Her yılın, her dönemin kendine özgü anıları var. Hatırladıkça kah gülümsüyorsunuz. Kah yüzünüz buruşuyor, içinize bir sıkıntı çöküyor. Okulların açılmasından bu yana bir aydan fazla bir zaman geçti.
Geçmiş yılları düşünüyorum, bu günlerle kıyaslamalar yapıyorum.
İlkokulda her zaman haftanın ilk günü öğretmenimiz tırnak temizliği kontrolü yapardı. Katlanmış bir mendilin üzerinde parmaklarımızı öğretmene uzatır, tırnak kontrolünden geçerdik. Kızlarda saçlar ya iki örgü olur yada kulak memesi hizasında kesilirdi. Erkeklerin ölçüsü üç numaraydı.
Çocukluk işte, okul törenlerinde ciddi bir ortamda sessiz ve dik dururken gülme krizine giren arkadaşlarımız olurdu. Resmi bayramlarda stadyumdaki törenlere bütün okul şortlarla katılırdı. Kılık kıyafet konusunda okul yönetiminin katı kuralları vardı. . Uymayanlara disiplin cezaları uygulanırdı.
Törenlerde şort giyilirdi ama mini etek giymek yasaktı. Bizler yerli malı kullanmaya özen göstermeyi okullarımızda öğrendik. Hangi arkadaşım nereliydi, hangi yöredendi, hiç hatırlamıyorum. Sormazdık ki, ihtiyaç duymazdık.
İnsan ayırt edilmezdi, insan aşağılanmazdı. Gururlu ve onurlu olmak, insan olmanın özellikleriydi.
Resmi Bayramlarda stadyumdaki törenlere bütün öğrenciler okul giysileriyle veya şortlarla katılırlardı. O Yıllardan hatırladığım en önemli konu19 Mayıs Bayramlarına yıl boyu süren hazırlıklardı. Çok güzel jimnastik hareketleri hazırlanırdı. Dövme yaptırmak, tırnak uzatmak, makyaj yapmak düşünülemezdi bile.
Ortaokul ve lise yılları, ergenlik dönemleri; Bir başka gözle dünyaya bakmak, insanları farklı algılamak. "Dünya benim, ben dünyayım " diyebilmek.
Cep telefonlarımız, bilgisayarlarımız, tabletlerimiz yoktu. Sigara içen çok az öğrenci olurdu. Bazen sınıflarda, bazen tuvaletlerde sigara kontrolü yapılırdı. Sınıf kitaplıklarımız vardı. Kompozisyon derslerimiz, edebiyat derslerinden ayrı saatlerde işlenirdi. Münazaralar, kitap tanıtımları yapılırdı. Şiirler okur, özdeyişlerle ilgili açıklamalar yapardık.
Bizim zamanımızda özel okullar yok denecek kadar azdı. Ben hep Devlet okullarında okudum. Ama çok kaliteli öğretmenlerden eğitim gördük. İlkokulda mandolin, ortaokulda flüt çalmayı öğrendik.
Şimdi o günleri özlemek mi... belki hayır. Ama neden o günlerin değerini bilemedik diye düşünürüm zaman zaman. İnsanlarını, anılarını, etkinliklerini, söyleşilerini, insani değerlerini...Buruk bir özlem bu...
Makbule ABALI