Bu Blogda Ara

1 Şub 2024

AZİZ NESİN'LE , USTALARLA MİZAH -BCP-Ocak Ayı

 


Bu yılın ilk ayı Ocak, toplumda pek çok insan için biraz hüzün, biraz kaygı, biraz endişe ve çokça belirsizliklerin toplandığı bir ay oldu sanki. Neyse ilkini yolcu ettikten sonra yılın ikinci ayı Şubat'ı karşılıyoruz bugün. 2024'te Şubat Ayı 29 çekiyor. Dört yılda bir gün eklemeli bir Şubat ayı. Azla yetinmeye alışkın insanımız, o bir güne tüm umut ve beklentilerini de sığdırabilir elbette. Sırt çantamıza önce sağlık, ardından çokça enerji, hoşgörü, iyi niyet, sevgi, saygı yerleştirsek ve aydınlıklara doğru yola koyulsak... 

"Blogları Canlandırma Projesi" kapsamında bu ay için seçilebilecek  üç tema belirlenmişti: "Komedi, mizah, müzik." Zor zamanlarda, insanın çaresizliğinde ya da yalnızlığında mizahın, komedinin, esprinin, dozunda şakaların,  gülümseten fıkra ve karikatürlerin, öykü ve romanların, oyunların  iyileştirici, rahatlatıcı gücü inkâr edilebilir mi...? Gülmek, gülümsemek bulaşıcıdır deniyor. Gülen kişide stres hormonlarının azaldığı gözleniyor. Dünyanın neresinde olursak olalım, bir toplumda yüzler asık, kaşlar çatık, bedenler gergin, insanlar tahammülsüz ise o toplumun  da mutlu olmadığı, toplumda mizah ustalarının azaldığı vurgulanıyor. 

Çocuklar bir ülkenin en önemli göstergeleri. Çocukların gözleri ışıldamıyor, yüzleri gülmüyorsa, enerjileri azalmışsa ana babaların, yuvaların da çok keyifli olduğu söylenemez. Çocukların saflığı, katıksız dobra dobra halleri yetişkinlerden farklıdır elbette. Masallarda bile herkesin aldandığı durumlarda çocuklar saf, yalın gerçeği korkusuzca dile getirmişlerdir bilirsiniz. Memleketin birinde terzileri tarafından aldatılmış  kral , bir çocuk sayesinde gerçeği öğrenir;"Aaa anne bak,  kral çıplak! " seslenişi herkesi gerçekle buluşturur.

Gülmek ya da ağlamak; Doğal olmadıktan sonra bir rahatlama ya da iç boşaltma sağlayabilir mi? Siz de gülme efektleriyle gülemeyenlerden misiniz? Gülme efektleri gibi ağlama efektleri de var mıdır? Biz ezelden beri ağıtlar yakmasını iyi bilen,  insanların çocuklarıyız. Yurdun dört bir yanı farklı tınılarda ses verir. Güneydoğuda sıra geceleri, İç Anadolu'da bozlaklar, türküler , Doğuda, Güneydoğu'da ağıtlar, Karadeniz'de horonlarla, Ege'de efelerle buluşup coşkuya dönüşür. 

Bu topraklarda ne büyük güldürü ustaları yetişmiştir.  Dünya bile bunu böyle kabul etmiştir. Birleşmiş Milletler Eğitim bilim ve Kültür Örgütü UNESCO 1996 yılını "Nasrettin Hoca Yılı" ilân etmişti. Üreten, yaratan, yazan, çizen, düşünen, soran, sorgulayan ,gülen güldüren insanlar nasıl oldu da yakmaya, yıkmaya, yok etmeye odaklandılar? Mizah yok oldukça yaratıcılık, hoşgörü empati azaldı, bağnazlık, katı düşünceler, nefret, öfke, kin de çoğaldı.  

