Bu Blogda Ara

27 Ağu 2021

AĞAÇ EV SOHBETLERİ 105


Neden Kitap Okuyoruz?

Bir süredir bloglar arasında devam eden Ağaç Ev Sohbetlerinin bu haftaki konusunu Derin Arkadaşımız (Deep Tone) belirledi. İsteyen arkadaşlar bu konuda sohbete katılabiliyorlar.

Neden Kitap Okuyoruz?

Okula başlamadan önce kitapları elime alır, uzun uzun resimlerine bakardım. O resimlerde az mı hayali yolculuklar yaptım, öykülerde dağlar aştım, yeni arkadaşlar edindim. Bizim zamanımızda Bütünden Parçaya öğrenirdik. Önce cümle, kelime ve harf. Renkli fişler hazırlardı öğretmenimiz. Şubat ayı gelmeden okurduk. Daha kolay, daha zevkli ve pratik. Eğitsel kollarda Kitaplık kolumuz vardı, her sınıfta bir kitap dolabı bulunurdu. Kitapları okudukça paylaşırdık. Kol başkanı olarak o dolabın anahtarını taşımak ne büyük sorumluluktu.

Daha sonraki yıllarda okuma yarışlarımız, kitap özetlerimiz, münazara ve kompozisyonlarımız bizleri okumayla dost kıldı. Okumak için okuduk, bilgilenmek, öğrenmek, sevdiğimiz, saydığımız büyüklerin gözüne girmek için okuduk.

Bugün bile takvim yapraklarını, birbirimize yazdığımız pusulaları okurum. Küçüklüğümüzde kardeşimle babamın anneme geçmişte yazdığı mektupları nasıl da heyecanla okurduk. Önceleri kitaplar konusunda seçici değildik. Her kitap öğrenmeye açık yeni bir kaynaktı. Polisiye romanlar, duygusal çocuk romanları, haftalık dergiler, macera kitapları... Belki büyüdüğümüzü hissetmek istiyorduk.

Yıllar önce yazdığım günlükleri bugün okumak şimdilerde öyle farklı bir duygu ki. Kendimi tanıyorum, sorguluyorum, belki yargılıyorum. Zamanla seçici olmayı öğreniyor insan. Dostoyevski'nin Suç ve Ceza, budala. Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Sait Faik, Nazım Hikmet, Orhan Veli ,Cahit Sıtkı Tarancı, Steinbeck ,Gazap Üzümleri; dost olduklarım. Çalıkuşu, Küçük Kadınlar, can dostlarım, unutamadıklarım...

Çekingen bir çocuktum. İnsan kişiliği çok büyük bir değişime uğramıyor. Kitaplar size kocaman bir dünyanın kapılarını aralıyor, ufkunuzu genişletiyor, güveninizi tazeliyor.  Candan bir dost gibi yanınızda, yakınınızda olsun istiyorsunuz. Yemek, içmek gibi olağan bir ihtiyaç, açlık, susuzluk gibi bir duygu. Evliliğimizde yeni eve ilk siparişimiz, bir duvarı boydan boya kaplayan bir kitaplık olmuştu. Ve taşınan eşyalar arasında kutular dolusu kitap; vefalı dostlar gibi kitaplar...

Kitaplara notlar almışım, işaretler koymuşum. Her karıştırışta yeni şeyler buluyorum. Bir arkadaşıma, dostuma doğum günlerinde hep kitap armağan ederim. benim de her zaman aldığım en değerli hediye kitaptır. Bir küçük pusulayla verilen hediye iki kat değer kazanır benim için. Zamanla okuma hızınız düşüyor tabii. Gözlerinizde bozukluklar çıkıyor. beden temponuz yavaşlıyor. Sadece okumak değil, yazmak da bir başka anlam kazanıyor. Hayatı yeniden filme çekiyorsunuz adeta. Ama okumanın kazandırdıklarını kayda alıyorsunuz bu kez. Ve hayat devam ediyor... 

Makbule Abalı 



 

20 yorum:

  1. tamam, ağaç ev 106 sende olsun önümüzdeki pazartesi :) ağaç evi okumaya gelcem hıhıms :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Pardon Derin, Ağaç Ev Sohbetleri 107'yi yazmam daha uygun olacak. (6 Eylül pazartesi) Okullar o tarihte açılıyor. Teşekkürler.

      Sil
    2. peki, ağaç ev 107 sende o zaman :)

      Sil
    3. Memnuniyetle.
      Selam sevgiler.

