Ne çok Narin varmış meğer ülkemizde;
Çok uzaklarda değil,
Yanı başımızda.
Tanımadığımız, bilmediğimiz
Farkında olmadığımız,
Yüzünü görmediğimiz,
Sesini bile duymadığımız
Hassas, narin, alıngan, kırılgan...
Narinler, Kaderler, Yeterler, Songüller;
Yaşarken değil,
Ancak öldükten sonra haberdar olduklarımız...
Adları değişseydi
Yaşamları da değişir miydi acep?
Oyuncakları, kitapları olur muydu?
Okullu olup önlük giyerler miydi ?
Genç kız olup sevdalanırlar mıydı ?
Hatta belki gelinlik giyip
Telli-duvaklı gelin bile olabilirlerdi...
Olamadılar...
Minicik fidanlardı;
İnce, narin, korunmasız.
Bir dala tutunamadılar
Bir fırtına, bir kasırga aldı götürdü çoğunu
Kıydı çocukluklarına.
Kim kıydı, nasıl, ne zaman kıydı... ?
Gören gözleri, duyan kulakları, sezen yürekleri olmasaydı
Daha uzun yaşarlar mıydı acaba...?
Yüzyıllar ötesinden gelen bir toplum
Umutsuz, umarsız yaşayabilir mi yıllarca ?
Adaletin şaşmaz terazisi, gün gelir de bir gün
Masum çocuklar için de dengelenir mi...?
Makbule ABALI - Eğitimci
14. 09.2024- Urla
Kaleminize sağlık hocam 😔
YanıtlaSilİçten bir dilek, biliyorum sevgili Hümeyra.
SilHepimizin ruh-beden- akıl sağlığı iyi olsun diyerek sevgilerimi iletiyorum.
kadınlar ve çocuklar için korkunç bir ülkeyiz.
YanıtlaSilÇocuklar ve yetişkinlerin izlemesi için halâ yeni senaryolar üretiliyor, gerçeğe en yakın biçimde filmler, dizi filmler çekiliyor Derin.
SilAmaç; daha iyi insan mı, daha sağlıklı beyinler mi, daha çok para, daha büyük güç kazanmak mı? Yapay zekâ bu soruyu nasıl yanıtlardı acaba...?
Kadınların ve çocukların değer görmediği ülkemizi anlatmaya bazen kelimeler yetmese de kaleminize sağlık..
YanıtlaSilNe yazık bazen dünyanın herhangi bir ülkesinde, insani değerler yok sayıldıkça kayıplar da çoğalıyor. Mor Düşler karabasanlara dönüşüyor, yaşam hassas ruhlar için dayanılmaz hale geliyor.
Silİç sesler, duygular, sözcükler yetersiz kalsa da bazen , iyi ki yazıların kalıcılığı var .
Teşekkür ederim.
Ölen Narin
YanıtlaSilYazan da Narin
Kalanın bir çoğu insanlığını yitirmiş...
Bazen gökyüzünün eşsiz maviliklerinde, gökkuşağının ışıltılı renklerinde , bazen de yeryüzünün ulaşılması zor köşelerinde, dipsiz kuyularda, çıkmaz sokaklarda bile ışık arayan insanlar, halden anlayanlar iyi ki varlar... O zaman umut da var...
SilÇocukların ve kadınların maruz kaldıkları şiddet kabul edilemez. Şiddete başvuranların yetiştiği aileyi , çevreyi , aldıkları eğitimi anlamak çok zor... İnsanlık bu değil. İnsan haklarına saygısızlıktır şiddete baş vurmak . Bir insan kendisine yapılmasını istemediği bir şeyi başkasına yapmaktan kaçınmalıdır.
YanıtlaSilYanlış hatırlamıyorsam bir düşünür: "Acı duyabiliyorsan canlısın, başkalarının acısını duyabiliyorsan insansın." diyordu Hüseyin Öğretmenim.
SilŞiddet uygulayanlar da, beklenmedik bir zamanda kaba kuvvet ve acımasız şiddetle karşılaştıklarında geç de olsa gerçeği anlıyorlar.
