Bu Blogda Ara

3 Oca 2023

KENDİMİZİ SEVMEK GEREKLİ Mİ ? ( AĞAÇ EV SOHBETLERİ-176 )


Her hafta Pazartesi Günleri yayınlanan Ağaç Ev Sohbetleri'nin  bu haftaki konusunu sevgili Deeptone Arkadaşımız  belirlemiş:

"Kendimizi sevmek gerekli mi?"

Öylesine kapsamlı bir soru ki, çok farklı görüş ve düşüncelerin ortaya çıkması son derece doğal. Sevmek en önemli duygularımızdan biri. İçinde ne çok şey barındırıyor; Hayranlık, beğeni, yoğun duygulanma, hoşgörü, merhamet, vefa, benimseme, empati, kıskançlık, imrenme...

Pek çok şeye sevgi duyabiliyoruz; İnsana, doğaya, hayvanlara, çiçeklere, bitkilere, güzel sanatlara, spora, güzel ahlaka, iyi huylu insanlara, çocuklara, yaşlılara ve tabii kendimize.

 "Kendimizi sevmek" deyince bencillik, narsist olmak  ya da egonun üst düzeyde olması gelmiyor aklıma. Kendine öz saygı duymak, kişilik ve karakter sahibi olmak, değerlerinin, yeteneklerinin bilincinde olmak, seçimlerini iyi yapmak, bulunduğu ortama uyum sağlamak , beden-ruh ve akıl sağlığını korumak , yaşama anlam katmaya çalışmak geliyor aklıma. 

Özgür iradesiyle düşünebilen, ekonomik özgürlüğüne kavuşmuş, ayaklarının üstünde durabilen, olabildiğince kin, nefret, öfke, saldırganlık gibi olumsuzluklardan kendini koruyabilmiş insan elbette kendini seven, kendini yenileyebilen, değişime açık özgür ve çağdaş insandır. 

Kendini sevmek; insan olabilmek, her şeye rağmen umudunu, değerlerini kaybetmemeye özen göstermektir. Kendini sevmezse başka sevgilere yer bulamaz ki insan, güç bulamaz, zaman ayıramaz.

Yunus Emre yüzyıllar ötesinden ne güzel seslenir; "Beni bende demen, bir ben vardır bende, benden içeri."




26 yorum:

  1. çok güzel açıklama çok teşekkürler öğretmeniiim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Asıl bizler teşekkür ederiz sevgili Derin. Bu sohbetlerin 176. haftaya ulaşmasında senin ve Bay Kaplan'ın çok büyük katkılarınız var. Sanırım pek çoğumuz için görüş alışverişi anlamında nitelikli bir sohbet ortamı oluştu. Birbirimizi daha iyi tanıdık.
      Sevgiler.

      Sil
  2. Kendini sevmek her şeye rağmen umudunu, değerlerini kaybetmemeye özen göstermektir. Çok harika bir cümle 🤗

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyi görüşünüze çok teşekkür ederim. Umudumuz; yaşama sevincimiz, varlık nedenimiz diye düşünüyorum. Değerlerimiz de öyle değil mi? Dağarcığımızda biriktirdiğimiz bizi biz yapan unsurlar.
      Değerleriniz artarak çoğalsın diliyorum.
      Sevgiyle, umutla...