Mizah ustaları, komedyenler, halkı güldüren filmler, oyunlar, kitaplar bir dönem ayakta alkışlandılar, kabul gördüler, takdir edildiler. Yöneticiler bile farklı karikatürleri kınamadılar, cezalandırmadılar. Mizah, toplum için bir boşaltım aracı görevini başarıyla sürdürdü. O büyük ustalara; Kemal Sunal, Şener Şen, Adile Naşit, Perran Kutman, Nehar Tüblek, Rıfat Ilgaz, Aziz Nesin, İsmail Dümbüllü, Münir Özkul, Ferhan Şensoy, Zeki Alasya, Metin Akpınar, Müjdat Gezen, Uğur Dündar, Uğur Yücel, Yılmaz Erdoğan, Cem Yılmaz ve adını sayamadığımız nice değerli sanatçı,  hepsine teşekkür borçluyuz. O dönemlerde mizah dergileri yok sattı, karikatür yarışmaları düzenlendi. Çocuklar, gençler mizahın yaratıcı gücünden yararlandılar, fikir ürettiler, yeteneklerini sergileyip kendilerini kanıtladılar. Övgü de, yergi de yerinde, zamanında, dozunda güzel.

Dünyaca ünlü mizah yazarımız Aziz Nesin'in defalarca basılmış Merhaba adlı öykü kitabından bir bölüm aktararak, tüm mizah ustalarımızı anmak istedim.

"ZAT" HASTALIĞI VE TEDAVİSİ

"Zat" Hastalığı üç değişik biçimde görünmektedir. Zatürre, Zatülcenp ve Zatıali... Zatıali hastalığı, zengin hastalığı denilen hastalıklardandır. Dünyanın her yerinde genellikle yoksullar hastalığa yakalanırken, "Zatıali" hastalığı daha çok zenginlerde görülür.  "Zatıali" hastalığı ancak "Bendeniz" olan ortamda artar, yani bir insanın "Zatıali" hastalığına yakalanması için, çevresindekilerin daha önce "Bendeniz" hastalığına tutulmaları gerekir. "Bendeniz" olmayan yerlerde "Zatıali" hastalığı da görülmez. Her iki hastalık da yalnız "Şark memleketlerinde" üreyen bir mikroptan meydana gelir. Bu hastalık ülkemizde dünya rekoru düzeyindedir. 

Bu mikrop daha çok bir insanın kafa bölgesinde yerleşip üreyerek beyin hücrelerini yer. Zatıali hastalığının ilk belirtileri burunda görülür. Burun yavaş yavaş büyür. Burun büyümesinden başka hastada bir kasılma, bir gerilme, göğsünü ve göbeğini ileri fırlatma ve kellesini geriye atma halleri görülür. Tetanos olmaktan beter kasım kasım kasılır. Konuşurken karşısındakine değil, duvarlara ve tavana bakar. Çünkü zihni sürekli olarak "hiçbirşey" ile meşguldür. 

"Bendeniz" hastalığı ise, hastada kulakların düşmesiyle belli olur. Hastanın belkemiği, Hacivat'ınki gibi eklemli olduğundan durmadan eğilir, bükülür, ezilir. Hastalık ilerledikçe belkemiği büsbütün eridiğinden "bendeniz"ler ayakta dik, yani adam gibi duramazlar. Hastalığın tedavisi hemen hemen olanaksızdır, onun için yakalanmamaya çalışılmalıdır.  Zamanla durmadan artan hastalık öldürücü değilse de, insanı insanlıktan çıkarır...

Aziz NESİN

***********

SON İSTEK (Şiirinin son dizelerinde de ince bir mizah anlayışı var.)

Kerpiç yapacaksanız beni

Okullarda kullanın

Cezaevlerinde değil


Soluğum tükenmez de kalırsa

Islık öttürsünler,

Aman ha düdük değil


Kalem yapın beni kalem 

Şiirler yazan sevi üstüne

Ölüm kararı değil


Ölünce yaşamalıyım defne yapraklarında

Sakın ola ki 

Silahlarda değil

Aziz NESİN


Ve "MİZAH" üstüne son deyiş bir başka ustadan ,Orhan Veli'den olsun.