Dileriz hiç kimse hak etmediği bir şiddetle karşılaşmasın.
Kaleminize sağlık, acı bir durum bu ne yazık ki.
YanıtlaSilSevgiler
Toplum olarak da acı eşiğimiz yüksek herhalde. İnsan olarak çok büyük acılar, doğal afetlerde çok büyük sıkıntılar, bazen kazalar, hastalıklar, yanılgılar, hatalar yaşasak da kolay kolay pes etmiyoruz. Umutla- dirençle yaşamı sürdürüyoruz.
Sil"Balık hafızalı bir toplum olmak " iyi mi- kötü mü ? Onu bir ayırt edebilsek...
Teşekkürler.
Köklü ama içi çürümüş, kurtlanmış bir ağaç gibiyiz. Genele vurmamak için çokça çaba sarf ediyorum gördüğüm, izlediğim şeyler yüzünden. Böyle olmasını temenni etmek istiyorum ama artık mide bulantısı ve tiksinti hissi ağır basmaya başladı. Bu duyguyla nasıl baş edilir ki ? Her birimiz ruhen öldürülüyoruz, yavaş yavaş, ağır ağır....
YanıtlaSilÇok değil, 2 yıl önce küçük bahçemizde baharda bir gelin gibi süslenen bir badem ağacı vardı. Bu bahar çiçek açamadı; kurtlanmış, kökten kurumuş dediler. Yerinde sadece -göz görgüsü- bir kuru kütük var şimdi...
SilSanırım "Koruyucu Hekimlik" hizmetlerine ağırlık vermedikçe ruhsal-bedensel-toplumsal her konuda hastalıklarımız, bozulmamız giderek artacak. Keşke sizin duyduğunuz o hastalık belirtilerini-sinyalleri- daha çok kişi duyabilse. Belki çare aranır, geç de olsa çözümler önerilir.
Neyse ki köklerimiz sağlam, kurtlansak da yıllardır kurutamadılar !
Katkınıza, ince yorumunuza çok teşekkür ederim.
Kaç Narin yitiyor her gün acaba? Kaçından haberdar oluyoruz? Adalatin artık hiç olmadığı bir ülke burası. Büyük ihtimalle bir hikaye uydurulacak ve budur denecek. Biz yine bilmeyeceğiz Narin'e ne olduğunu.
YanıtlaSilAslında gecikmeli de olsa her yıl istatistikler tutuluyor sevgili Ada Deniz. Ama artan-eksilen sayılar gerçekleri ne kadar sağlıklı ortaya koyabilir ? Hatalar-yanlışlar hanemizde rakamlar hızla artıyor. " Kayıp Eşya Bürosu" değil, kanlı canlı insanlar-bebeler-çocuklar-kadınlar-erkekler- yitirdiklerimiz... Yaşarken yok saydığımız, haklarını savunamadığımız insanları sonradan hatırlamak sonucu değiştirmiyor ki!
SilDuyarlılığına teşekkürler.
Daha Narin'in acısını yaşarken Sıla bebeğe yapılanlardan dolayı uyuyamıyorum... Keşke gücümüz olsa da, tüm bebekleri, çocukları, şiddet gören kadınları, kendini savunamayan tüm canları onlar adına koruyup kollayabilsek... Çaresiz hissediyorum kendimi. Hayattaki etki alanımı biliyorum ve belki orada elimden geleni yapabilirim ama bu kötülüğe ve caniliğe yetmiyor... Kadını ve çocuğu bir insan, bir can olarak değil de eşya gibi görüp öyle kullanan, sonra da bir çuvala koyup nehre atan zihniyete neyin insanlığını anlatmalı, nereden başlamalı? Bazen çok umutsuz ve tükenmiş hissediyorum.
YanıtlaSilBir yorumdan öte, bu duyarlı insani iç haykırışın aynısını ben de yaşıyorum Annabell. Ve biliyorum ki toplumda onca olumsuzluğun, kötülüklerin, kötülerin yanında halâ azımsanmayacak kadar iyiler, güzel yürekli- merhametli insanlar da var. İyi ki varlar.
