Yeni bir ayın bu ilk yayınında eski yazılarımdan birini seçtim. Geçmişe özlem değil ama geçmişi anmak iyi geliyor insana. 6Ocak 2017'de ikinci kez yayınlamışım. Bugün 1Ekim. "Dünya Yaşlılar Günü" olarak da anılıyor. Satırına dokunmadan nostaljik bir yazımla günü kutluyorum. M.A
.................................................................................................
Gün geliyor bir gün tüm yaşadıklarımıza farklı bir pencereden bakıyoruz. Yaşamı adeta bir tül perdenin ardından gözleyip, yeniden değerlendiriyoruz olayları. Zamanın hızlı akışı içinde daha objektif, daha gerçekçi, eskisinden daha farklı biçimde bir bakış belki de... Yaşanmış onca olay, tanıdığımız onca kişi. Bir ömre, yıllara sığdırılmış onlarca gerçek öykü... İnsan yaşamından anlar, anılar bütünü. Acı, tatlı, hüzünlü ya da neşeli...
Ancak "yaşanan zamanla- anılan zaman" birbirinden farklı olacaktır elbette; Her şey artık zaman tünelinde netliğini kaybetmiş, etkisi azalmış, bir düşler yumağına dönüşmüş. Gün gelip belli yaş sınırlarını aştığımızda, bellek ne kadarına "geçiş izni" verirse o kadarı yüzeye çıkacak. Belki bir gün kendimize dahi "yabancılaşmak" ya da yenilenen güzel düşler kurmaya devam etmek... Dünya sadece bizim için dönmüyor ya da durmuyor...
Kendimizi iyi hissettiğimiz sürece yazmak, okumak, yeteneklerimiz doğrultusunda güzel şeyler yapmaya çalışmak... Yıllar sonra o tül perdeyi aralamak, yaşadıklarımızı daha net görmemizi sağlayacak belki de. İşte o zaman "Güzel bir düş gibiydi hayat" diyebileceğiz sanırım. Yaşamın içinde eski bir yıla veda edip yeni bir yılı karşılarken her defasında yeni umutlar yüklenir insan. Geçmiş, hatalarıyla, kusurlarıyla geride kalmıştır. Koca bir yılın ne getirip ne götüreceği bilinmez. Ama değişen her yeni yıl insan için de bir değişimdir. Ne çok şey ister, ne çok şey bekler insan. Belki çoğu kez ertelense de hayaller, umduğuyla değil, bulduğuyla yetinir insanoğlu. Sürprizlerle dolu bir düş gibidir hayat.
Bir kitabı yeniden okuduğunuzda ya da bir filmi yeniden izlediğinizde daha önce dikkatinizi çekmeyen yeni şeyler keşfedersiniz. Yeniden geçmişe bakmak, hayatı bir başka zamanda , bir başka gözle gözlemek nice şeyleri hatırlatır insana. Ne çok iz kalmıştır yaşadıklarımızdan geriye. Bazen canımız yanar, bazen mutluluk duyarız. Yaşarken de öyle değil midir, mutlulukla hüzün, gözyaşıyla kahkaha aynı anda yaşanabilir...
Gün olur, geçmişe bir göz attığımızda önceden yaşanmış bazı olaylar çok net canlanır belleğimizde, bazıları silik görüntülerle gelir aklımıza, bazılarını bellek kayıttan silmiştir bile... İnsanın doğasında kötü şeyleri, acı veren anıları bilinçaltına itip unutmak vardır. Çok kolay olmasa da bazı şeyleri unutmak. Düşler sürer yaşadıkça, günbegün. Yeni bir gün başlar günün ilk ışıklarıyla. Her şey yeniden aydınlanır; Geçmişin yol göstericiliğinde yeni yollar açılır insanın önünde. Gün doğarken sabahın duru aydınlığında her şey netlik kazanır. Anılar ayıklanır etkisine göre; İyi-kötü, acı-tatlı, olumlu-olumsuz...
