Bu Blogda Ara

7 Haz 2021

AĞAÇ EV SOHBETLERİ -94

                         


 STRES

Stres sözcüğünün karşılığı sözlüklerde şöyle açıklanıyor: Travma, heyecan, korku, duygu değişimi vb. etkenlerin organizmada, iç organlarda ve metabolizmada oluşturduğu bozuklukların tümü. Stres bazen dışa yansıyor, bazen içe atılıyor. 

Son zamanlarda toplu taşıma araçlarında veya değişik yerlerde rastlamışsınızdır; Oturduğu yerde bacakları titreyen, tırnaklarını kemiren insanlar, çeşitli korkular yaşayanlar, panik atak geçirenler, çocuklarda öfke ve ağlama nöbetleri, ilgi çekmek için karın ağrıları...

Zaman zaman çok sakin insanların olaylar karşısında değişerek sinirli, öfkeli bireyler haline dönüştüklerini gözledik. Uzun süreli evde kalmak bedensel rahatsızlıklara, yürüme güçlüklerine yol açtı. Uzun süreli stres öfke patlaması yaşatabiliyor, bedende gerginlik yaratıyor, organizmada tahribatlara neden oluyor. Sonuçta nedeni psikolojik olan bedensel hastalıklar( Psikosomatik Hastalıklar ) ortaya çıkabiliyor. Bu hastalıklar çeşitli alerjiler, zona, mide ve kalp hastalıkları, diyabet, ruhsal bozukluklar, fobiler, kaygılar, kuşkular oluşturuyor....

Ne güzel bir sözdür: "Gözyaşı halinde boşaltılamayan sıkıntılar, vücutta başka organların ağlamasına sebep olur." İnsanoğlu hayatta her şeye alışıyor; Açlığa, acıya, sıkıntılara, olumsuzluklara. Elbette hepimizin dayanma gücü farklı. Ama pes etmek değil, mücadele etmek gerekiyor.

Ekonomik sıkıntılar, eğitim çıkmazları, gelecek kaygısı, ülke sorunları il ilgili kaygılarımız, çaresizliklerimiz hepsi stres yaratan durumlar. Korona yüzünden ülkemiz dahil birçok ülke adeta toplu stres sınavından geçti. Bireysel olarak pek çoğumuz bu sınavda geçersiz not aldı. Maddi- manevi büyük yaralar alan insanlarımız oldu. Sağlık personeli, küçük esnaf, asgari ücretliler, üreticiler haklı olarak duruma ayak uydurmakta zorlandılar.

Ama biz dayanıklı bir milletiz. Yıllarca ne engelleri, olumsuzlukları aştık, nelere göğüs gerdik. Elbette bu zor günleri de atlatacağız. Aydınlık, güzel, ferah günleri nasıl da özledik. Stresten kurtulmak zaman alıyor tabii. Güvendiğiniz bir arkadaşla sohbet, sakinleştirici bir müzik, açık havada yürüyüş, okumak, yazmak, doğal gıdalarla beslenmek , spor yapmak, hobilere zaman ayırmak yararlı etkinlikler.

Kişisel olarak  bir değerlendirme yaptığınızda çevrenizde ya da kendinizde gördüğünüz stres kaynaklı rahatsızlıklar nelerdi, bunların nasıl üstesinden geldiniz?

Makbule ABALI  

 ucunkuslar.blogspot.com

 


25 yorum:

  1. ne güzel bir yazı, açıklama olmuş. stresin anlamı, insanlardaki stres belirtileri, öfke, hastalıklar, gözyaşı ile dışarı atmak, ülkemizdeki durum ve sonra da öneriler. işallah atlatacağız bu günleri de :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Stres günümüzde tüm toplumların sorunu. Hastalıklar arttıkça dozu da artıyor. Ruh sağlığı bozulan, travmalar yaşayan çocuk ve gençler gelecek için daha büyük endişe yaratıyorlar. Eğitim, sağlık ve ekonomik sorunlar büyüdükçe yaşamlar da sekteye uğruyor.
      Teşekkürler.

