Yıllar da insanlar gibi bir süre sonra ömrünü tamamlıyor, bitiyor, tükeniyor. Bir daha asla geri getirilemeyecek 365 günlük bir yaşam süreci. Coşkuyla karşılanan, hüzünle uğurlanan koca bir yıl... Yaşanmış bir yılın birikimleriyle henüz yaşanmamış bir yılı düşlemek, hayallerimizin sınırlarını zorlayarak gerçek dünyaya bir ayna tutabilmek....
Bir yıl önce... Bir yıl sonra... Bir yıl önce beklentileriniz, umutlarınız nelerdi, neler gerçekleşti, neler istemiştiniz, neler değişti hayatınızda? Neler planlamıştınız, neler tamamlanamadı? Yaşanmış bir yılı düşündüğünüzde geride kalanlar temel oluşturuyor mu gelecek yıllara? Bir ömür bu birikimlerle, tortularla oluşmayacak mı, tortunun tadı sizin katkılarınızla değişmeyecek mi?
Bu yıl kimler girdi hayatınıza ya da kimler kaydı hayatınızdan? "Tanıdım" dediklerinizi gerçekten tanıyabildiniz mi, olumsuz özellikleriyle tanıdıklarınızın olumlu yönlerini de görebildiniz mi? Ülkeler arası savaş hiç bitmezken, siz içinizdeki barışı sürdürebildiniz mi? Kendinizle ve çevrenizle ne kadar barışıktınız? Kendiniz için ne yaptınız? Kime ne kadar dürüst davrandınız, kaç kişiyi aldattınız, kaç kez yalan söylediniz, kimler için hangi kılıklara, hangi maskelere büründünüz?
"Hızlı yaşamak" mı, "sağlıklı, iyi yaşamak" mı gündemdeydi yaşantınızda? Spora ne kadar zaman ayırdınız, beslenmenize ne kadar özen gösterdiniz, doğadan ne kadar yararlandınız? Geçen yıl vücudunuzu, organlarınızı ne kadar önemsediniz? Gözünüze çöp kaçınca gözünüzün değerini, kalbinizin ritmi değiştiğinde kalbinizin değerini , sancılar başladığında midenizin değerini bilmek yeterli miydi? Bir kırık yüzünden yatağa bağlandığınızda ayakta kalabilmenin önemini daha iyi kavradınız mı?
Bir yılda kaç hastayı ziyaret ettiniz, kaç kişinin sıkıntısını paylaştınız? İyi günde yanınızda olan insanlardan kaç tanesi kötü gününüzde de yanınızdaydı? Bir "alo" kadar yakınınızdaki insanlara kaç kez sesinizi iletebildiniz? Çevrenizdeki çiçeklerin, kuşların,gün batımının ya da mehtabın gökyüzünde ışıldayan yıldızların farkında mıydınız? Aydınlığın olmadığı yerde mum ışığının güzelliğini görebildiniz mi?
Mutsuz olduğunuz günlerde mutlu anların ne kadar farkında oldunuz, bunun için ne kadar özveride bulundunuz ya da neler yaptınız? Yıllar geçtikçe ya da yaş aldıkça tekrar "çocukluğa dönüş" dönemi yaşandığını, daha çok ilgi ve sevgi arandığını gözleyip, çocuklara ve yaşlılara daha hoşgörüyle bakabildiniz mi? "İçinizdeki çocuğu" ne kadar dinleyebildiniz?
Giden yılda bir sözle kimleri kırıp, kimleri sevindirdiniz, düşünmeden neler söylediniz, hak etmediğiniz halde size neler söylendi, incinip kırıldınız mı? Arkadaş, dost, eş seçerken seçimlerinizde ne kadar isabetli idiniz?
Kimleri hiç unutmadınız, kimler silindi hayatınızdan? Acaba siz kimler tarafından unutuldunuz ya da unutulmayanlardan oldunuz?
Belirli günlerde değer verdiğiniz insanları hatırladınız mı? Bazen bir güzel söz, bir demet kır çiçeği, ihtiyaç karşılayan küçük bir hediye, bir küçük mesaj, bir sıcak gülümseme, ne değerli anlamlar kattı dostluklara fark ettiniz mi? Yaşamınızı yönlendirmiş, size katkıda bulunmuş kaç kişiye "vefa" duygunuzu kanıtladınız bu yıl, veya kimlere nasıl da kayıtsız kalarak "vefasızlık" örneği sergilediniz?
Giden 365 günde ön yargılarınız, kalıplaşmış düşünceleriniz sizi ne kadar etkiledi, o kalıplardan kurtulmayı hiç denediniz mi, o yargılarla neleri kaçırdınız, neleri kaybettiniz? Emek harcamadan, ter dökmeden, çabasız neleri, ne kadar çözebildiniz? Az zamanda, az yol katederek, çok güç harcamadan ulaştığınız sonuçlar sizi ne denli mutlu ya da mutsuz etti? Pişmanlıklarla oluşan temeller ne kadar da çürüktü.
