Günler geçiyor. Yılın en kısa ayı Şubat'ın ikinci yarısına girdik bile. Bu yıl Şubat'tan bir gün alacağımız da var. Dört yılda bir gelen "artık" bir yıl bu yıl. Bu yıl neleri toplayacak acaba içine ? Çok bilinmeyeli denklemler gibi hayat. Bir yerlerde kesintiye uğruyor sonra yeni bir çaba ile onarmaya çalışıyor insanoğlu. Bugün yaşanırken dün unutulmuyor elbette. Anlar, anılar, yaşanmışlıklar, deneyimler hepsi bellekte bir köşede özenle saklanıyor, korunuyor. Yaşamın bozulan dengesi ancak öylece kurulabiliyor. Bu sabah burada içimizi ısıtan bir güneş vardı. Güneşle kurulan dostluk günün de kurtarıcısı oluyor. Her şeye rağmen fırtınalara daha dayanıklı oluyorsunuz.
Aklınızla, mantığınızla, sağduyunuzla kabullenseniz de gerçekleri, bazen sıcacık bir gülüşü, bir sesi, bir sohbeti özler misiniz siz de? Ta çocukluktan başlayıp yıllarca devam eden bir yolculuktan kalan güzel izler birer birer üşüşürler zihninize. Gerçekleşen her güzel şey "İyi ki..." dedirtirken "keşke" ler de sırada beklerler. Vicdanınız rahat, yüreğiniz ak olduğu sürece iç dünyanızda da uyum içinde, çok sesli bir korodan çıkan ahenkli seslerle huzura ulaşır, hayata yeniden katılım sağlarsınız.
Çok iyi bir İNSAN, can dostu bir kardeş, vefalı, anlayışlı bir eş, fedakâr bir anne, idealist bir doktor, neşeli, şakacı, muzip bir arkadaş... Bütün bu sıfatları bir insanda bulmak çok kolay olmasa da O, gerçekten öyleydi. Onu tanıyan herkes bu özelliklerini bilir ve içtenlikle dile getirirlerdi. Ardından yas tutulmasını istemezdi, yaşamı adeta dantel gibi işler, kusurları da hataları da bilgece kabullenirdi. Sakindi, alçakgönüllüydü. Çok akıllıydı. Geçmiş zaman, hiç ders almadan, kursa gitmeden Adana'dan ilkokul sonrası İstanbul Üsküdar Amerikan Koleji'ni parasız yatılı olarak kazanmıştı. (Burs kazanan 13 kişiden biriydi.)
Aramızda 1.5 yaş vardı, ben ablaydım. Ama hiç abla demedi, iki can dosttuk. Tüm çevresine mamografi çektirmeyi öneren bir hekim kendine geç davrandı. En kötü cins tümör, bu iyilik timsali bedende nasıl yer buldu? Teşhis ile kaybettiğimiz tarih arsında sadece iki yıl vardı. Geride pırlanta gibi iki çocuk kaldı; Babalarının da desteğiyle Kızı annesinin yolunda devam etti. Hacettepe Tıp Fakültesini (İngilizce ) bitirip Çocuk Doktoru oldu. Sonra çocuk gastroentrolojisini seçti. Akademik kariyerini tamamlama çabasında. Oğlu Fen Lisesinden sonra yüksek bir puanla ODTÜ Elektrik-Elektronik Mühendisliğini bitirdi, yüksek lisansını tamamladı. Doktora henüz bitmedi.
Bugün 17 Şubat- Rasime'nin doğum günüydü. Hüzünle değil, onun istediği gibi coşkuyla, sevgiyle, mutlulukla ama yoğun bir özlemle anıyorum, anıyoruz. Ünlü Sanatçı Hümeyra sınıf arkadaşıydı. Yahya Kemal Beyatlı'nın ünlü şiiri Sessiz Gemi'yi ne güzel yorumlar. Ve Mizah Ustamız Rıfat Ilgaz'ın "Gidişini Anlatıyorum" şiirini ekliyorum. Kitap okumayı, şiiri, doğayı, çiçekleri, ağaçları, tüm canlıları o da çok severdi.
(Yazımın sonuna eklediğim nergisleri bu sabah kızım Sezgi çok duyarlı, naif kızı L... ile birlikte getirdi. Kuşaktan kuşağa...
GİDİŞİNİ ANLATIYORUM
Sen gidiyorsun ya işine yetişmek için
Saçlarını, gözlerini, ellerini
Neyin varsa toplayıp gidiyorsun ya
Her seferinde bir şey unutuyorsun sıcak
Termometrede yükselen çizgi çizgi
Kim bilir nerelerde soğuyorsun
Senin gözbebeklerin var ya kadın kadın gülen
İnsan insan bakan gözbebeklerin
Beni tutsa tutsa gözlerin tutar ayakta
Beni yıksa yıksa gözlerin yerle bir eder
Ne gelirse onlardan gelir bana
Bir açarsın ki mutluyum
Bir kapatırsın her şey elimden gitmiş.
Rıfat ILGAZ
HÜMEYRA Sessiz Gemi
Işıklarda, huzurla uyusun, başımız sağalsın Makbule Hocam. İnsan yazacak bir şey bulamıyor, hele ki fotoğraflara bakıp melek gibi bir yüz görünce. 🙏🌟😢
YanıtlaSilÖncelikle başınız sağolsun. Huzurla ışıklar için de uyusun. Hayatımda kan bağım olan kimseyi kaybetmedim. Hayattaki en büyük korkumda kaybetmek, o zaman geldiğinde nasıl kalkarım altından bilmiyorum.