      Sil
  3. Kişilik ve karakter sahibi olmak, değerlerinin, yeteneklerinin bilincinde olmak, seçimlerini iyi yapmak, bulunduğu ortama uyum sağlamak, beden-ruh ve akıl sağlığını korumak , yaşama anlam katmaya çalışmak özgür iradesiyle düşünmek, ekonomik özgürlüğüne kavuşmak, ayaklarının üstünde durabilmek, olabildiğince kin, nefret, öfke, saldırganlık gibi olumsuzluklardan kendini koruyabilmek v.b hepsi güzel şeyler. Fakat ben bütün bunları öz sevgi denilen kendini sevmekle bağdaştıramıyorum. Bundan kendimi sevmediğim, kendimden nefret ettiğim anlamı çıkmasın. Bu konuda agnostiğim bir bakıma:) Sevginin yukarıdaki özelliklerle ilgisinin bulunmadığını düşünüyorum. Yazınızda bahsettiğiniz olumlu davranışlara sahip olduğunuzda toplum tarafından sevilirsiniz, bunun için ayrıca kendinizi sevmeye ihtiyacınız yok bence.
    Öz sevgiyi yücelten bir sürü makale okudum. Bahsettiğini konuları kendini sevmeye bağlıyor hepsi. Bunun eksikliği insanı intihara sürükleyebilirmiş diyen bile var. Elbette sorunlu kişiler için özgüvenin kazandırılması bir çözüm yolu olabilir ama sağlıklı kişinin kendini sevmeye ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum.
    Bu arada Ağaç Ev Sohbetlerine katkınız için teşekkür ederim. Siz de önümüzdeki haftalardan birinde güzel bir konu önerisinde bulunabilirsiniz. Sağlıkla:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Son paragrafınızla konuya girmek istedim. Ağaç Ev Sohbetlerinde her haftanın konusunu , yazılanları, yorumları mutlaka okumaya çalışıyorum. Zamanı ayarlayabildiğim ölçüde bağımsız konularla da katılmaya çalıştım, yorumlarla da küçük katkılarda bulundum. Önümüzdeki haftalardan birinde mutlaka yazmaya çalışacağım. Bu konuda Deeptone ile size çok fazla görev yüklendi.
      Bu hafta kendime verilmiş bir sözüm vardı, sözümü tutamasam kendime haksızlık edecektim, rahatsız olmama rağmen katıldım. Mutlu da oldum, düşündüm, anılarımı kurcaladım , belleğimi tazeledim. Gözlerimin bana hala (sarı noktaya rağmen ) hizmet verdiğine sevindim. Kendimce bir güven tazeledim.

      Hayatım boyunca çok çalıştım, bazen çok istediğim bazı etkinlikleri kaçırdım, yoğun merhamet duyguma yenik düştüm, kendimi ikinci plana atıp sevdiklerime, yakınlarıma yardımcı oldum. Ama bugün şikayetçi değilim. sadece dengeyi ayarlayamadığımı düşünürüm bazen. Küçük mutluluklar hep yeterli oldu benim için. Çevremi gözetirken kendimi yeterince koruyup kollayamamışım. Bir yerlerde kendime olan görevlerimi aksatmışım. Beden sinyal verince daha iyi anlıyor insan bunu.
      Yazılarınızı hep keyifle, bilgilenerek, düşünerek okurum. Bu yazınıza da öyle başlamıştım. Bu kez sizinle çok az noktada görüşlerimiz uyuştu, içtenlikle söyleyeyim katılmadığım çok düşünce oldu. Yorumunuza başlarken "aman ne güzel arkadaşımızın katıldığı noktalar olmuş" diye sevinirken yanıldığımı anladım: "Tırnak işareti belki unutulduğu için yazımdaki görüşlerden alıntılar olduğunu fark ettim.
      Derin'e de haksızlık etmek istemiyorum ama belki soru biraz daha yumuşak sorulabilir miydi diye düşünmüştüm önce. Sadece "Kendimizi Sevmek" dense daha mı yumuşak ve sakin düşünülürdü acaba? Belki de değişen toplum bizleri daha katı, daha öfkeli, daha ön yargılı yaptı?

