Bu Blogda Ara

27 Mar 2023

SÖZÜN BİTTİĞİ YER...

 


Yıllar önce ilkokulda iken sınıflarımızda Mevsim  şeritleri vardı: Ezbere sayardık. İlkbahar yaz, sonbahar , kış. İlkbahar en sevdiğim mevsimdir. Her yıl sabırsızlıkla beklerim. İçinde ne çok şey barındırır; Doğanın değişimini müjdeleyen cemreler o mevsimde düşer,  yeniden doğuşu simgeleyen  Nevruz 21 Mart'ta,  45 yıllık bir evliliğin yıldönümü 8 Nisan' da,  Emek ve Dayanışma Günü, aynı zamanda Bahar Bayramı 1 Mayıs'ta, benim doğum günüm 19 Mayıs... 

Bu yıl zorlu bir kışın ardından bahara erişemeden, adeta bir hüzün mevsimi yaşadık. Doğa yılların birikiminin,  yılların acısının,  insanların vurdumduymazlığının, savurganlığının, hoyratlığının bedelini  aldı sanki. Ülke olarak bir büyük acı yaşarken ; toplumsal acılar kişisel acılara, kayıplara, yürek dağlayan büyük acılara dönüştü. Belki hiçbir şey eskisi gibi olmayacak ama zaman zaman çok büyük sıkıntılar yaşamış ülkemiz insanı elbette gene ayağa kalkma gücünü kendinde bulacak.  Ta atalarımızdan, dedelerimizden gelen genlerimizdeki tahammül ve dayanma gücü henüz tükenmedi.

Her şeye rağmen günlük tutma alışkanlığımı henüz terk etmedim. 23.03.2023 günü günlüğüme şöyle bir not düşmüşüm. "Kendimi hiç bu kadar yalnız ve çaresiz hissetmemiştim. " Sadece o günün özeti değildi bu not elbette. Günlerce süren yürek çarpıntımıza bir başka sıkıntı daha eklenmişti.  Sanırım iyi niyet,  merhamet ve empatiyle donatılmış insanlar, gelmekte olan tehlikeyi hemen sezemiyorlar. Kötülük uyaranlarını hemen algılayamıyorsunuz, kötülük yapmayan kötülük de görmeyeceğini sanıyor. " İnstagram  hesabınız çalınmış" uyarısını alıncaya kadar ben neredeydim...? 

Yüzyıllardan beri dünyamız iyilerle kötülerin savaşlarına tanık oluyor.  Ve ne yazık tüm uğraşılar, çabalar, mücadeleler yetmiyor. Çocuklar umuda, aydınlığa, doğanın yeşiline, göğün mavisine , insanın iyisine hasretler. Oysa çocukların önünde öyle güzel örnekler var ki; 100 yıllık bir zeytin ağacı tüm gövdesiyle, dallarıyla, kollarıyla topraktan,  köklerinden güç alarak  kendini yeniliyor. Onca yıl direnmiş her türlü fırtınaya, sele, yıkımlara, zararlı haşerata. Ve hayvanlar arasındaki dayanışma, paylaşım, iş bölümü... Pek çok insana örnek olabiliyor.

Bir de acıların çoğaldığı zamanlarda zor günleri fırsat bilen insanlar var. Yardımcı olmak, kurtarıcı, yapıcı olmak yerine yaralamayı, yok etmeyi düşünen fırsatçılar, hilebazlar, ahlak yoksunu insanlar. Onur, namus, dürüstlük, utanç yok onların sözlüklerinde. Aldatma, çıkar, paranın gücü, saygısızlık, boş  vermişlik vardı sadece. Zulüm ile, düşmanca tavırlarla kin ve öfkeyle nasıl, ne kadar yol alınabilir? Kötüler yaptıkları kötülüklerin batağında  daha da kirlenip yok olmazlar mı?

