Çok kitap okudum. Ama gençliğimde çok severek okuduğum 2 kitabın yeri bir başkadır bende :Reşat Nuri Güntekin'in Çalıkuşu ve Louisa M. Alcott'un Küçük Kadınlar romanları. Defalarca okumuş ve çok etkilenmişimdir. Bir zamanlar Köy Enstitülerinde öğrenciler Batı klasiklerinde belli sayıda kitap okuyarak mezun oluyorlardı. Okulların çok zengin bir kitaplıkları bulunurdu. Yüzyıllar öncesinden Seneca ne güzel söylemiş: "Her kitaplık bir cezaevi kapatır."
Sorularla düşünmek bana daha sağlıklı geliyor. Hem beyin jimnastiği sağlıyor, hem belleklerimizi tazeliyor: Okuma yazma öğrendikten sonra okuduğunuz ilk kitabı hatırlıyor musunuz?
Uykuya geçmeden önce masallar dinlediniz mi? Size de bir kitap okuyan oldu mu, şimdi siz çocuklarınıza okuyor musunuz?
Sizi en çok etkileyen çocuk kitabı ve gençlik kitabı hangileriydi?
Bir doğum gününüzde size kitap hediye edildi mi, ne hissettiniz? Siz sevdiklerinizin doğum gününde kitap armağan ettiniz mi?
İlkokul veya ortaokulda eğitsel kol çalışmalarınız oldu mu Örneğin sınıfınızda kitaplık kolu kuruldu mu?
Gençlik çağında hiç kütüphaneye gittiniz mi, ya da eski Halk Evleri gibi küçük kitaplıklardan yararlandınız mı? Bir Kitap Fuarını ziyaret ettiniz mi?
Şimdiye kadar toplu taşıma araçlarında kitap okuyan kaç kişiye rastladınız? Tatile çıkarken yanınıza kitap alma ihtiyacı duyar mısınız?
Yetişkinler çocukların önünde rol modeldirler. Anne- baba kitap okumuyorsa çocuk da okuma isteği duymayacaktır. Bu konuda ısrar, inatlaşma, öfkelenme ters tepkiler doğuracaktır.
Çocuk ve gençlerin günlük tutması, öykü yazma girişimlerinde bulunmaları birbirleriyle kitap değişimleri yapmaları, onları kitaplara da yönlendirecektir.
Bu konularda öğretmenler çok etkili olacaktır. Bir köy okuluna kitap bağışı yapılarak paylaşma duygusu teşvik edilebilir. Sürprizlerle, çekilişlerle, kompozisyon yarışmaları, şiir günleri düzenlenerek ilgi, istek, özgüven yaratılabilir.
Dünyanın pek çok ülkesinde cehalet arttıkça, okullar zayıfladıkça nefret, öfke, kavga ve saldırganlık da artıyor . Cehalet arttıkça okuma oranı düşüyor, suç oranı artıyor. Okulların eğitim kalitesi düştükçe gelecek beklentisi de düşüyor. Okuma oranı okul başarısını, sınav sonuçlarını da etkiliyor.
Üniversite sınavlarında üst düzeyde puanlar alan öğrenciler ; okuduğunu rahatça anlayabilen, muhakeme yapabilen, düşünen öğrenciler. Ve bu gençler de genellikle zamanında kitap okuma alışkanlığını kazanmış olanlar.
Makbule Abalı.
Birkaç gecedir çocuklara masal anlatıyorum. Ondan önce ilahi okurdum. Gerçi masalda da hep lafa giriyorlar :))
YanıtlaSilEşimle tanıştığımız ilk günlerde kitap fuarına gitmiştik.
Okulda çok kitap okudum. Ama ilk okuduğum kitabı hatırlamıyorum.
Çocuklar özellikle bebekler sakin, yumuşak ses tonlarından hoşlanırlar. Ritmik tempolu ninnileri o yüzden severler.
