Bu Blogda Ara

7 May 2023

BAKIŞ AÇISI



Her meslek kendine özgüdür.  Farklı beceriler, yetenekler gerektirir. Ancak her mesleğin olmazsa olmazı belli ölçütleri vardır. İşini benimsemek, işini ciddiye almak, işine uyum sağlamak, çalışacağı alanda güvenilir olmak gibi. Bazı işler babadan oğula veya kızlara devredilir. O alanda iyi bir ad bırakmak da nasıl önemlidir. Ustalık, güven, kişisel özellikler kuşaktan kuşağa aktarılır. En büyük mirastır bu. 

Bazı meslekler vardır: Adını duyunca saygınlık uyandırır. Ancak her meslek uygulayıcısıyla değer kazanır veya kaybeder. Farkı fark eder, seçimlerinizi ona göre yaparsınız. Hangi meslekte ya da işte olursa olsun ; öyle bir insan tanırsınız ki güvenirsiniz, inanırsınız, işinin ehli bir ustayla karşılaşmaktan mutlu  ve huzurlu olursunuz.  Ya da tam tersi olur, güvendiğiniz dağlara kar yağar adeta: Bir öğretmen bir çocuğu okuldan, sınıftan, hatta hayattan soğutabilir. Yanlış bir uygulama sonucu binalar enkaz haline dönüşebilir, çok büyük can ve mal kayıpları yaşanabilir. Bir doktor, bir hukukçu, bir yönetici farklı kararlarıyla insanları hüsrana boğabilir.

Bazen zor bir anda, kötü bir zamanda ,  sakinleştirici bir tavır, birkaç tatlı sözcük, bir tebessüm dünyaları bağışlar ya da dünyanızı başınıza yıkar. İşini seven,  görev ve sorumluluklarının bilincinde olan bir personel bir kurumun can damarı gibidir. İşini benimsemeden, insanlara kin ve öfke ile yaklaşan bir görevli ise her şeyi altüst edebilir. Her zaman, her yerde insan faktörü ne kadar önemli. İnsanca davranmak, karşısındakini insan yerine koymak, hayatı yaşamaya değer kılmak... Kişiliğiyle, iyi ahlâkıyla, dürüstlüğü ve çalışkanlığı ile kendini kanıtlayan her meslek sahibi topluma çok şey kazandırır. 

Makbule ABALI 
07 Mayıs. 2023 



12 yorum:

  1. İnsanca davranmak, karşısındakini insan yerine koymak, hayatı yaşamaya değer kılmak... Kişiliğiyle, iyi ahlâkıyla, dürüstlüğü ve çalışkanlığı ile kendini kanıtlayan her meslek sahibi topluma çok şey kazandırır.

    %100 katıldığım biraz konu. Bu güzel yazı için sağolun...
    Sevgiler,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle içtenlikle inanıyorum ki bu konuya. Daha uzun yazmıştım, sonra ikiye böldüm. Daha sonra yazacağım.
      Ortak düşüncede buluşmak ne güzel.
      Sevgiler

      Sil
  2. Herkes işini düzgün yapsa, severek yapsa dünya daha yaşanılır olurdu bence.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynı fikirdeyim. Her birey bedensel, ruhsal, sosyal özellikleriyle farklı olsa da işini iyi yapmaya çalışarak topluma katkıda bulunabilir.
      Sevgiyle.

      Sil
  3. Usta çırak ilişkisi bu ülkenin en güzel geleneklerinden biriydi. Artık biridir gibi bir kesinlik ifadesi kullanamıyorum, ne yazık ki! Çocukluktan itibaren hayatım otomobil dünyasında geçti diyebilirim. Bu süreçte usta çırak ilişkilerinin ve saygının tüm güzel hallerini gözledim. Özellikle ölüm esnasında bir çok ustayı mezara, artık kendi işyerlerini açmış, eskinin çırak-kalfası, yeninin ustaları indirirdi. Çıraklıkta yedikleri tokatların bile kendi iyilikleri için olduğunu düşünür ve öyle kutsarlardı ki anlatılmaz. Şimdiyi hiç sormayın, devam edenler var ama üç kağıtçılık artık daha önde ki sayfalar dolusu yazabilirim:) Ve bu durumu her mesleğe uyarlarsak ülkemizin geldiği nokta da daha iyi anlaşılır sanırım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanat- zanaat ayrımı da yapılırdı bir zamanlar. Geçmişin yıllanmış ustaları deneyimlerini yeni kuşaklara da belli bir disiplin içinde aktarırlardı. Bu ilişkilerin temelinde saygı- sevgiyi gözle görülür biçimde hissederdiniz.
      Ülkemizde üniversiteler bünyesinde açılan Melek Yüksekokullarında bir zamanların deneyimli ustaları da eğitici veya kaynak kişi olarak görev aldılar. Restorasyon çalışmalarında eski ustaların ahşap çalışmaları inanılmaz güzelliktedir.
      Her uğraşta aldığı parayı hak eden, işini saygıyla yapan,
      bilgili, becerikli insanlara nasıl ihtiyaç duyuyoruz.
      Katkınıza teşekkürler.

      Sil
  4. Her geçen gün insana olan inancımızı sorgular hale geliyoruz. Mesleğine hakkını veren, sorumluluklarının bilincinde, doğru ve dürüst, güvenilir, saygılı, iyi niyetli insan bulabilmek nasıl güç hale geldi. Hangi yana baksak sahtekarlık diz boyu!. Normalde sosyal bir insanım. Ancak ülkemizin bugün ki hali beni ürkütüyor ve toplum içine -gerekmedikçe- karışmaktan imtina eder hale geldim. Çokça içime kapandım ve sanata tutundum. Fırsatımız olduğunda da şayet el değmemiş/kirlenmemiş doğayı bulabilirsek orada huzur bulabiliyoruz. Ah ki ne ah Makbule Öğretmenim!.. Duygularımıza tercüman olmuşsunuz. Bu güzel ve anlamlı yazınız için emeklerinize, yüreğinize sağlık. Dilerim iyilikler kazanır. Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Toplum adına, çocuk ve gençlerin mutlu yarınlara ulaşması adına hep iyiliklerden, güzelliklerde yana çarpıyor yüreklerimiz. Bazen küçücük şeylerle mutlu oluyor, bazen de akıl almaz davranışlarla nasıl da mutsuz oluyoruz.
      Aynı duyguları hepimiz yaşadık, yaşıyoruz. Bir güvensizlik ortamında kırılmış, incinmiş bir halde yolumuzu bulmaya çalışıyoruz.
      Güzel, içten dileklerinize teşekkür ederek yürekten sevgilerimi iletiyorum.

      Sil
  5. Ne kadar doğru tespitler. Aynen katılıyorum. Hani derler ya "sarı öküzün yanında duran ya suyundan ya tüyünden" diye. Sağlam karakterli bir insanın yanında sağlam duruş elde edilir. Çıkarcı, yalancı, üçkağıtçı, vurdumduymaz, işinin ehli olmayan bir insanın yanında ise sağlam karekter sahibi olmak çok zor. Selamlar saygılar değerli hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çocuklar ve gençler pek çok şeyi taklit yoluyla öğreniyorlar. Çevrelerindeki bir kişiyi model olarak benimsiyorlar. Toplum değiştikçe davranışlar da değişiyor. Toplumdan yansımalar bir ayna etkisi gösteriyor.
      Yorumunuza teşekkür ederim.
      Sağlıklı, mutlu yarınlar diliyorum.

      Sil
  6. işini severek yapan insanların dünyaya daha iyi geleceğine inanıyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten öyle oluyor. Görev anlayışı ve sorumluluk duygusu çok şeyin üstesinden geliyor.
      Sevgiyle.

      Sil