En sıkıntılı dönemlerde en büyük soyguncuların ortaya çıkmasına şaşırmamak lazım. Merhamet ve insaftan yoksun insanlar çıkarlarını korumak için her çareye başvurabilirler. Elbet gün gelecek dünya onlara hak ettikleri cezayı, kınamayı verecek. Suç ve ceza kavramları yerli yerinde, doğrular arasında yer alacak.  Değerlerimiz altüst olsa da, incinsek de ayakta kalmak zorundayız. Bir karış toprağa tutunmaya çalışan dallar gibi umuda el uzatmaktan hiç vazgeçmeyeceğiz. 

Hukukun işlemediği yerde haklı olarak organizma isyan ediyor, tepki gösteriyor. Bedende alerjiler,  mide rahatsızlıkları,  kronik baş ağrıları, bedensel kaynaklı ruhsal rahatsızlıklar ortaya çıkıyor.  Ancak dil susarsa yürek suskun kalamıyor. Edepli  davranmak edepsizi kendine getirir mi, acaba?  Hayır elbette. Onlar bir sürü gibi, düşünmeden, duygusuz, utançtan yoksun, hile ile aldatmaca ile dünyanın herhangi bir yöresinde sahnelerde, ipleri başkalarının ellerinde  kişiliksiz, karaktersiz kuklalar gibi  sanal ortamlarda kötülüklerini sergilemeye devam edecekler...  Ta ki birileri yanlışı yıkıp doğru değerlere ulaşıncaya dek.

Makbule ABALI.

27 Mart 2023




16 yorum:

  1. Makbule Hocam, o kadar nahif bir insansınız ki, bu olayı aktarırken bile sanki yavuz hırsızı incitecekmiş gibi hassas yazmışsınız. Bu tür insanlar maalesef sosyal medya yokken de vardılar, ev telefonlarıyla bile aldatma mümkün onlar için. Bu yola baş koymuşlar. Bize düşen sadece ve sadece azami dikkat. Tanımadığımız, tanıdığımız kişilerden gelen mail, mesaj, eklerinde tıklanacak linkler olan her tür yazılı iletiye öncelikle şüpheyle bakmak gerek maalesef. Çünkü tanıdıktan geldiğini sandığınız bir ileti, o yakınınızın da hesabının çalınarak gönderildiği şüphesini verebilir.
    Ben inanıyorum ki hesabınızı tekrar geri alacaksınız.
    Bu arada bloglarımız ne güne duruyor değil mi? :) Bloglarda buluşuruz Sevgili Makbule Hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Sezer, bu öylesine zorlu bir süreç ki, önce ne olup bitiğini anlayamıyor insan. Arkadaşlarım, dostlarım beni haberdar ettiler. Bir şaşkınlık döneminin ardından ne yapılabileceğini düşünmeye başlıyorsunuz. Halen sayfama girip bir açıklama yazısı bile yazamıyorum. Bir kara sayfa gibi, benim hiç düşünemeyeceğim bir konu seçmişler, adımı kullanarak insanları aldatmayı deniyorlar.
      Gereken her şeyi yaptık, ama insanı çok yıpratan bir konu.
      İlk günden beri içten yaklaşımına, güvenine, dostluğuna çok teşekkür ederim.
      Yazmak... ne zamana dek, bilemiyorum. Ancak gelecek kuşakları umutsuzluğa terk etmemek lazım. İnanıyorum ki o, hepimiz için bir sorumluluk.
      Sevgiyle...

      Sil
  2. Nasıl hale tercüman bir yazı olmuş, elinize sağlık! Inşallah dediginiz gibi kötüler cezasini bulur, ne diyeyim... Hesabınızın çalınmasına da üzüldüm. Bu ara pek kullanmıyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bazı günler farklı davranışları, yazışmaları gördükçe "Ben burada ne arıyorum? " diyerek kendimi sorguladığım zamanlar oldu. Ara verdiğim kısa dönemler de oldu. Ama yaptığınız işi önemsemek gibi bir duyguydu sanırım benimki.
      Teşekkür ederim.