DELİKLİ ŞİİR

Cep delik cepken delik

Yen delik kaftan delik

Don delik mintan delik

Kevgir misin be kardeşlik

Orhan Veli KANIK






33 yorum:

  1. Konular güzel. Bende yapmak istiyorum BCP den ama Mim gibi tam anlamadan yapmaya çalışıp kepaze olmakta korkuyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. En iyi şekilde yapacağınıza eminim. Önemli olan ilk adımı atabilmek değil midir? Blogda ilk "mim" denememde ben de biraz tedirgin olmuştum. Mimlemek, mim koymak benim düşündüğümden farklı anlamda kullanılıyor gibi gelmişti. Çok özele inmek istemiyordum. Ama sonra çok zevkli bir etkinlik olarak bende iz bıraktı. Sanırım birkaç "mim" doldurdum daha sonra.
      Blogları Canlandırma Projesinde her ay açıklanan üç konudan birini ele alıp, o ayın son haftasında işliyor ve katılan arkadaşlara yorum bırakıyorsunuz. Yazmayı seven biri için denemekte yarar var.
      Bloğunuzu keyifle izliyorum.
      Sevgiyle.

      Sil
  2. Aziz Nesin benim için çok özeldir. 13-14 yaşlarındaydım "böyle gelmiş böyle gitmez: yol ve yokulun başı" kitaplarını okuduğumda, kişiliğimin şekillendirmesine çok önemli olmuşlardır her zaman. Sırf bu yüzden bile minnettarım kendisine ki Nesin Vakfını kurarak yarattığı vaha, hep yüz aklarından biridir bu ülkenin...Nurlarda yatsın

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Düşünen, soran, sorgulayan beyinler, aradan yıllar geçse de doğruyu, gerçeği en güzel biçimde dile getiriyorlar sevgili Şule.
      Sabah doktor randevumuz nedeni ile bilgisayarımı açamamıştım. Onay bekleyen iki yorumda birbirini hiç tanımayan iki kişinin aynı kitaptan ve etkilerinden söz etmesi beni çok şaşırtmadı ama çok duygulandırdı. Doğrular, gerçekçi değerlendirmelerle ne güzel kanıtlanıyor.
      Sevgiyle...

      Sil
  3. Yeni okumayı öğrendiğim yıllarda ilk önce çizgi romanlara heves ettim. Ardından Adana'da anneannemin evinde Aziz Nesin kitapları ile tanıştım ve evde olan bütün kitaplarını okudum. Öylece çıktım bu yola. Aziz Nesin kitapları hem düşünce dünyamı oluşturmaya hem de hayata bakışımı anlamlandırmaya daha çocukluğumda başladı. Üzerinden çok yıllar geçince tekrar Aziz Nesin ile tanıştım. Bu sefer yaşam öyküsünü anlattığı "böyle gelmiş böyle gitmez" isimli 3 kitaplık bir seri. Onun, bazen gözlerim dolarak okuduğum yaşam öyküsü bana ilk defa "Aydın" kelimesinin gerçek anlamını kavrattı. O kadar severek ama belki de çok fazla tanımayarak okuduğum yazarın aslında aydın kavramının en güzel örneği olduğunu, yaşamı, edimleri ve bu tercihlerine bedel olarak ödemeyi göze aldıkları ona olan sevgimi, saygı ve hayranlıkla taçlandırdı.
    Belki garip gelecek, bir yazarı, yazdığı bütün kitaplardan ziyade yaşam öyküsü ile tanımak ama samimi duygularını ve ülkesi, insanları için beklentilerini, cabalarınıen çok o zaman kavradım.
    İşte bu yüzdendi benim ülkemde yıllar süren aydın kıyımları. Bu yüzden korktular sadece halkını ülkesini ve tüm insanlığı seven aydınlardan.
    Bedenen olmasada, düşüncesiyle, emeğiyle ve hayalleriyle çok yaşasın Aziz Nesin

