Bu Blogda Ara

13 Şub 2023

BİR HAYAT SINAVI... Ağaç Ev Sohbetleri-182



Bloglarda her hafta Pazartesi Günleri düzenli olarak  farklı konularda "Ağaç Ev Sohbetleri " yayınlanıyor. İsteyen arkadaşlar yazı veya yorumlarıyla katkı sağlayabiliyorlar. 6 Şubat 2023 Günü ülkemizin yaşadığı büyük facia gündemi de belirliyor elbette. 

Soruların cevap bulamadığı zamanlar, sözcüklerin yetemediği  cümleler, anlar vardır. Beyin dumura uğruyor bazen. Susmayı tercih ediyor insan. Suskunluk da bir anlatım dili değil midir? Oysa "İnsan,  düşünen ve konuşan canlıdır." diyor düşünürler. Susmak; acizlik, çaresizlik, zayıflık, haklıyken haksız duruma düşebilmek değil midir? Tabii ki üslup önemli. Sözler yerini bulmalı ama hakaret etmeden,  incitmeden, isyan etseniz bile sözler zamanında, yerinde, dozunda söylenmeli. Deprembilimcilerin söylediklerine göre, faylar yıllarca enerji biriktirdiklerinde kırılmaları, patlamaları da çok şiddetli oluyor. İnsanlar da öyle değil midir? Yılların birikimi ya büyük bir suskunluk ya da ruhsal patlamalarla bedende hasarlar yaratıyor... 

Bu haftanın konusu şöyle: "Büyük deprem sonrası çocuk ve gençlerimizin Eğitim ve Öğretimleri konusunda ne gibi önlemler alınmalı, sorunlar nasıl giderilmeli? "

10 İlimizi içine alan , çevre illerde de hissedilen çok büyük bir deprem yaşadık. Son 96 yılda 128 kez deprem yaşamışız. Nüfusumuzun %98 'i deprem kuşağında. Ancak son depremlerin vurguladığı çıplak gerçekler var: Kişisel bellek  zayıflığının neden olduğu pek çok hastalık var çağımızda. Oysa asıl "toplumsal belleğimiz" çok zayıf. Geçmişi kayda almıyoruz, unutuyoruz,  danışmıyoruz, uzmanların söylediklerini dikkate almıyoruz. Aldanıyoruz, aldatılıyoruz,  yıkılıyoruz ama deneyimlerden, olaylardan, felaketlerden  yararlanmıyoruz.  Seslere, sözlere kulaklarımızı tıkayıp , gördüklerimize başımızı çevirerek görmezden geldiğimiz sürece ve cezayı, ödülü, alkışı, uyarıyı uygun zamanda, uygun biçimde kullanamadığımızda acımız katlanarak büyüyor, telafisi imkansız olaylarla karşılaşıyoruz. 

Günlerdir deprem acılarının üstesinden gelmeye  çalışıyoruz. Mucizeler bekliyoruz. Oysa uzmanlar depremde ilk 48 saatin can kurtarmak için çok önemli olduğunu vurgulamışlardı yıllardır. Mimarlar, mühendisler depreme dayanıklı yapıların nasıl olması gerektiğini anlatmışlar, tek katlı ya da az katlı binaların, kullanılacak malzemenin kalitesinden, ahşabın betondan daha kullanılabilir olduğundan  söz etmişlerdi. Yanlışların üzerine doğruları inşa edemedik. Günlük kararlar alıp, danışarak uzun zamanlı kararlar uygulayamadık, koordine olamadık.  Kaynaklarımız kururken insanları da kırdık, küstürdük, susturduk... 

Okullarımızda, Eğitim kurumlarımızda yıllarca dürüstlükten,  doğruluktan, adaletten, hak ve hukuktan söz ettik. Devletini " Baba" bildi insanlar. O kavramın içinde sorumluluk alma, güven, sahiplenme, tarafsızlık  gibi pek çok değere yer verdi. Çaresizlik içinde gene tutunacak bir el arıyor insanoğlu. Çığlıklar bu kez dışarıdan değil, içerden geliyor. " Orada kimse var mı?  Uzun yıllar kafamızda "Depremden insan manzaraları, öyküleri, fotoğrafları" silinmeyecek belki de. Hele bebekler, çocuklar, gençler, kadınlar ve anneler bu büyük facianın izlerini daha da zor silecekler. "Hafif acılar konuşabilir ama büyük acılar dilsizdir." diyor ünlü düşünür Seneca. 