"Karışık, uzun bir düş gibidir hayat." Her hayat kişiye özgüdür, özeldir. Herkes aynı olayı bir başka biçimde yaşar ve etkilenir. Geride yaşanmış koca bir ömür ve paramparça düşler kalır. Bir çocuk parkında masum çocukların coşkusunu gözlediğinde kendi çocukluğunu hatırlar insan. O yıllardaki iyi-kötü anılar sonraki tüm hayatı etkiler. Mutlu bir çocukluk, mutlu bir yetişkin olabilmenin ön koşuludur. Çocuklukta karşılaşılmış bir şiddet, kişiyi asosyal yapabilir, çekingenliğe, güvensizliğe yol açabilir. Olumsuz bir öğretmen davranışı çocuğun tüm hayatını etkileyebilir. Anne-baba arasındaki şiddetli geçimsizlik de gelecekte nice şiddet öyküsünü yaratabilir. O zaman "kötü bir düş gibi" hatırlanır hayat...
Özelikle yaş aldıkça insana saygılı, nazik, anlayışlı, duyarlı, sakin insanların çoğalmasını diler insanoğlu. Bu güzel insanlar çoğaldıkça hoyrat, asabi, saldırgan, kaba insanların da gücü azalacaktır. Ama "şaşırtıcı bir düş" gibidir hayat. Zamanlı-zamansız iyiler de kötüler de karşımıza çıkacaktır. Geride ancak izler kalacaktır. Bazen alışmak zor olsa da belki zamanla alışarak dayanma gücümüzü de test edeceğiz. İyi-kötü yanlarıyla iniş çıkışlıdır hayat. Çok güvendiğiniz bir dostunuzun hiç ummadığınız bir davranışıyla karşılaşırsınız bir gün. Üzerinize kilolarca ağırlık yıkılır bir anda adeta. Tam tersi güzel bir olay sizi havalara uçurur. Yeniden yaşama bağlanır, düşler ülkesinde yeniden bir gezintiye çıkarsınız...
Yaşam boyu türlü çeşitli hayatlar içinde varlığınızı sürdürürsünüz; Ev hayatı, iş hayatı, sosyal hayat, özel hayat. Her şey size bağlıdır. Duygu kontrolü, düşünce kontrolü, davranış kontrolü... İçinizde "görev aşkı" varsa kimse denetlemediğinde bile var gücünüzle çalışırsınız. Sorumluluk, vicdan, namus, utanç gibi kavramlar anlamını yitirmemişse kafanızda, her şey olması gerektiği gibi tanımlanır. Olumsuzlukları umursamaz, kötülükleri görmezden gelirseniz alışkanlıklarınız da bir başka biçimde gelişir. Kendi kişisel denetimini yapamayan insan dış denetimlerle de kolay kolay değişemiyor. Kendini kurtaracak yolları, açık kapıları hep bulabiliyor.
Bazen bir hastalık, bir kaza, bazen zamansız bir ölüm, sevdiklerinizi alır elinizden. Genç, yaşlı fark etmez, içiniz yanar, üzülür, çırpınır, ama sonuçta kabullenirsiniz. Bu dünyada acı da, hastalık da ölüm de vardır. Ve doğum kadar doğaldır. Uzun bir süre anılar üşüşür beyninize; Keşkeler, pişmanlıklar, nedenler, iyi ki'ler, acabalar... Bazen kader, bazen alın yazısı, bazen doğa kanunu deriz. Adı ne olursa olsun, her kayıp yeni bir "düş kırıklığıdır", isyandır, inkardır. Ama sonuçta kabullenme vardır. Bazen "kötü bir düş gibidir hayat."
"Bir düş gibidir hayat"... Ama gerçeklerle yüz yüze olmak, onları kabullenmek, yaşlılıkta çok da rahatlatıcı değildir. Haksızlıklara tahammülünüz azalır. Yaş aldıkça eleştirmenliğe başladığınızı fark edersiniz. Yanlışları düzelten, hataları vurgulayan bir yapıya bürünürsünüz giderek. Hoşgörü, anlayış azalmaz, ancak insanları, dünyayı düzeltme çabası da hiç bitmez. Bakış açısı giderek genişler, yaşlılık dokunulmazlığına bürünüp, olumsuzlukları konuşmak, söylemek rahatlatır insanı. Yıllar ilerledikçe evinde de yurdunda da sevgiye, nezakete, huzura, sakinliğe daha çok ihtiyaç duyar insan. Gelecek garantisi ister. "Kötü bir düş gibiydi hayat" demek istemiyordur. Çevresindeki insanlara, kurumlara inanmak, güvenmek, insanca yaşamak, insan gibi davranılmak ister.
Kafaca, bedence kendinizi hazır hissetmiyorsanız "emeklilik", bir çocuğun kararsızlığı ya da bir ergenin şaşkınlığına sokar sizi. Yoğun bir iş hayatının ardından "Hayat güzeldir" diye düşünür, yeni planlar yaparsınız. Ancak o güzellik hastalıklarla gölgelenir bazen. Yorgun yılların ağırlığı bazen omuzlarınıza, bazen belinize, bazen dizlerinize biner. Oysa hobilere zaman ayırabilmek nasıl da güzeldir. Dostlarla birlikte bir sabah kahvesi, bir sabah kahvaltısının tadı yıllarca damaklarda kalır.
"Uzun, karmaşık bir düş gibidir hayat." Hayat devam ederken "beyin" hala dış dünyayla iletişimi sağlıyorsa, başka hastalıkların üstesinden gelebilir insan. "Umut" devam ediyorsa istediği gibi düş kurabilir insanoğlu.
Zorlu bir kışın içinde bile" dört mevsim bahar" olur o zaman...
Kendimizi iyi hissettiğimiz sürece yazmak, okumak, yeteneklerimiz doğrultusunda güzel şeyler yapmaya çalışmak... Yıllar sonra o tül perdeyi aralamak, yaşadıklarımızı daha net görmemizi sağlayacak belki de. İşte o zaman "Güzel bir düş gibiydi hayat" diyebileceğiz sanırım. Yaşamın içinde eski bir yıla veda edip yeni bir yılı karşılarken her defasında yeni umutlar yüklenir insan. Geçmiş, hatalarıyla, kusurlarıyla geride kalmıştır. Koca bir yılın ne getirip ne götüreceği bilinmez. Ama değişen her yeni yıl insan için de bir değişimdir. Ne çok şey ister, ne çok şey bekler insan. Belki çoğu kez ertelense de hayaller, umduğuyla değil, bulduğuyla yetinir insanoğlu. Sürprizlerle dolu bir düş gibidir hayat.
Bir kitabı yeniden okuduğunuzda ya da bir filmi yeniden izlediğinizde daha önce dikkatinizi çekmeyen yeni şeyler keşfedersiniz. Yeniden geçmişe bakmak, hayatı bir başka zamanda , bir başka gözle gözlemek nice şeyleri hatırlatır insana. Ne çok iz kalmıştır yaşadıklarımızdan geriye. Bazen canımız yanar, bazen mutluluk duyarız. Yaşarken de öyle değil midir, mutlulukla hüzün, gözyaşıyla kahkaha aynı anda yaşanabilir...
Gün olur, geçmişe bir göz attığımızda önceden yaşanmış bazı olaylar çok net canlanır belleğimizde, bazıları silik görüntülerle gelir aklımıza, bazılarını bellek kayıttan silmiştir bile... İnsanın doğasında kötü şeyleri, acı veren anıları bilinçaltına itip unutmak vardır. Çok kolay olmasa da bazı şeyleri unutmak. Düşler sürer yaşadıkça, günbegün. Yeni bir gün başlar günün ilk ışıklarıyla. Her şey yeniden aydınlanır; Geçmişin yol göstericiliğinde yeni yollar açılır insanın önünde. Gün doğarken sabahın duru aydınlığında her şey netlik kazanır. Anılar ayıklanır etkisine göre; İyi-kötü, acı-tatlı, olumlu-olumsuz...
