Bu Blogda Ara

19 Ara 2018

BİR NARENCİYE MASALI...



En uzun masal bile er geç biter. Günümüzde artık 1001 Gece Masalları yok. Ama teknolojinin insan beyninin sunduğu günümüz masalları var. Çeşitli güzellikler ve  sürprizlerle donatılmış görüntülü masallar... Biraz gecikmeli bile olsa güzel şeylerin anlatılmasından yanayım.

17 -18 Kasım 2018  tarihlerinde düzenlenen bir Narenciye Festivali daha sona erdi. Dört yıl aradan sonra bu yıl altıncısı kutlanan festival , bu yıl en görkemli yılındaydı. Çocuklar çok eğlendiler ama en az onlar kadar büyükler de festivalin tadını çıkardılar.

Mersin Mezitli Belediyesi'nin sahil kenarına kurdurduğu büyük sabit salıncaklar 4 kişilik. Yetişkinler önce çekinerek hatta  kadınlar utanarak biniyorlar. Ama salıncaklar onları uçurdukça düşler alemine geziler de renkleniyor. Artık duygular da yerini neşeye, coşkuya, mutluluğa bırakıyor. İçimizdeki çocuğu mutlu etmek hiç de zor değil. Salıncaklar insanı bir başka dünyaya taşıyor; Kavgasız, gürültüsüz, kaygısız...
Mersin'in ılıman havasında festival günleri özellikle sabahları oldukça serindi. Ama bu soğuk hava bile insanları dışarıya çıkmaktan alıkoyamadı.

Bu yıl 70 ülkeden 700 folklorcunun katıldığı söyleniyor. Yollarda yerel folklor giysileriyle güzel genç kızlar, yakışıklı gençler görülüyor. Çocuklar için adeta bir masal dünyası. Düzenlemeler için tonlarca narenciye kullanılmış.Maketlerle canlandırılan masal kahramanları var. Narenciye ürünleriyle donatılmış tren, uçak, gemi, helikopter veya kule sizi hayali bir yolculuğa çıkarabilir-tabii hareket etmeden.- 

Sivil Toplum Kuruluşları standlar açmışlar. Alzheimer Derneğinin de el işleri, yiyecek-içecek ve kitap satışlarını içeren bir standı var. Öte yanda yıllar öncesinin model arabaları koleksiyoncuların  beğenisine sunulmuş .Pusetleriyle  getirilen minicik çocuklar, tekerlekli sandalyeleriyle gelen engelliler. Bastonlarıyla yürüyen yaşlılar. Ve çocuklar...


Gün gelecek bu çocuklar da belki kendi çocuklarına anlatacaklar: " Bir zamanlar bulunduğum kentte..." 
Onların zamanında belki düşler yerine gerçek olaylar devreye girer. Düş masalları yerini mutlu öykülere bırakır. Ve adı değişir öykülerin. Yüzyıllık öyküler olabilir mi? Kim bilir ...

Bu güzel etkinlikler kente bir canlılık ve güzellik kattı elbette. Yerel yönetimler ve yetkilileri iyi bir organizasyonla ortaklaşa yürüttükleri bu başarılı çalışmalardan ötürü kutlamak gerek.




4 yorum:

  1. Yıllar önce okuduğum bir romanda bir sahne vardı, "Bir zamanlar bulunduğum kentte..." geçen bir sahne.Bir adam lokantada yemek yerken garsondan limon iatiyor.
    Garson komiyi gönderiyor, kaldırımda bulunan turunç ağacından bir meyve koparıyor ve dilimlenerek müşteriye veriyorlardı.
    Akdeniz de yaşayanlar harici bilmezler turunç tadını.
    Bilmezler bazı yiyeceklerde nasıl limondan çok daha özel bir rayiha verdigini.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel bir hatırlatma Murat. Doğru, her yerde bilinmez veya sık kullanılmaz ama Adana ve Mersin'de turunç çok kullanılır. Hatta emekli olmasına rağmen reçeli bile yapılır. Turunç, narenciyenin babası sayılır.
      Yorumuna teşekkür ederim. Sağlıkla. mutlulukla.

      Sil
  2. Merhabalar.
    Bu Narenciye Festivali sadece Mersin Mezitli belediyesi tarafından mı organize ediliyor? Yoksa, Mersin'in genelinde yapılan bir festival mi? Festivalleri amacına hizmet ettiği sürece severim. Ancak, ne zaman amacından saptırıyorlar, işte o zaman festivallerden nefret ediyorum.

    17-18 Kasım 2018 tarihlerinde kutlanan Narenciye Festivali'ni görsellerle birlikte o kadar güzel anlatmışsınız ki, sanki kendimi Mersin Mezitli'de ki bu festivale katılmış gibi hissettim. Kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim. Söz konusu festivale 70 ülkeden 700 folklorcunun iştiraki de çok önemli bir hadisedir. 70 ülke sayısı, benim yanımda azımsanacak bir sayı değil. İşte bu festival için varlıklı bir sponsor bulmak gerekiyor. Bu tür festivalleri organize ve finanse etmek öyle kolay bir iş değildir. Ben de bir zamanlar, folklor ekibimizle birlikte Kırşehir'de düzenlenen Ahilik Kültürü Haftası kutlamalarına katılmıştım, gerçekten hem çok masraflı ve hem de çok yorucu oluyor.

    Fotoğraf karelerinde yer alan uçak, kule, tren, gemi ve helikopterin narenciye ile süslenmesi gerçekten çok harika olmuş. Yazınızda da bahsettiğiniz gibi tonlarca narenciyenin telefi bu uğurda göze alınmış. Süslemelerde kullanılan narenciye, festival bitiminde tekrar tüketilebiliyor mu? Yoksa, artık onlar çöpe mi gidiyor?

    Yoksulluk yıllarında; vasıta yok, yol yok, ulaşım yok, ebelerimiz dedelerimiz çok kısıtlı bir şekilde köye getirilen narenciyeyi tükettikten sonra, kabuklarını turunç diye aylardır koyunlarında saklarlarmış. Şimdi yol var, vasıta var, ulaşım var da ülkenin her bir tarafında yöresine göre yetiştirilen meyve ve sebzeye ülkenin en ücra yerlerinde bile ulaşabiliyoruz.
    Güzel, eğlenceli ve masal tadında bir festival paylaşımı olmuş, emeğinize sağlık, teşekkür ederim.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar Recep Hocam,
      "Festivalleri amacına hizmet ettiği sürece severim." diyorsunuz, haklısınız. Bu tür etkinlikler halkla bütünleştiği zaman anlam kazanıyor, güzelleşiyor. Ülkemizde bazı festivaller halkın hiçbir şekilde katılımı olmadan gerçekleşiyor.
      Narenciye Festivali Mersin-Mezitli Belediyesi sınırları içinde yapılıyor. O yüzden ağırlık Mezitli Belediyesi'nde. Ama Büyük şehir Belediyesi'nin büyük katkısı var. Tüm belediyeler ortaklaşa bir çalışma yürütüyorlar. O yüzden sonuç güzel, büyük bir ekip çalışması.
      Festivalin güçlü sponsorları var. Maketlerde kullanılan narenciye harcanmış olmuyor. Festivalin son gününde maketler tamamen boşalıyor, halk toplayıp evlerine götürüyor.
      Turunç konusu çok aranan bir kokudur. Eskiden sobalı evlerde sobanın üstüne konur, kokunun eve dağılımı sağlanırdı.
      Yorumunuza, katkınıza , güzel görüşlerinize çok teşekkür ederim.
      Selam-saygılarımla.

      Sil