Çok eskilerden beri değişmeyen bir dileğim vardır. "Bir dilek tut. bir dilek dile, içinden ne geliyorsa ilk onu söyle." dediklerinde, ya da kendi başıma kaldığımda. gece yatarken ilk aklıma gelen dilek; "Tanrım, ne olur bizi iyilerle, iyiliklerle, güzelliklerle karşılaştır. İyiler çoğalsın, kötüler-kötülükler giderek azalsın." olmuştur. Sadece kendim için değil, herkes içindir bu dilek.
Bazı kurumlarda, bazı iş yerlerinde bu durum öyle belirgin ki. Güler yüzlü, nazik, görev ve sorumluluğunu bilen bir eleman, çevresine de adeta enerji yayıyor, çoğunluk onunla birlikte insanları mutlu etmeye çalışıyor. Bazen de bu durumun tam tersi. Bir kişi o kurumu yüceltirken bir diğeri olumsuz davranışlarıyla, şikayet ve pişmanlıkların artmasına neden oluyor.
Zamanla teşekkür etmeyi unutan, gerekli görmeyen, övülesi çalışmalarda bile olumsuz eleştiren bir toplum haline dönüştük. Oysa farklı davranışları fark ettiğimizde; bir gülümseme. içten bir teşekkür, bazen dostça bir yaklaşım, karşınızdaki insan için bir motivasyon kaynağı olabiliyor.
Canlıların tümü için bu anlayış geçerli. Maddi olarak hiçbir ödül vermeseniz de içten gelen "sevgi dil i ve hak edene yerinde övgü " dünyanın her yerinde geçerli. Nice açılmaz kapı, anahtarsız da aralanabiliyor. Sözle, bakışla, aşağılama ya da küçümsemeyle kalın-aşılmaz duvarlar örmek, sonraki zaman dilimlerine de zarar veriyor, aşılmaz geçitler- çıkmaz sokaklar yaratıyor.
Ağaçlarda, bitkilerde, çiçeklerde, tüm canlılarda, dikkatli bir bakış açısıyla, duyarlı olarak, farkındalığınızı kullanarak gözlem yaptığınızda; sonuçlar insanı şaşırtıyor. Zorunlu ihtiyaçları sağlanmayınca- yeterli su, hava, güneşten yoksun kaldığında bitkiler de küsüyor. Toprağına alışamayan, hırpalanan, kırılan bitkiler yaprak döküyor. Soluyor. zayıflıyor ve sonunda can veriyor.
Aynı yerde, aynı iklimde, farklı koşullarda-farklı davranışlarla yetiştirilen çocuklar gibi: nedenlerden sonuçlara ulaşıldığında çok da şaşırmıyoruz. İhtiyaçlar oranında, zamanında yeterince sağlanamayan bakım ve yanlış yaklaşımlar, insanın doğasına zarar verdiği gibi gerçek doğayı da yıkıyor, eziyor, yok ediyor...
Makbule ABALI- Eğitimci
20. 07. 2025 Urla
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder