Hayat, ana çıkış noktasında ayrılıp, nereye varacağı pek de belli olmayan, yatağından taşmış bir dere gibi ulaşılmaz bir hızla akmaya devam ediyor. Bazen çağıldayarak, bazen kederli insanlar gibi durgun ama sürekli sezilip anlaşılır biçimde akıyor... akıyor.
Suya en çok özlem duyulan zamanda-temiz içme suyu olarak, yağmur olarak-aranıyor. Ama o hiç aldırmadan, umursamadan, kirli-bulanık olsa da, ihtiyacı olan insanlara ulaşma çabası duymaksızın, yetiş bana dercesine telaşla, hırçın-agresif insanlar gibi yol alıyor.
Hayatın bu hızlı ritmi içinde canlıların da, insanın da, dünyanın ritmi de sürekli değişiyor. Gündemi takip etmek isterken her şey karmakarışık olunca, değer erdiklerimiz hızla değer kaybına uğradıkça şaşkın ördek misali dere kenarında kalakalıyorsunuz.
Günlerdir yazmayı düşündüğüm ne çok konu birikti zihnimde... "Zamanla nasıl değişiyor insan" demişti ünlü şairimiz. Sadece yüzler mi değişen; Davranışlar, beklentiler, beğeniler, akıl yürütmeler, alıştığımız değerler, ruhsal yapımız, ilişkilerimiz., dost ve arkadaşlarımız.. Ama gözler pek değişmiyor sanırım.
Özellikle bakışlar çok değişime uğruyor. İşin içinde yalan varsa, büyükler uyarırdı bir zamanlar: "Gözlerimin ta içine bak da söyle!" Modaya uygun kara gözlükler, geniş kenarlı şapkalar, kasketler, her duruma-ortama uyan bin bir çeşit maske satılıyor dünyanın her ülkesinde. Çocukların bile kocaman gözleri kısılıyor.
Bugün karşılaştığım güzel insanlardan, iyiliklerden, can dostlardan, farkındalık ve duyarlılıklardan söz edecektim Nasılsın dendiğinde her zaman "İyiyim" demeye alışmışız. Ne var ne yok sorusunun karşılığı "İyilik". Oysa dilimiz öyle zengin ki...
Çok değerli bir aile büyüğümüzün defterine kaydettiği sözü okuduktan sonra hemen ben de kaydettim:
"Gözün kıymetini âmâ olandan/Sözün kıymetini lâl olandan/ Ekmeğin kıymetini aç olandan/ Aşkın kıymetini hiç olandan öğren."
Daha güze, daha huzurlu ve aydınlık bir dünya özlemiyle.
Makbule ABALI-Eğitimci
23 Eylül 2025
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder