evden devam edilmesini önerdiler. Başınızı ağrıtmayayım. Şu anda enfeksiyon tedavisine evden devam ediyoruz. Pansumanını da bizzat kendim yapıyorum. Eşimin bağışıklık sistemi çöktü. Kapalı ve kalabalık ortamlarda her ikimiz de maske kullandığımız halde, eşim öksürüklü gribe yakalandı. Midesiyle de arası hiç iyi değil. Doğru dürüst beslenemediği için de halsiz kaldı, zayıfladı ve güçten düştü. Sizin anlayacağınız çok zor bir dönemden geçiyoruz.

    Cenab-ı Hakk hiçbir kuluna dert verip derman artmasın. Her işin ve her şeyin başı sağlık. Bir insanın sağlığı yerinde olduktan sonra, öyle ya da böyle tüm yaşamsal gereksinimlerini bir şekilde karşılayabilir. Ama hastalık öyle değildir. Allah çaresiz ve tedavisi çok güç dert vermesin.
    Yazınız çok güzeldi. Kaleminize, emeğinize ve gönlünüze sağlıklar dilerim. Yazınıza bağlı olarak yazınızda geçen hususlara yönelmeden kendi derdimizi paylaştık. Kusuruma bakmayın lütfen.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar Recep Bey.
      Son yıllar hepimiz için sağlık sorunlarımızın arttığı yıllar oldu. Ne kadar mücadele etsek de, ne yazık çeşitli nedenlerle istediğimiz sonuçlara hemen ulaşamıyoruz.
      Eşinize de büyük geçmiş olsun. Zor günler yaşamışsınız. Benzer durumları biz de farklı zaman ve biçimlerde yaşadık sanırım. Hayat arkadaşlığı iyi günde-kötü günde devam ediyor. Hasta yardımcısı iken benim de hastanede acile alınıp enfeksiyon kaptığım, günlerce öksürükten kurtulamadığım günler oldu. Halâ tam atlatamadım.
      Eşimin bir gözünde sarı nokta kanaması nedeniyle görme kaybı oldu. Mart Ayının ilk haftasında bir ameliyat öngörüldü.
      İyi görüşlerinize teşekkürler. İçimden geldiği gibi duygularımı yazımda aktarmaya çalıştım. Eşim de ben de çok sakin ve sabırlı insanlarız. Ancak hepimiz insanız, yanardağlar bile zamanı gelince lâvlarını püskürtüyorlar.
      Sağlıklı günler, acil iyilikler diliyor selam ve saygılarımızı iletiyoruz.

      Sil
    2. Merhabalar Öğretmenim.
      Cevab-i yorumunuz için çok teşekkür ederim. Çevremden sarı nokta hastalığını ve sıkıntılarını biliyorum. Eşinize ve size acil şifalar dilerim.
      Bundan sonra bize sağlık lazım. Önce sağlık, sonra sağlık.
      Selam ve saygılarımla birlikte sağlıklı ve huzurlu günler dilerim.

      Sil
    3. Merhabalar Recep Bey
      Asıl ben teşekkür ederim. Zor bir zamanda emek harcayarak yorum yazmışsınız. Tabii ki sıkıntıların da paylaşılması gerekiyor. İnsanın özü de vefa, iyi niyet ve anlayış ile güç almaz mı?
      Aynı güzel dileklerle selam ve saygılar.

      Sil
    4. Merhabalar.
      Ben de sarı nokta hastasıyım. Şimdilik kuru olanla başladım. Sonunda yaş olana dönüyormuş. Yaş olana dönünce de her ay göze iğne yapıyorlar. İğne tedavi etse bari, tedavi de etmiyor, sadece durduruyor, ya da ilerleme hızını azaltıyormuş.
      Eşinizin her iki gözünde de mi var bu hastalık?
      Tekrar geçmiş olsun dileklerimi iletiyor, her ikinize de sağlık, sıhhat ve afiyetler diliyorum.
      Selam ve saygılarımla.

      Sil
    5. Merhabalar Recep Bey.
      Blogların bu özelliğini çok seviyorum: aradan yıllar geçse de ,eski yazıların güncellenmiş haliyle birlikte bir zamanların yorumlarıyla yeni yorumlar buluşabiliyor. Bir vefa, güven ve içtenlik örneği gibi...
      Duyu organlarımızın zamanla işlerliğini kaybetmesi üzücü elbette. Ama kazançları da var. Engelli insanlarımızın durumunu çok daha iyi anlıyor, dünyaya uyumunuz zorlaştıkça pek çok şeyi daha kolay ayırt ediyorsunuz.
      Tespitleriniz doğru, ancak bildiğiniz gibi her hastalık, çeşitli özelliklere bağlı olarak farklı seyredebiliyor. Blogda bir gün deneyimlerimizi aktaracağım. Size de büyük geçmiş olsun.
      Eşim ve ben iyi dileklerimizle, Altun Ailesi'ne selam ve saygılarımızı iletiyoruz.