SilHerhalde ilk okuduğunuz kitaptan çok etkilenmemişsiniz.
Sevgiyle.
gündüz gördüm, öğlen civarı koydunuz yazıyı, gelcam yine okumaya :)
YanıtlaSilDün bilgisayarım güncellendi. Yazıyı yazmıştım ama gününde çıksın diye saat 15.00 e programladım. Güncellemeden ötürü kaygılandım. Çok yavaşlamıştı.
SilTeşekkür ederim. Yorumları ihmal etmeyişiniz ne güzel.
Hocam bana çocukken doğum günümde bir arkadaşım beyaz diş kitabını hediye etmişti, sonra baktılar bu çocuk zaten kitap siparişi ediyor, kendisi alıyor kitaplarını, bir daha da kimseden kitap hediye almadım :D
YanıtlaSilKendi kitabını kendi seçebilen çocuğun özgüvenine saygı duymak lazım. Kutlarım sızı. Beyaz Diş ne güzel bir kitaptır. Dilerim ilk hediyeniz güzel bir kitap olsun.
SilPek çok soruya cevabım evet:) şanslıyım sanırım.geçmise gittim, güzel konu:)
YanıtlaSilNe güzel. Ancak soru cevaplardan tekrar bütüne ulaşabildiyseniz
Silne iyi olmuştur. Geçmişten geleceğe düşünmek insana iyi geliyor.
Sağlıklı, mutlu günler.
O ilk kitabı saklamanız, hatırlamanız öyle önemli ki. İnstagramda da izleyicinizim ve size, özgüveninize değer veriyorum.
YanıtlaSilYazımla ilgili güzel düşüncenize çok teşekkür ederim.
Sevgiyle.
Küçük kadınları çocukken okuyan gruptaydim geçen hafta bir kez daha okudum bir kaç gün içinde yorumunu yayınlarım herhalde beni çok iyi tanıyan biri hariç kitap hediye alınmasını istemiyorum artık hiç tarzım olmayan bir kitap gelebilir yazık olur okumam
YanıtlaSilBen de kaç kez okudum, inanın unuttum. Bir zamanlar dizisi de oynamıştı. Çok duygulanarak izlemiştik. Biz 4 kız kardeş her birimiz romandaki bir kahramandık. Şimdiki dizilerde ahlaki değerler ne kadar farklı. Son cümlenizde de ben gibi düşünüyorsunuz. Ama böyle düşünmek de güzel 'Ziyan olmasın' felsefesi.
SilSevgiler.
Özellikle çocuklara kitap okuma alışkanlığı ve sevdirme adına verdiğiniz tavsiyeler çok değerli 🙏 Elinize sağlık, çok güzel bir konuyu, harika bir anlatımla dile getirmişsiniz.
YanıtlaSilGüzel görüşünüze çok teşekkürler. Çocukları hayata hazırlamak, uyumlarını kolaylaştırmak çok önemli gerçekten. Eksikler sonradan da giderilebiliyor ama erken yaşlar etkileşime daha uygun.
SilAffedersiniz, yorumunuzu geç fark ettim, geç yanıt verdim.
Sağlıklı, mutlu günler diliyorum.
Hocam sorularınız bana kazık geldi bu sefer, sanırım bütünlemeye kaldım:)
YanıtlaSilAma ben hiç öyle bir öğretmen olmadım ki. Bir düşünürün bir sözünü hatırlıyorum. "Öğrencilerine öğrenme hevesi aşılayamayan bir öğretmen soğuk demiri dövüyor gibidir"
SilŞaka bir yana yorumunuzu sabırsızlıkla bekliyordum. Bir yazınızdan hatırlıyorum, Türkçe öğretmeniniz sizde pek iyi izlenimler bırakmamıştı. Oysa siz "Son Dans" ı yazarken nasıl da ilerlemiştiniz. Son zamanlardaki üretkenliğiniz şaşırtıcıydı.
