Sevdiği, benimsediği her kim ise; onun işini sürdürür oyunlarında, bazen öğretmendir bir okulda, bazen iğne yapan doktordur evcilik oyununda...
Bazen kuş olur kanatlanır, uçurtmasıyla uçar düşler ülkesine.
Sonra iner yeryüzüne; körebe, saklambaç, beş taş oynar, konuşur taşlarla bile... Silah verirsen eline silahla oynar; oysa barıştan yanadır tüm çocuklar...
Çekinmezler kimseden, konuşurlar; düşünce süzgecinden geçirmeden düşüncelerini, kimsenin onayını, alkışını beklemeden... Susarsa, konuşmaz kendisi istemeden... Herkes bilmez ama onurludur çocuklar.
"Aaa alkışlıyorlar" diye bağırdı bir çocuk; şaşırdı, yadırgadı; hep kavga, hep tartışma görmüştü çünkü... Çok uzak ülkelerden birinde, bir çocuk masalında; söyleyebilen de sadece bir çocuktu, gördüğü tüm gerçekleri...
Oysa kötülük bilmez çocuklar; sadece gözleri, dilleri, kulakları, elleri vardır bizim gibi, ama bizden küçük. Bir de doğallıkları, maskesiz yüzleri , güzel düşleri vardır... Şair boşuna dememiş; "Çocuklar, beni de alın aranıza ne olur."
Zordur çocukları tanımak, anlamak... Yaklaşımınıza, deyişinize bağlıdır her şey; kafası karışır birden, söyleyiverir bir çırpıda söylemek istediklerini, hiç düşünmeden kırılacağınızı; en yalın haliyle, doğallığıyla, kendi dili, kendi iç sesiyle...
Çocukların sesine kulak vermek gerek...
Seninle çocuk olmak, senin çocuğun olmak, en sonunda senin vizöründen bakmak çocukluğuma...Çocukça sevindim okudukça!
YanıtlaSilBüyükler ve yetişkinler olarak; keşke hepimiz zaman zaman çocukların dünyasında küçük yolculuklara çıksak; onların içtenliği, doğallığıyla değerlendirsek her şeyi, içimizdeki çocukla diğer çocukları buluştursak düşlerimizde...
YanıtlaSil