Bu Blogda Ara

29 Kas 2021

KELİME OYUNU 52

 Bloglar arasında Kelime Oyunu devam ediyor. Bu haftanın kelimelerini Deeptone belirledi. 

Bu öyküyü  oluştururken bulunması gereken kelimeler: Kuş tüyü, kuyu, Çatı, ipek, Mermer.


SON UÇUŞ... (ÖYKÜ)

O zamanlar 7-8 yaşlarındaydım. Bahçesinde kuyu olan iki katlı , sarmaşıklı  bir evde otururduk. Kuyunun  suyu içilmezdi, bahçe sulama amaçlı  kullanılırdı. Ama tehlikeli olur düşüncesiyle üstü hep kapalı olurdu.

Mevsim geçişlerinde çatının üzerinden sürüler halinde kuşlar geçerken bütün çocuklar el sallardık. Bahçe çok kalabalık olmazsa bir mola verirler, bahçedeki süs havuzunun kenarındaki mermere konarak su içerlerdi. Onların çırpınarak su içişlerini izlemeye bayılırdım. Birbirlerinin sıralarını hiç almazlardı.

Keşke benim de bir kuşum olsa dediğim çok zaman olmuştur. Babam "Kuşlar özgür olmalı" derdi. "Onlar açık havada yaşamalılar." Ama bir gün zorunlu olarak bir kuşa sahip oldum. Kuşlar sürü halinde havuzdan su içip giderlerken bir tanesi uçamadı, en geride kaldı.  Onu kurtarmak için elimi uzattım. Önce ürktü sonra kaçmadı da.  Annemin ipek fularını istedim. Zaten eskimişti, yumuşacıktı. Kuşu sardım sarmaladım. Canlandı. 

Ama bir gün daha dinlensin istedim. Korumaya aldım. Anneme, babama söz verdim. Sadece bir günlüğüne. Ertesi sabahı zor bekledim. Gözümden yaşlar akarak kucağıma aldım, kucakladım. Ömrü o kadarmış. Oysa adını bile hazırlamıştım. Ondan geriye bir kuş tüyü kaldı. Mavi, ipek gibi bir tüy. Onu oymalı ahşap bir kutunun içinde saklıyorum . Sürüden kaybolduğunu diğer kuşlar anlamışlar mıdır acaba...?

Makbule ABALI

25 Kas 2021

BAŞÖĞRETMEN HÜSNÜ ÇELİK...


 Masallar "Evvel zaman içinde" diye başlar. Bu gerçek bir öykü. Efsane gibi anılan bir Öğretmenin öyküsü ; Başöğretmen Hüsnü Çelik. Cumhuriyet yıllarının idealist öğretmenlerinden, Köy Ennstitülerinin ilk mezunlarından. Düziçi Köy Ensttitüsü'nü dereceyle bitirdikten sonra  Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü'nde de 2 yıl okur. Gezici Başöğretmen olur. Ama doğduğu köyde, Arslanköy'de hizmet etmek ister. 

Arslanköy deniz seviyesinden 1500 m .yükseklikte, merkezden 72 km. uzaklıktadır. Kışın yoğun kar yağar, yolları kapatır. Toplu taşıma araçları yoktur. Kamyonlar taşıma yaparlar. Elektrik yoktur, tarım karasabanla yapılır. Köy okulunda 5. sınıfta öğrenciler matematik dersini anlayamamaktadırlar.  Başöğretmene giderek  bu durumu yansıtırlar. Hüsnü Çelik bu çocukları dikkatle dinler, çözüm bulmaya çalışır. "Matematik saatlerinize ben gireceğim der. "Her akşam okulda belli saatler arasında toplanıp etüt yapacağız. Çocuklar gelmeden odun sobasını yakar, lüks lambasını çalıştırır. 

Bu idealist Öğretmen akşam saatlerinde çocuklarla etüt yapar. O gruptan çoğu öğrenci Köy Enstitüleri sınavını kazanır. Daha sonra çoğu yükseköğretimi bitirir. Bir dağ köyünde bir başöğretmenin mucizesidir bu. Öğrencilerini azarlamadan, reddetmeden dinleyen, haklı oldukları konuda destekleyen bir öğretmen. Eşim de o öğretmenin öğrencisi olma şansına ulaşmış. Ziyaretine gittik.

Eşi Nimet Hanım'ı kaybetmiş. Oğlu ve ailesi ile yaşıyor. Bugün 98 yaşında. Anlama ve muhakemesi gayet güzel. Sadece  biraz işitme kaybı var. 

Atatürkçü. laik, idealist, başarılı o kuşağı nasıl da arıyor, özlüyoruz.