Anlama yeteneği, muhakeme kabiliyeti üst düzeyde olan bir kişi bu sorular çerçevesinde daha ne fikirler yaratabilir...
Kazık sandığımız nice odun parçasından fidanlar yaratmayı denemez misiniz?
Aydınlık günlerde esenlikler diliyorum.
Çok güzel bir konu ve sorular da çok güzel! Kitap hayatın olmazsa olmazı bence. Çocuklara okuma alışkanlığı kazandırmanın en etkili yolu okuyarak örnek olmak bence. Eline kitap almayan ailelerinin çocuklarına "Git odana, kitap oku" demesi kadar saçma bir şey yok ama gel de anlat bazı ebeveynlere.
YanıtlaSilKitap okuma, ülkemizde başlı başına bir sorun. Aynı fikirdeyiz.
SilGenç arkadaşlarımın da böyle düşünmeleri bilseniz beni nasıl mutlu ediyor. Sizin de kitap sevginiz ifadenizden belli oluyor.
Sevgiyle.
O kadar keyifliydi ki soruları cevaplamak ve bu konuda yazmak. Tekrar çok teşekkürler :) Yüzümde kocaman bir gülümseme ile yazdım yazıyı hatta bitirip yayınladıktan sonra tekrar açıp ekleme yaptım üstüne :)
SilSorular çok güzel, çok önemli amaaaa bence ortam yanlış. Blog dünyasında olup da okumayan, okuyamı sevemeyen var mı ki? Sanmam :)
YanıtlaSilÇocuk konusu ise daha karışık. Sadece ona okumak, kitaplar almak, ben kendim örnek olmak dışında bir şeyleri yanlış yapıyor olabilirim çünkü kızım ancak oyuncak sözü verilince kitap okuyan, oğlumsa kitapları üstüste kule yapıp tekme / top savuran cinsten yavrular ve ben "olsun, en azından kitapla dostlar, ilerde okurlar evet evet okuyacaklar" demek dışında ne yapabilirim bilmiyorum.. (bu arada ekransız aileyiz sorun o olamaz) Nedir sizce? Ne önerirsiniz?
Ah keşke, keşke düşündüğünüz gibi olsa. Sadece blog dünyasında değil, fakültelerimizde, üniversitelerimizde tek bilimsel yayını olmayan öyle çok akademisyen var ki.
SilÇocuklarınızın yaşını bilmiyorum muhtemelen henüz küçükler. Kitapları oyuncak gibi algılıyorlar. Kuleyle kitapları ayırt edebilecek oyunlar yaratsanız. Ama bu konuda lütfen çok iyimser olmayın. Oyun kitaptan daha çok zevkli hale gelirse vazgeçilmez olur.
Sevgiyle- dostça...
Evet çok küçükler 7-4 :) Oyun çocuğu olmalarına veriyorum, kıyamıyorum. Oyun sanki daha önemli gibi geliyor bana da... Ben okuduğumda çok mutlular ama kendileri okumak / alıp resimlerine bakmak istemiyorlar. Valla yanlış biliyorum ama kızıma rüşvet vermeye başladım kitap başı bir ücret bağladım çocuğa. Umudum şu: okudukça okuması gelişecek, okuması geliştikçe hikayeler ilgisini çekecek, ilgi duydukça daha çok okuyacak... Bakalım.. Umarım..
Silkitap okumak için içsel motivasyon yaratmalı çocukta ama nasıl. belki de onlara yeterli gelecek kadar okuyorlardır. bizim beklentimiz yüksektir. bilemiyorum.
Silİçsel motivasyon yaratma konusunda çok haklısınız. Asıl amacımız o zaten. İlgi çekmek, istek uyandırmak. Bu da çeşitli yollarla denenebilir.
SilKatkınıza teşekkürler
bizde büyükler kötü model yaa, oku derler kendileri okumazlar, keşke anne babalar iyi örnek olabilse :)
YanıtlaSilHepsi değil tabii Deep. Bazen nasıl örnek olacaklarını bilemiyorlar. Oysa çocuklar öyle kolay ikna olurlar ki. Israrcı ve inatçı olmamak, zor kullanmamak gerek. Küçük ödüller çok etkili olacaktır.