Bir yılın ardından düşündüğünüzde; aynayı kendinize çevirdiğinizde yüzünüzde korku mu, kaygı mı, pişmanlık mı var, ne kadar mutluluk, ne kadar mutsuzluk okuyorsunuz o yüzde? Neleri gerçekten hak ettiniz, nelerin bedelini çok ağır ödediniz? Hangi doğrular hangi yanlışlarla uyuşmadı? Hatalarınızı sorgularken sınırlarınız nereye kadardı, iğneyi ya da çuvaldızı kaç kez kendinize, kaç kez başkalarına batırdınız? Kendinize ve çevrenize karşı ne derece dürüst olabildiniz? Kimlere ne kadar güvendiniz ya da kimlerin güvenini nasıl kaybettiniz?
Nerede olursa olsun, sizin gibi düşünmeyen, sizin dilinizden konuşmayan, sizin takımdan olmayan birinin de haklı olabileceğini kabul edebildiniz mi, yoksa onlar hep "düşman" mı sayıldılar? Giden 365 günde kimlere nasıl "örnek" oldunuz, kimler hangi davranışlarınızla sizi örnek aldı, kimler sizden neler öğrendi veya kimler sizin gibi olmamak için ne tür tepkiler geliştirdi?
Bir yıl içinde kaç kitap okudunuz, kaç tiyatro izlediniz, kaç söyleşide, şiir dinletisinde, sanat galerisinde, müzede, sergide bulundunuz, imkanlarınızı neler için kullanabilirken, neler için de hiç kullanmadınız? Sanata, sanatçıya ne denli saygılıydınız? Güzel bir sanat eseri sizi ne kadar etkiledi, beğeninizi, eleştirilerinizi ne ölçüde dile getirebildiniz? Bu yıl kaç düğüne gidebildiniz, kaç boşanmaya tanıklık ettiniz? Kaç düğün coşkusu mutluluğa, kaçı mutsuzluğa dönüştü, kimler uyumlu, kimler uyumsuz oldu?
Saçlarınızda aklar, yüzünüzde kırışıklıklar çoğaldı mı bu yıl? Onlarla birlikte artan deneyimlerinizden, görüşlerinizden kimler, nasıl yararlanabildi? Yoksa akıl yaşınız hiç büyümedi mi? Kaç hastane, kaç mezarlık ziyaretiniz oldu bu yıl? Bu yıl kim bilir kaç kazada kaç can gitti, kaç kişinin canı yandı? Acaba kimler ne kadar sorumlu, kimler nasıl da sorumsuzdu. Yaşarken; yaşıyor olmanın önemini, sağlıklı nefes alabilmenin değerini bilenlerden mi, yoksa yaşayan ölülerden miydiniz?
Bir yıl önce bu yıl henüz yaşanmamıştı. Oysa bugünlerde o "eski yıl" oldu. Eski yıl ömrünü tamamlarken, nasıl geçeceği belirsiz bir yeni yılla karşılaşıyor dünya. Zaman nasıl da akıp geçti;" Bitmesin" dediğimiz günlere inat bazen de saniyeler uzadı. Bir yılın bitiminde sadece bellekteki izleri hiç silinmeyecek "anlar" bize kaldı.
Geçmiş bir yılın aynasında kendimizle yüzleşirken; yepyeni, tertemiz, umut dolu" yeni bir yıl" yansıyor aynaya. Gözlerimiz kamaşmadan, içimiz kararmadan bakmak gerek yeni yıla. Henüz yaşanmamış koca 1 yıl, 12 ay, 52 hafta, 365 gün, 8760 saat var önümüzde.
Çevremizdeki onca kötülüğe, olumsuzluğa hatta savaşlara rağmen "anları" yaşanabilir kılmak bizim elimizde, yeter ki aynalar kırılmasın.
Kırmadan, kırılmadan, bir kez daha yüzleşmek üzere aynalar kararmadan, daha nice yıllara...
Giden yılda bir sözle kimleri kırıp, kimleri sevindirdiniz, düşünmeden neler söylediniz, hak etmediğiniz halde size neler söylendi, incinip kırıldınız mı? Arkadaş, dost, eş seçerken seçimlerinizde ne kadar isabetli idiniz?
Kimleri hiç unutmadınız, kimler silindi hayatınızdan? Acaba siz kimler tarafından unutuldunuz ya da unutulmayanlardan oldunuz?