      Sil
  2. Şu anda yaşadığım sinir-stres üzerine tam denk geldi yazınız :( Son 8 yılda en büyük stres kaynağım ebeveynlik. Çok zor, çok yorucu, hep bir eksiklik, yetersizlik hissi :( nasıl başa çıktığımızı da sormuşsunuz... çıkamıyorum başa çoğu zaman, eziliyorum altında :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Anne-baba olmak dünyanın en zor uğraşılarından biri. Hele dünyanın bu karmaşası içinde sakin kalabilmek, kararlı olmak. Ama inanın bunun için tedirgin olmak, problemler üzerine kafa yormak, daha iyiyi, daha güzeli yapabilmek için çaba harcamak ... Bu , iyi bir anne olabilme, zoru başarma yolunda atılabilecek ilk adım. Önemli olan o sorumluluğu duymak.
      Her çocuk ayrı bir dünya. Kardeşleri kıyaslamayın, davranışlarınızda kararlı olun. Onlara zaman ayırın. Küçük ödüllerinizle destek olun. Ne güzel yazılarınızı okudum. Kendinizi yetersiz görmeyin lütfen. Günlük tutun, düşüncelerinizi yazın. Eminim, her şey daha iyiye gidecek. Bu zor günleri gülümseyerek hatırlayacaksınız.
      Sevgiyle.

      Sil
    2. Çok teşekkürler :) Sevgiler...

      Sil
    3. Katkınıza ben teşekkür ederim. Tatlı çocuklarınıza sevgiler...
      Sevgiyle, dostça.

      Sil
  3. "Gözyaşı halinde boşaltılamayan sıkıntılar, vücutta başka organların ağlamasına sebep olur." Ne kadar güzel bir söz..

    Aslında güzel özetlemişsiniz cilt cilt kitap yazılacak bir mesele pandemi ve stres.. Allah akıl fikir hoşgörü ile stresi dağıtanlardan eylesin..amiiin amiiin

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim de çok sevdiğim , doğruluğuna yürekten inandığım bir sözdür. Dünyanın pek çok ülkesinde ve toplumumuzda hepimiz stres altındayız. Hele Pandemi tehlikeyi daha da arttırdı. İki ay kadar önce ben de çok ağır bir zona geçirdim. Alın bölgemde çıktı, gözümü etkiledi. Duyarlı ve hassas olmak bazı hastalıklara da davetiye çıkarıyor. Hoşgörü gerçekten çok önemli ama dozunu kaçırmamak gerek.
      Sevgiyle.

      Sil
  4. Şu dönem insanların iyice bunaldığı, stresegirdiği zamanlar. Geçim derdi var, hastalık var, ölümler, yalnızlık, eğitim sıkıntıları...başa çıkmak giderek zorlaşıyor sanki.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, başa çıkmak giderek zorlaştı. Çünkü hastalık yaygınlaşırken olumsuzluklar da giderek çoğaldı. Her şey üst üste yığıldı sanki. Canavar büyüdükçe biz küçüldük sanki.
      Hayat da böyle değil midir? Başlangıç hep zordur. Zamanla alışıyor insan. Ve gün geliyor, düzlüğe çıkılıyor.
      Sevgiyle.

      Sil
  5. Artık stressiz olanımız kaldı mı ki?
    Her gün, her şey stres...
    :( :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bulaşıcı bir hastalık gibi dört yandan sarıldık. Bireysel ya da çevresel, toplumsal sıkıntılarla, hastalıklarla kuşatıldık adeta. Daha isyankar, daha öfkeli ve tahammülsüz olduk. Bağışıklık sistemi zayıflayınca hastalıklara da açık kapı bıraktık.
      Herkesin direnci farklı elbette. Pes etmek hayatın sonunu çabuklaştırıyor. Her şeye rağmen AN'ları değerli kılmak gerek.
      "Hayat kısa ama kuşlar uçuyor."

      Sil
  6. Uzmanlar ne der bilmem ama mevcut koşulları değiştirmeden üzerimizde bıraktığı etkileri ortadan kaldırmak pek mümkün gibi görünmüyor.

    İnsanları birbirlerine, yaşadıkları çevreye ve topluma ve sonrasında da bizzat kendilerine düşman hale getiren bu sistem sürdüğü sürece satılan olumsuzlukların hiçbirinin ortadan kalkacağını sanmıyorum.

