Günaydın Aslında yalnız olmak isteyen zaman içerisinde yalnız kalıyor. Sustukça daha sessizlesiyor. Ve aslında en zor durumda bile düşündüğümüz kadar da çaresiz değiliz, yeter ki imkansız beklentilere girmeyelim. Gördüğü her günü sanki son günüymüş gibi heyecan ve umutla yaşamayı becerebilenlerden olmak umuduyla.
Zaman öylesine hızlı akıyor ki, günaydın derken tünaydın sırayı alıyor, iyi akşamlar ile iyi geceler birleşip günü tamamlıyorlar. 25. saate yer yok. Haklısın Murat, yalnızlık bazen özleniyor da. Ancak "imkânsız beklentiler" değil, küçük şeylerle mutlu olabilenler bile çökebiliyor bazen. "Ağaçlar Ayakta Ölür. " ne güzel bir oyundu. Umutla kal.
"Doğum ve Ölüm" insan yaşamının iki uç noktası. Başlangıç ve tükeniş. Mezarlık ziyaretlerinde mezar taşlarında, hayatı özetleyen bilgece yazılmış dizeler vardır. Uzun yol sürücülerinin taşıtlarının arkasındaki kısa yazılar gibi... Doğmadan ölen bebeler ya da yaşadığının bilincine varmadan tükenenler... Keyifli anları arttıracağınız bir hayat diliyorum.
Böyle düşünen sadece sen değilsin can dostum. Bencilce davranıp, hiçbir şeyin farkında olmadan, gözlerini, kulaklarını, ağzını kapatarak "Üç maymun oyunu oynamak" değil ki yalnızlık... Birbirini dinlemeyen, anlamayan insanların sesleri benim de kulaklarımı tırmalıyor inan...
Ben de... Yüreğimizin iklimi ılımlı olduğu zamanlarda, sessiz sedasız bir köşede insanın iç sesini dinlemesi, değerlendirmesi, gizemli ve mükemmel bir şeydir gerçekten. Ama okyanusun ortasında fırtınaya tutulmak gibi olumsuz anlar yaşamadan ve yaşatmadan... Her tür iklimde mücadele gücü diliyorum değerli arkadaşım.
Merhabalar. İnsan, fıtratı gereği her türlü durumda, hayatta kalma beceresini gösterecek yapıdadır. İnsanda bu potansiyel mevcuttur. Ancak, her insan içindeki bu potansiyeli açığa çıkaracak cesarette değildir. Selam ve saygılarımla.
Merhabalar. Görüşünüze içtenlikle katılıyorum. Dünyanın her yerinde insan, doğası gereği her iklimde, her koşulda hayatta kalabilme gücüne sahip. Ne güzel ifade etmişsiniz. Doğal afetlerde günlerce yer altında kalıp, mucize örneği hayata tutunan insanlar tipik bir örnektir. Çok değerli iki blog arkadaşıma yorum yazmayı bu kadar geciktirdiğim için bağışlayınız. Uzun zamandır, rahatsızlıklar sonrası yatağa bağımlı olmadan yaşama devam edebime çabası içindeydim. Selam ve saygılarımla.
Dünya böylesine değiştiğinden beri diyebilir miyiz değerli arkadaşım? Çevresin, görmeden, aldırmadan. umursamadan, çıkarları doğrultusunda koşar adım gidenlerin arasında ben yaya kaldım, tökezledim, dengemi kaybettim. Bir büyük kalabalığın arasında tek başıma, düşmemek için bastonumdan güç alarak yürümeye çalışıyorum. Gecikmem o yüzdendir.
Günaydın
YanıtlaSilAslında yalnız olmak isteyen zaman içerisinde yalnız kalıyor. Sustukça daha sessizlesiyor. Ve aslında en zor durumda bile düşündüğümüz kadar da çaresiz değiliz, yeter ki imkansız beklentilere girmeyelim. Gördüğü her günü sanki son günüymüş gibi heyecan ve umutla yaşamayı becerebilenlerden olmak umuduyla.