      Yeni bir yazı yazmak gibi oldu belki ama hala sizin karşı çıktığınızı görür ve duyar gibiyim. Küçücük köşelerimizde derya gibi konularda görüş alışverişi yapıyoruz. Kişiliklerimizi koruyarak , dostlarımızı incitmeden, kırmadan, kırılmadan...
      İçtenlikle inanıyorum ki asıl kendini sevenler ( Bencil, narsist, egoist ) çok farklı yerlerde, konumlarda, bir eli yağda bir eli balda olanlar. EN'ler... En güçlü, en güzel, en yakışıklı, en dokunulmaz, en adil, en iyi olduğunu savunanlar. Onların da beklentileri öyle yüksek ki . Çıkarlar biterse sevgi de bitiyor onlarda.
      Uçak yolculuklarında bile önce anneyi korumaya alıyorlar, sonra bebeğini ona emanet ediyorlar.Sevgi en yoğun duygumuz, yaşamımız son bulduğunda sevenlerimiz asıl acıyı yaşıyorlar. "Merhumu nasıl bilirdiniz ?" sorusu her zaman "iyi biliriz" diye cevaplanır.... Acaba...?
      Görüş farklılığı gerçek sevgiyi, saygıyı azaltmaz. Kişisel
      görüşler farklı olabilir. Yeter ki dinleyelim, anlamaya çalışalım, soralım, kendimizi sorgulayalım.
      Güzel günlere, yıllara sevgiyle, hoşgörüyle...

      Sil
    2. Öncelikle geçmiş olsun. Farklı fikirlerimizin olmasını son derece doğal karşılarım. Eğer her konuda fikrimiz aynı ise, işte o zaman bir sorun vardır bence. Hocam, tartıştığımız konuda aslında düşündüklerimiz hiç de farklı değil. Sadece sözcüklere yüklenen anlamlarımız farklı. Sevgi üzerine daha neler yazılmaz ki. Sevmek mi, sevilmek mi daha iyi gibi bir sürü tartışma konusu çıkabilir. Belirttiğim üzere yazdıklarınızın tamamının altına imzamı atabilirim fakat ben bu konuları "kendimizi sevmek" ile ilişkilendirmiyorum. Başkasını sevmemiz için önce kendimizi sevmemiz lâzım gibi bir cümle bana hâlâ anlamsız geliyor. Elbette her insanda olduğu gibi iyi ve kötü yönlerim olabilir. Yeri geldiğinde bunlarla gurur duyar yeri geldiğinde kızarım kendime. Lâkin kendimi sevmek ne ola ki? Samimiyetimle söylüyorum, bütün bu terimler bana biraz uydurma geliyor. Kişisel gelişim sektörünün marifetleri bana göre. Kendini sevme yani moda karşılığıyla "öz sevgi" TDK da bile tanımlanmış bir şey değil. Ne yapıyorlar, aşağılık kompleksli hastalara sen güçlüsün, içindeki cevherin farkına var, kendini sevmeyi öğren diyorlar. Bazı insanların kendilerini bir süre ya da tamamen iyi hissetmelerini sağlayabilir bu sözler. Fakat bana göre plasebo dan başka bir şey değil. Şaka yollu kendime iyilik olsun diye, bugün bir vapur gezisi yapayım diyebilirsiniz. Fakat kendinize "kendim, seni çok seviyorum, ne olur bırakma beni" diyemezsiniz. Ağaç Ev Sohbetleri konusunda Deep sağ olsun, fakat bunu sürdürmek konusunda her zaman yanındayım onun. Kadroyu genişletebilirsek çok güzel konuları tartışacağımızı düşünüyorum:) Esenlikler...

      Sil
    3. Yazımın başında da belirtmiştim ; Böylesine geniş bir konuda çok farklı görüşlerin dile getirilmesi çok doğal. Her insan ayrı bir dünya. Bu farklı dünyaların derinliklerine dalmak, onu çözümlemeye çalışmak gizemli dehlizlerde yol aramak gibi.
      Sevgi derya gibi bir kavram. Sevmek içten gelen bir duygu. Bir zorunluluk olursa sorumluluk da taşımaz ."Kendini Sevmek" deyişi bana da farklı geliyor ama detaylandırınca içeriği çok zengin.
      Türk Dil Kurumu geçmişte en saygın kurumlarımızdan biriydi Tüm yayınları ana kaynak sayılırdı. Ne yazık pek çok kurum gibi o da yıprandı. Doğruyu ararken yanlış yapmaktan korkuyorum.
      Yazarken, konuşurken, fikir alışverişi yaparken "üslup" ne kadar önemli. Onarıyor da, yaralıyor da. Açıklamalarınıza teşekkür ederim.
      Esen kalın.