Bugün 13 Şubat Pazartesi saat 13.48 'de son haberler can kaybımızın 31.643 olduğunu iletiyor. Yaralı sayısı 80.000' leri  aşmış. 10 ilde 1 Mart'a kadar,  71 ilde 20 Şubat'a kadar Eğitim- Öğretime ara verileceği söyleniyor. Kredi Yurtlar Kurumuna bağlı yurtlar boşaltılıyor. Bu gençler evlerine nasıl ulaşacaklar, yol parasını nasıl sağlayacaklar? Üniversite Sınavına girecek gençler sadece ilk dönem bilgilerinden sorumlu olacaklar deniyor. Özellikle Eğitimle ilgili kararlar geleceği belirleyecek. Her şey zamanla onarılabilir ama yanlış ve acele alınmış kararlar büyük sıkıntılar yaratabilir. En küçük birimlerde bile çok yönlü düşünülmeden verilmiş kararlar, plansız uygulamalar aksaklıklara neden olabiliyor. Pandemi dönemindeki bilgi açıkları, yetersiz uygulamalar henüz giderilemedi. 

Elbette çok zor bir dönem yaşıyoruz. Hiçbir şey çok kolay olmayacak. Ama okullar kapatılırsa her kademedeki çocuk ve gençlerdeki bilgi, davranış ve uygulama boşluklarını ne zaman, nasıl ve ne ölçüde giderebileceğiz? Bu boşlukta, yapayalnız ve çaresiz kimden, kimlerden yardım alacaklar? Amaç sadece bir diploma kazandırmak mıdır? Hayat sınavından geçerli not alamayan çocuk ve gençlerimize "yaşanabilir bir hayat garantisi" verebilecek miyiz?  Bu genç , körpe beyinlere yeniden özgüven kazandırabilecek, aklın ve bilimin önderliğinde  yol gösterebilecek, dürüst, güvenilir, insan sevgisiyle dolu idealist eğitimcilere, öğretmenlere öyle çok ihtiyacımız var ki... 

"Dünyada biri üşüyorsa sen ısınamazsın" diyor Mevlana, yüzyıllar ötesinden.

Bu dondurucu soğukta sadece bedenler değil, yürekler de üşüyor. Daha çok dayanışma, daha güçlü paylaşımlar ve sevgi, güven, merhamet, insani duygular can verecek, ısıtacak hepimizi... 

Makbule ABALI- 

13. Şubat 2023



16 yorum:

  1. Ne diyeceğimi bilemiyorum hocam. Felâketin büyüklüğü karşısında sözlerimin hiçbir fayda getirmeyeceğini bilerek bir şeyler anlatmak, yazmak anlamsız geliyor bana. Geçmiş olsun demek bile utandırıyor beni. O kadar büyük yanlışlıklar yapılıyor, bunları biliyoruz, görüyoruz. Buna rağmen bu düzene karşı durmakta aciz kalmak yüreğimizi parçalıyor. Dediğiniz gibi balık hafızalıyız. Birkaç ay sonra konu gündemden düşecek, eski tas eski hamam...

    Deprem ve yapı güvenliği konusunda uzman sayılırım fakat eğitim ve öğretim konusunda görüşlerim sizin gibi eğitimcilerin yanında son derece yüzeysel kalır. Ama yine de eşimin bir eğitimci olması münasebetiyle birkaç lâf edeyim. Ülkede iyi eğitim almış, liyakat sahibi kişilere yer verilmedikçe eğitim sisteminin onarılması, üst düzey eğitim verebilecek duruma getirilmesi ne fayda sağlar, bilmiyorum.
    Daha bugün eşime ve yakın dostlarıma söyledim. Özellikle 1993-2013 yılları arasında doğan gençler ne kadar şanssızlar! Eğitimin bilimsellikten uzaklaştığı bu yıllarda okuyan çocuklarımız, gençlerimiz, Marmara Depremi, pandemi, ekonomik çöküş ve son olarak Maraş depremi gibi travmalara maruz kaldılar. Son olarak ülke genelinde öğrenci yurtlarını depremzedelere tahsis etmek için uzaktan eğitime geçildi.
    Çocuklar ve gençlerimiz için naçizane önerim Eğitim ve öğretimin bilime dayalı yapılması ve barınma dahil tüm maliyeti tamamen devlet tarafından üstlenilmesi. Eğitim kadrosu gözden geçirilmeli, liyakatsiz, bilimsellikten uzak eğitimciler derhal tasfiye edilmeli. Öğrenciler başarı durumlarına ve ilgi alanlarına göre uygun branşlara yönlendirilmeli. Elbette ülkenin ihtiyacı olan meslek grupları için özendirici tedbirler alınmalı.
    Özellikle deprem nedeniyle sorun yaşayan çocuklar ve gençler için psikolojik destek başta olmak üzere imkânı olmayanlara devlet her türlü yardımı sağlamalı.
    Saygıdeğer cumhurbaşkanımızın bu konuları kendine dert edeceğini hiç sanmıyorum. Çünkü büyük depremin ardından sorunun çözümü için halka tek vaat ettiği TOKİ'ye konut yaptırmak! Onu havale edebileceğim birinin olmasını o kadar çok isterdim ki...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Böyle büyük acılarda insan kendisiyle baş başa kaldığında daha derinlemesine düşünüyor, o düşünceler, duygular bazen gözlerde, bazen bedende farklı organlarda anlatım imkanı buluyor. Herkesin tepkisi farklı tabii. Ağlamak isteyip de doyasıya ağlayamamak, acının damlalarda gizli kalması en kötüsü. Toplumun bazı katı deyişleri var " Erkekler ağlamaz" demişiz. "Kol kırılır yen içinde" demişiz. Susmayı marifet saymışız. Keşke gereken her söz zamanında yerine ulaşsaydı. Masallardaki çocuklar bile yeri gelince seslerini duyurabiliyorlar.
      Çocukluk, gençlik, yetişkinlik dönemleri içinde üç siyasi darbeye tanık olanlar bile bugünün çocukları gibi şanssız dönemler yaşamadılar. Yeni deyimler üretildi yakın zamanlarda. "Köşeyi dönmek" gibi, "gemisini kurtaran kaptan" gibi, "köprüyü geçinceye kadar..... vb.
      Emekli bir öğretmen olarak çoook eski Milli Eğitim Bakanlarının adını sayabilen ben, son dönem bakanlarımızın hiçbirinin adını bilmiyorum. Zamanlarında hangi sorunları çözümlediler, onu da bilmiyorum, bağışlasınlar. Okul kitapları, tarih kitapları nasıl yazılacak, çocuklarımıza kültürel miras bırakılabilecek mi...?
      Her yeni güne dün'ü özleyerek bakmak istemiyorum.