"Karışık, uzun bir düş gibidir hayat." Her hayat kişiye özgüdür, özeldir. Herkes aynı olayı bir başka biçimde yaşar ve etkilenir. Geride yaşanmış koca bir ömür ve paramparça düşler kalır. Bir çocuk parkında masum çocukların coşkusunu gözlediğinde kendi çocukluğunu hatırlar insan. O yıllardaki iyi-kötü anılar sonraki tüm hayatı etkiler. Mutlu bir çocukluk, mutlu bir yetişkin olabilmenin ön koşuludur. Çocuklukta karşılaşılmış bir şiddet, kişiyi asosyal yapabilir, çekingenliğe, güvensizliğe yol açabilir. Olumsuz bir öğretmen davranışı çocuğun tüm hayatını etkileyebilir. Anne-baba arasındaki şiddetli geçimsizlik de gelecekte nice şiddet öyküsünü yaratabilir. O zaman "kötü bir düş gibi" hatırlanır hayat...
Özelikle yaş aldıkça insana saygılı, nazik, anlayışlı, duyarlı, sakin insanların çoğalmasını diler insanoğlu. Bu güzel insanlar çoğaldıkça hoyrat, asabi, saldırgan, kaba insanların da gücü azalacaktır. Ama "şaşırtıcı bir düş" gibidir hayat. Zamanlı-zamansız iyiler de kötüler de karşımıza çıkacaktır. Geride ancak izler kalacaktır. Bazen alışmak zor olsa da belki zamanla alışarak dayanma gücümüzü de test edeceğiz. İyi-kötü yanlarıyla iniş çıkışlıdır hayat. Çok güvendiğiniz bir dostunuzun hiç ummadığınız bir davranışıyla karşılaşırsınız bir gün. Üzerinize kilolarca ağırlık yıkılır bir anda adeta. Tam tersi güzel bir olay sizi havalara uçurur. Yeniden yaşama bağlanır, düşler ülkesinde yeniden bir gezintiye çıkarsınız...
Yaşam boyu türlü çeşitli hayatlar içinde varlığınızı sürdürürsünüz; Ev hayatı, iş hayatı, sosyal hayat, özel hayat. Her şey size bağlıdır. Duygu kontrolü, düşünce kontrolü, davranış kontrolü... İçinizde "görev aşkı" varsa kimse denetlemediğinde bile var gücünüzle çalışırsınız. Sorumluluk, vicdan, namus, utanç gibi kavramlar anlamını yitirmemişse kafanızda, her şey olması gerektiği gibi tanımlanır. Olumsuzlukları umursamaz, kötülükleri görmezden gelirseniz alışkanlıklarınız da bir başka biçimde gelişir. Kendi kişisel denetimini yapamayan insan dış denetimlerle de kolay kolay değişemiyor. Kendini kurtaracak yolları, açık kapıları hep bulabiliyor.
Bazen bir hastalık, bir kaza, bazen zamansız bir ölüm, sevdiklerinizi alır elinizden. Genç, yaşlı fark etmez, içiniz yanar, üzülür, çırpınır, ama sonuçta kabullenirsiniz. Bu dünyada acı da, hastalık da ölüm de vardır. Ve doğum kadar doğaldır. Uzun bir süre anılar üşüşür beyninize; Keşkeler, pişmanlıklar, nedenler, iyi ki'ler, acabalar... Bazen kader, bazen alın yazısı, bazen doğa kanunu deriz. Adı ne olursa olsun, her kayıp yeni bir "düş kırıklığıdır", isyandır, inkardır. Ama sonuçta kabullenme vardır. Bazen "kötü bir düş gibidir hayat."
"Bir düş gibidir hayat"... Ama gerçeklerle yüz yüze olmak, onları kabullenmek, yaşlılıkta çok da rahatlatıcı değildir. Haksızlıklara tahammülünüz azalır. Yaş aldıkça eleştirmenliğe başladığınızı fark edersiniz. Yanlışları düzelten, hataları vurgulayan bir yapıya bürünürsünüz giderek. Hoşgörü, anlayış azalmaz, ancak insanları, dünyayı düzeltme çabası da hiç bitmez. Bakış açısı giderek genişler, yaşlılık dokunulmazlığına bürünüp, olumsuzlukları konuşmak, söylemek rahatlatır insanı. Yıllar ilerledikçe evinde de yurdunda da sevgiye, nezakete, huzura, sakinliğe daha çok ihtiyaç duyar insan. Gelecek garantisi ister. "Kötü bir düş gibiydi hayat" demek istemiyordur. Çevresindeki insanlara, kurumlara inanmak, güvenmek, insanca yaşamak, insan gibi davranılmak ister.