      Sil
  3. Hani derler ya, Allah iyilerle karşılaştırsın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de içimden hep öyle derim Murat. Kötüler de kendilerine bir iyilik yapsınlar, kendilerine ve çevrelerine zarar vermesinler. Ne ekersek doğa onu veriyor.

      Sil
  4. eveet hepimiz gibi sıradan insanlar işte gündelik yaşamda bizi mutlu edenleer :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sıradan olmak, sıra dışı olmaktan daha güzel ve kalıcı Derin. Belki fark etmek ve fark edilmek de ayrı bir alıcılık gerektiriyor.

      Sil
  5. Güzel düşünüp, güzel enerjiler yaymak, karşımıza daha çok böyle insanları çıkarabilir. Bazen test amaçlı farklı davrananlar olsa da onları atlatmak hep kolaylıkla olsun dilerim. Ne güzel yazmışsınız hocam yine yaşadıklarınızı :) Teşekkürler paylaşımınıza.
    Sevgiler,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Asıl ben teşekkür ederim sevgili Sezer, senden ve o nitelikli yayınlarından, aktarımlarından, müziklerinden öyle güzel ışınlar yansıyor ki bizlere. Bugün kış nergisleriyle bahara selam ilettim.
      İyi dileklerimiz hep daim olsun.
      Gönülden sevgilerimizle.

      Sil
  6. Emeğinize sağlık öğretmenim. İyiliklerin, iyilerin, işini itinayla yapanların, birbirine doğru destek vererek şifa olanların çoğalmasını diliyorum. Size, Recep Altun Bey'in de eşine ve tüm hastalarımıza acil şifa diliyorum. Sağlıklı huzurlu yarınlarımız olsun.
    Nesrin

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sen gibi güzel, vefalı dostlardan, uzaklardan bir ses duymak beni nasıl mutlu ediyor bilsen sevgili Nesrin. İçtenlikle inanıyorum, bazı dostların sesleri, yazıları, izleri terapi etkisi yapıyor.
      Güzel dileklerine teşekkürler. Sevgiyle.

      Sil
  7. Ben şuna inanıyorum eğer kişi iyi bir insansa,karşısına her dönemde sizinde bahsettiğiniz gibi özel insanlarla karşılaşıyor.Sizde çok özelsiniz Makbule Hocam.Yazınızı okurken çok duygulandım.İyi ki varsınız iyi ki sizinle yollarımız kesişmiş 🙏🏻❤️

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu "Adsız " İyilik Meleği , sevgili Arzu olmalı diye düşündüm bir an. Duygularımın beni yanıltmadığını umarım.
      Urla'da değerli eşi ve dünya tatlısı kızlarıyla, geç tanıdığımıza üzüldüğümüz güzel insanlar. Zor zamanlarımızda seslenmeden ses veren, her an yanımızda, yakınımızda çözüm arama çabasında gerçek dostlar. İyi ki varsınız.
      Gönül dolusu sevgiyle.

      Sil
    2. Evet Hocam hisleriniz yanıltmamış,çok sağolun teveccühünüz 🙏🏻

      Sil
    3. Sizler gibi güzel insanları tanımak, bu karmaşık dünyada yeniden umut tazelemek gibi sevgili Arzu. Söylediğim, yazdığım her şey yürekten dile aktarılanlar... Olduğu gibi, hissedildiği gibi.
      Gönül dolusu sevgi ve teşekkürlerimizle.

      Sil
    4. Duygu ve görüşlerim hiç değişmedi sevgili Arzu. İyi günde- kötü günde... Cankurtaran simitleri olmasa ne yapar insan...?

      Sil
  8. Çok güzel bir yaiam tasvir etmişsiniz. Sevginin nefrete, iyiliğin kötülüğe, mazlumun zalime galip geldiği bir dünya dileyelim o zaman. Sevgiyle, saygıyla...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O güzel yaşam tasvirlerinin içinde her zaman öyle içten dilekler, tükenmemiş umutlar, ta yürekten seslenişler var ki değerli arkadaşım. Dilerim o güzel dünya dileğiniz hepimiz için tez zamanda gerçek olsun. Çok zor olsa da "imkânsız " değil...
      Esenlikler dileyerek.