      Sil
  2. Bu ülkenin insanları, gençleri bunları haketmiyor. Bu bir hafta yaşanalar tahammül sınırlarının çok çok üstündeydi. Ne insan canı, ne hukuk, ne eğitim elimizde hiçbir şey kalmadı resmen.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok zor günler yaşıyoruz. İnsanın dayanma gücünü aşan, duyguların altüst eden durumlar. Ama ya kaçış ya mücadele söz konusu oluyor böyle durumlarda. Pes etmek veya gücümüzü son sınırına kadar kullanmak...

      Sil
  3. 31.643 rakamı benimde bugün ajandama düştüğüm bir not oldu. 99 depreminden hiçbir şekilde ders almamışız bunu gayet iyi anladım. Yapılan yardımlarda da sınıfta kaldığımızı düşünüyorum. Yağmacıları ise hiç anlatmak istemiyorum. Ülkemizde dönem dönem yapılan seferberlik eğitimleri ve bildirimleri var. Seferberlik deyince savaşı algılıyoruz ama bence doğal afetlerde buna dahil edilmeli. Bence hotelllerde bu kategoride yer almalı, belli bir yatak sayısını afetzede öğrencilere ayırmalılar ve deprem bölgesi dışında eğitime devam edilmeli. Üniversitelerde harap oldu o öğrencilerde diğer üniversitelere dağıtılmalıydı. Eğitimci konusunda sen ben ayrımı yapıldıkça biz deyip bir birlik eğitimi sağlayabileceğimizi sanmıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1999'da doğan bir bebek bugün 24 yaşında olacaktı. Bu sürede neler planlanabilir, neler yapılabilirdi. Ne yazık, deneyimleri göz ardı ediyoruz, uyarıları dikkate almıyoruz. Halkımız birlik oldu, sevindik ama uygun bir koordinasyon sağlanamadı. Yardım duyguları da zedeleniyor, güvensizlik başlıyor.
      Yaşanan bu tür felaketler insanların gerçek kimliğini de ortaya çıkarıyor. İnsanları ve kurumları gerçek yüzleriyle tanıyor, öğreniyoruz. Akıl, mantık ve iyi niyet; koordineli
      çalışmalarla zaman içinde çok şeyi çözümleyebilir.
      Aslında her konuda "işe göre insan seçme " uygun değerlendirmelerle, adil ölçütlerle, zamanında yapılabilse keşke... Bu sıkıntılı günleri yaşayan çocuk ve gençlerden
      umutluyum ben.

      Sil
    2. Bu arada adsız çıkmış ben yüreğimin iklimi

      Sil
    3. Katkınıza teşekkür ederim. Spama düşmüş olabilir mi diye de bakmıştım. Kuşlar da yuvaya girmiş.

      Sil
  4. ölü ve kayıp sayısı çok daha fazla olmalı. en azından bir milyon vardır diyorlar orda burda. ah evet toplumsal belleğimiz artık güçlensin de hemen her konuda önlem almaya başlayalım artık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Günlük rakamlar belirleniyor, onları biliyoruz sadece. Felaketin içinde yaşayan insanların aktardıkları çok daha büyük boyutlarda. Ülkemizde ne büyük bir insan gücü var. Ah planlama, organize olma, uzmanlardan yararlanabilme...