      Sil
  2. Anahtar taşımanın sorumluluğu… Çocukken bundan büyük ne az sorumluluk vardı :)
    İnsanın kişiliği büyük olaylar olmadıktan sonra gerçekten büyük bir değişime uğramıyor, sizinle bu noktada oldukça aynı fikirdeyim. Kitaplar da kişiliğimizi yeterince değiştiremiyor belki ama kitaplar; bazen hiçbir zaman olamayacağımız kadar iyi bir kişiliği, bazen de hiçbir zaman olmasak çok daha iyi olacak bir kişiliği okumamıza, tanımamıza olanak sağlıyorlar. Sizin de dediğiniz gibi kitaplar sayesinde kocaman dünyalar, geniş ufuklar :) Ayrıca evinize ilk siparişinizin kitaplık olması detayı ne kadar güzel…

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dikkatinizi çekmesi ne güzel. O anahtarı nereye koyacağımı bilemezdim. Kitap değiş tokuşu ne güzeldi.
      0-7 yaşlar arası insan kişiliğinde çok önemli yaşlar. O yaşlardan sonra daha az değişime uğruyoruz. Tabii ki kitapların gelişimimizde inanılmaz katkısı var. Ama bir zamanlar kitapların yasaklandığı hatta yakıldığı bir ülkeyiz biz. Hep içim acır...
      Yorumunuza teşekkür ederim.

      Sil
  3. ah ne kadar duygusal, biraz da nostaljik anlatmışsınız, çok güzel, günlükleri şimdi okumak ne kadar duygulu olur, o pusulaları saklıyorsunuz demek, okuldaki kitap merakı, fişler, aile içinde kitap merakı, mektuplar, çocukluk günleri en güzeli yaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğrusu bu konuda yazıp yazmamakta tereddüt ettim. Konu çok güzel ama çok kapsamlı. Mutlaka eksik kalacak diye düşündüm. Önceden de 77. sohbette çocuk ve gençlerle ilgili okuma alışkanlıklarını işlemiştim.
      Okumak bir tutku benim için. Keşke kitap fiyatları daha ucuz olsa da daha çok insan daha çok kitap okuyabilse. Geçmişte Köy Enstitüleri pek çok konuda olduğu gibi okuma alanında da bir devrim gerçekleştirmiş. Nice değerli şair, yazar yetiştirmiş. Yılda bir iki kez açılan kitap fuarları bir bayram yeri gibidir benim için.
      Teşekkürler Derin uzun yorumun için. Okuyunca mutlu oldum.

      Sil
  4. Merhabalar.
    Okumak ve kitap benim hayatımdaki en güzel iki kelime, sözcük, fiil ya da kavramdır. Ancak ne var ki, ben biraz okuma özürlüyüm. Yani araştırma ve kaynak kitaplarının dışında roman, hikaye türünden kitapları pek okuyamıyorum. Elimde İranlı yazar Sadık Hidayet'in 88 sayfalık "YKY" yayınlarının "Kör Baykuş" isimli romanını Haziran 2017 tarihinden bu tarafa okuyup bitiremediğimi paylaşabilirim. Elime her alışımda ilk 20 sayfayı okuyor bırakıyorum. Aylar sonra tekrar elime alıyorum ve yine aynı 20 sayfayı okuyorum ve yine aynı durum. Ama bu kitap, kaynak türünden bir kitap olmuş olsaydı, şimdiye çoktan bitmişti.

    Bu yazınızın ilk giriş kısmındaki punto büyüklüğü normal başlamış ancak sona doğru yazınızın puntosu irileşmeye başlamış. Sizin blog sayfanızın arayüzünde bir sorun var galiba.

    Paylaşım ve katkınız için teşekkür ederim. Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Okumak ve Kitap" bu iki sözcüğe hayatınızda öylesine yer vermek de ne güzel. Bence her işin başında sevmek, benimsemek, gönülden istemek geliyor. Bazı kitapları okurken bazen karıştırarak okurum ben. Yazarın ne demek istediğini gene anlıyor insan. Kitap daha rahat okunur hale geliyor.
      Ben de anı kitaplarını, biyografileri daha rahat okuyorum. Öyküleri romanlardan daha çok seviyorum. Hepimiz için farklı türde kitaplara yönelmek çok doğal. Bu durum bazen kişilik yapımızdan, bazen beklentilerimizden kaynaklanıyor.
      Korona döneminde bir bakıma ev hapsindeydik. Kalın kitapları, romanları çok okumayan eşim o dönemde özellikle çok kalın farklı türde kitaplardan 50 tane okudu.
      Punto konusunda eleştirinize teşekkür ederim. Haklısınız.
      Yazıya başlarken puntoyu ve yazı rengini belirliyorum. Yazarken değişiyor. Ön izlemede gördüm ama zaman geçiyordu. Teknik konularda eskilerin deyişiyle on fırın ekmek yemem lazım sanırım.
      Yorumunuza, katkınıza çok teşekkür ederim.
      Selam ve saygılarımla.