Kafaca, bedence kendinizi hazır hissetmiyorsanız "emeklilik", bir çocuğun kararsızlığı ya da bir ergenin şaşkınlığına sokar sizi. Yoğun bir iş hayatının ardından "Hayat güzeldir" diye düşünür, yeni planlar yaparsınız. Ancak o güzellik hastalıklarla gölgelenir bazen. Yorgun yılların ağırlığı bazen omuzlarınıza, bazen belinize, bazen dizlerinize biner. Oysa hobilere zaman ayırabilmek nasıl da güzeldir. Dostlarla birlikte bir sabah kahvesi, bir sabah kahvaltısının tadı yıllarca damaklarda kalır.
"Uzun, karmaşık bir düş gibidir hayat." Hayat devam ederken "beyin" hala dış dünyayla iletişimi sağlıyorsa, başka hastalıkların üstesinden gelebilir insan. "Umut" devam ediyorsa istediği gibi düş kurabilir insanoğlu.
Zorlu bir kışın içinde bile" dört mevsim bahar" olur o zaman...
Geçen zaman anılarda kalsa da, anılar durduğu yerde kalmıyor ve bir bir tekrar beliriyor hafızalarda. Boşa söylenmiyor olsa gerek; ihtiyarlar hatıralarıyla yaşıyor, gençler umutlarıyla duruyor ayakta.
YanıtlaSil.....
Geçmiş bir ders gibidir tarih kitaplarında. İbret alırsan gelişir ve dönüşebilirsin. ihtiyarladıkça daha da seçkin hale gelirsin. İhtiyarlık yaşlılık demek değildir aslında. Yaşlılık yaş almaktan ibaret olsa da ihtiyarlık hayır kelimesiyle bağlantılıdır. En iyisi, en hayırlısı ve ihtiyar olanıdır güzel olan.
.....
İnsan yaş aldıkça kazanımlarıyla tecrübe sahibidir. Acı da olsa, tatlı da olas tecrübe tecrübeduir. Bize yol gösterir istikametibizi belirtir. Bütün mesele iyi insan, hayırlı insan olabilmekte.
.....
İyi insan ve hayırlı insan, seven ve sevilen insandır. Varlığını diğer bütün varlık değerlerine bağlayan bir insandır. Bu ibir insan, bir çiçek, bir böcek, bütün bir evren gibidir yüreğinde taşıdığı değerleri. Güneşin doğuşu, ayın parıldayışı, yıldızların göz kırpışı gibidir hayat.
.....
Gökte martılar, denizde balıklar, pırıldıyan ve ışıldayan suda yakamozlar ve karabataklar... Her şey güzeldir birde kalbini ortaya koyarsan güzellikleri....
.....
Paylaştığınız yazıdan feyz almamak mümkün mü!.. Bende bıraktığı iz yazınızın şuurlu bir insan olmada bir klavuz oluşu. Teşekkür ederim.
Hayat acısıyla- tatlısıyla güzel. Bazen terazinin kefesi üzüntülerden yana ağır bassa da kısa, anlık mutluluklarla teselli bulabiliyor insan.
SilHaklısınız, iyi insan olabilmek çok önemli gerçekten. Sevmek-sevilmek de öyle... Nefret, kin, öfke, acımasızlık yönlendirilene de taşıyana da ağır yükler yüklüyor, büyük bedeller ödetiyor.
Dünyamız, ülkemiz öylesine güzel ki. Keşke o güzellikler gölgelenmese, kirletilmese.
Katkınıza, yorumunuza çok teşekkür ederim.
Umut hep olmalı :)Teşekkürler...