SilSevgiler.
Merhabalar. Konu kitap olunca okumak da yazmak da daha keyifli oluyor. Ama keyifli olması bir yana yazarken dediğiniz gibi sorular üstünden ilerlemek iyi bir beyin jimnastiğiydi. Tazelenmiş hissediyorum :) Örneğin kütüphanecilik kolu diye bir şeyin olduğunu unutmuştum üstelik okul hayatım boyunca daimi üyeleri olmama rağmen. İleride birey kendi yolunu bulup okumaya başlayabilir, okumaya daha önce başlayan başka bir bireyden çok daha fazla okumayı sevebilir ama en başından çocuklara okuma sevgisi kazandırırsak sanıyorum ki hem birey hem toplum adına daha erken ve daha büyük adımlar atabilmemiz mümkün olur. Soruların hepsi güzel seçilmişti bence boşluk kalmadan sadece sorular üzerinden düşünmek bile yeterliydi :) Elinize sağlık.
YanıtlaSilYorumunuzla çok mutlu oldum. Ne güzel toparlamışsınız. Eğitsel kollar ne yazık iyi çalıştırılamadı. Oysa Köy Enstitülerinde hayatında hiç kitap görmemiş çocuklar Batı Edebiyatından eserler okuyarak mezun oluyorlardı. Parçalardan bütüne çıkan okuyuculardansınız. Teşekkür ederim.
SilSevgiyle...
yazımın yorumlarına ekliyorum yazanların linklerini, ordan okursunuz siz dee :)
YanıtlaSilBaktım, göremedim, sonra tekrar bakacağım.
SilTeşekkürler.
ilkokulda her hafta iki kitap falan verirdi öğretmen sonradan fazla isteyen alırdı. Ya da bazen kendi istediğimizi seçerdik hepimizin ve öğretmenimizin katkı yaptığı kitaplığımız vardı en çok kim okuyacak yıl sonunda diye sayardık o zamanlardan kitap okumayı seviyorum. Hatta en uzun yazıların kalın kitapların bana verilmesi hoşuma giderdi:)
YanıtlaSilNe güzel bir uygulama. Öğretmen çocuklar üzerinde çok etkili olabiliyor. Öğretmende bir güven uyandırmışsınız, ne güzel.
SilSevgiyle.
İlkokul çağlarımda altıncı sınıfa kadar masal tarzı kitaplar okumuştum sonra ingilizce öğretmenimiz Yasemin öğretmen sayesinde başladık, romana, hikayeye, sağ olsun, iyi ki vardı. Hayatımıza bir çok değer kattı. Sanırım üzerine yazacağım ilk Ağaç ev sohbetleri konusu olacak.
YanıtlaSilEtkilendiğimiz öğretmenlerin adını da unutmuyoruz. Oysa bazıları iz bile bırakmıyor, siliniyor. Bazı öğretmenler de sihirli bir dokunuş gibi çocukları etkiliyorlar. İlk yazınız son yazınız olmasın lütfen. Düşüncelerinizi ne güzel ifade etmişsiniz.
SilTeşekkürler.
Yazınızı okuyunca geçmişe gittim. Ben de bir şeyler yazdım. Sayenizde anılarım canlandı.
YanıtlaSilSayfanıza yazdım ben de. Katkınıza çok teşekkür ederim.