      Sil
  3. Tuhaf bir insan türü türedi sanki. Tamam her dönemde hırsızlar, dolandırıcılar vardı. Ama hırsızlığın bile bir raconu vardı sanki eskiden. şimdi en kötü durumdaki insanlardan bile faydalanıp kandırmaya çalışıyorlar. En tepedeki insanların eliyle yapılıyor. Cezasızlık en büyük sorun bence. Biliyorlar ki ne olursa olsun cezası yok

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Düşüncelerinize katılıyorum. Emekli kuyruğundaki insanlara yardım bahanesiyle yaklaşıp o maaşa el koyan insanlar da çoğaldı bu ülkede. Sinemalarda Şener Şen, Kemal Sunal, Cüneyt Arkın, Yılmaz Güney gibi sanatçılar film bitince alkışlanırdı. Kötüleri yenen kahramanlardı onlar. Şimdilerde alkışlar bile yer değiştirdi. Çizgi filmler , çizgi romanlar bile kahramanları yanlış belirliyor. Oysa bir zamanlar Turhan Selçuk Ustanın Abdülcanbaz karakteri nasıl da iyi bir karakter olarak unutamadıklarımızdandır.
      Katkınıza teşekkür ederim.

      Sil
  4. Merhabalar.
    Yazınzızı okudum, çok haklısınız. İnstagram hesabınızın çalındığından bahsetmişsiniz, sizin gibi bir insanın instagram hesabıyla ne işleri olur ki? Kapalı olan bir instagram hesabım var ama, ben İnstagram konusunda çok toy olduğum için, İnstagram'da hiçbir faaliyetim yoktur. İnstagram hesabını açmak için de yine bir e_posta hesabımız olması gerekiyor öyle değil mi? O zaman sizin İnstagram hesabınızı, e_posta hesabınızı alarak mı ele geçiriyorlar. Tam bu konuyu bilmediğim için, ancak varsayımlarla düşünüyorum. Bir Cevab-i yorumunuzda çalınan hesabınız üzerinden sizinle alakalı olmayan bir konuda yayın yapıldığından bahsetmişsiniz. Üzüldüm doğrusu. Keşke elimizden bir şey gelebilse de hesabınızı tekrar ele geçirsek. Bu konuda az çok deneyimi olan birileri belki size yardım edebilir.

    İyilerle kötülerin arasındaki savaşe asla bitmeyecek, kıyamete kadar bu illet savaş devam edecektir.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu arada kullanılan yöntem hep aynı. Önce İnstagram gizli hesabınıza bir mesaj gönderiliyor. Hakkınızda şikayet sayfasında yazılanlar var bir bakın deniyor. Ben şikayet sayfası olduğunu bile bilmiyorum. Ciddiye almadım, sonra sayfayı çekip göndereyim dendi. Ahlak dışı ifadelerle güya bir başkası tarafından yazılmış birkaç cümle. Eşime gösterdim, birbirimize sonsuz güvenimiz vardır. 45 yıllık köklü temelleri olan bir beraberliğimiz var.
      Kızımı bekledik, o yanlışlıkla sayfayı tıkladı. Aslında hiç açmamak en uygunu deniyor.
      Ülkemizin büyük acılar yaşadığı bir dönemde kendi üzüntümü hemen yazmak inanın bana bencillik gibi geldi.
      Ama hemen İnstagrama yazdık, defalarca bildirdik. Asıl üzüntüm, yanlışlar doğru sayılırsa, başka arkadaşlar da mağdur olmasın. Büyük bir organizasyonun bu duyarsızlığı beni hayal kırıklığına uğrattı.
      Selam ve saygılarımla.