Makbule ABALI




23 Kas 2021

BİR ÖĞRETMEN ADAYI...


 Bir öğretmen adayı ;

Henüz 20' sinde

Gencecik, taze bir fidan gibi

Mezuniyet sonrası sınava girmiş.

KPSS'den geçerli puan alamamış.

Ne okullarda geziyor düşlerinde,

Hep çocuklarla tanıştı rüyalarında ...

Çok iyi bir öğretmen oldu ;

Sevecen, sevgi dolu, ilgili

Ama hep ücretli öğretmenlik 

Kadrolu olamadı bir türlü.

Okullar çok uzaklarda,

 Çocuklar özlem dolu

Bu mevsim de öğretmensiz köy okulları

Umut bir başka bahara kaldı.

Makbule ABALI

21 Kas 2021

YAŞAMDA ENERJİ KAYNAKLARI...


 Yaşantımızda bazı günler adeta tükeniriz. Yorgun, bitkin, halsiz düşeriz. Ama bazen de sanki enerji depolamışızdır; Sevdiğimiz bir arkadaş veya dostla buluşma, güzel bir haber alma, mutluluk saçan bir olay. Oynayan çocukların yaydıkları enerji, içten, güzel bir gülümseme,  zor zamanlarımızda yardımcı olmaya çalışan bir dost. Hepsi insanca yaklaşımlardır. İnsanın insan için varlığını, değerini kanıtlar. 

Ve bir de sarsıldığımız günler vardır; Üzüldüğümüz, hayal kırıklığına uğradığımız , kayıplarımızın olduğu günler. Enerjimiz tükenmiştir adeta. Her şeyimizi yitirmiş gibi hissederiz. Varlıkla yokluk arasında gider geliriz sanki. Bir anda her şeyini kaybedebilir mi insan? Ya da tüm enerjisini tüketebilir mi? Bir hastalık, bir kaza, kötü bir rastlantı, bir ölüm bir enerji kaybı değil midir? 

Gözlerinizin içi gülüyorsa yüreğiniz de mutludur. Ama kahkahalarınız çınlarken diğer yanınız sonbahar gibi yaprak döküyorsa mutluluk arayışındasınızdır.

Makbule Abalı

17 Kas 2021

BİR BAHAR GİBİ...


Sonbaharın ortasında baharı yaşarsınız bazen. Sarı, kahverengi, pastel soluk renkler pembelere, beyazlara, kırmızılara dönüşür hayallerinizde. Bir renk armonisidir belleğinizde toplanan. Ahenkli bir renkler toplamıdır. Gökkuşağını hatırlatır. Geçmiş baharları adeta yeniden yaşarsınız. Sevdikleriniz yanınızdadır. Uzaktakiler yakınınıza gelmiştir. 

Uzun bir zaman aralığından sonra özlem gidermek ne güzeldir. İnsan insana muhtaçtır: Sohbetine, yardımına, anlayışına, vefasına, iyi niyetine... Hele çocuklar nasıl da içten sarılırlar. Buram buram özlem kokar bakışları.  Onların gözünde mesafeler daha da uzundur. Sevdiklerine kavuşmak ise an meselesi...

Bir Kasım sabahının puslu, soğuk havası ansızın çıkan bir güneşle pırıl pırıl güneşli bir bahar havasına dönüşür. İçimizdeki bahar da uyanır birden. Aydınlık bir gün ışıldar gönlümüzde. Rengarenk çiçekler açar dört bir yanda. Aslında her şey hayal gücümüze bağlı değil midir?

Makbule Abalı 



10 Kas 2021

DÜNYANIN GÖZÜNDE ATATÜRK ...



*Yüzyılımızın Dahisi.
Yüzyıllar nadir olarak dahi yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakın ki, o büyük dahi çağımızda Türk Milletine nasip oldu.
 D.Lloyd George- İngiltere Başbakanı - 1922 

*Türkiye Övünebilir.
Bir Ulusun hayatında bu kadar az sürede bu denli kökten değişiklik pek seyrek gerçekleşir... Bu olağanüstü işleri yapanlar , hiç kuşkusuz kelimenin tam anlamıyla büyük adam niteliğine hak kazanmışlardır. Ve bundan dolayı Türkiye övünebilir. 
Eleftherios Venizelos- Yunanistan Başbakanı.1933

*Ata'nın ölümü büyük kayıptır. 
Savaşta Türkiye'yi kurtaran, savaştan sonra da Türk Ulusunu yeniden dirilten Atatürk'ün ölümü , yalnız yurdu için değil, Avrupa için de en büyük kayıptır. Her sınıf halkın O'nun ardından döktükleri içten gözyaşları bu büyük kahramana ve modern Türkiye'nin Ata'sına layık bir tezahürden başka bir şey değildir.
Winston Churchill-İngiltere Başbakanı. 1938 