YanıtlaSilZaman zaman gücü azalsa da evet, hep var olmalı.
SilBen teşekkür ederim.
Daha iyisi daha güzeli için ne kadar hayal kursakta hayatı yaşayan olarak biz değişemeyeceğimize göre yeni yılda da aynı hayatı yaşayacağız demektir. Herkes için iyilik ve güzellikler diliyorum...
YanıtlaSil"Daha iyi, daha güzel"in sınırı ne olabilir sevgili Rabia Serteli. Hayat tekdüze gitmiyor ki. Küçük değişimler biz insanlar için. Değişim olmazsa gelişme olabilir mi?
Silİyilik ve güzellikler hepimizi sarsın.
Sevgiler.
Çok güzel bir yazı, kaleminize sağlık... Hayat bir düş gerçekten. Keşke o düşte hep güzellikler olsa. Belki de elimizde o düşü güzelleştirmek ama kimi zaman çabalamak da yetmiyor... Sevgiler...
YanıtlaSilÇok teşekkürler. Düşündüğümüzde, hayatı yeniden başa sardığımızda adeta bir tül perdenin ardından izliyoruz her şeyi. İnsan'ın çabasına bağlı o düşü değiştirmek, güzelleştirmek. Doğru, bazen çabalar yetmeyebilir ama hayat inişli çıkışlı değil mi sevgili Bahar.
SilSevgiler.
Geçmiş ve gelecek arasında o kadar bir uzun bir yol var ki, bazen geçmişe gerçek anlamda geri dönebilsek diye düşünmüyorum değil. Çünkü umudun ne olduğunu biliyorduk, hayal kurmak zor değildi. Çok beğendim yazınızı. Kaleminize sağlık. :)
YanıtlaSilO uzun yolda zaman zaman hayal kurarak gidiş gelişler yapmakla da inanın çok şey düşünüyoruz. Bazen hatalarımızı yeniden gözden geçiriyor, kendimizi sorguluyoruz.
SilUmut belki bizi hiç terk etmiyor ama bazen gücümüz azalıyor.
Anlamlı yorumunuza teşekkür ederim.
Sevgiler.
Merhabalar. Ben yeni blog yazmaya başladım. Bu ise devam edebilmek için destek ve yardımınıza ihtiyacım var. Şimdiden teşekkür ederim..:)
YanıtlaSilUmarım devam ettirirsiniz. Çok ara vermeden yazmaya, yayınlamaya çalışın. Benimsediğiniz bloglarda konu ile ilgili yorum yapmaya çalışın. Blogla ilgili teknik konularda bilgi edinmeye çalışın.Başarılar.
SilHayatı tüm gerçekliği ile anlatmışsın canım her gecenin bir sabahı olur misali umudumuzu yitirmeden o aydınlık sabahların bir an önce gelmesini bu vatanı sevenler olarak diliyoruz.
YanıtlaSilHayatın her dönemi bir başka güzel.Her şey uyum sağlamaya bağlı. Ben de inanıyorum, karanlıklardan aydınlığa geçiş mutlaka olacak. Dileriz yakın zamanda gerçekleşir.
SilMerhabalar hikaye kalpli kadın blog keşif etkinliğinden geliyorum, sizi takibe aldım, banada beklerim :)
YanıtlaSilsevgiler :)
yenilenmeprojesi.blogspot.com.tr
Hoş geldiniz.Blog keşif etkinliği ile diğer bloglardan haberdar olmak iyi oluyor. Ben bu arada pek uğrayamadım.
SilSevgiler.
İyisiyle kötüsüyle nasıl, ne kadar yaşarsan yaşa geriye dönüp bir bakayım dediğinde bir düş kadar kısa geliyor hayat.....Gönül ister ki bu kısacık hayat hep güzelliklerle geçsin ama hayat bu hep senin istediğin olmuyor ki........:(
YanıtlaSilYüreğinize sağlık.
Yüreğinize sağlık.
Aynen öyle değerli arkadaşım. Ben de onu vurgulamaya çalıştım.Ama belki ona küçük güzellikler, mutluluklar katmak elimizde.