      Sil
  5. Merhaba.... Ne güzel söylemişsiniz. Kitap okumak boş zaman aktivitesi değil yemek içmek gibi asli bir ihtiyaç...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba... Aynı görüşte olmak ne güzel. Hep düşünürüm; Ders kitapları her kademede pek çekici olmadığından, cazip kılınmadığından bir zamanlar okul bitince öğrenciler ders kitaplarını yakarlardı. Kitap bir ihtiyaçtan kaynaklanmalı, istekle okunmalı. Her yerde yanımızda bir dost, bir arkadaş gibi var olmalı.
      Bloğunuzun adı çok güzel. Sanki umut taşıyıcısı.

      Sil
  6. Yaşamınızda kitabın yerini çok güzel anlatmışsınız. Yazınızı okurken sizin kadar şanslı olmadığımı düşündüm. Çocukluk hatta gençlik yıllarımda ders kitapları dışında kitap yoktu benim hayatımda. Ne aile ne de öğretmenlerimden kitap okumayı teşvik eden bir destek gördüm. Türkçe ve edebiyat dersleri en hazzetmediğim derslerdi belki de bu yüzden. Divan edebiyatı, aruz vezni nefret ettiğim konularda liste başıydı. Tuhaf bir şekilde kompozisyon ve mektup yazmayı, okumayı çok severdim. Okulda kompozisyon derslerinde sınıf dökülürken ben hep yüksek notlar alıyordum. Kitap okumaya eşim sayesinde başladığımı ve evlendiğimiz ilk yıldan beri epey kitap okumaktayım. Zaman zaman iş hayatı beni kitaplardan uzaklaştırsa da fırsat buldukça okumaya devam ettim. Şimdi dediğiniz üzere kitap okumak yaşamın bir parçası benim için de. Gazap Üzümleri okuduğum ilk kitaplardan biriydi. Bana kitap okumayı sevdiren ilk kitap diyebilirim. En güzel hediyenin kitap olduğu konusunda sizinle hemfikirim. Bildiğiniz nedenden ötürü yazınızı gecikmeyle okuyup yorum yazıyorum. Çok teşekkürler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Lütfen kendinize haksızlık etmeyin. Çocukluk ve ilk gençlik yıllarınızdaki gecikmeyi zekanızla, algılarınızla ne çabuk, ne güzel telafi etmişsiniz. Bence eşiniz de şansınız.
      Divan edebiyatının bazı bölümlerini ben de hiç sevmezdim. Ezbere dayanırdı. Ama Nedim'in şiirleri bir başkadır.
      Pedagoji derslerinde zeka testleri işlenirken bir hocamız şöyle demişti: "Kompozisyonda başarılı bir öğrencinin zekasından hiç endişe etmeyin. Çünkü kompozisyonda anlama, muhakeme, algılama, dil gelişimi vardır."
      Gazap Üzümleri benim de çok severek okuduğum ilk klasiklerden biridir. Ve Dostoyevski'nin Suç ve Ceza'sı.
      Tüm aileye mutlu, sağlıklı, huzurlu, güzel günler diliyorum.
      Eşinize ayrıca selam ve sevgilerimi iletir misiniz lütfen?
      Esenlikler diliyorum.

      Sil
  7. okumak ne çok anlama geliyor benim için...
    Çok iyi ifade etmişsiniz, kitapların ışığı eksik olmasın dünyamızdan...
    sevgi ve ışıkla kalın...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynı düşüncedeyiz sevgili Öğretmenim. Kitap okumayı çok yönlü bir etkinlik olarak düşünüyorum. İyi görüşlerinize çok teşekkür ederim. "Kitapların ışığı" ne güzel bir deyiş. Sizin değerli son kitabınızı hala okuyamamış olmak içimde bir ukdedir. İlk fırsatta mutlaka okuyacağım.
      Sevgiyle...

      Sil
    2. güzel gönlünüzden yansıyan sevginiz var olsun,
      teşekkür ederim:)

      Sil
    3. Asıl ben teşekkür ederim.
      Sevgiyle, güzelliklerle.

      Sil