Makbule Abalı Uçun Kuşlar www.ucunkuslar.blogspot.com
Her hafta bir kişi tarafından belirlenen Kelime Oyununun bu haftaki 5 kelimesi Bonheur arkadaşımız tarafından belirlendi. (Film, keman, kedi, ağaç, hasret)
FARKLI BİR GECE
Gün nasıl da yoğun geçmişti. Kapris çekmek zordur. Hele maddi gücüne güvenen şımarık insanların kaprisi. Ama artık alışmıştı. Eskiden bu durumlarda aşağılandığını düşünürken artık onları olduğu gibi kabul etmek gerektiğini öğrenmişti. Öte yandan tek başına kendi kendini yönetmeyi de biliyordu artık. Eşinden ayrılma kararı aldıktan sonra 5yaşındaki oğlu kendisinde kalacaktı. Sevdiği insanların kopması çocukların mutsuzluğuna neden oluyor. Çocukken sorulan "Anneni mi, babanı mı daha çok seviyorsun?" sorusunun anlamsızlığı gibi.
Henüz mahkeme kararıyla ayrılmamışlardı. İçinde buruk bir hüzün vardı. Oğlunu babasız büyütmek istemezdi. Eşi sinirliydi ama kötü bir insan değildi. Ailede 5 kız arasında büyüyen tek erkek olma şansını iyi kullanamamıştı. "Erkek egemen bir toplumda yetişmek her bir davranışına sinmişti. Bu hafta baba- oğul babaanneye gitmişlerdi. "Acaba ne yaptılar "diye düşündü ."Hasret buram buram" dedi. Oğlunun kokusunu nasıl da özlemişti. Gülüşünü, annemmm deyişini... İçi burkuldu, burnunun ucu sızladı. Biraz hava almak için pencereyi araladı.
Uzaklardan insanı duygulandıran bir keman sesi geliyordu. Çocukluğunu hatırladı; Kemana başlamış ama babası maddi sıkıntıya düşünce bırakmıştı. Hayallerine dalmışken bahçedeki ağaçtaki hışırtıyı fark etti. Ürperdi. Eşinden hala çekiniyordu. "Ama çok da seviyorum" diye fısıldadı." Ya oğlum... Sevgisiz bir evde bir çocuk nasıl büyür? Bütün gün evde bilgisayarda saçma sapan filmler izleyerek beyni uyutulan çocuklar sırasına girecek. " Soğuktan değil, karamsar düşüncelerden içi titredi. Pencereyi örtmek istedi. Aynı anda ağacın alt dalından bir kedinin atladığını gördü. Kendi kendine itiraf edemese de korktu...
Aynı anda kapı zilini duydu: Gözlerinden iki damla yaş süzüldü. "Bir Yılbaşı gecesi ve yapayalnızım dedi. Kapının gözetleme deliğinden bakmak istedi ancak dışarıdan elle kapatılmıştı. Yardım istedi, bağırdı. Keman sesi bile artık duyulmuyordu. Kapı ısrarla çalınınca aralık bırakarak açtı :Önce oğlunu gördü, ellerinde kocaman bir demet kır çiçeği taşıyordu. Ve sonra eşini, elinde çok güzel bir hasır sepet , içinde en tazesinden mevsim meyveleri... "Değişmek, kendini yenilemek çok da zor değilmiş" diye geçirdi kafasından. Parçalanmış aile olmayacaklardı artık. Kök sağlam olursa ağaçlar da kurtulabilirdi.
Makbule ABALI