SilTeşekkür ederim. Sevgiler...
Merhaba makbule hanım etkinlikten geliyorum bloğunuzu takipteyim bende belerim :)
YanıtlaSilHoş geldiniz.Geldim, daha uzun süreli de uğrayacağım.
SilSevgiler.
Hayat hep yeniliyor kendini. Bazen sadece beklemek, sabretmek ve en önemlisi umudu taze tutmak gerekiyor.
YanıtlaSilMersin'e sevgiler...
Bazen tekrarlar olsa da sürprizler de hazırlıyor sevgili Burcu.
SilBeklemek, sabretmek , dayanmak insana özgü en önemli özellikler.O zaman umut da yok olmuyor tabii.
Çok teşekkürler. Sevgiler.
Hayata ve yaşama dair bir eğitimcinin kaleminden damlayan bu güzel satırların okunması ve ders alınması dileği ile saygılar sunarım.
YanıtlaSilKaleminizin mürekkebi daim olsun değerli hocam.
Güzel görüşlerinize, yorumunuza çok teşekkür ederim. Ben de hep uzun süreli yazmayı diliyorum. Çünkü gerçekten yazmayı çok seviyorum.
YanıtlaSilTekrar teşekkürlerimle esenlikler dilerim.
Keşke o kayıplar, o düş kırıklıkları olmasa. O zaman her mevsim bahar olurdu işte...
YanıtlaSilKaleminize sağlık, efendim...
Belki onlar da hayatın tuzu-biberi. Her olumsuzluk hayata daha bir dört elle sarılmayı yaratıyor. Asıl bahar insanın içinde, kafasında.
SilTeşekkürler.
Birsürü , alti cizilesi cümlelerden olusan, cok derin ve cok güzel bir yazi olmus Makbule, düsüncelerine ve kalemine saglik.
YanıtlaSilSelamlar.
Hayatın içinden bir panorama almaya çalıştım sevgili Ayşe.Güzel, anlamlı yorumuna, düşüncelerine çok teşekkür ederim sevgili Ayşe.
SilKeskelerle doluyor kafam geçmişe bakınca, keske şöyle olsaydı, boyle yapsaydım. Pişman olmak istemiyorum yaşadıklarımdan. Ama keşkeler hep oluyor. Yaşadıklarımız çok şey katıyor bize. Ve gittikçe daha anlayışlı oluyoruz gerçekten, sabrımız çoğalıyor. Beklemeyi öğreniyoruz. Dun bitti, hayıflanmak boşuna aslında. Neyse ney geçti gitti iste. Bu ani değerlendirmeli öncelikle
YanıtlaSilHepimizin hayatında keşke'ler var. Ama belki onlardan daha fazla iyi ki'ler var. Çok haklısınız, deneyim kazanırken ne çok şey öğreniyoruz. Dün'den tabii ki yararlanacağız. Ama an'ı yaşarken yarınları da planlayacağız. Hayat her şeye rağmen güzel.
SilSevgiler...
Güzelikleri hatırlatan,yol alırken tecrübe katan,hayalleri geçekleştirmek içinde sabrı öğreten değerli bir yazı daha,çok etkilendim.
YanıtlaSilYüreğinize sağlık...
Ne güzel bir özetleme. Teşekkürler sevgili Merih. Beğenmene sevindim.Belli değerler doğrultusunda yazmak beni de mutlu ediyor.
SilSevgiler...
Sindire sindire okunması gereken yazılardan. Binbir hayat tecrübesinden süzülmüş altın damlalar adeta. Eline sağlık Makbule hanımcım. Sevgilerimle ❤
YanıtlaSilBöyle sözler, düşünceler beni öylesine motive ediyor ki.Daha çok, daha sık yazmak geçiyor içimden.
SilÇok teşekkür ederim.
Minik kalp ne kadar hoş. onun için ayrıca teşekkürler.
Sevgiler...
umut ve düşler.. hep daim olsun..
YanıtlaSilOnlar olmasa yaşam eksik kalırdı.