YanıtlaSil"Sıcacık bir gülüşü, bir sesi, bir sohbeti" özlediğim çok oldu ama sanırım bunun en hüzünlüsü, sesini duyamayacağımız, kendisini göremeyeceğimiz insanlar...
Size sağlık, huzur ve uzun ömürler diliyorum 🙏🌸
Nurlarda yatsın, huzurla...Size de başsağlığı dilerim hocam. Kardeş/dost kaybetmek ne zordur, tahmin edebilirim...
YanıtlaSilhem şarkı hem şiir çok güzel, çok hüzünlü...
Sevgili Makbule Hanım,
YanıtlaSilSevilen canların kaybı üzerinden ne kadar zaman geçse de acısı azalmıyor. Onları sevgiyle anmak en büyük teselli.
Nur içinde uyusun kardeşiniz, sevgiyle hatırlayanı daim olsun.
Sevdiğiniz kişilerden ayrı kalmak hele de bu kişi kardeşse çok zor olmalı. Yine de beraber geçirilen güzel anlar insanın içini ısıtıyorsa ne mutlu.. Allah rahmet eylesin..
YanıtlaSilNurlar içinde yatsın, çocuklarına sağlıklı uzun ömür versin allah.
YanıtlaSilSabırlar diliyorum, acı bir kayıp.
Ah ne desem boş biliyorum ama elimden tek gelen huzurla uyusun demek. Güzel anısı her daim eşlikçiniz olsun...
YanıtlaSilIşıklar içinde uyusun. Zor çok zor. Çok üzücü size de sabırlar diliyorum.
YanıtlaSilMekanı cennet olsun. Kardeşim olmadığı için anlamam imkansız, sevgisini de, kaybındaki acıyı da. Fakat çok güzel anlatmış, aktarmışsınız yine… Sayenizde biz de tanıdık ve sevdik…
YanıtlaSil❤️
YanıtlaSiloyy yaa başınız saolsun.
YanıtlaSilçok zor, sabırlar dilerim... ne güzel izler bırakmış, mekanı cennet olsun...
YanıtlaSilDeğerli Arkadaşlarıma,
YanıtlaSilBazı günler, anlar vardır; hiçbir şey yapmak gelmez içinizden. Yorgun, bitkin hissedersiniz kendinizi. Belki yılların yorgunluğudur bu. Bir anda su yüzüne çıkar adeta. Bazen de içinizden çalakalem yazmak gelir. Belki bir düşünceyi, fikri tartışma ihtiyacından doğan güçlü bir dürtüdür bu. Yazmak terapi gibidir, rahatlatır, sakinleştirir kişiyi. Sessiz, korunmalı bir köşede dinlenmeye çekilmek gibidir.
İnsan kendisiyle konuşmaya , iç sesini dinlemeye başladığında ne çok şey yeniden hatırlanır...
17 Şubat öyle bir gün oldu. Olduğu gibi, içimden geldiği gibi yazdım. Her paylaşımdan sonra yorumlara mutlaka yanıt verirken bu kez yazamadım. Aradan yıllar geçmesine rağmen duygular tazeliğini koruyor. Bu yorumu yazarak teşekkürlerimi iletmek istedim.
Yorum yazan tüm arkadaşlarımın duyarlılıklarına, hassasiyetlerine içtenlikle teşekkür ederim.
Esenlikler diliyorum.
Çiçekler açsın yattığı yerde, kuşlar cıvıldasın ve yapraklar şarkılar söylesin ılık rüzgarlarda... Bence bir insanı anmanın en güzel yolu, en içten yolu onu onun dilediği gibi anabilmek. Çocuklarına uzun ve sağlıklı ömürler diliyorum, sevenlerine sabır. Sevgiler
YanıtlaSilAynen öyle, hayal ettiğin gibi sevgili Evren. Ben de öyle düşünüyorum, olduğu gibi bir insandı ve durumu kabullenmişti. Aradan yıllar geçti, bedenin kaybından sonra ruhun varlığına inanmak geliyor içimden.
SilÜnlü şairin dizelerindeki gibi: "Ve serin serviler altında kalan kabrinde / Her gece bir gül açar, her seher bir bülbül ötermiş."
Off, off. Bu yazılar bana fazla. Gözlerim dolu yazıyorum. Diyecek hiçbir şeyim yok. Sözde realistim, duygusallığımın zirvesini yaşıyorum bu öykülerde. Koca adam, hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyorum...
YanıtlaSilİnanıyorum ki, katı bir insan olmaktan çok daha başkadır hassas olmak, duyarlı olmak.
SilBir anda içimden geçenleri yazıya aktardım. İyi ki kalıcı izler, güzel anılar bıraktı, çok sevildi, çok kişiye yardımı oldu.
Duyguları paylaşabilmek, gerektiğinde ağlayabilmek insana özgü bir şey değerli arkadaşım.
Unutamadığım bir sözdür: "Üzüntülerimiz, sıkıntılarımız gözyaşı şeklinde çıkış yolu bulamasalardı, bedende başka organların ağlamasına neden olurlardı."
İçtenliğinize, hassasiyetinize çok teşekkür ederim.
İyiler, iyilikler hiç azalmasın.
İyi ki doğmuş ❤️
YanıtlaSilİyi ki... Çevresindeki pek çok insan da hep böyle düşündü...
Sil