    Daha sakin daha huzurlu yasabilmek için toplumun mutlak suretle rehabilite edilmesi, bunun için de mevcut sömürü sisteminin ortadan kalkması gerekiyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Peri değneği dokunmuşçasına her şey birden düzelmeyecek elbette Murat. O Polyannacılık olur. Ama ben olumlu, yapıcı hayaller kurmanın insanda rehabilitasyon etkisi yarattığına inanıyorum. Haklısın, sistemin yarattığı öyle çok olumsuzluk var ki. Hele eğitimdeki olumsuzluklar, yanlış uygulamalar, adaletsizlikler pek çoğumuzu bezdiriyor., tedirgin ediyor, endişelendiriyor.
      Ama çocukları, gençleri onların her şeye rağmen heyecanlarını görünce bilsen nasıl umutlanıyorum.
      Milli Bayramlarda, 10 Kasımlarda Anıtkabir nasıl dolup taşıyor.
      Az da olsa gazetelere yansıyan üstün başarı haberleri içimizi aydınlatıyor.
      Katkına çok teşekkürler. İçten dileğin dileğimizdir.

      Sil
  7. stres ilginç bir durum. bazıları kendini hasta ederken, bazıları da barut fıçısına dönüp başkasına patlıyor. yazınızın sonunu okumak stresimi azalttı. olumlu, umutlu şeyler okumak, duymak da iyileştiriyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız, insan genellikle yanı başındakine , en sevdiğine patlıyor çoğu zaman. Biliyor ki canının nasıl yandığını ancak o anlar. Bazen de iş yerlerinde "güç bende" hikayesi uygulanıyor. Güçlü güçsüzü eziyor.
      Umut hep yanımızda, aklımızda. Elbette umutsuz hayat çekilmiyor. Ama gerçekçi olup hayatın acı yönlerini görmezden gelmemek lazım. Tehlikelerden kaçmadan önlem alırsak ruh ve beden sağlığımız için daha yararlı oluyor.
      Sevgiler.

      Sil
  8. Hayatta insanı strese sokan okadar çok şey var ki herkes kendisine dert edecek bir sıkıntı bulabilir önemli olan yaşadığımız stresin büyüklüğünden ziyade onu ne kadar zihnimizde tuttuğumuz dur.Bazen bazı şeyleri planlamaktan çok akışına bırakmalıyız

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğru, ama belki dert etmek değil de sıkıntı yaratacak konular herkesin yaşamında vardır mutlaka. Konuyu önemsemek, değer vermek ya da vermemek stresin etkilerini azaltır ya da çoğaltır elbette. Ah keşke olayları akışına bırakabilsek, onu başarabilenlere ne mutlu.
      Esen kalın.

      Sil
  9. Sanırım kişisel olarak şanslı gamsızlardan biriyim:) Ne pandemi ne de yakın çevremde beni strese sokacak ve sonunda bünyemde fiziki ya da ruhsal problem doğurabilecek boyutta bir rahatsızlığım olmadığını düşünüyorum. Belki olmuştur ama en azından ben bunun farkında değilim. Bende stres yaratan ancak henüz elle tutulur bünyesel bir rahatsızlığa dönüşmemiş olan konu, yaşadığımız topraklardaki yönetim tarzından başka bir şey değil. Adaletsiz, özgür düşünceye fırsat vermeyen, baskıcı, fırsat eşitliğinden uzak, yolsuzluğun, hırsızlığın kol gezdiği, fakirin daha fakir, zenginin daha zengin olmasına yol açan sorunlu insanlardan müteşekkil bir toplumda yaşamak büyük stres yaratıyor. Norveç gibi ülkelerde yaşayan insanlara gıpta ediyorum. İşin tuhafı geçim sıkıntısı içinde kıvranan toplumun en alt kesimi kendilerini bu hale getiren yönetimi hâlâ destekliyor, ırkçı ve dinci söylemlere kanıp bu yöneticilere kol kanat geriyor. Benim gibi gamsız bir insanın bile çileden çıkmasına yetiyor bu düzen.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Stres kaynakları ve yarattığı etkiler kişiye, çevreye, yaşanılan coğrafyaya, mevsimlere göre değişiyor. Değişik bir benzetme ama psikologlar bu konuda iki insan tipi vurguluyorlar; Teflon tipi, hiçbir şeyi içine atmayan, ya da sünger tipi, her şeyi içine atan, dert eden. Mevsim geçişlerinde hassasiyetler yaşanıyor. Bazı Kuzey ülkelerinde de her şeyini sağlamış insanlarda doyumsuzluk gözleniyor. İntiharlara sık rastlanıyor.
      Her zamanki gibi yorumunuzu merakla bekliyordum. Gamsız değil, duyarlı ve düşünceli olduğunuzu yazılarınızdan, yorumlarınızdan biliyorum. Az veya çok hepimiz stres yaşıyoruz ama dayanma gücümüz, olaylara çözüm yollarımız farklı. Ben bu yıl çok mutlu bir aile ortamında zona oldum. Çevresel etkenler hayatın tadını tuzunu kaçırıyor. Haberleri daha az izler oldum. Çok sakin bir insanımdır. Bazen değişim kaçınılmaz oluyor.
      Katkınıza teşekkürler. Esenlikler diliyorum.