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir yazarın okuyucu ile etkileşimini ve kurduğu bağı ne güzel dile getirmişsin sevgili Murat. Teyzen olarak seninle gurur duyduğumu her zaman söylerim. Anneannenin evi hepimiz için büyük bir kütüphane idi.
      Aziz Nesin'in tüm kitapları bir başucu kitabı olarak çok kişinin hayatına anlam katıyor, yol gösterici oluyor. Güncelliğini hiç yitirmeden değer kazanıyor.
      "Şimdiki Çocuklar Harika" çok keyif alarak, defalarca okuduğum bir kitaptır. "Arkadaşım Badem Ağacı" şiirini de senin önerinle okumuş ve nasıl sevmiştim.
      Nitelikli güldürülerle, komedi ve mizahla küçük yaşta tanışmış çocuklara bu güzel ülkenin öyle çok ihtiyacı var ki.
      Düşündüren yorumuna çok teşekkür ederim.
      Sağlıkla, umutla.

      Sil
    2. "Badem Ağacı" önerisini hatırlıyor olmak ne kadar dinç bir zihin özelliği 💐

      Sil
    3. Hep derim ya : "Beyin ve yürek yıpranmasın." Yaklaşık iki yıl önce buraya, küçük evimize taşındığımızda bahçede çiçek açmış bir badem ağacı karşıladı bizi. Ne büyük mutluluktu o an.

      Sil
  4. teşekkür ederiz, sevimli yazıydı :) aziz nesin biricik tabii :) gol kralı var ne komik kitap yaa :) bcp bu ay şimdilik siz, bonheur, yüreğimin iklimi, bez cadıları, my real, deep, okurix yazdık :) önümüzdeki hafta da çıkar yazanlar :) şubat ayı temaları olarak yalnızlık dostluk kardeşlik sevgililer günü seçtik :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Şimdiki Çocuklar Harika, Yaşar ne yaşar ne Yaşamaz, Memleketin Birinde" kitapları da çok severek okunur.
      BCP kapsamında Buluttan Öte, Fighting ve Sayfadan Sayfaya blogları da yazdılar sanırım.
      Yorumuna teşekkür ederim.

      Sil
    2. 8 kişi yazdık şimdilik, fighting yazcak daha bir de tefrika ve sessiz gemi yazcaklar. 11 olcaz :)

      Sil
    3. bu arada benim bcp ocak yazım da ilginizi çekebilir boş zamanınında bir bakın :)

      Sil
    4. Raffealla Carla bir zamanlar İtalya'nın ünlü şarkıcısı ve gösteri yıldızı. TRT'de de programları olurdu. Yaşından genç görüntüsünü belki de İtalyan diyetine borçluydu.

      Sil
  5. Güzel bir yazı idi.
    "Hastada bir kasılma, bir gerilme, göğsünü ve göbeğini ileri fırlatma ve kellesini geriye atma halleri görülür."
    Tanımı ise birebir karşımdaki insanda denk gelmiştim.
    Sevgiler size...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aziz Nesin; toplumu, insanlarımızı ve insanlık hallerini gerçekten çok iyi tanıyıp değerlendiren bir usta yazar.
      Kitapları güncelliğini hiç kaybetmemiş.
      Teşekkürler.
      Sevgiyle.

      Sil
  6. Yazınız ne güzel hatıraları canlandırdı, çocukluktaki heyecanlı okumaları...
    Aziz Nesin en severek okuduğum yazarlardandı(r). Nicedir dönüp kitaplarını okumadım, fakat eskiden tümünü okumuştum, yeniden okumalı.
    Sevgiler. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevdiğimiz, benimsediğimiz kitapları her yeniden okuma, yeni düşüncelere, yeni kazanımlara sürüklüyor insanı. Çok haklısınız.
      Sevgiyle.