      Sil
  4. Merhabalar.
    Konuyla ilgili yazınızdan bir alıntıyla yorumuma başlamak istedim:
    " 'Kendimizi sevmek' deyince bencillik, narsist olmak ya da egonun üst düzeyde olması gelmiyor aklıma. Kendine öz saygı duymak, kişilik ve karakter sahibi olmak, değerlerinin, yeteneklerinin bilincinde olmak, seçimlerini iyi yapmak, bulunduğu ortama uyum sağlamak , beden-ruh ve akıl sağlığını korumak , yaşama anlam katmaya çalışmak geliyor aklıma. " İnsanın kendisini sevmesinin nasıl bir sevgi olduğunu o kadar çok güzel açıklamışsınız ki, daha bunun üzerine söylenecek yazılacak bir söz bulamıyorum.

    Sadece şu kadarını belirtmeliyim ki, her insan kendisini sevmeli, yani sevmek zorunda. Kendisini sevmeyen, başkalarını hiç sevemez.

    Çok güzel bir konuydu. Yazınızda gayet açık ve güzel bir şekilde konuyu yeterince açıklıyor. Kaleminize, emğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar Recep Bey,
      Önce teşekkür etmek istiyorum; Kaşılık beklemeden hemen hemen her yazı ya da şiire, paylaşıma yorum yazma nezaketinize hayranlık duyuyorum. İnsanız, iyi halimiz, kötü günlerimiz, rahatsızlıklarımız veya hayatın içinde koşturmacalarımız,olabiliyor. İstesek de her anı değerlendiremiyoruz, erteliyoruz. Son yıllarda zamanı yeterince kullanamamaktan ötürü kendimi eleştiriyorum.
      "Kendimizi Sevmek" gerçekten çok kapsamlı, farklı anlamalara neden olabilecek bir konu. Doğallık, sadelik, dürüstlük, içtenlik yaşantım süresince çok değer verdiğim kavramlar.
      İnanın yazımı da hiç abartmadan, içimden geldiği gibi yazmaya özen gösterdim. " İnsanın kendini sevmesi " kendisiyle barışık olması aynı zamanda. Sahte övgüler gerçek sevgi olamaz ki. Çok abartılı deyişlerde, övgülerde yüzü kızaran bir kuşaktı bizim kuşak.
      Güzel düşüncelerinize çok teşekkür ederim.
      Selam ve saygılarımla.

      Sil
  5. Kendini sevmek üzere yazılmış en güzel makalelerden biri...Konuyu ele alışınızdan cümlelerin anlamlı ve akıcılığına kadar takdir edilesi, mükemmel bir yazı olmuş. Yürekten tebrik ediyorum sizi. Beyninize, yüreğinize, kaleminize sağlık olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Son cümlenizden başlamak isterdim. İnançla vurguladığım bir deyiş vardır şiirlerimde, yazılarımda:" İnsanda beyin ve yürek yıpranmasın, eskimesin ya da incinmesin " diye düşünürüm.
      Naif, ince yorumunuzdaki o güzel dilek hep beni mutlu etmiştir. Çok teşekkür ederim.
      Sevgiyle kalın.

      Sil
  6. Yazmayı unutmuşum. Atatürk Çiçeği'ni çok severim. Sizin çiçek de harika görünüyor. Makaleye de yakışmış. Çok beğendim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Geri bildirim her zaman inceliktir, düşüncedir. Atatürk çiçeğini ben de çok severim. Burada çok sevdiğim bir arkadaşımın hediyesi. Ortamı da çok sevdi, gözümüz gibi bakıyoruz.
      Güzel yarınlara.