*Yüzyılımızın Büyük Önderi.
Atatürk adı insana bu yüzyılın büyük insanlarından birinin tarihi başarılarını, Türk Ulusuna ilham veren önderliğini, modern dünyayı anlayışındaki ileri görüşlülüğü ve bir askeri önder olarak kudret ve cesaretini hatırlatmaktadır. Şüphesiz ki, Türkiye Cumhuriyeti'nin doğuşu ve o zamandan beri Atatürk'ün ve Türkiye'nin giriştiği derin ve geniş devrimler kadar bir ulusun kendisine olan güvenini daha başarıyla belirten bir başka örnek gösterilemez.
John F. Kennedy - ABD Başkanı. 

*Ata'ya Duyulan Hayranlık.
Atatürk'ün Türk Dil  Devrimi'ni  gerçekleştirmesi ve dinle siyaseti birbirinden ayırarak Türk Toplumunun modernleşmesini sağlamak yolundaki çabalarına karşı büyük bir hayranlık duymaktayız.
Hayato İkeda - Japonya Başbakanı.

*En Büyük Atatürk.
Tarih çok büyükler gördü. İskender'leri, Napolyon'ları, Washington'ları gördü. Fakat yirminci yüzyılda büyüklük rekorunu Atatürk, bu Türk oğlu Türk kırdı. 
L'Illustration- Fransa.

*O Yarını Görürdü.
Atatürk tarih boyunca gelmiş geçmiş en büyük devlet adamlarından biridir. Hiçbir zaman yaşadığı zamanın üzerinde durmamış, ileriyi görerek ona göre iş yapmıştır. Atatürk'ü Mussolini ve Hitler gibi yöneticilerden ayıran nokta işte bu niteliktir. Onlar her yaptıklarında kendilerini düşünerek hareket ediyorlardı. Atatürk, kendisinden ötesini, 20-30 yıl ilerisini görerek hareket ederdi.
Lord Kinross- İngiliz Devlet Adamı.



Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü ölümünün 83.. yılında 
Saygıyla, minnetle, özlemle anıyoruz...
Her yıl daha çok özlüyor, arıyoruz.
Bu yazıyı ilk kez 10 Kasım 2018 yılında yayınlamıştım.


5 Kas 2021

YAĞMURLA GELEN...


Dışarıda günlerdir yağmur yağıyor. Usul usul yağan yağmuru çocukluğundan beri severdi. Her yağmur ona aydınlık, güzel günleri çağrıştırırdı. Bereketli günleri, güneşi, temizliği, ürün çokluğunu... Hele yağmurdan sonraki toprak kokusunu hiçbir kokuya değişmezdi. Uzun zaman o kokuyu içine çeker, sindirmeye çalışırdı.

Çocukluğunda annesine sorardı: "Allah Baba ağlıyor mu anne?" Gök gürlerse o da ağlardı. Yağmur sonrası çiçeklerin üzerinde kalan damlalar nasıl da güzel olurdu. Çiy düşmüş güller gibi minik damlacıklar. Gök gürültüsü, şimşek, yıldırım eşliğinde yağan yağmurlar en büyük korkusuydu. Yüksek sesten, gürültüden oldum olası çekinirdi. Her zaman sakinlikten yanaydı: Yumuşak sesler, rahatsız etmeyen konuşmalar , hatta müzikler. Ardı ardına çakan şimşekler, birden aydınlanan gökyüzü ona adeta bir korku filmi izlettirirdi. 

Sonraki zamanlar da yağmur sonrası bir sele de tanık olmuştu. Doğanın amansız gücüne şaşırmış, mücadelenin zorluğuna hayret etmişti. Ve inanmıştı; Hayat , romantizm  ile trajedi arasında bir gidiş gelişler yolculuğudur. 

Yağmur yağarken camın ardından kitap okumak ne zevklidir.  Ya şemsiyesi olmadan sağanak yağmurun altında sırılsıklam olmak. Sevdiği insanla yağmur altında yürümek. Çatısı akan bir evde tüm eşyaların ıslanması. Hayatın uç noktaları, zorluklar, zıtlıklar...

Yağmurun ardından pırıl pırıl bir güneş çıkıp hepimizi şaşırtır bazen. Bir gökkuşağı umut saçar adeta. Hiç tükenmeyen yağmurlar yağsa, dünyanın tüm pislikleri, insanların kötü düşünceleri temizlenip arınır mıydı acaba?

Makbule ABALI.