      Sil
  7. Enfes bir yazıyı keyifle okudum. Aziz Nesin büyük bir mizah ustası. Ne yazık ki ülkemiz değerini bilmemiş. Adamı diri diri yakmaya çalıştılar. Bu değerler aklıma geldikçe yaşadığım topraklardan soğumaya başlıyorum. Her şey çalışmayla başarıya kavuşur ama kabiliyet mizah ve komedi sanatçılarının olmazsa olmazı bence.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne yazık, Aziz Nesin de yaşarken değerini bilemediklerimizden. Ne büyük sıkıntılar yaşamış, sürgünlerle cezalandırılmış, zamanında kitapları toplatılmış. Düşünen, yaratıcı bir beyin zaman içinde üretmeye devam etmiş. Kitapları halâ güncelliğini yitirmemiş. Nice ödüller kazanmış. Nasıl kıyarız böyle insanlarımıza...?
      Anlamlı yorumunuza çok teşekkür ederim.

      Sil
  8. Ellerinize sağlık. Çok özenilmiş, güzel bir yazı olmuş Ocak Ayı için keyfile okudum her satırını.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumunuza çok teşekkür ederim.
      Aziz Nesin yazdığı her edebi yazıda günceli öyle güzel yakalamış ki yıllardır çok severek, keyifle okuduğum bir yazar, şair.
      Ne yazık, bu güzel ülkemizde kitapların bile yakıldığı zamanlar oldu. Huzurun, barışın hep hüküm sürdüğü güzel günler, yıllar dileyerek.

      Sil
  9. Çok güzel seçimler. Orhan Veli'nin esprili şiirleri benim de hoşuma gider :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler. Edebiyatın her türünde yazmış bir yazar.
      "Şimdiki Çocuklar Harika" kitabı mutlaka okunmalı.
      Esenlikler dilerim.

      Sil
  10. Orhan Veli'nin delikli şiirini o kadar çok severim ki. üniversite de ne zaman maddi sıkıntı çeksem arkadaşlarıma okur ve kahkahalara boğulurduk. son kısımdaki kevgir misin sorusu beni hayatımın sonuna kadar güldürecek bir metafor:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de çok severim. Şiir dilinin en sade, yalın anlatımı diye düşünürüm. Hayata gülerek bakabilmek ne güzel.
      Sevgiyle.

      Sil
  11. Her iki şiir de her ne kadar mizah dalında paylaşılmış olsalar da ne kadar güzel anlamlar taşıyorlar. Özellikle;
    Kalem yapın beni kalem

    Şiirler yazan sevi üstüne

    Ölüm kararı değil
    kısmını çok sevdim. Gerçekten de en sevdiğimiz şeyler bile bir anda bir silaha çevrilebilir ve ondan nefret edebiliriz...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben bu güzel yorumu nasıl arada unutmuşum. Günler öyle yoğun geçiyor ki.
      O şiirden bazı dizeleri yazmıştım, uzun bir şiir, bütününü okumak daha da güzel.
      Sevgiler.

      Sil
  12. Aziz Nesin'den sadece Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz okudum. Katıla katıla güldüğüm şahane bir romandı. Daha fazlasını okumam gerek, biliyorum. İnşallah yakın zamanda hocam :)
    Eklediğiniz şiirler insanı güldürürken dertlendiriyor. Ah be şiir, güldürürken bile hislendiriyorsun 💕

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu güzel yorum da beni gülümsetti. "Şimdiki Çocuklar Harika" romanı da harikadır. Çocuk, ergen, yetişkin... tüm dönemlere seslenen bir kitap.
      Kısacık bir şiirini daha eklemek istedim;

      MERAK
      İçimde bir merak öyle bir merak
      Ölümümden bir ay sonra bir güncük yaşamak
      Ve dostu düşmanı
      Suçüstü yakalamak
      Aziz NESİN

      Sil
  13. Gülme efektlerini hiç sevmiyorum. Şurda gül burda gül diye bizim adımıza karar verip koyuyorlar çok sevimsiz geliyor 😬

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her şeyin doğal olanı, içten geleni güzel. Ben de benimseyemedim.

      Sil
  14. Keyifli bir yazıydı gülmek gülümsemek eksik olmasın hayattan :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynı güzel, içten dilekle. Hayatın güzel taraflarını bulabilmeli insan.

      Sil