SilHarika bir konu seçmişsiniz öğretmenim. Yukarıda yazdıklarınızın tamamını yaptık biz çocuklarımla. Çocuklar beni, hareketsiz kaldığım her anda elimde kitapla gördüler. Belki bu yüzden belki de içlerinden geldiği için ‘okur’ oldular. Ayrıca iki teyzeleri de aşırı okur ancak etraflarında başka okuyan kimse yoktur. Üstelik halaları da öğretmendir ama elinde bir kez bile kitap görmemişizdir. Böyle bakınca, okumanın biraz içten gelen bir şey olduğunu da düşünüyorum. Bu tür kişilere de örnek olup, yol göstererek yardımcı olmaya çalışmak lazım. Yine de ne yaparsak yapalım, okumayı sevmeyecek kişiler olacak. Örnek; benim eşim🤗. Kitabın ilk üç beş sayfasını asla geçemez, bir sabretsen olacak derim hep ama nafile 😞. Çok selamlar, saygılar.
YanıtlaSilAffedersiniz bu güzel yorumunuza yanıtım gecikti. Ancak iki kez yazdığım yorumlar kaydı, gitti.
YanıtlaSilSizi kutluyorum, çocuklarla ne güzel bir etkileşim sağlamışsınız. Kuşaklar boyu sürecek bir yol oluşturmuşsunuz. Eşinize çok kalın olmayan , onun ilgi duyacağı bir kitap alıp içine sürpriz etiketler koysanız, kısa yazılar yazsanız sonuçta kitabı birlikte değerlendirseniz... Etkili olur mu acaba?
İyi bir okur olmanız yazılarınıza da yansıyor. Diğer sayfalardaki yorumlarınızı da keyifle okuyorum.
Sevgiyle.
Ne demek, rica ederim. Benim de başıma geliyor sık sık. Eşime, yazdığınız şeyler dışında, daha neler neler denedim. Hatta belki özenir diye, yatmadan önce sesli okuma yapardım ilk evlendiğimiz yıllarda ama olmadı, alıştırmadım. Dedim ya, halamız yani eşimin ablası öğretmen ama elinde bir kez bile kitap görmedim. Yani ailecek okuma alışkanlıkları yok. Buradan da anlaşıldığı üzere, okuma alışkanlığı geliştirmede ailenin etkisi büyük. Yine de belli olmuyor tabii, çok okuyan bir aileden hiç okumayan çocuklar da çıkabiliyor. Biraz da içten gelen bir özellik. Hakkımda yazdığınız güzel sözler için çok teşekkür ederim, mahcup oldum, hele de bir öğretmenden bu güzel sözleri duymak çok kıymetli. Sağolun varolun. Selam ve saygılarımla.
SilNe demek, rica ederim. Benim de başıma geliyor sık sık. Eşime, yazdığınız şeyler dışında, daha neler neler denedim. Hatta belki özenir diye, yatmadan önce sesli okuma yapardım ilk evlendiğimiz yıllarda ama olmadı, alıştırmadım. Dedim ya, halamız yani eşimin ablası öğretmen ama elinde bir kez bile kitap görmedim. Yani ailecek okuma alışkanlıkları yok. Buradan da anlaşıldığı üzere, okuma alışkanlığı geliştirmede ailenin etkisi büyük. Yine de belli olmuyor tabii, çok okuyan bir aileden hiç okumayan çocuklar da çıkabiliyor. Biraz da içten gelen bir özellik. Hakkımda yazdığınız güzel sözler için çok teşekkür ederim, mahcup oldum, hele de bir öğretmenden bu güzel sözleri duymak çok kıymetli. Sağolun varolun. Selam ve saygılarımla. Yorumumun gittiğinden emin olmak için tekrar yolladım Makbule Hanım.
YanıtlaSilBirden sayfamda iki yorumunuzu görünce şaşırdım. Güzel bir önlem ama zahmet olmuş, düşüncenize çok teşekkür ederim. Bir gün eşinize kitapçıdan sizin için bir kitap siparişi verseniz. Seçimi o yapsa. Okuduktan sonra beğeninizi ifade etseniz. Değişik yöntemler denemekte fayda var. Ailevi etkenler çok rol oynuyor gerçekten. Çok içimden gelerek yazıyorum.
SilSelam ve sevgilerimi iletiyorum.