Zaman öylesine hızlı akıyor ki, günaydın derken tünaydın sırayı alıyor, iyi akşamlar ile iyi geceler birleşip günü tamamlıyorlar. 25. saate yer yok.
SilHaklısın Murat, yalnızlık bazen özleniyor da.
Ancak "imkânsız beklentiler" değil, küçük şeylerle mutlu olabilenler bile çökebiliyor bazen.
"Ağaçlar Ayakta Ölür. " ne güzel bir oyundu.
Umutla kal.
Ve insan ;
YanıtlaSilDipdiri olarak yaşamış ve bir anda ölmüş
Bütün ömrü sadece bir âna rehin olmuş
(Esrarnâme)
Keyifli hafta sonları diliyorum şimdiden
"Doğum ve Ölüm" insan yaşamının iki uç noktası. Başlangıç ve tükeniş. Mezarlık ziyaretlerinde mezar taşlarında, hayatı özetleyen bilgece yazılmış dizeler vardır.
SilUzun yol sürücülerinin taşıtlarının arkasındaki kısa yazılar gibi... Doğmadan ölen bebeler ya da yaşadığının bilincine varmadan tükenenler...
Keyifli anları arttıracağınız bir hayat diliyorum.
Gereksiz kalabalıklardansa, yalnızlık daha güzel diye düşündüğüm bir dönemindeyim hayatın ;)
YanıtlaSilBöyle düşünen sadece sen değilsin can dostum.
SilBencilce davranıp, hiçbir şeyin farkında olmadan, gözlerini, kulaklarını, ağzını kapatarak "Üç maymun oyunu oynamak" değil ki yalnızlık...
Birbirini dinlemeyen, anlamayan insanların sesleri benim de kulaklarımı tırmalıyor inan...
Yalnızlığı severim, kendini tartarsın bunu bilirim.
YanıtlaSilBen de... Yüreğimizin iklimi ılımlı olduğu zamanlarda, sessiz sedasız bir köşede insanın iç sesini dinlemesi, değerlendirmesi, gizemli ve mükemmel bir şeydir gerçekten.
SilAma okyanusun ortasında fırtınaya tutulmak gibi olumsuz anlar yaşamadan ve yaşatmadan...
Her tür iklimde mücadele gücü diliyorum değerli arkadaşım.
Merhabalar.
YanıtlaSilİnsan, fıtratı gereği her türlü durumda, hayatta kalma beceresini gösterecek yapıdadır. İnsanda bu potansiyel mevcuttur. Ancak, her insan içindeki bu potansiyeli açığa çıkaracak cesarette değildir.
Selam ve saygılarımla.
Merhabalar.
SilGörüşünüze içtenlikle katılıyorum. Dünyanın her yerinde insan, doğası gereği her iklimde, her koşulda hayatta kalabilme gücüne sahip. Ne güzel ifade etmişsiniz.
Doğal afetlerde günlerce yer altında kalıp, mucize örneği hayata tutunan insanlar tipik bir örnektir.
Çok değerli iki blog arkadaşıma yorum yazmayı bu kadar geciktirdiğim için bağışlayınız. Uzun zamandır, rahatsızlıklar sonrası yatağa bağımlı olmadan yaşama devam edebime çabası içindeydim.
Selam ve saygılarımla.
hepimiz varoluşsal bir yalnızlığın eşliğinde yürüyoruz..
YanıtlaSilDünya böylesine değiştiğinden beri diyebilir miyiz değerli arkadaşım?
SilÇevresin, görmeden, aldırmadan. umursamadan, çıkarları doğrultusunda koşar adım gidenlerin arasında ben yaya kaldım, tökezledim, dengemi kaybettim.
Bir büyük kalabalığın arasında tek başıma, düşmemek için bastonumdan güç alarak yürümeye çalışıyorum.
Gecikmem o yüzdendir.