      Sil
  10. Tam da bu geldi başıma geçenlerde. Hatta doktor zona teşhisi koyunca şaşırdım. Çünkü hiç stresli hissetmiyordum. Meğer bilinçaltımda halıların altına süpürmüşüm. Stres, hayatta her şey tıkırındayken bir dakika ben buradayım diyen gizli bir düşman. Stres yönetiminize güvenirsiniz, soğukkanlılığınızla övünürsünüz. Fakat ne yazık ki siz ne kadar karşı koyarsanız koyun stres gelir sizi bulur. Ruhunuz sağlamdır belki ama stres zayıf noktanızı bilir. Ummadığınız bir anda size zona olarak selam verip kıs kıs güler. Benim başıma geldiği gibi yani. Stresle boğuşan herkese kolaylıklar diliyorum :) Güzel yazınız için teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumunuzu keyifle, gülümseyerek okudum. Stres sizi de vurduğuna göre hassas bir yapınız var. "Damdan düşenin halinden damdan düşen anlar" diye bir söz var, bilirsiniz. Ben dünyanın en uzak köşesindeki insanın acısını paylaşanlardanım. Zona için tam bir av yani. Bir ara zona öykümü blogda anlatayım dedim. Sonra kimseyi kişisel sıkıntılarla üzmek istemedim. Ama çok ağır, ağrılı, sancılı, kaşıntılı bir zona geçirdim. Alnımda, gözümün hemen üstünde olduğu için gözüm şişti, görmede zorlandım.
      Neyse sonuçta stresi yendik. İnanıyorum ki çekilen sıkıntılar insanı daha dirençli yapıyor, deneyim kazandırıyor.
      Sizi tanıdığıma sevindim sevgili Ayça.
      Sağlıklı, güzel günlere.

      Sil
    2. Ben de sizinle ve güzel bloğunuzla tanıştığıma sevindim. Aynı dertleri paylaşmışız bilmeden :) Tekrardan çok çok geçmiş olsun. Hani derler ya düşmanımın başına vermesin diye işte tam o cins bir meret şu bizim zona.

      Dikkat edin efendim siz de:) Hepimizinki kalp, denizaşırı memleketlerin derdiyle dertlenirsek halimiz harap olur; aman diyeyim ;)) Şaka bir yana yürek dayanmıyor bazen, haklısınız.

      Evet, klişelerin en yücesi der ki: 'Öldürmeyen acı güçlendirir.'

      Sil
    3. Yeniden merhaba. Gerçekten düşünüyorum da farkında olmadan aynı sıkıntıları yaşayan ne çok insan var. Zonazedeler olmak zor bir olay ama güçlendiğimiz kesin.
      Haklısınız, asıl yürekleri güçlendirmek lazım. Naif, hassas, ince yürekler daha kırılgan oluyor. Güçlü yapıştırıcılar da yok elimizde.
      Bloğunuzda takipçi listenizi bulamadığım için kaydolamadım. Tekrar deneyeceğim.
      Sevgiyle.

      Sil
  11. Zonazedeler tabiri güzelmiş, yalnız hissettirmiyor :) Sol üstteki üç çizgiye tıklamanız yeterli olacaktır :) Keyifli okumalar dilerim.

    YanıtlaSil