Yaptım yaptım onu da, hatta şimdi kendiliğinden gidip bana kitaplar alır, kendine de alır bu arada. Kendisine ait bir kitaplığı da var. Üstelik bu kitaplıklar yatak başımızda durur. Yani bizim yatağımızın iki yanında komidin değil, ince uzun iki adet kitaplık var. Herkesin kitapları kendi tarafında, elini uzatsa alıp okur ama sevmedi işte bir türlü. Ayrıca evin nefes alınan her yerinde, her türden kitap da var. Niyet yok Makbule Hanımcığım; kıza oyna demişler, yerim dar demiş. Yeri genişletmişler, eteğim dar demiş misali... Ben artık vazgeçtim, yirmi dört yıldır yapamadığıma göre umut kalmamıştır artık 🤗. Selamlar tekrar.
Silİnanın kendiliğinden size kitap alması bile büyük aşama. Siz lütfen kendi okuma oranınızla kıyaslamayın. Hiç kitap okumayan bir insanın onca yol alması ne güzel. Umuyorum ki eşiniz bir gün sizi şaşırtacaktır.
SilBizim de yatağımızın başucunda bir kitaplık var. İyi oluyor gerçekten. Evin her köşesinde de kitaplıklar var. Eşim evden çıkamadığımız dönemde epey kitap bitirdi.
Bir gün mutlaka diyorum ben. Umudumuz biterse yaşam biter.
Onun isteği bir gün galip gelecektir. Unutmayın önünde çok güzel bir rol-model var. O zaman bu sizin de galibiyetiniz olacaktır.
Sevgiyle- dostça
İlkokulda okuduğum onca kitap hakkında hiçbir şey hatırlamıyorum neredeyse. Şimdi düşünüyorum da, keşke öğretmenler bir kitabın ilk beşte birlik kısmını öğrencilere derste hikaye şeklinde anlatıp merak uyandıracak bir yerde kesselerdi. Böylece merak duygumuzu bileyip kitabı okumaya sevk edebilirlerdi. (Buraya yorum yapmaya gelene kadar aklımda böyle bir fikir yoktu. :) )
YanıtlaSilTabii, doğru düşünüyorsunuz. Merak, ilgi, öğrenmeyi güdülemek çocuklukta o kadar önemli ki. Sorularla düşünmek insanı daha derin düşünmeye itiyor. Adeta beyni kurcalıyor.
SilKatkınıza teşekkürler. Sevgiler.
Sorular sordukça karşındaki, merak duygun- belki de kimilerimizin taa çocuklukta unuttuğu o durdurulamaz istek- geri geliyor. Ne çok cevap var değil mi şimdilerde, sorulardan çok daha fazla keskin cevaplarla çevriliyiz sanki? Herkesin her şeye bir cevabı var.Çocukların sorularını cevaplamaya da dinlemekten ve üzerine düşünmekten daha hevesliyiz.Bir yazımda şöyle demişim: "Geçmişe ya da geleceğe gitmeden anda kalmayı en iyi çocukken beceririz. Zamanın en çocuksu hali şimdiki zamandır sanki" Yazın beni çocukluğun şimdiki zamanına taşıdı bir büyük olarak. Senin çocuğun olduğum için mutluyum. İyi ki öyle ki, ben, şimdiki zamanda kendimle, çocuklarımla ve geçmişteki çocukluğumla hala sorularla karşılaşmaya çaba sarf ediyorum...Teşekkürler annem.
YanıtlaSilMerak uyandırıldıkça nasıl da araştırırdınız, incelerdiniz Sezgicim. Her şey sanki bir oyuna dönüşürdü. Doğru, çocuklar an'da yaşıyorlar. Geçmiş ve gelecek onları çok fazla ilgilendirmiyor. Eşin ve çocuklarınla uzaklardasınız. Yakınlarda olabilseniz ne güzel oyunlar yaratırdık.
SilHepinizi kucaklıyoruz canım...