      Sil
    2. Ve tekrar tez zamanda bloglara dönmenizi dileyerek...

      Sil

  9. Öğretmenim yazınızı okuyunca aklıma çok sevdiğim bir anekdot geldi , izninizle paylaşmak isterim :

    Yaşlı bir adam evinin önünde biri beyaz diğeri de siyah olan iki köpek beslemektedir. Her gün akşam oturur ve onların birbiriyle yaptığı savaşı seyreder. Bir gün torunu dayanamayıp bu işin hikmetini sorar. Yaşlı adam gözünü köpeklerden ayırmadan:
    - Evladım, der. Beyaz köpek benim iyi duygularımı ve iyi yönümü, siyah köpek de kötü duygularımı, dolayısıyla kötü yönümü temsil ediyor. Ben de her akşam oturup onların kavgalarını ve savaşını seyrediyorum.
    Çocuk heyecanla sorar :
    - Peki, savaşı kim kazanıyor? Yaşlı adam gözlerini yavaşça torununa çevirir ve tebessüm ederek cevap verir:
    - Ben hangisini beslersem!..

    Gönlümüzde hangi duygular , zihnimizde de hangi düşünceler varsa ve yoğunluk hangi yöndeyse yaşamımızda ona göre yönleniyor, yol alıyor diye düşünürüm hep.
    Rabbim bütün hastalarımıza şifa versin ve hayatında hikayedeki gibi beyaz köpeği beslemeye karar veren insanları çıkarsın karşılarına...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel bir katkıda bulunmuşsun sevgili Çağrı.
      Gerçekten öyle değil midir hayatımızdaki insan ilişkileri, kısa ya da uzun süreli beraberlikler...? Ektiğimiz tohumlar aslına sadık kalıyor. Kötü tohum kötü ürün veriyor.
      Çok teşekkür ederim.
      Sevgiyle. umutla...

      Sil
    2. Yaşlı adamın yanıtı öyle doğru ki Çağrı. Güzel ve anlamlı dileğin ; benim de her zaman içten dileğimdir. 15 Kasım 2024

      Sil
  10. Ne güzel, gün ışığı gibi sıcacık, tatlı insanları hatırlattınız bize :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle insanları görünce nasıl mutlu oluyorum bilseniz. Bugün de zor anlarda karşımıza çıktılar.
      O tür güzel insanlarla hepimizin karşılaşması dileği ile.

      Sil
    2. Bugün de zor zamanlarımızda asla unutamayacağımız insanlar vardı sevgili Senay. Bu yazım, sonsuz teşekkürlerimizle onlara ulaşsın diliyorum. Soğuk ve yağışlı bir güz günü onlarla ısındı.
      Sevgiyle. M.A
      15 Kasım 2024 Urla

      Sil
  11. İyi ki güzel insanlar da var yoksa dünya çekilmez bir yer olurdu 🩷

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyi ki... İyi ki... "Dünya hassas ruhlar için bir cehennemdir." deyişi aklımda kalmış Derya.
      Eski yayınlarımı güncelleyip tekrar paylaşırken; önyargılı olmamak için eski yorumları daha sonra okuyorum. Yanıtlamayı nasıl unutmuşum?

      Sil
  12. İnsanın içine huzur veren ne anlamlı, ne güzel bir yazı. Emeğinize, yüreğinize sağlık Değerli Makbule Öğretmenim. Bu kocaman dünyada insan, böylesine duyarlı, hoşgörülü, halden anlayan ve davranışlarıyla farkındalık yaratan zarif insanları arıyor elbette!. Onlar hayatı çok daha güzel kılıyorlar. Siz de çok özelsiniz!. İyi ki varsınız. Her daim sağlıkla, sevgiyle...hep dostlukla kalın...💐

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hani bazen gözleri ışıldar, yüreği ferahlar insanın. İnanın, Esin Bozdemir'den -uzun bir aradan sonra- yeni bir yorum almak bana o duyguyu yaşattı.
      Çok nitelikli anlatımı, harika fotoğraflarla donanmış, tadına doyulmaz gezi yazılarını özlemiştik. Her zaman olduğu gibi; gene çok güzel işler yaptığını, sanatsal etkinliklerini sürdürdüğünü bilmek de rahatlatıcıydı.
      "Unutamadıklarımız" ı görmek iyi geliyor.
      Çok uzun molalar olmaksızın; sağlıklı, huzurlu, mutlu günler dileyerek...

      Sil