SilDünyanın pek çok yerinde iyi-kötü dengesi sağlanamamış henüz. Bencillik, çıkar ilişkileri, ego savunmaları yüzyıllardır sürüyor. Polyanna gibi olmak değil elbette, ama umudumuzu yitirmeden dirençli ve sabırlı olmak zorundayız.
Yeni bir günün, yeni bir çabanın farkında olabilmek çoğu kez tükenmişliği de önlüyor.
Sevgiyle, umutla...
Çok önemli şeyleri yitirmiş kimseler var ne yazık ki. Aileler. Mahalleler. Yine de ben ümitvar olma taraftarıyım. Öte yanda kendi evladı olmayan bebekleri, çocukları kendi evladıymışçasına büyüten insanlar var. Kimi hiç hissettirmeden. Tanımadığı hastalara, yaşlılara ana babası gibi bakan insanlar var. Gün geçtikçe bu insanların çoğalması için dua ediyorum. İnsanlara bu yönde sirayet etmek için de elimden geldiğince gayret ediyorum. Hal bulaşıcıdır çünkü. Güzel insanlar çoğaldıkça daha güzel bir dünyada yaşamak da mümkün olur inşallah.
YanıtlaSilSevgilerimle...
Özellikle her kıtanın son satırlarındaki cümleler çok iyi seçilmiş, güçlü ve vurucu ifadeleriyle konuyu enfes anlatıyorlar Makbule Öğretmenim. Enfes sorular var ama en hoş tarafları, yanıtları da sanki içlerine saklanmışlar ve tam da taşın gediğe koyulduğu yerde gerçeği bütün çıplaklığı ile okura fısıldıyorlar.
YanıtlaSilEllerinize, duyarlılığınıza, size ve duygularınıza çok teşekkürler.
İnsanca anlayarak-anlamaya çalışarak -- empati kurarak duygu aktarımlarını seviyorum Buraneros. bazen şiir diliyle bazen yazım kurallarına uymaya özen göstererek yazının türlü çeşitli yollarında yol arayarak... Ancak her zaman içimden gelerek, iç sesime uyum sağlayarak. Başka türlü ben, Ben olamam ki.
SilBu kez de öyle oldu. Gerçek olayları yazmak kurgulamaktan çok daha zor. Hele konu "Çocuk- çocuklar" ise... Yanlışa düşmemek, abartmamak, haksızlık yapmamak gibi kaygılarım da oluyor elbette. Beklemek çok zor olsa da en sakin insan sabrı da haykırıyor çoğu zaman. Ennn'leri en iyi bilenlerden biri olarak çok yönlü farkındalıklarınız, duyarlılıklarınız olduğunu biliyorum.
Geri bildiriminize sonsuz teşekkürler.
Her şey vicdanda bitiyor. Merhametsiz olan dünyanın neresinde olursa olsun yapacağını yapıyor. Savaşlarda, iç çatışmalarda, sömürülen ülkelerde nice insanlar acı çekerek ölüyor. Binlerce yıldır malesef hiçbiri bitmedi.
YanıtlaSilMerhabalar.
YanıtlaSilÜlkemizde katledilen Narinlerin haddi hesabı yok! Kim bilir bu Narin neye şahit oldu da öldürülmek zorunda kaldı! Narin'e uzanan ve kıyan eller kırılsın.
Bu zaman kadar ne Narinler katledildi ama, hiçbirine bu Narin'e verilen önem kadar önem verilmedi, üzerine düşülmedi. Bu durum benim dikkatimi çekti.
Ülkemiz, hukuk devleti olma ilkesini kaybetti. Kadın ve çocuk hakları için yapılan her şey göstermelik ve bir riyadan ibarettir. Samimi adımlar atılmış olsaydı, kadın ve çocuk katliamların önüne geçilmiş olurdu.
Masum çocuklara yönelik kaleme aldığınız şiiriniz için teşekkür eder; kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim.
Selam ve saygılarımla birlikte sağlıklı ve huzurlu günler dilerim.