      Sil
  5. Üzüldüm canım Makbule öğretmenim, çoğumuzun başına her an gelebilir. Bir anlık dikkatsizlikte ben de çaldırabilirdim geçen hafta. Bir an ne yapacağımı bilemedim. İnsanın gücüne gidiyor... Dilerim tez zamanda dönersiniz. Özlemle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Arzu her zamanki duyarlılığına çok teşekkür ederim. Bedensel sağlığımı korumaya çalışırken ruh sağlığım da zedelendi. Oysa o kadar dikkatliydim ki. Robotlarla mücadelede çaresiz kalmak, karşındaki oyunbozanları bilememek insanı üzüyor tabii.
      Pes etmek ya da yılmak değil tabii ama yoruldum gerçekten. İnstagram sayfamı kapatmak istiyorum. Takipçi sayısı benim için hiç önemli olmadı. Onaylamadığım öyle çok başvuru oldu ki . Asıl üzüntüm kötü amaçlar için kullanılmış olmak, insanlara, kurumlara güven duygumun zedelenmesi.

      Sil
  6. evet dolandırıcılar her yerde. nette ve telefonda.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir başka dünya orası. Kötülüklerin ekilip biçildiği tarlalarla dolu.

      Sil
  7. Çok geçmiş olsun Makbule Öğretmenim. Uzun zamandır bloglara giremiyordum. Şimdi sayfanıza girince gördüm. Ne yazık ki dijital ortam çok da tekin bir yer değil. Sizin kimliğiniz üzerinden her hangi bir işlem yapmamaları için önlem amaçlı, e-devlet üzerinden; "Ortak/Yetkili Olunmasına Yönelik Kısıtlama İşlemleri" ni kapatmakta fayda var.
    Bloglarda görüşmek dileğiyle...
    Esenlikler dilerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel, içten yorumunuza cevap yazmakta geciktim. Dün yorumumu yayınlarken İnternet kesintisi olmuş. Uzun yorumum kayboldu. Bugün yeniden deniyorum.
      Ne yazık, 19 Mart'tan bugüne neredeyse üç hafta geçmiş. Halâ İnstagram sayfama giremiyorum. İnanın artık o kara sayfada(ben öyle adlandırıyorum.) yazı yazma isteğim de yok. Bu yapay dünyayı farklı tipleriyle tanıdığımı sanıyordum. Daha önce de yaptığım gibi bir "Mola" yazısıyla hesabımı kapatmaktı amacım. Beni tanıyan pek çok arkadaşımdan mesaj aldım. "Bu sizin üslubunuz, yazım tarzınız değil" diyerek uyardılar, şikâyette bulundular. Gereken her türlü işlemi yaptık. Asıl şaşkınlığım böyle büyük bir organizasyona yasal yoldan ulaşılamaması.
      Hukukçu bir babanın kızıyım; hak, hukuk, adalet, suç ve ceza kavramları benliğimize kazınmıştır. Bu ortamda en kötüsü değerlerinizin altüst olması , rollerin yer değiştirmesi, aldatılan iken aldatan durumuna düşürülmek ve bir çözüme ulaşamamak.
      Daha güzel bir dünya özlemiyle...

      Sil
  8. Hayat, acısıyla, tatlısıyla...mevsimler tüm renkleriyle geçerken...tabi bugünün ayrı bir önemi de var sizin için. Güzel ailenizle birlikte, sağlıkla, huzurla daha nice güzel yıllarınız olsun. Özel gününüzü en içten dileklerimle kutluyorum Makbule Öğretmenim. Sevgi ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Duyarlı, hassas ve dikkatli bir dost sesi duymak nasıl da iyi gelir insana.
      Bir ömür gibi; saygı, sevgi, güven, vefa, sadakat duygularının harmanlandığı 45 yıl. Hayatın bu ağır temposunda , zor günlerde, rahatsızlıklarında kökler sağlamsa eller sımsıkı sarılıyor birbirine.
      Sevgiyle.
      (Üstteki yorumunuza uzun bir yanıt yazmıştım. Ne yazık, yayında bir hata oluştu tekrar yayınlayın ifadesiyle yorumum kayboldu. Sonra yeniden yazacağım. )

      Sil