SilSevgiler...
Önüne geçilemez bir takım acı olaylar da barındırsa hayat, yaşamaya değerdir... Sevgiler
YanıtlaSilBen de aynen öyle düşünüyorum sevgili Elif. Acı olaylar, güzel günlerin değerini bilmemizi sağlıyor.
SilSevgiler.
Ne güzel yazmışsınız.satırlarınızda yer yer kendimi buldum.sevgiyle kalın
YanıtlaSilHoş geldiniz. Hepimiz hayatın ucundan, kıyısından çok şeye tanık oluyoruz. Yaşananlarda ortak noktalar insanları birbirine yaklaştırıyor. Ortak buluşma noktaları belki de...
SilSevgiler.
Hayatın her şeye rağmen yaşanır olduğunu vurgulayan güzel yazınız için teşekkürler..
YanıtlaSilUmut bizi var edendir..
Sevgiler
Doğru, hayat her şeye rağmen yaşanıyor sevgili Elsa. Ve onu yaşanabilir kılan tabii ki insan. Güzel yorumun için ben teşekkür ederim.
SilSevgiler...
Muhteşem bir duygu seli akıyor satırlarından Makbule'm.. Yaşamın bir düş gibi olduğunu anlamanın yaşı yok ama yaşanan anların kıymetini bilmenin de yaşı yok!
YanıtlaSilÇok haklısınız. Anların kıymetini bilemiyoruz. Bazen "yeniden yaşanabilseydi hayat..." diyebiliyor insan. Bu yazı kitabımda da vardı.
SilÇok teşekkürler sevgili Gülsen Öğretmenim.
Esenlikler diliyorum.
nefis bir yazı imiş bu duygulu anlamlı :)
YanıtlaSilBenim de çok sevdiğim bir yazımdır sevgili Derin. Hatta kitabıma bu adı vermek istemiştim.
SilNe güzel rastlantı, çok sevdiğim rahmetli Gülsen Varol Öğretmenimizin son yorumunun hemen altında bu nostaljik yazıya ilk yorum senden geldi. Işıklar içinde uyusun, çok özlüyorum.
Yorumuna, düşüncene çok teşekkür ederim.
What a beautiful photographs of the calmed city, with the sea and the birds flying on the sky. Gorgeous images.
YanıtlaSilSorry, my comment is below, it was a surprise for me. I could'nt understand.
SilSu gibi okudum. Çok içten paylaşmışsın . Sevgiyle kal...
YanıtlaSilHer zaman öyle olmaya özen gösterdim. İçimden gelmeden yazamıyorum. Çok teşekkür ederim.
SilThank you so much for your opinion. I love the nature , especially the birds and flowers.
YanıtlaSilSiz hep yazın biz okuyalım. İyi ki varsınız hep var olun.Emekleriniz için teşekkürler. Sevgiler
YanıtlaSilMesafeler ya da zaman , sağlam dostlukları bozmuyor. Uzaklardan bir ses, bir cümle, bir haber nasıl da mutlu ediyor insanı. Çok teşekkürler.
SilSağlıkla, sevgiyle.
bir düş gibidir hayat.. bir varsın bir yoksun..
YanıtlaSilİnsanın yaşam öyküsüne tümüyle dokunan ve yolculuğunda ruhsal dayanıklığını arttırmasına rehber nitelikte.
YanıtlaSilYaşam daha farklı nasıl özetlenebilirdi.
Emeğinize sağlık öğretmenim.
Yürekten saygım ve sevgimle.
N.Ö.
Böylesi sıcacık, içten yorumlar ruhsal dayanıklılığımızı daha da arttırıyor, insanı daha dirençli ve mutlu kılıyor.
SilGönül dolusu sevgilerimi iletiyorum.
En güzel dileklerimle.
“Umut" devam ediyorsa istediği gibi düş kurabilir insanoğlu. Kesinlikle katılıyorum. Bizi yaşama bağlayan umutlarımız.
YanıtlaSil"Umudunu yitiren insan her şeyini kaybetmiştir." diyor bir düşünür.
SilTeşekkürler.