Belirli günlerde değer verdiğiniz insanları hatırladınız mı? Bazen bir güzel söz, bir demet kır çiçeği, ihtiyaç karşılayan küçük bir hediye, bir küçük mesaj, bir sıcak gülümseme, ne değerli anlamlar kattı dostluklara fark ettiniz mi? Yaşamınızı yönlendirmiş, size katkıda bulunmuş kaç kişiye "vefa" duygunuzu kanıtladınız bu yıl, veya kimlere nasıl da kayıtsız kalarak "vefasızlık" örneği sergilediniz?
Giden 365 günde ön yargılarınız, kalıplaşmış düşünceleriniz sizi ne kadar etkiledi, o kalıplardan kurtulmayı hiç denediniz mi, o yargılarla neleri kaçırdınız, neleri kaybettiniz? Emek harcamadan, ter dökmeden, çabasız neleri, ne kadar çözebildiniz? Az zamanda, az yol katederek, çok güç harcamadan ulaştığınız sonuçlar sizi ne denli mutlu ya da mutsuz etti? Pişmanlıklarla oluşan temeller ne kadar da çürüktü.
Bir yılın ardından düşündüğünüzde; aynayı kendinize çevirdiğinizde yüzünüzde korku mu, kaygı mı, pişmanlık mı var, ne kadar mutluluk, ne kadar mutsuzluk okuyorsunuz o yüzde? Neleri gerçekten hak ettiniz, nelerin bedelini çok ağır ödediniz? Hangi doğrular hangi yanlışlarla uyuşmadı? Hatalarınızı sorgularken sınırlarınız nereye kadardı, iğneyi ya da çuvaldızı kaç kez kendinize, kaç kez başkalarına batırdınız? Kendinize ve çevrenize karşı ne derece dürüst olabildiniz? Kimlere ne kadar güvendiniz ya da kimlerin güvenini nasıl kaybettiniz?
Nerede olursa olsun, sizin gibi düşünmeyen, sizin dilinizden konuşmayan, sizin takımdan olmayan birinin de haklı olabileceğini kabul edebildiniz mi, yoksa onlar hep "düşman" mı sayıldılar? Giden 365 günde kimlere nasıl "örnek" oldunuz, kimler hangi davranışlarınızla sizi örnek aldı, kimler sizden neler öğrendi veya kimler sizin gibi olmamak için ne tür tepkiler geliştirdi?
Bir yıl içinde kaç kitap okudunuz, kaç tiyatro izlediniz, kaç söyleşide, şiir dinletisinde, sanat galerisinde, müzede, sergide bulundunuz, imkanlarınızı neler için kullanabilirken, neler için de hiç kullanmadınız? Sanata, sanatçıya ne denli saygılıydınız? Güzel bir sanat eseri sizi ne kadar etkiledi, beğeninizi, eleştirilerinizi ne ölçüde dile getirebildiniz? Bu yıl kaç düğüne gidebildiniz, kaç boşanmaya tanıklık ettiniz? Kaç düğün coşkusu mutluluğa, kaçı mutsuzluğa dönüştü, kimler uyumlu, kimler uyumsuz oldu?
Saçlarınızda aklar, yüzünüzde kırışıklıklar çoğaldı mı bu yıl? Onlarla birlikte artan deneyimlerinizden, görüşlerinizden kimler, nasıl yararlanabildi? Yoksa akıl yaşınız hiç büyümedi mi? Kaç hastane, kaç mezarlık ziyaretiniz oldu bu yıl? Bu yıl kim bilir kaç kazada kaç can gitti, kaç kişinin canı yandı? Acaba kimler ne kadar sorumlu, kimler nasıl da sorumsuzdu. Yaşarken; yaşıyor olmanın önemini, sağlıklı nefes alabilmenin değerini bilenlerden mi, yoksa yaşayan ölülerden miydiniz?
Bir yıl önce bu yıl henüz yaşanmamıştı. Oysa bugünlerde o "eski yıl" oldu. Eski yıl ömrünü tamamlarken, nasıl geçeceği belirsiz bir yeni yılla karşılaşıyor dünya. Zaman nasıl da akıp geçti;" Bitmesin" dediğimiz günlere inat bazen de saniyeler uzadı. Bir yılın bitiminde sadece bellekteki izleri hiç silinmeyecek "anlar" bize kaldı.
Geçmiş bir yılın aynasında kendimizle yüzleşirken; yepyeni, tertemiz, umut dolu" yeni bir yıl" yansıyor aynaya. Gözlerimiz kamaşmadan, içimiz kararmadan bakmak gerek yeni yıla. Henüz yaşanmamış koca 1 yıl, 12 ay, 52 hafta, 365 gün, 8760 saat var önümüzde.
Çevremizdeki onca kötülüğe, olumsuzluğa hatta savaşlara rağmen "anları" yaşanabilir kılmak bizim elimizde, yeter ki aynalar kırılmasın.
Kırmadan, kırılmadan, bir kez daha yüzleşmek üzere aynalar kararmadan, daha nice yıllara...