      Sil
  7. Yüzyıllar öncesi Anadolu'da nice ünlü düşünür hep sevgiyi, insanı, hoşgörüyü, sabrı, vefayı işlemişler. Mevlana, Yunus Emre, Pir Sultan Abdal...
    Onlardan devraldığımız engin sevgi, hoşgörü, iyi niyet sağlam temellere dayansa da bazen kesintiye uğruyor belki.
    Ortak noktalarda buluşmak, uzlaşmak ne güzeldir.
    Yorumunuza çok teşekkür ederim.
    Sevgiyle.

    YanıtlaSil
  8. Kendini sevmenin ince bir ayarı vardır bence keyifli bir yazıydı. :) emeğinize sağlık. Alıntınız çok iyi olmuş. Atatürk çiçeğine 2 sene önce bakmıştım ama benim ki çok yaşamadı soğuk ortamı seviyormuş meğerse sevgimin sıcaklığı fazla gelmişti ona yaşatamamıştım görünce hatırladım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "İnce ayar" sözüne içtenlikle katılırım. Hayat pek çok konuda ince ayar gerektiriyor zaten sevgili Monarosa. Her şey dozunda, kıvamında güzel. Mevsimler gibi insanlar da belli dönemler yaşıyorlar.
      Bizim de çok güzel bir Atatürk çiçeğimiz Mersin'den Urla'ya gelişte yaprak döktü. Çiçekler de bir uyum süreci yaşıyorlar.
      Belki suyu fazla gelmiştir.
      Güzel günlere, yıllara.

      Sil
  9. Bu yazıda yaşanmışlık var, hayat tecrübesi var. Her satırda hissediyor insan bunu. Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Duygu yüklü yorumunuza çok teşekkür ederim. Yaşanmış her yıl insanın dağarcığına yeni şeyler ekliyor, haklısınız. Asıl amaç bu birikimleri yerinde, zamanında, dozunda kullanabilmek.
      Duyarlılık ve farkındalık bu hissi güçlendiriyor sanırım.
      Esen kalın.

      Sil
  10. Gerçekten fikren en yakın olduğum yazılardan biri oldu. Herşey kendini sevmekle başlıyor. İnsan kendini severse güç bulabiliyor birşeylere. :)

    YanıtlaSil
  11. Benzer duygu ve düşünceleri paylaşıyor olmak güzel. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Özellikle ortak noktalarda buluşmak güzel. Sevgi hayatımızdan hiç eksilmesin.
      Güzel günlere, yıllara...

      Sil
  12. Allah'ın büyük bir lütfudur hayat bulan şu benliklerimiz. Kendini sevmeyen bir insan, kendinde var edemediği sevgiyi başka hiç bir canlıya veremez. Ne güzel, ne anlamlı, ne kadar incelikli bir yazı Makbule Hanım hep var olasınız. Sevgilerimle..

    YanıtlaSil
  13. Yıllar önce çekilmiş bir filmdir. Türkan Şoray ile Kadir İnanır ve Ahmet Mekin'in baş rolleri paylaştıkları, Cahit Berkay'ın film müziğini yaptığı o harika film: "Selvi boylum Al Yazmalım" Sevgi emektir diye başlayan şarkı nasıl da içimize sinmiştir. Sevgi tamamen içten gelen bir dürtü, insani bir duygu. Hayvanlarda da varlığını hissettiğimiz bir güç. Sevmek zorunluluk olamaz elbette.
    Düşüncelerinize tabii ki katılıyorum değerli arkadaşım. Katkınıza çok teşekkür ederim.
    Sevgiyle kalın.

    YanıtlaSil
  14. ben kendini sevmeyen insanın başkasını sevemeyeceğine inananlardanım canım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ortak düşüncede buluşuyoruz.Ben de öyle inanıyorum. Kendisiyle barışık olmayan insan başkalarına da sevgiyle yaklaşamıyor, iyi duygular besleyemiyor.
      Güzel günlere sevgiyle.

      Sil