      Sil
  5. Böyle büyük bir deprem ve enkazda benim görüşümde ölü sayısının çok daha fazla olduğu yönünde. Ne yazık ki her zamanki gibi bilgiler saklanıyor.
    Okul konusunda tepkimizi göstermekten fazla elimizden bir şey gelmiyor. Ki çoğu şeyde öyle. Doğru konuşanı dokuz köyden kovuyorlar çünkü. Çok üzgünüm, bu olayda depremden daha üzüldüğüm kısım, insanların çok güvendiği kesimlerin çoğunun kötülüğe hizmet etmesi. Hep böyleydi ve böyle gidiyor. Deprem alanında güleni mi ararsın, sosyal medyayı kısıtlayanı mı, kendi hatası olmasına rağmen biraz bile vicdan azabı çekmeyip, üstüne yardım eli uzatanların eline vuranları mı... Ahh ne desem ne yapsam bilmiyorum, çare yok.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çıplak gerçekler zamanla gün ışığına çıkacak elbette. Henüz içine girilemeyen binalar var. Bazı köyler ve ilçelerde sayı belirlenememiş halen.
      Böylesi zor zamanlar insan tanımaya da vesile oluyor. Tüm varlığıyla yardıma koşanlar olduğu gibi çıkarları doğrultusunda farklı davranışlara yönelenleri, yağmacıları, fırsatçıları da gördük.
      Acıyı yaşamayan ya da zor günlere tanık olmayan insanlar yeterli anlayışı da gösteremiyorlar. Oysa hayat bir oyun değil...

      Sil
  6. Merhabalar.
    Okula gitmek ruh sağlığını düzeltir. İyi bir planlama yapılmadan eğitim ve öğretimle ile ilgili alınan kararların yeniden gözden geçirilmesi gerekir.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
  7. Merhabalar,
    Haklısınız, yeniden arkadaşlarıyla, öğretmenleriyle birlikte olmak, farklı etkinliklere yönelmek onlara iyi gelecektir. Duruma uygun yeni planlamalar, uygulamalar gerekecektir elbette.
    Yükseköğretimdeki öğrenciler için de çok daha yararlı olacaktır. Hayat okulunda eğitilmek gibi. Umarız gerekli önlemler zamanında alınır.
    Saygılarımla.

    YanıtlaSil
  8. Bu ülke ve insanlarının benim yaşım ve ondan öncesi kadar acıyla yoğrulmuşluğu var, ne yazık. Umudum kırıldı parça parça, tıpkı şimdiye kadar yıkılan binalar gibi. Dün gecenin güya yardım toplama şovundan da haberdar olduktan sonra, hiç kalmadı.

    (hocam bu arada size sözünü ettiğim, sizi konuk aldığım radyo programı linkini ekliyorum. 3. yayına almışım sizi. https://open.spotify.com/episode/6ZafMma7U0uxjbnPBkVQ0G

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunu okurken televizyon haberlerinde depremde kaybettiğimiz canların son sayısı veriliyordu. Artık görüntülere bakamıyorum. Sadece eşim izlerken dinliyorum sadece. Sayılar; yalın, çıplak gerçeği kupkuru vurguluyor sadece. O zamansız sona ermiş kayıpların içinde bilmediğimiz, duymadığımız ne dramlar var. Kitaplar dolusu yazılara sığdırılabilir mi? Metrelerce film karesinde yer bulabilir mi o acılar? Titreyen sesler, acıdan mimikleri donmuş yüzlerde, korkudan açılmış, yaşlarla ıslanmış gözlerde olayın ne kadarını hissedebildik...?
      Acılarla yoğrulmuş yürekler bu kez isyan etti, öfkelendi, bağırmaktan sesi kısıldı kimilerinin. Aileler parçalandı, çocuklar kayıp.
      Sessiz sedasız, reklamsız, iç seslerini dinleyerek yardım yapanlar, kumbarasını boşaltan çocuklar, yorganını sırtlayarak getiren yaşlı nineler de var. Olumsuz örnekler içimizi karartsa da, acılar hanemize yazıldı onlar da...

      Momentos Radyoyu bu sabah da severek dinledim sevgili Sezer. Çok yalın, sade bir Türkçe ile, güzel seçimlerle çok kaliteli bir yayın izliyoruz. Emeklerine teşekkürler. Kısa zamanda çok yol almak ne güzel.
      Program linkini gönderdiğin için çok teşekkür ederim. İzmir, Urla Zeytinalanı Bölgesindeyiz. Zaman zaman İnternet sıkıntısı yaşadık. Sanırım radyoyu dinleyemeyişim o
      günlere rastladı.
      Yürekten selam ve sevgilerimi iletiyorum.


      Sil